Başbakan Binali Yıldırım, Gaziantep'te Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nde düzenlenen 10'uncu Yıl Akademik Ödül Töreni'ne katıldı. Üniversitenin Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen törene; Başbakan Yıldırım'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Vali Ali Yerlikaya, milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Cemal Kalyoncu, rektörler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Törende davetlilere hitap eden Başbakan Yıldırım, üniversitelerin bilgi üreterek, teknoloji geliştirerek, marka ve patent oluşturup özgür tasarımlar yaparak Türkiye'yi bir adım öne çıkaran kurumlar olduğuna değindi. Türkiye'nin kalkınma ve ilerleme yolunda üniversitelerin rolünün tartışılmaz olduğunu anlatan Yıldırım, gençleri geleceğe hazırlamak adına 16 yıldır gayret ettiklerini söyledi. Herkesin eğitim hakkına sahip olması ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasını önemsediklerini kaydeden Yıldırım, üniversitelerin yabancı öğrencileri bünyesine dahil etmek adına çalışmalar yapmasını istedi.
Öğrencilerden eğitimleri sürecinde yabancı dil öğrenmelerini de tavsiye eden Yıldırım, "Üniversite bitmeden yabancı dil işini bitirin. Sonra zor oluyor gençler. Şimdi yaptınız yaptınız sonra mevsim geçiyor. Kolay olmuyor. En büyük açığımız dil bilmemek. Dil bilirseniz eğer bütün alanlarda önünüz açılıyor. Genç kardeşlerime tavsiyem; bu yıllar altın yıllardır, dil öğrenin mutlaka. İnsan hayatının en güzel yılları öğrencilik hayatıdır" dedi.
'BEDEL ÖDEMEYENLER ACIMASIZCA ELEŞTİRİYOR'
Türkiye'nin bölgesinde en fazla yükü üstlenip, sorumluluğu aldığını ancak terör örgütleriyle ilişki içerisinde olanlar tarafından acımasızca eleştirildiğini belirten Başbakan Binali Yıldırım, şöyle konuştu:
"Zerre kadar yük, sorumluluk almayan, hiçbir bedel ödemeyenler bol bol Türkiye'yi eleştiriyorlar. İşte Fırat Kalkanı Harekâtı'nı, Zeytin Dalı'nı eleştiriyorlar. Niye eleştiriyorlar; çünkü onların terör örgütüyle güzel ilişkileri var. Bilgi kaynakları terör örgütü. PKK/YPG/PYD vesaire, bunlarla gayet güzel bir çalışma içerisindeler. Bunların gönüllü propagandalarını üstlenmiş vaziyetteler. Bölgede istikrarı getirmenin, barışı getirmenin yolu terör örgütleriyle iş tutmaktan mı geçiyor? Böyle bir ciddiyetsizlik olur mu? Türkiye bunu da yapmadı. Baktılar zerre kadar taviz yok, işin ucunda memleket meselesi olursa, güvenlik olursa, hudut güvenliği olursa, vatandaşın can ve mal güvenliği olursa gerisi teferruat. Arkasında şu ülke bu ülke vardı bizim için hiç fark etmez. Fırat'ın batısında durun, doğusuna geçmeyin; böyle bir şey yok. Terörün doğusu batısı olmaz. Terör, bu topraklardan kökü kazınıncaya kadar, bir daha gelmeyinceye kadar bizim için hedeftir. Gereken ne ise onu da yapacağız. Kim varsa arkasında bildiğini yanına koymasın, bu kadar açık. Bizim en büyük gücümüz milletimiz. Afrin harekâtı oldu sokaklar kaynadı, herkes Afrin'e gitmek istiyor. Bu bayrak, bu vatan sevgisi başka millette yok. Bütün ideolojiler kenara bırakılıyor memleket meselesi olunca herkes aynı dili konuşuyor. Kimseyle husumetimiz yok, kimsenin toprağında da gözümüz yok. Bizim amacımız ülkemizi kalkındırmak, milletimizi Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine taşımak, parmakla gösterilen ülkeler arasına sokmaktır. Bu yönde de epey mesafe aldık. Bu kadar tevazuya gerek yok. 15 yılda milli gelirini üç kata çıkaran başka ülke var mı? Tüm olumsuzluklara, darbeye, terörle mücadeleye rağmen yüzde 11 büyüme sağladık."
İKİ SÜPER GÜCÜN ARASINDA TÜRKİYE 'BURADAYIM' DEDİ
Suriye, Irak, Kafkaslar ve Ortadoğu'nun geleceğinin herkesten çok Türkiye'yi ilgilendirdiğini dile getiren Yıldırım, dışarıdan gelenlerin bölgede ortalığı karıştırıp, milyonlarca insanın ölümüne neden olduktan sonra çekip gittiğini vurgulayarak şunları söyledi:
"2003 işgalinde ne oldu? Gerekçe olarak El Kaide, kimyasal silah denildi ama hiçbirinin olmadığı bugün ortaya çıktı. 1 milyon masum insan yok oldu, hayatları söndü. Şimdi tekrar Suriye'de yaşananlara bakın; 10 milyondan fazla insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı. 3.5 milyon bizde 7 yıldır misafir ve yükü biz çekiyoruz. Onun için bölgede bir söz söylenecekse, bölgenin geleceğine karar verilecekse burada en önde sözü söyleyecek Türkiye olacaktır. Türkiye bunu yapıyor, iki süper gücün arasından devreye girdi 'Ben de buradayım kardeşim' dedi. 'Bana rağmen hesap kitap yapamazsınız, gelecek planları kuramazsınız' dedi. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı budur. Bundan sonra hiç kimse Türkiye'ye rağmen bölgenin dizaynını ve geleceğini planlayamaz. Harekâtlarda ortaya çıkan gerçek budur ve bu başarının arkasında milletin duası, desteği var, Cumhurbaşkanımızın kararlılığı, dirayeti, hükümetimizin dik duruşu var ve her şeyden önce kahraman Silahlı Kuvvetlerimizin, jandarmamızın, polisimizin ve güvenlik korucularımızın vatan, millet ve bayrak sevgisi var."
Törende akademisyenlere sertifika ve plaket verilirken, Başbakan Binali Yıldırım'a da fahri doktora unvanı verildi. Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, Başbakan Yıldırım'a cübbesini giydirirken, Mütevelli Heyeti Başkanı Cemal Kalyoncu da 'Fahri Doktora Diploması'nı verdi.
Kaynak: Diyarbakır Söz