AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ''İlköğretimin bir yıl öne çekilmesi bence de doğrudur. Artık neslimiz daha iyi besleniyor'' dedi.
Hüseyin Çelik, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını cevapladı.
Çelik, bir gazetecinin Yargıtay'ın Kemal Aktaş kararını anımsatarak, ''Bu onaylamayla beraber, bu karar diğer BDP'li milletvekili için de uygulanırsa BDP Grubu'nun düşmesi söz konusu olabilir mi?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Yargının aldığı kararları siyasi iradenin yok sayması, onu sorgulaması bu manada söz konusu olamaz. Ben hukukçu değilim; bundan sonrası süreç nasıl gelişir. Onlar da aynı usul ve esaslara mı tabidir onu bilmiyorum. Meclis Başkanlığına bu konu geldiği zaman Sayın Meclis Başkanı ve ilgililer kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapacaklardır. Elbette yapılması gereken neyse onu yapacaklardır.''
''İlköğretimin bir yıl öne çekilmesi doğrudur''
Çelik, ilköğretimin bir yıl önce başlatılmasıyla ilgili görüşünün sorulması üzerine, şunları söyledi:
''İlköğretimin bir yıl öne çekilmesi bence de doğrudur. Artık neslimiz daha iyi besleniyor. Çocuklar 6 yaşına geldikleri zaman, hatta birçok çocuk okula gitmek için sabırsızlanıyor. Bunun öncesinde anaokulu devresi var. Zaten okul öncesi eğitimi iktidarımız başından beri çok önemsedi. Birçok ilimizde okul öncesi eğitim oranı yüzde 75'i aşmış durumda.''
Kız çocuklarının eğitimi
Muhalefet çevreleri ve bazı yazarların ''Bakan değişti usul değişti'' gibi eleştiriler yaptığına değinen Hüseyin Çelik, şunları kaydetti:
''Hayatın dinamizmini ancak eğitimin dinamizmiyle sağlarsınız. Hayat statik, durağan değildir. Eğitim süreci de durağan değildir. Bugün sizin çok makbul kabul ettiğiniz bir yol bir yöntem, 5 yıl sonra demode olabilir; onun yerine çok daha iyisi gelebilir. Dolayısıyla eğitim konusunda bir reform yapıldığı zaman, 'Aynı hükümetin bakanları arasında şöyle oldu böyle oldu' demek doğru değildir. Neticede bu tasarı komisyona iletildi. Üzerinde kafa yormaya, tartışmaya devam edeceğiz. En doğrusunun bulunacağına inanıyorum.
Okul çağında geçen süremiz OECD standartlarına göre henüz arzu edilen seviyede değil. Biz kız çocuklarının eğitimine özel önem verdik. Bizim bu kadar gayret içinde olduğumuz bir konuda hedef tahtasına oturtulmamız hakkaniyet ve adaletle bağdaşır bir şey değildir. Kız çocuklarını okutmayan milletler beyinlerinin yarısından vazgeçmiştir demektir. Nüfusumuzun yüzde 50'sinden biraz fazlası kadınlardan oluşuyor. Biz, kadınlarımızın bu beyin gücünden, onların katma değer oluşturmasından vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz. Bazı haksızlıkların giderilmesi amacıyla getirilen, 28 Şubat'ın bir inat uğruna halka dayattığı bir meselenin düzeltilmesine yönelik bir gayreti birileri mahkum etmeye çalışıyor.''
''Alternatiflere yolu kapatmayalım''
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bir gazetecinin, ''4 4 4 şeklinde anılan yeni eğitim modeliyle kızların ilköğretim sonrası örgün öğretime gönderilmeyip, evlerinden açık lise okumaya zorlanacağına ilişkin endişeleri nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusuna şu cevabı verdi:
''Evde eğitim, pahalı bir eğitimdir. Öyle herkes rastgele evde eğitim yapamaz. Evde eğitim meselesi birileri tarafından sıkça kullanılıyor. Bakın biz özürlü yatağa bağlı çocuklara devlet eğitim veriyor. Tercihen bu 'home scholl' denilen evde eğitimi birisi üstleniyorsa masraflarını kendisi üstlenir. Bu öyle sizin bildiğiniz gibi çok basit bir olay değil. Açıköğretim eğitim tarzıdır, eğitim koludur. Eğitim sistemi içinde kabul edilen müfredatı Talim Terbiye Kurulu tarafından belirlenen, sınavları yapılan Türkiye'de de son derece düzgün yürüyen bir eğitim aracıdır, enstrümanıdır. Onu da yabana atmayın. Ama temennimiz herkesin 12 yıl eğitim görmesidir.
Örgün eğitimin faydalarını burada tartışmayacağız. Bir sosyalleşme söz konusudur. Örgün öğretimin çocukların şahsiyetinin şekillenmesinde çok önemli bir unsur olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama sanki örgün eğitim ortadan kalkacakmış, herkes açıköğretime gidecekmiş, herkes evde okula gidecekmiş gibi bir zan uyanmasın. Eğitimde alternatifleri çoğaltmak her zaman ülkenin genel eğitimi açısından faydalıdır. Alternatiflere yolu kapatmayalım.''
''Her türlü fişlemeye karşı çıktık''
Çelik, Adıyaman'da bazı evlerin işaretlenmesiyle ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
''Var sayın bir çocuk yapmadı, birileri art niyetle yaptı. Biz her türlü fişlemeye, işlemeye ve işaretlemeye karşı çıktık. Diyelim ki birileri provokasyon amaçlı olarak bunu yaptı. Birileri kötü niyetli olarak yaptıysa da biz en sert tedbirlerle bunun karşısında dururuz. AK Parti'nin bütün vatandaşlarını korumak, vatandaşlarının hukukunu temin etmek gibi bir yükümlülüğü vardır. Bu konuda bir taviz söz konusu değildir.''
''Kavakçı'nın Meclis'ten tard edilmesi çok dramatik bir sahneydi''
Çelik, Merve Kavakçı'ya milletvekili haklarının iadesine ilişkin gelişmelerle ilgili görüşünü de şu sözlerle açıkladı:
''Merve Kavakçı'nın Meclis'ten adeta tard edilmesi, gönderilmesi olayında ben milletvekiliydim. O sahneleri ümit ederim Türkiye bir daha görmeyecektir. O çok dramatik bir sahneydi. Kelli felli insanların orada nasıl çocuklaştığını, adeta orada nasıl bir tiyatro sergilendiğini herkes gördü. Şu anda seçilip cezaevinde olanlara maaşları ödeniyor. Merve Kavakçı'nın eğer varsa tahakkuk etmiş bir hakkı bunu alabilmesi için illa cezaevinde mi olması gerekiyor. Bu bir hukuk meselesiyle Ahmet'e, Mehmet'e uygulanır da Fatma'ya, Merve'ye uygulanmaz diye bir şey yok. Hukuk herkes için hukuktur.''
Kaynak: Diyarbakır Söz