Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Akşener, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bir günde 8,5 milyon lira harcadığını belirterek, “Devletin itibarı beş müteahhide ihale dağıtmakla olmaz. Bu iş, ‘Önce millet!’ diyebilenlerle olur. Bu iş milletin hakkını, hukukunu bilenlerle olur” ifadelerini kullandı. Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
EVCİLİK OYNUYORLAR: Devlet yönetmiyor, damatla, gelinle, kayınbiraderle evcilik oynuyorlar. Gücümüz de kaynağımız da var. Haddini bilmeyene had bildirmek için akıl ve güçlü olmak lazım. O akıl devlet aklıdır. O güç, devlet gücüdür. İtibarı beş müteahhide ihale dağıtmakla olmaz. Bu iş, önce millet diyebilenlerle olur. Bu iş milletin hakkını, hukukunu bilenlerle olur. Emekçisini ezdiren sayın Erdoğan iş kendisine gelince kesenin ağzını açıyor. 199 milyon lira olan Cumhurbaşkanlığı bütçesi 2020 yılında tam 3.1 milyar liraya çıktı. Saray’ın günlük bütçesi 8,5 milyon lira. 300 yataklı hastane 52 milyon liraya yapıldı. O saray bir günlük gideriyle 300 yataklı hastane yapabilecek bir saray.
BOZKURTLAR FAZLASINA GÖZ DİKMEZ: Erdoğan bizden damadının masallarıyla oyalanmamızı istiyor. Damat 20 gün önceden ilan ediyor ve diyor ki ekim ayında enflasyon yüzde 20’nin altına inecek. Siparişle ekonomik tablo çiziyorlar. Sonra da yatırımcıların Türk ekonomisine güvenmesini bekliyorlar. Milletimizin aklıyla alay ediyorlar. ‘Yel Allah’ın kaval Allah’ın, çal çal oyna’ Bunların ki de aynı hesap. Ama böyle gitmez, bu kafayla bu kış geçmez, bahar gelmez. Geleceğimizin bu israfla beraber yok olmasına izin vermeyeceğiz.Lafa geldi mi bize bile milliyetçilik dersi vermeye çalışıyorsun ama şu gerçekten bir habersin; Bozkurtlar doyduktan sonrasına göz dikmez.
MECLİS’İ DEVRE DIŞI BIRAKTILAR: 2002-2007 arasındaki büyüme oranını, bugüne dek sürdürebilseydik, kişi başına düşen milli gelirimiz 16 bin dolar olacaktı. Yani milletimiz tam 2 kat zengin olacaktı.2002-2007 yılları arasında hangi sistem vardı? Parlamenter sistem. Demek ki, AK Parti’nin görece başarılı olduğu yıllarda, Türkiye parlamenter sistemle yönetiliyormuş. Demek ki, parlamenter sistemle, ülke çok daha güzel yönetilebiliyormuş. Demek ki, parlamenter sistemle, Türkiye ekonomisi büyüyebiliyormuş. Demek ki, parlamenter sistemle, dolar da, faizler de düşebiliyormuş. Peki bugünkü iktidar sahipleri ne yaptı? Kuvvetler ayrılığını denge unsuru olarak değil, kibrin önünde engel olarak gördüler. Daha fazla güç için, sistem değiştirmeye kalktılar. Binlerce yıllık devlet geleneğimizi, deneme tahtasına çevirdiler. 2010 ve 2017 referandumlarıyla, kuvvetler ayrılığını yerle bir ettiler. Vatandaşın kendilerine duyduğu güveni, sistemi yıkmak adına kullandılar. Milletin meclisini devre dışı bıraktılar. Sadece muhalefetin siyaset hakkına engel olmadılar. İradesine sahip çıkan millete ‘terörist’ dediler.
İktidar boğazlarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elindeki yetkiyi almak istiyor. Buradan uyarıyorum; Dünyanın incisi Boğaziçi’nin sahibi Türk Milleti’dir. Sayın Erdoğan; Milletle inatlaşma. Milletin, kötü yönettiğiniz için elinizden alıp, Ekrem İmamoğlu’na verdiği yetkiyi, gasp etmeye kalkma. Milli iradeyle, milletle inatlaşmanın sonu hayır değildir.
Kaynak: Diyarbakır Söz