AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, partisinin Genel Merkezi'nde Ankara'daki medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelerek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali ve yenilenmesine ilişkin YSK'ya yaptıkları olağanüstü itiraz başvurusunun ayrıntılarını paylaştı. Ali İhsan Yavuz, 31 Mart akşamından itibaren 3 aşamalı bir çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi. İstanbul’da maddi hataların düzeltilmesi için girişimde bulunduklarını, geçersiz oyların sayımına gittiklerini ve bütün oyların sayımını istediklerini vurgulayan Yavuz, şöyle konuştu:
"Sadece geçersiz oy sayımıyla AK Parti lehine düzeltilen oy 5 bin 594. Geçersiz oyların tamamı sayıldı. Tüm sandıkların sadece yüzde 10'u sayıldı. 1 Nisan'da CHP '29 bin 408 oy farkıyla biz öndeyiz' diye açıkladı. YSK, 27 bin ile önde olduğunu gösteriyordu. 2 Nisan'da bu fark 24 bine, 3 Nisan'da 21 bine geriledi. Hiçbir şey olmadıysa sandıkta bu kadar oy nasıl aşağıya düştü? AK Parti'nin lehine kayıtlara geçildi ve fark azalmış oldu. 'Kesinlikle bir şeyler oldu' diyoruz. 'Sizin kusurunuz yok muydu?' Bizim de bir parça kusurumuz olabilir, bence de vardı. Fakat 'Kanunun dışına çıkan ve denetleyemeyeceğimiz, fark edemeyeceğimiz, seçimden önce, seçim günü bir takım kanunsuz işlemler yapıldı' diyoruz, bu kadar net. Bizim fark edemeyeceğimiz ve partilerin denetimine tabi olmayan alanda usulsüzlük, hatta kanunsuzluklar yapıldı."
'SANDIKLARDA KAMUDAN İHRAÇ EDİLEN 12 KİŞİ VAR'
Ali İhsan Yavuz, CHP'nin tavrını anlamadığını ifade ederek, "Bu işi baştan sona CHP kurguladı, usulsüzlük yaptı, yaptırdı, iddiasında değilim. Bu oldu ve belgeleriyle ortaya koyuyoruz. CHP'ye düşen bu kadar kanunsuz iş ve işlemleri onların da takip etmesidir. CHP ne yaptı bilmiyorum; ama bu iş 'CHP'ye yarasın' diye 'Ekrem İmamoğlu'na yarasın' diye yapıldı. Bu kadar şüpheyle bir seçimin arkada kalmasına hiçbir partinin gönlünün razı olmaması gerekir. Organize usulsüzlük yapıldı, kanunsuzluk yapıldı, seçim işlemi yolsuzluğu yapıldı. Seçim sistemimize, mevzuatımıza güveniyoruz. Olanlar, bunlarla alakalı değildir. Mevzuatın dışına çıkmaması gereken birilerinin oralarda varlığıdır. Bunu ayıklamak hepimizin boynunun borcudur. Sandıklarda kamu görevlisi olmayan toplam sayı 19 bin 623. 31 bin 280 sandık var. Bunların 19 bin 623' ü kamu görevlisi değil. Kamudan ihraç edilenler var, 12 kişi, görevden uzaklaştırılanlar var, askeri personel var, 32 kişi. Çalışma kaydı olmayan işsiz olanlar var. Sandık başkanı ve resmi memur üye sayısından bahsediyorum. Partiler ayrıca sandığa üye veriyor, ondan bahsetmiyorum. Bu tam kanunsuzluk anlamına gelmez mi?"
'10 BİNE YAKIN SAYIM DÖKÜM CETVEKLİ SORUNLU'
Ali İhsan Yavuz, seçimin iptali ve yenilenmesi gibi bir yolun denenmesi gerektiğini ifade ederek şöyle devam etti:
"Sandık başkanları ve üyeler üzerinde bir usulsüzlük olduğunu düşünüyoruz. Seçimden sonra da bu işin temelini sayım döküm cetvelleri oluşturuyor. Sayım döküm cetvellerinden 5 bin 388'i mühürsüz, 694'ü imzasızdır, 214 tanesi boş olarak sisteme girilmiştir. 10 bine yakın sayım döküm cetveli sorunlu. Bir seçimde bu kadarının olması mümkün müdür? 31 bin 280 sayım döküm cetveli var. Bundan önceki seçimlerin hiçbirinde bu derece sandık başkanlarına dayandırılan bir usulsüzlük olmamıştır. Sayım döküm cetvellerine dayandırılan ve bariz ortaya çıkan usulsüzlük olmamıştır."
'İSTANBUL'DA 100- 150 KADAR KAYIP OY VAR'
Yavuz; seçmen listelerinde kısıtlıların, zihinsel engellilerin yer aldığını savunarak şöyle devam dedi:
"Bir CHP'li diyor ki ‘Kısıtlıların oy kullandığını nereden biliyorsunuz?’ Biz bu belgeleri YSK incelesin diye ortaya sürüyoruz. Siz şüphelendiğiniz her şeyi ileri sürersiniz. Karar verecek makamları bunu araştırır, dosyayı tarar ve buna karar verir. Burada zikredilenler, 2 bin 308 kısıtlı mahkeme kararı var. Bir de olmayan yüzde 40'tan daha fazla raporu olan zihinsel engelliler var. Bu da başka bir iddiamız. 2 bin 308 kısıtlıyı tespit ettik. Bin 229 ölü, 10 bin 290 cezaevi seçmeni, 5 bin 287 hükümlü olmasına rağmen seçmen listesinde yer alan. Oy kullanamaz şerhi yoktur, altını çizmek lazım. 236 kişinin yerleşim yeri ise cezaevi. Kanunen olması mümkün değil. Nasıl olmuş, bunun ardına düşmeyelim mi? Kim sorunlu buna bakmamız gerekir. İstanbul'da 100-150 kadar kayıp oy var."
'24 HAZİRAN SEÇİMLERİ ÖNCESİNDE BAŞLAYAN KURGU VE ÇALIŞMA VAR'
Yavuz, Büyükçekmece'de seçimin yenilenmesine ilişkin olağanüstü itirazda bulunduklarını anımsatarak, şöyle devam etti:
"Mehmet Özgür Samanlı adında bir işçi, ilçe nüfus müdürlüğünde görevlendiriliyor. Kişisel tahminim şu; 24 Haziran seçimleri öncesinde başlayan bir kurgu ve çalışma var. Bu işler hata değildir, adeta taammüden yapılmıştır, bilerek, isteyerek, tasarlayarak yapılmıştır. 24 Haziran seçimleri öncesinden başlıyor bu. Niçin 24 Haziran değil de bu seçimler? 24 Haziran'da en fazla bir milletvekiline etki edebilirlerdi, İstanbul'da bu kadar oynama ile çok şey değişmiyordu. Ama bu, ne kadar barut varsa 'İstanbul'da el değiştirelim ve böylece bir zaaf ortaya çıkaralım' diye. Bunu sadece bir ilin kurgulaması mümkün değildir. Bu işin beyin takımı neresiyse orası bütün güçleri birleştirmeyi becermiş. Büyükçekmece'deki işçi 28 Mart 2017 tarihinde görevlendirildi. 7 bin 282 kişiye seçmen kaydı yaptı. 14 boş arsa, bina gibi gösteriliyor. Ve şu anda Büyükçekmece 4 bin 200 farkla seçilmiş gözüküyor."
'GELİN İSTANBUL SEÇİMLERİNİ BU ŞAİBEDEN UZAKLAŞTIRALIM'
Ali İhsan Yavuz, İstanbul'daki seçimlerde organize usulsüzlük ve seçim işlevi yolsuzluğu olduğunu iddia ederek, "Dedik ki; 'İstanbul seçimleri baştan sona şüphelidir artık'. Bunu arındırmak aslında en önemli görev YSK'ya aittir. Anayasa’nın 138'inci maddesi var; yargıçlara baskı yapılamaz. Bizim yaptığımız CHP'nin yaptığı ile aynı değildir. Yaptığımız bilgi, belgeyi YSK'ya vermektir. YSK ne yapacak? Anayasa’nın 79'uncu maddesi var; ona göre seçimlerden önce ve seçimlere dönük seçim yolsuzluklarını şikayet ve itirazlarını karara bağlamak YSK'nın görevidir, YSK'ya aittir son söz. CHP'ye sesleniyorum; gelin İstanbul seçimlerini bu şaibeden uzaklaştıralım" dedi.
'CHP, TAVRIYLA BU İŞİN İÇİNDE OLMADIĞINI GÖSTERSİN'
AK Parti'li Yavuz, seçim güvenliğinin herkes için olması gerektiğini vurgulayarak, "CHP'nin bu işin içinde olmadığını düşünmek istiyoruz. Tavrı ve tarzıyla bu işin içinde olmadığını göstersin istiyoruz; ama CHP, sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını almanın heyecanı içinde. O da ayağına kurşun sıkıyor adeta. AK Parti yüksek oy aldı bu seçimlerde. Cumhur ittifakı yüzde 52 gibi bir oy aldı. AK Parti yüzde 44,5 oy aldı. Seçimden önce kime sorsak 'bu kadar olmaz' diyordu. Bakınız yerel seçimlerin içinde en yüksek oy aldığımız ikinci seçim bu. Zaferle çıkmış bir partiyiz hamdolsun. CHP'yi direkt kafadan suçlamak istemiyorum. Bu işin içinde etkisinin, rolünün olmadığını gösteren adımlar atsın istiyoruz. Kim bunlar, kayıt dışı aktörler var, bu iş organize bir iş. Bu iş sadece CHP'ye gönül verenler tarafından yapılacak bir iş de değil. İkinci parti, seçim güvenliğini en fazla düşünmesi gereken parti olması gerekir" diye konuştu.
'KHK İLE İHRAÇ EDİLENLER OY KULLANMAMALI'
Yavuz, bir gazetecinin "İstanbul'daki seçimlerde FETÖ bağlantısı görüyor musunuz?" sorusunu "Elimizdeki verilere baktığımızda YSK'nın yazılımı ve sisteminden kaynaklanan bir şey görmedik. Sandık başkanı ve seçim kurullarındaki iş ve işlemlerden kaynaklanan yanlış girilmesi sebebiyle ortaya çıkan rakamlar var. Sonra düzeltildikçe onlar iniyor. FETÖ unsurları bu işin içinde mi? FETÖ'den ihraç edilen 12 kişiden 9'u sandık başkanı, 3'ü de memur olarak görev yapıyor. Kamudan KHK ile ihraç edilenler de oy kullanmamalı, benim görüşüm. Bu konuda bir itirazda bulunmadık; ama benim görüşüm. KHK ile ihraç edilenler nasıl sandık başkanı olarak görevlendirilir? FETÖ'den ihraç edilen mahkumların yakınları görev yapıyor. O günden sonraki yöntemlere baktığımızda, sosyal medya hareketliliğine baktığımızda bu işte onların aktif bir şekilde rol aldığını gösteren işaretlerle dolu" diye yanıtladı.
'CHP'NİN ELİNDE ISLAK İMZALI SEÇİM TUTANAĞI YOK'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, İstanbul'daki seçimlerde kanunsuzluk yaptıklarını iddia ettikleri kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını bildirerek, "Kanunsuzlukları, usulsüzlükleri yapanları tek tek belirleyip suç duyurusunda bulunacağız. İsterse AK Parti içinden olsun, seçim güvenliğini zedelemeye kimsenin hakkı yoktur. İsterse babamızın oğlu olsun, kanunsuzluk yapanlarla ilgili suç duyurusunda bulunacağız. Yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç var diye düşünüyorum. İddia ediyorum, CHP'nin elinde ıslak imzalı seçim tutanağı yok. Seçim sonuçlarını paylaşacakları bir sistem kurduklarını açıkladılar; ancak neden bu sistemden hiç veri paylaşmadılar. Seçimden sonra o sistemin adını neden hiç duymadık?" diye yanıtladı.
Kaynak: Diyarbakır Söz