Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Grup Toplantısı'ndaki ifadeleri nedeniyle İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında, 250 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, Akşener'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarını ihlal edici mahiyette ve şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakaretlerde bulunduğu kaydedildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Müslümanlara ve Müslümanların kutsal mekanlarına yönelik yapılan saldırılara, haksız uygulamalara karşı çıkan ve mücadele veren tek lider olduğu vurgulanan dilekçede, "İsrail zulmüne karşı küresel ölçekte oluşan bilinç ve farkındalığın mimarlarının başında Sayın Cumhurbaşkanımız gelmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın dış politikaya dair vizyonu ve Müslüman coğrafyalardaki işgal ve katliam girişimlerine karşı emsalsiz direnişi, Filistin halkı gibi tüm mazlum milletler tarafından da takdir edilmektedir." ifadesi kullanıldı.
TAZMİNAT DAVASI AÇTIRDI
Erdoğan'ın, Filistin'de yaşananlara karşı en güçlü tepkiyi gösteren ve insanlık dışı saldırıların sona ermesi için diplomatik kanalları harekete geçirmeye çalıştığı belirtilen dilekçede, şöyle devam edildi:
"Cumhurbaşkanımızın, adalet ve hakkaniyete dayalı insani duruşunun tam karşısında bir siyasi figür olarak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bulunmaktadır. Bu figür, tüm İslam coğrafyasında olduğu gibi ülkemizde de çocukları dahi ayırmaksızın sivilleri katleden, insanların yerleşim yerlerine zorla el koyan, işgalci ve yayılmacı politikalar takip eden, İslam ve insanlık düşmanı biri olarak bilinmekte ve kabul edilmektedir."
Erdoğan'ın, Netanyahu'ya benzetilmesinin hakaret kastıyla yapıldığına dikkat çekilen dilekçede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Medeni Kanun'un ilgili hükümleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları dikkate alındığında, Akşener'in, ifade özgürlüğünün sınırlarını ihlal ettiği vurgulandı.
Akşener'in kullandığı ifadelerle, ifade özgürlüğü ile kişinin itibarının korunmasına dair değerler arasında gözetilmesi gereken adil dengenin hiçe sayıldığına işaret edilen dilekçede, 250 bin lira manevi tazminat talebinde bulunuldu.
Kaynak: Diyarbakır Söz