Paylan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, son baktığında doların 4,15, avronun 5,12'ye yükseldiğini belirtti.
Merkez Bankasının para politikası uygulanırsa faiz silahını çekebilmesi gerektiğini ancak vesayet altında olduğunu ileri süren Paylan, "Eğer Cumhurbaşkanı 'faizi yükselten beni karşısında bulur' derse, o zaman piyasa, yabancı ve yerli yatırımcı ve faiz lobisi o silahın boş olduğunu görür ve sonuçta da dolar 4,15, avro 5,12 olur." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin 450 milyar dolar borcu bulunduğunu iddia eden Paylan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yılbaşından beri dolar kuru 40 kuruş arttı. Ben Meclisteki odamdan buraya gelene kadar dolar 1 kuruş arttı, ülkemizin borcu 4,5 milyar TL artı. Bununla 100 bin öğretmen atanabilirdi. 40 kuruş artınca ne oluyor? Ülkemiz, şu anda 180 milyar lira ilave borçlanmış oluyor. Ülkemiz, 1994 veya 2001 krizinin şartlarını yaşamaktadır. Bu maliyetleri, gerekli tedbirler alınmazsa yine yoksullar ve 81 milyon hep beraber ödeyeceğiz. Acil ekonomik ve siyasi tedbirlerin alınması gerekiyor. "
Paylan, doların düşmesi için Merkez Bankası'nın bağımsız olması, OHAL'in kalkması, Suriye politikasının değiştirilmesi ve gazetecilerin serbest bırakılması gerektiğini öne sürdü.
Yeni teşvik paketi açıklandığını anımsatan Paylan, 81 milyon vatandaşın vergilerinin 23 kişiye teşvik olarak verildiğini iddia etti.
Paylan, "Bu şartlarda herkes yatırım yapar. Canikli'nin bu kişilere, 'patron koltuğunda, ben size masaj yapacağım' demediği kaldı." ifadesini kullandı.
"Acil ekonomik ve siyasi tedbirler alınmalı"
Teşviklerin yolsuzluk koktuğunu öne süren Garo Paylan, hükümetin teşvik şartlarını bozduğunu ve yandaşlara teşvik verdiğini iddia etti.
Basın mensuplarının erken seçime ilişkin sorusu üzerine Paylan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Erken seçimin niye yapılmadığını söyleyeyim. Bahçeli, 2001 krizin aktörlerinden biriydi ve bunun travmasını yaşadı ve yeni krizi görüyor. Yakın zamanda seçime giderse, iktidar ortağı olarak gidecek ve yeni krizin bedelini ödeyenlerden biri olacak. Bu krizin yaşanmasından sonra seçime gitmek istiyor. 2019'da olacak seçimlerde de bu yıl yaşanacak krizin bedelini ödemek istemiyor. Arabanın şoförü bu krizi görmeyip gaza basmaya ve bu krizi görenleri azarlamaya devam ediyor."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın erken seçim kararı veremeyeceğini savunan Paylan, "Erken seçim kararını verebilecek olan eğer bu Katolik nikahını bozmadıysa Bahçeli'dir. Türkiye'nin yönetim ideolojisi tamamen MHP ve Devlet Bahçeli'nindir. Artık AKP iddialarını kaybetti. Nasıl geçmişte Gülen grubu ile yürürken onların programı devredeyse, şu anda MHP ve Devlet Bahçeli'nin programı devrededir ve kritik kararların tamamını Devlet Bahçeli vermektedir." açıklamasını yaptı.
Kaynak: Diyarbakır Söz