Türkan Şoray şahane evini asansöre kurban etti, Türkan Şoray'ın evi satılık, kimdir?

Uzaklarda arama filmi ile yönetmenlik koltuğuna oturan Türkan Şoray yıllardır yaşadığı, anılarla dolu Bebek sırtlarındaki Boğaz manzaralı villasını satıyor. Evde asansör olmadığı için Türkan Şoray’ın evini satması sosyal medyada olay yarattı.

Türkan Şoray şahane evini asansöre kurban etti, Türkan Şoray'ın evi satılık, kimdir?

Uzaklarda arama filmi ile yönetmenlik koltuğuna oturan Türkan Şoray yıllardır yaşadığı, anılarla dolu Bebek sırtlarındaki Boğaz manzaralı villasını satıyor. Evde asansör olmadığı için Türkan Şoray’ın evini satması sosyal medyada olay yarattı.

Yeşilçam’ın efsanesi Türkan Şoray, Bebek’teki deniz manzaralı villasını satışa çıkardı. Üç katlı evine 15 milyon TL isteyen Türkan Şoray’ın bu kararı evde asansör olmadığı için aldığı öğrenildi.

Bacaklarındaki sağlık sorunları nedeniyle asansörsüz olan evin üst katlarına inip çıkmakta zorlanan efsane sanatçı Türkan Şoray şu açıklamalarda bulundu…

‘Evim çok güzel ama ben bundan sonra kullanımı daha kolay, modern bir ev olmak istiyorum’ dedi.

Türkan Şoray Kimdir?

Oyuncu. 60'lı yılların başında start alan sinema kariyeri boyunca sayısız filmde rol alan Şoray, "Sultan" lakabıyla anılmaktadır. Türk sinemasının gelmiş geçmiş en güzel ve büyük oyuncularından biri olan aktris, kariyeri boyunca hep zirvede kalmayı başarmıştır. Dramadan komediye farklı türlerdeki rolleri başarıyla canlandıran aktris, güzel, kırılgan, utangaç ama ulaşılmaz bir kadın profili çizmiş, bu özellikleri dolayısıyla da halkın sevgilisi olmuştur.

 28 Haziran 1945'de devlet demir yollarında memur olan Halit Şoray ve ev hanımı Meliha Şoray'ın kızı olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Ekonomik açıdan sıkıntılar yaşayan bir ailesi olan Şoray, öğrenimine Rami Taş okulunda başladı. Sürekli olarak mahalle değiştirdiklerinden, farklı okullara devam etmek zorunda kalan Şoray, ilköğrenimini 1956’da Feriköy İlkokulu'nda tamamladı.

Şoray’ın babası bir süre sonra işini bırakıp polis memuru oldu, annesi ise bir lastik fabrikasında çalışmaya başladı. Zorlu yaşam koşulları sebebiyle Şoray, küçük yaşta evin işleriyle ilgilenmek zorunda kalmıştı. 1954’te kız kardeşi Nazan Şoray dünyaya geldikten sonra anne babası arasındaki geçimsizlik üst noktalara ulaşmıştı ve çift boşanma kararı aldı. Kız kardeşiyle birlikte annesinde kalan Şoray, liseye devam ediyordu. Boşanma sonrası Karagümrük'teki Sarmaşık Sokak’a taşınan aileyi yine zorlu günler bekliyordu. Ancak Şoray'ın ev sahiplerinin kızı Emel Yıldız'la taşınması hayatının dönüm noktalarından biri olacaktı. Yıldız sayesinde Yeşilçam'a adım atan Şoray'ı o dönem Nisan Haper’in asistanı olan Türker İnanoğlu keşfedecekti. Köyde Bir Kız Sevdim filmindeki rol için önceden Emel Yıldız'la anlaşılmasına rağmen Şoray'a şans verildi. Annesi Meliha Şoray kızının aktris olmasını istemediği halde maddi sıkıntıları yüzünden çalışmasına onay vermişti. İlk filmi için kamera önüne geçen Şoray'ı sinemada uzun soluklu bir kariyer dönemi bekliyordu.

O dönemde henüz 15 yaşında olan ve Şadi Çadırcı ile nişanlı olan Şoray, ilk filminden sonra yeni teklifler almaya başlamıştı. Bir süre sonra Çadırcı'dan ayrılıp İnanoğlu ile nişanlanan oyuncu, Aşk Rüzgarı ve Utanmaz Adam filmlerinden sonra basının da dikkatini çekmeye başladı ve dönemin ün yapmış haftalık popüler dergilerinden “Sinema" için kapak kızı seçildi. Şoray'ın 15 Mart 1961'de basılan dergiyle artık yüzü tanınmaya başlamıştı. Sinema dergisinin ardından Artist, Büyük Gazete ve Ses gibi yayınlarda da görüldü.

Eylül 1962’de bir film setinde tanıştığı Rüçhan Adlı’nın Şoray’ın hayatında önemli bir rolü olacaktı. Zira baba sevgisini kendisinden 23 yaş büyük olan Adlı'da bulan Şoray, bu ilişkisini yirmi yıl gibi uzun bir süre sürdürecekti. Rüçhan Adlı'nın evli olması nedeniyle magazin basınında haklarında birçok şey yazılıp çizilen çift, tüm olumsuzluklara rağmen birlikte olmayı seçmişlerdi. Şoray’ın Sultan olarak anılmasında ve "Şoray Kanunları" olarak nitelendirilen kurallarının oluşmasında Rüçhan Adlı'nın büyük rolü vardı. Zira Adlı, Şoray'ın her filmde rol almasını istemiyor, dekolte giymesine, filmlerdeki ağır çalışma koşullarına ve öpüşmesine karşı çıkıyordu. Adlı, oyuncuya bazı kısıtlamalar getiriyordu ve ona "Sultanım" diye hitap ediyordu. Bu hitap biçimi daha sonra dönemin ünlü yayınlarında haber oldu ve Şoray, "Sultan" lakabıyla anılmaya başladı.

Şoray “Otobüs Yolcuları”ndan sonra, aktris olarak kendini iyice yetiştirmiş olduğu görülen Acı Hayat'ta rol aldı. Sinema yazarları tarafından “Yılın filmi” seçilen Acı Hayat, Şoray'a 1964’te I. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırdı. Şoray, filmografisi için oldukça önemli olan bu filmdeki rolüyle sinema eleştirmenleri ve senaristlerden büyük övgüler aldı.

Şoray sayesinde ailesinin maddi durumu da düzelmiş, üst üste çektiği filmlerle oyunculukta kendine sağlam bir yer edinmeye başlamıştı. Dönemin ünlü yapımcıları ve film şirketi sahipleri Murat Köseoğlu (Aca Film), Osman Seden (Kemal Film), Nevzat Pesen (Pesen film) Şoray'ı filmlerinde oynatabilmek için birbirleriyle yarışıyorlardı. Oyuncu 60'lı yıllara çok kısa sürede damgasını vurmuş, 1965'te Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın'la birlikte Türk sinemasının en iyi dört kadın oyuncusundan biri olmuştu. Aynı yıl rol aldığı “Sürtük” adlı film, Türk sinema tarihi açısından önemliydi, zira inanılmaz bir seyirci rakamına ulaşmış, Şoray’ı büyük bir yıldız yapmış ve gazino filmleri dönemini başlatmıştı.

Ancak 1966'dan sonra yapımcıların para makinesi olarak gördüğü Şoray, ardı ardına benzer konulu filmler çekmeye başlamıştı ve sinemalarda sadece Şoray filmleri gösteriliyordu. Bu durum oyuncunun filmlerine gösterilen ilgiden kaynaklanıyordu ancak sinema izleyicisinde bir süre sonra bıkkınlık yaratmaya başlamıştı.

70’lerin başında yine zirvede görünen Şoray, 1972 yılıyla birlikte mesleki yaşamında yeni bir döneme başladı. Zira film sayısını ciddi anlamda azaltma kararı almıştı. Aynı yıl çektiği Cemo ve Dönüş filmleriyle başarı kazanan Şoray için Dönüş filmi ayrı bir önem taşıyordu. Çünkü oyuncunun ilk yönetmenlik deneyimiydi. Tepkilerle karşılaşsa da o dönemde hapiste olan Yılmaz Güney'den rejisörlüğü için kutlama mesajı alan Şoray'ın kendine güveni arttı. Film yılın en büyük hâsılat getiren yapımı olmasının dışında 1973 yılında “Moskova Film Festivali”nde özel bir ödül aldı. İkinci yönetmenlik denemesi olan Azapta için 1973'te kamera arkasına geçen Şoray, ilki kadar başarılı olamadı.

70’li yıllarda ortaya çıkan porno film furyasının yanında muhtıra nedeniyle de Şoray, bu süreç içinde çok az yapımda yer aldı. Bunlardan biri de Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğinde büyük ses getiren ve başrollerini Kadir İnanır’la birlikte paylaştıkları Selvi Boylum Al Yazmalım’dı.

80’ler, Şoray’ın hem özel hayatında hem de sinema kariyerinde önemli değişikliklerin gerçekleştiği yıllar oldu. Zira oyuncu, 1983’te Rüçhan Adlı’yla 20 yıl süren ilişkisini sona erdirdikten sonra, Şoray kanunlarının pek hükmü kalmamıştı. Kendisi gibi oyuncu olan Cihan Ünal’la yine 1983’te dünya evine giren Şoray’ın 1 yıl sonra annesi hayata gözlerini yumdu. 1985 yılında kızı Yağmur Ünal dünyaya geldikten sonra Şoray film çalışmalarına bir süre ara verdi ve 1987’de Hayallerim Aşkım ve Sen’de başrolde oynadı. Aynı yıl Ünal’dan boşanan Şoray, Rumuz Goncagül, Gramofon Avrat, Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu gibi başarılı filmlerde rol aldı. 1993’te Aziz Nesin’in aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanan Tatlı Betüş isimli TV dizisinde kamera önüne geçtikten sonra ona Altın Portakal’da ikinci kez en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıracak olan Bir Aşk Uğruna 1994’te vizyondaydı. Aynı yıl babasını bir yıl sonra da büyük aşkı Rüçhan Adlı’yı kaybeden Sultan, Yerçekimli Aşklar, Nihavend Mucize gibi yapımlardan sonra, Türk televizyon tarihinde çok önemli bir yere sahip olan İkinci Bahar’da Hanım rolünü canlandırdı. 2001’de TV izleyicisiyle Haluk Bilginer’le başrolleri paylaştıkları Tatlı Hayat ile yeniden buluşan Şoray, 1997’den sonra ilk kez uzun bir metrajlı bir filmle kamera önüne geçecekti: Gönderilmemiş Mektuplar.

Şoray, Mürüvvetsiz Mürüvvet ve Cemile isimli TV dizilerinden sonra 2006’da Uğur Yücel’in yönetmenliğini yaptığı “Hayatımın Kadınısın” isimli filmle izleyiciyle buluşmuştur.

Haziran 2015 ayında Muğla’nın Menteşe ilçesinde çekimlerine başladıkları, senaryosunu Onur Ünlü'nün yazdığı ve Yağmur Ünal’ın yapımcılığını üstlendiği "Uzaklarda Arama" adlı filmin yönetmenliğini annesi Türkan Şoray yapacak. Yağmur Ünal, ayrıca bir hayat kadınını canlandıracağı bu filmde ilk defa oyunculuk da yapacak. Filmin oyuncuları ise Sevda Erginci, Doğa Konakoğlu, Eşref Kolçak, Tanem Sivar, Fırat Tanış, Kaan Urgancıoğlu, Suna Selen, Elif Atakan, Mustafa Uğurlu, Ekin Türkmen, Pınar Göktaş, Sercan Badur, Mehtap Bayri gibi oyuncular olmuştur.

Fatma Girik Kimdir?

Oyuncu. Türkan Şoray, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit’le birlikte Türk sinemasının 60’lı yıllardan bugüne en önemli aktrislerinden biridir. Sert ve mağrur bakışları, haksızlıkların karşısında oluşu, sözünü esirgemeyen yapısıyla karakteristik rollerin oyuncusu olan Girik, bu özellikleri dolayısıyla Erkek Fatma adıyla anılmıştır. Köy temalı filmlerin de vazgeçilmez oyuncusu olmuş, çevirdiği 180’den fazla filmle birçok ödülün sahibi olmuştur. 1988–1993 yılları arasında Şişli Belediye Başkanı olarak görev yapan Girik, Söz Fato’da isimli reality show programıyla toplumsal sorunlara farklı bir perspektiften bakıp, çözüm yolları aramıştır. Ezo Gelin, Keşanlı Ali Destanı, Büyük Yemin ve Acı aktrisin önemli filmlerindendir.

 12 Aralık 1942’de Münevver Girik ve Hayri Girik’in üç çocuğundan biri olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Babası dalgıç, annesi ev hanımıydı. Müesser Girik ve Günay Girik isimlerinde iki kardeşi de olan Girik’in çocukluğu Sultanahmet’te geçti. Cağaloğlu Ortaokulu’na devam ederken, ailesine yardımcı olmak zorunda kaldığı için eğitimini ikinci sınıfta sonlandırdı. Girik, annesiyle birlikte filmlerde figüranlık yapmaya başlamıştı ve küçük rollerle izleyicinin karşısına çıkıyordu. İlk filmi yönetmenliğini ve senaristliğini Seyfi Havaeri’nin yaptığı Leke’ydi. Leke’yi oyuncu olarak adından bahsettirmeyi başaramadığı birkaç iddiasız yapım daha izledi. Fatma Girik’in performansıyla dikkatlerden kaçmayacağı film, Memduh Ün’ün yönetmenliğindeki 1960 yapımı Ölüm Peşimizde’ydi. Memduh Ün’le tanışıklığı Girik’in hayatındaki dönüm noktalarından biri olacaktı. Zira o dönem Beşiktaşlı futbolcu Varol ile birlikteliğini sonlandırmış ve Ün’le uzun soluklu bir birlikteliğin ilk adımını atmıştı.

Fatma Girik kendi ağzından sinemaya başlayışını şöyle anlatmaktadır :

12 yaşına gelince, gazete okuyan babamın karşısına geçtim; en kararlı ses tonuyla, "Baba ben artist olmak istiyorum" dedim. Babam biraz daha okumaya devam ettikten sonra gazeteyi katlayıp yanına koydu ve sadece "Ne b.k olursan ol ama adam gibi ol" dedi. Komşumuz Sezai Abi Yeni Sabah Gazetesi'nde işçiydi ama vakit buldukça filmlerde figüranlık yapıyordu. Annemle bana, "Gelin sizi sete götüreyim" dedi, ve anne-kız birlikte setlere gidip figüranlık yapmaya başladık. Bazı komşular "Ana-kız filmlere gidiyor, kızını şıllık mı yapacak" diye tepki gösterdi. 13 yaşındaydım, büyük hayaller kurmuyordum. Levent'te bir villada oturur muyum, evde yardımcılarım olur mu, adıma ödüller konulur mu gibi şeyler aklımın ucundan bile geçmezdi. Tek derdim eve ekmek götürmekti. İlk olarak barda oturan bir kızı oynadım, elime 2.5 lira tutuşturdular. Bir sene sonra, 1957'de 1000 TL karşılığında oyunculuğa başladım. Bu parayı eve getirip anneme verdiğimde mavi bir bluz ve muz istedim. Muz o kadar ulaşılmazdı ki bizim için o zamanlar; ilk kez 14 yaşında yedim.

"İlk figüranlık yaptığım filmin yönetmeni Memduh Ün'dü. O yıllarda Muhterem Nur'la büyük aşk yaşıyordu. Filmin başrol kadın oyuncusu Neriman Köksal, erkek oyuncusu da Talat Artemel'di. Dedem yaşındaki Talat Artemel elçi gönderip annemden beni isteyince annem setlere gitmemi yasakladı. Gönderdiği elçi de Memduh Ün'ün büyük aşk yaşadığı Muhterem Nur'du. Memduh Ün, Antalya'da çektiği ‘Murada Ereceğiz' adlı filmde beni kesmeye başladı. O sıralar Memduh Ün 38, ben 15 yaşındaydım. Film bitti İstanbul'a geldik; Memduh bana, "Bak sen çok küçüksün, böyle olmaz. Kendi dengin birini bul" dedi ve özür dilercesine birşeyler söyledi, ayrıldık. Meğer Muhterem Nur'la kavga edip ayrılmışlar, o küslük sırasında beni idare etmiş! Yeşilçam'ın Türkan Sultan'ı kurallı Türkan Şoray asansör uğruna Villasından vazgeçti, sosyal medya ayaklandı, kimdir?

Ömer Lütfi Akad bir gün Memduh Ün'ü bir kenara çekti. Konuşuyorlar. Yıllar sonra Memduh anlattı; "Böyle yeteneksiz kızlarla ne uğraşıyorsun?" demiş. Memduh Ün de, "Hayır Lütfi, onda bir ışık var. O ışık bir gün çıkacak ortaya" diye cevap vermiş. Kemal Film'in sahibi Osman Seden de, benim için "Daha çocuk" diye düşünüyordu. O sırada setlerde makyajcı olarak çalışan Feridun Karakaya (Cilalı İbo) bana makyaj yapıp, Osman Seden'e "Nasıl olmuş?" diye gösterdi. Osman Seden, "Bu kadından bir b.. olmaz" dedi. Memduh, Osman Seden'e de "Şimdi öyle pek kabiliyetli gözükmese de göreceksin bir gün çok açılacak, kendini gösterecek" demiş. O zamanlar beyaz perdede olmak, sevdiğin biri elinden tutmuş gibi bir his verirdi.

İşte biz bu duygularla film çekiyorduk. İnsanlar bizi olduğumuz gibi sevdiler. Çünkü biz beyaz perdede de kendimize yakın özellikte kadınları oynadık. Dürüst, samimi, fedakar, aşka ve gurura inanan. Gurur dolu bir uzun yolculuk oldu bizimkisi. Sinemada para kazanmadık. Sahneye çıktım; sinemada ün, sahnede para kazandım.

1959'da Memduh Ün'le tekrar birlikte olduğumuzda 16 yaşındaydım. O 39. Muhterem Nur'dan ayrılmıştı. Beraber olmaya başladıktan sonra başkalarını sokmadık hayatımıza. Memduh Ün ile 50 yılı aşkın büyük bir aşk, sevgi, tutku, şefkat, saygı, olmazsa olmaz beraberlik yaşıyoruz. Bizim ilişkimizin içine biz her şeyi sığdırdık. Aşkı büyüttük, besledik, vazgeçilmez hale getirdik. Beni incitmedi, kadınlık gururumla hiç oynamadı. Onu anlatırken gözlerim doluyor, tüylerim diken diken oluyor. Daha da büyüyor aşk biçim değiştirdikçe, yok olma ihtimali hiç kalmıyor. O sen, sen o oluyorsun. Onu doktora götürmeyi kimselere bırakamam, ne yiyeceğini benden başka kimse düşünemez, ilaç saatini benim kadar iyi kimse bilemez, neden üzülüp, neye sinirlenip, neye sevineceğini ben kendim gibi bilirim ve hayatı onun için öyle kurgularım.

Civanmert, Duvaksız Gelin, Kısmetin En Güzeli ve Severek Ölenler gibi filmlerde izleyicinin karşısına başrolde çıkan Girik’in popülaritesi giderek artıyordu. Fatma Girik’in ağlatılan ve ezilen kadın rollerinden Erkek Fatma olarak anıldığı döneme geçişi 1962 yılında yine Memduh Ün’ün yönetmenliğini yaptığı Belalı Torun filmiyle oldu. Filmde bir erkeği canlandıran ve bunun için saçlarını kısacık kestiren aktris, gerçek hayatta da dobra dobralığı, sözünün eri oluşu ve haksızlığa tahammül edemeyen yapısıyla Erkek Fatma imajıyla örtüşüyordu.

Girik, filmografisinde oldukça önemli bir yerde duran Keşanlı Ali Destanı isimli yapımdaki oyunculuğuyla Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandığında tarih 1965’i gösteriyordu. Dönemin başarılı aktrisleri Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray ve Filiz Akın arasında kendisine ayrıcalıklı bir yer edinen Girik, sinemalarda filmleri en çok ilgi gören oyunculardan biri olmuştu.

1968 yılına gelindiğinde Girik’in şarkıcılık kariyeri başlamıştı. Sinemadan sahneye geçenler içinde en başarılı olanlardan biriydi. Bu dönemde Öksüz, Vuruldum Bir Kıza, Köroğlu gibi yapımlarla kamera karşısına geçmeye devam eden aktrisin aynı yıl başrolde oynadığı Ezo Gelin isimli filmi büyük başarı kazandı. Behçet Kemal Çağlar’ın romanından beyaz perdeye aktarılan filmin yönetmeni Orhan Elmas’tı. Köylü kızı imajını Ezo Gelin’den sonra Boş Beşik ve birçok filmle daha sürdüren Girik, Anadolu’daki kadınların sorunlarının işlendiği filmlerde güçlü bir oyunculuk sergiledi.

Fatma Girik 70’li yıllarda kozmetik ve ev tekstili firmalarının reklam filmlerinde oynadı.

1987’de Yeşilçam’da yaşanan kriz sonrası bir TRT projesi olan Gönül Dostları’yla TV izleyicisiyle buluşan Girik, bu dizideki başarılı performansıyla Kültür Bakanlığı tarafından ödüle layık görüldü. Atılgan, sabırsız ve kendine güvenli, dik kafalı ve inatçı olması Fatma Girik’in oyunculuğuna da gerçek hayattaki projelerine de yansıyordu. Bu özellikleriyle çizdiği sağlam imaj, halkla kurduğu samimi ilişki ve haksızlıkların karşısında olması nedeniyle 1988 yılında politikaya atılan Girik, Şişli Belediye Başkanı oldu. 1993 yılında görev süresi tamamlandıktan sonra, Söz Fato’da isimli reality show programıyla izleyicinin karşısına çıkan Girik, toplumsal sorunları irdeleyen ve çözümler arayan bu programa uzun süre devam etti.

1999’da TV dizilerinin gördüğü yoğun ilgi üzerine bu formattaki projelerde görülmeye başlayan oyuncu, Bize Ne Oldu?, Benim İçin Ağlama ve Hasret gibi yapımlarda rol aldı.

Fatma Girik 2001 yılında İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde onur ödülüne layık görüldü.

Girik, 2005’te yönetmenliğini Tunç Başaran ve Memduh Ün’ün birlikte yaptıkları Büyülü Fener ve yine aynı yıl çekilen Sinema Bir Mucizedir filmlerinde rol aldı.

Aldığı Ödüller

1965 - 2. Antalya film şenliği, Keşanlı Ali Destanı, en iyi kadın oyuncu

1967 - 4. Antalya film şenliği, Sürtüğün Kızı, en iyi kadın oyuncu

1969 - 1. Adana altın koza film şenliği , Büyük Yemin, en iyi kadın oyuncu

1969 - 1. Adana altın koza film şenliği, Ezo Gelin, en iyi kadın oyuncu

1971 - 3. Adana altın koza film şenliği, Acı, en iyi kadın oyuncu

1998 - 35. Antalya film şenliği, Sürtüğün Kızı, yaşam boyu onur ödülü

2001 - İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde onur ödülü

2007 - 18. Ankara Uluslararası Film Festivali, Aziz Nesin Emek Ödülü

Plakları

1965 - Aguş / Aşka Şepke

1975 - Aşk Düğümü / Su Sızmazdı Aramızdan

Filmleri

1954 - İstiklal Uğrunda

1956 - Yetimler Ahı

1957 - Memiş İş başında

1957 - Leke

1958 - Murada Ereceğiz

1958 - Memiş Gangsterler Arasında

1958 - Gönülden Ağlayanlar

1959 - Talihsizler

1959 - Sevdalı Gelin

1959 - Ömrümün Tek Gecesi

1959 - Eceline Susamışlar

1959 - Çakır Emine'm

1959 - Bağrıyanık

1960 - Vatan ve Namus

1960 - Üsküdar İskelesi

1960 - Telli Kurşun

1960 - Ölüm Peşimizde

1960 - Kaldırım Çocuğu Kopuk

1960 - Fakir Şarkıcı

1960 - Civanmert

1960 - Cici Kâtibem

1960 - Aşk Hırsızı

1960 - Aliii

1960 - Çapkın Hırsız

1961 - Seviştiğimiz Günler

1961 - İki Damla Gözyaşı

1961 - Duvaksız Gelin

1961 - Boş Yuva

1961 - Avare Mustafa

1961 - Mahalleye Gelen Gelin

1962 - Sokak Kızı

1962 - Küçük Beyefendi

1962 - Kısmetin En Güzeli

1962 - Günahsız Aşıklar

1962 - Fosforlu Oyuna Gelmez

1962 - Fatoş'un Bebekleri

1962 - Erkeklik Öldü Mü Atıf Bey?

1962 - Çöpçatan

1962 - Belalı Torun

1962 - Cengiz Han'ın Hazineleri

1963 - Zoraki Milyoner

1963 - Zifaf Gecesi

1963 - Yavaş Gel Güzelim

1963 - Yaralı Aslan

1963 - Katır Tırnağı

1963 - Hop dedik

1963 - Bulunmaz Uşak

1963 - Bir Hizmetçi Kızın Hatıra Defteri

1963 - Bire On Vardı

1963 - Bazıları Dayak Sever

1963 - Barut Fıçısı

1963 - Badem Şekeri

1963 - Kiralık Koca

1964 - Tophaneli Osman

1964 - Tatlı Sert

1964 - Öpüşmek Yasak

1964 - Öp Annenin Elini

1964 - Muhteşem Serseri

1964 - Köye Giden Gelin

1964 - Koçum Benim

1964 - Kırk Küçük Anne

1964 - Kimse Fatma Gibi Öpemez

1964 - Keşanlı Ali Destanı

1964 - Halk Çocuğu

1964 - Galatalı Fatma

1964 - Fatoş'un Fendi Tayfur'u Yendi

1964 - Beş Şeker Kız

1964 - Varan Bir

1964 - Hizmetçi Dediğin Böyle Olur

1964 - Kanun Karşısında

1965 - Yıldız Tepe

1965 - Üç Kardeşe Bir Gelin

1965 - Sevişmek Yasak

1965 - Severek Ölenler (Kartalların Öcü

1965 - Seveceksen Yiğit Sev

1965 - Şenol Birol Gool

1965 - Şeker Hafiye

1965 - Şeker Gibi Kızlar

1965 - Kumarbaz

1965 - Korkunç İntikam

1965 - Hırsız

1966 - Bir Garip Adam

1966 - Altın Şehir

1966 - Yiğitler Ölmezmiş

1966 - Seni Bekleyeceğim

1966 - Ölüm Temizler

1966 - Kucaktan Kucağa

1966 - Kolsuz Kahraman

1966 - Karakolda Ayna Var

1966 - Koca Yusuf

1966 - Hedef Ankara

1966 - Fakir Çocuklar

1966 - Fabrikanın Şoförü

1966 - Ben Bir Sokak Kadınıyım

1966 - Bana Bela Derler

1966 - Avare Kız

1966 - Aşkın Kanunu

1966 - Allahaısmarladık Yavrum

1966 - Namusum İçin

1967 - Zilli Nazife

1967 - Ya Sev Ya Öldür

1967 - Yaprak Dökümü

1967 - Son Gece

1967 - Ömre Bedel Kız

1967 - Kız Kolunda Damga Var

1967 - Kiralık Kadın

1967 - Karakolda Ayna Var

1967 - Hırsız Prenses

1967 - Dolmuş Şoförü

1967 - Ayşecik (Canım Annem)

1967 - Ağa Düşen Kadın

1967 - Sürtüğün Kızı

1968 - Vuruldum Bir Kıza

1968 - Öksüz

1968 - Nilgün

1968 - Köroğlu

1968 - Ezo Gelin

1968 - Çöl Kartalı Şeyh Ahmet

1968 - Ana Hakkı Ödenmez

1969 - Vatan ve Namık Kemal

1969 - Menekşe Gözler

1969 - Erkek Fatma

1969 - Büyük Yemin

1969 - Boş Beşik

1970 - Sevenler Ölmez

1970 - Şoför Nebahat

1970 - Meçhul Kadın

1970 - Ham Meyva

1970 - Duyduk Duymayın Demeyin

1970 - Yarın Son Gündür

1971 - Solan Bir Yaprak Gibi

1971 - Satın Alınan Koca

1971 - Önce Sev Sonra Öldür

1971 - Mualla

1971 - Mahşere Kadar

1971 - Kerem ile Aslı

1971 - İki Ruhlu Kadın

1971 - Acı

1971 - Namus

1971 - Murat ile Nazlı

1973 - Toprak Ana

1973 - Kızgın Toprak

1973 - Kambur

1973 - Gönülden Yaralılar

1973 - Dağdan İnme

1974 - Önce Vatan

1974 - Kuma

1974 - Kara Peçe

1975 - Ağrı Dağı Efsanesi

1977 - Ölmeyen Şarkı

1977 - Meryem ve Oğulları

1977 - Hatasız Kul Olmaz

1977 - İntikam Meleği (Kadın Hamlet)

1978 - Yaşam Kavgası

1978 - Gelincik

1981 - Kanlı Nigar

1982 - Kaçak

1982 - Gülsüm Ana

1984 - Postacı

1984 - Nefret

1985 - Yılanların Öcü

1987 - Japon İşi

1987 - Hacer Ana

1987 - Gönül Dostları (Dizi)

1988 - Kadın Dul Kalınca

1988 - Sevgilerin En Güzeli

1988 - Bu Devrin Kadını

1988 - Tek Başına Bir Kadın

1988 - Dünya Fraggle (Dizi)

1989 - Namusun Bedeli

1990 - Gün Ortasında Karanlık

2000 - Benim İçin Ağlama (Dizi)

2001 - Bize Ne Oldu (Dizi)

2003 - Gurbet Kadını (Dizi)

2005 - Sinema Bir Mucizedir / Büyülü Fener

2006 - Hasret (Dizi)

2007 - Oğlum İçin (Dizi)

2009 - Altın Kızlar (Dizi)

2012 - Babalar ve Evlatlar (Dizi) 

Kadir İnanır Kimdir?

Kadir İnanır, 1949 doğumlu sinema oyuncusu. Özellikle; Selvi Boylum Al Yazmalım, Yılanların Öcü, Tatar Ramazan, Bodrum Hakimi ve Med Cezir Manzaraları isimli filmleriyle tanınan ve Türk sinemasının en beğenilen oyuncusu olmayı başaran İnanır, uzun yıllar sonra ilk kez Türkan Şoray ile Gönderilmemiş Mektuplar adlı filmde rol aldı.

 Kadir İnanır, 15 nisan 1949’da (Bu tarih nüfus cüzdanındaki bilgidir, fakat 1949 yılının ağustos ayı sonunda doğduğu sanılmaktadır.) Ordu’ya bağlı Fatsa ilçesinde Mehmet İnanır, Rukiye İnanır çiftinin oğlu olarak doğmuştur. Kalabalık ailesinin son çocuğu olan İnanır, sanki oyunculuk yapmak için doğmuştu. 14 kardeşin en küçüğüdür. Fatsa’daki ilkokul ve ortaokul eğitimi sırasında da bu yeteneğini çeşitli okul gösterilerinde sergiledi. İnanır, yatılı olarak okuduğu İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nin ardından gidemediği üniversiteye yıllar sonra Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon Bölümü’nü bitirdi.

1969 yılında katıldığı bir yarışmada 1.lik ödülü alan ardından çeşitli foto-romanlarda oynayan İnanır, buradan da sinemaya geçiş yaptı. İlk filmi olan “Son Yedi Adım Sonra”da yer aldıktan kısa bir süre sonra, başrollerde oynamaya başladı. Toplam 182 sinema filminde ve 7 televizyon dizisinde rol alan İnanır’ın en uzun soluklu dizisi Marziye adlı yapım oldu.

5. Adana Altın Koza Film Şenliği’nde Utanç (1973) adlı filmle En İyi Erkek Oyuncu seçilen Kadir İnanır, başrollerini Fatma Girik, Serpil Çakmaklı, Nur Sürer, Erdal Özyağcılar ile paylaştığı 1985 yapımı Yılanların Öcü adlı Şerif Gören filmiyle ise 23. Antalya Film Şenliği’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülününün sahibi oldu. Kadir İnanır, 1990’da Med Cezir Manzaraları adlı film ile 3. Ankara Film Şenliği’nde de En İyi Erkek Oyuncu dalında ödülün sahibi oldu.

Son dönem Türk sinemasında 2000 yapımı Komser Şekspir adlı Sinan Çetin filminde yeralan ünlü oyuncu, 24 yıl aradan sonra 2003 yılında Gönderilmemiş Mektuplar adlı filmde Türkan Şoray’la yeniden biraraya geldi. Uzun yıllar birbirine yakıştırılan ikili, bu filmle de büyük ilgi topladı.

Kadir İnanır hakkında, 2000 yılında Derman Bey dizisinin çekimleri sırasında rol arkadaşı olan Buket Saygı'ya gönderdiği smsler nedeniyle taciz suçlamasıyla dava açıldı. İnanır, smsleri "motivasyon" amaçlı gönderdiğini belirtmesine karşın 2003 yılında sonuçlanan davada "sarkıntılık ve hakaret etmek" suçundan 6 ay hapis cezası verildi, iyi halden dolayı bu ceza 456 milyon 300 bin lira para cezasına çevrilip ertelenmiştir.

Kadir İnanır son olarak, Memduh Ün ve Tunç Başaran’ın yönettiği, Fatma Girik ile birlikte başrollerini paylaştığı, 2005 yapımı Sinema Bir Mucizedir adlı yapımda oynadı.

Reklam filmlerinde de oynayan, sosyoloji, ekonomi ve siyasetle de ilgilen ve hiç evlenmeyen Kadir İnanır’ın, kurbağa (göden) koleksiyonu bulunuyor.

Şarkıcı Soner Arıca yeğenidir.

Hüseyin Karabey tarafından 2010 yılında Kadir İnanır’ın 41 yıllık sanat hayatını anlatan belgesel yapıldı.

2011 yılında “Petrol ofisi” reklamlarında oynayan Kadir İnanır 2012 yılında “Ofçay” reklamında oynadı.

Şubat 2012 tarihinde bel fıtığı ameliyatı oldu. Hemen ardından akciğerlerinde görülen bir tümör nedeniyle bir ameliyat daha oldu.

Kadir İnanır, 3 nisan 2013 tarihinde Ak Parti Hükümeti tarafından açıklanan ve barış sürecini yönetecek olan 63 kişilik Akil Adamlar listesine Akdeniz Bölgesinden girmiştir.

Ödülleri

1986 - 23. Antalya Film Şenliği, Yılanların Öcü - En İyi Erkek Oyuncu

1973 - 5. Adana Altın Koza Film Şenliği, Utanç - En İyi Erkek Oyuncu

1990 - 3. Ankara Film Şenliği, Med Cezir Manzaraları - En İyi Erkek Oyuncu

Oynadığı Filmler

2012 - Elveda Katya

2008 - Son Cellat

2005 - Sinema Bir Mucizedir

2003 - Gönderilmemiş Mektuplar

2002 - Kumsaldaki İzler

2001 - Ünye de Fatsa Arası

2000 - Komser Şekspir.

1995 - Aşk Ölümden Soğuktur

1992 - Tatar Ramazan Sürgünde.

1991 - Umut Hep Vardı

1991 - Aldatacağım.

1990 - Tatar Ramazan

1990 - Sayın Başkan

1990 - Eskici ve Oğulları

1990 - Darbe.

1989 - Med Cezir Manzaraları

1989 - Karılar Koğuşu.

1989 - Film Bitti

1989 - Acılar Paylaşılmaz

1988 - Hüzün Çemberi

1988 - Emanet

1988 - Bir Beyin Oğlu.

1988 - 7 Uyuyanlar

1987 - Yarınsız Adam

1987 - Yaralı Can

1987 - Sende Yüreğinde Sevgiye Yer Aç

1987 - Menekşeler Mavidir

1987 - Küçücüğüm

1987 - Katırcılar.

1987 - 72. Koğuş

1986 - Yarın Ağlayacağım

1986 - Sultanoğlu

Umut Sokağı

1986 - Suçumuz İnsan Olmak

1986 - Sevgi Çıkmazı

1986 - Sen Türkülerini Söyle

1986 - Hayat Köprüsü

1986 - Güneşe Köprü.

1986 - Dikenli Yol

1985 - Yılanın Öcü

1985 - Yaz Bitti

1985 - Seyyid

1985 - Ölüm Yolu.

1985 - Ateş Dağlı

1985 - Amansız Yol

1984 - Yabancı

1984 - İmparator.

1984 - Güneş Doğarken

1984 - Bir Yudum Sevgi

1984 - Balayı

1983 - Kurban.

1983 - Bedel

1982 - Yürek Yarası

1982 - Tomruk

1982 - Elveda Dostum.

1982 - Aşkların En Güzeli

1981 - Kırık Bir Aşk Hikayesi.

1981 - Ah Güzel İstanbul

1979 - İsyan.

1979 - İstanbul

1979 - Gazeteci

1979 - Fırat

1979 - Doktor

1978 - Hedef.

1978 - Evlidir Ne Yapsa Yeridir

1978 - Düzen

1978 - Derviş Bey

1977 - Tövbekar

1977 - Silah Arkadaşları

1977 - Selvi Boylum Al Yazmalım

1977 - Fırtına

1977 - Dila Hanım

1977 - Cevriyem.

1977 - Ana Ocağı

1976 - Taksi Şöförü

1976 - İki Kızgın Adam.

1976 - Devlerin Aşkı

1976 - Deprem

1976 - Delicesine

1976 - Can Pazarı

1976 - Bodrum Hakimi

1976 - Alev

1975 - Yatak Hikayemiz.

1975 - Pisi Pisi

1975 - Köprü

1975 - Baldız

1974 - Yazık Oldu Yarınlara

1974 - Uyanık Kardeşler.

1974 - Sensiz Yaşanmaz

1974 - Sahipsizler

1974 - Korkusuzlar

1974 - Enayi

1974 - Ceza

1974 - Bir Yabancı

1974 - Askerin Dönüşü

1974 - Almanya'lı Yarim

1973 - Yaban

1973 - Ölüme Koşanlar.

1973 - Kambur

1973 - Hayat Bayram Olsa

1973 - Gazi Kadın

1973 - Ezo Gelin

1973 - Bitirimler Sosyetede

1973 - Bitirim Kardeşler

1973 - Arap Abdo

1973 - Anadolu Ekspresi

1972 - Vur.

1972 - Utanç

1972 - Paprika Gaddarın Aşkı

1972 - Leyla ile Mecnun

1972 - Kanlı Para

1972 - Dönüş

1972 - Baskın

1972 - Asi Gençler

1971 - Üç Arkadaş

1971 - Unutulan Kadın

1971 - Mualla.

1971 - Kerem ile Aslı

1971 - Kara Gün

1971 - Azrailin Beş Atlısı

1970 - Mechul Kadın

1970 - Kara Gözlüm

1970 - Dağların Kartalı.

1970 - Ankara Ekspresi

1969 - Yaralı Kalp

1969 - Fato.

1969 - Çılgınlar Cehennemi

1968 - Son Yedi Adım Sonra

Oynadığı Dizi Filmler

1995 - Savcı

1998 - Marziye

2001 - Derman Bey

2002 - Kumsaldaki İzler

2002 - Kırık Ayna

2004 - Bütün Çocuklarım

2006 - Azap Yolu            

2006 - İyi ki Varsın

2007 - Kuzey Rüzgarı

2008 - Kardelen

2008 - İpsiz Recep

2011 - İzmir Çetesi

Türk sinemasının en ünlü kadın oyuncularından birisi olan yeşilçamda sayısız filmlere imza atan özellikle selvi boylum al yazmalı filmi ile yıldızının zirvesine çıkan Türkan Şoray ani bir kararla muhteşem deniz manzaralı evini satışa çıkardı.Üç katlı saray yavrusu için 15 milyon TL isteyen Türkan Şoray'ın bu kararı evde asansör olmadığı için aldığı öğrenildi.

Sinemanın 'Sultan'ı Türkan Şoray, sarayını satıyor! Sanatçı, Rüçhan Adlı ile aşkına da tanıklık eden Bebek sırtlarındaki muhteşem deniz manzaralı evini satışa çıkardı.Üç katlı saray yavrusu için 15 milyon TL isteyen Türkan Şoray'ın bu kararı evde asansör olmadığı için aldığı öğrenildi.

MODERN BİR EV İSTİYOR

Bacaklarındaki sağlık sorunları nedeniyle asansörsüz olan evin üst katlarına inip çıkmakta zorlanan Şoray, satış kararı aldığını HT MAGAZİN'e doğruladı.

Sultan, "Evim çok güzel ama ben bundan sonra kullanımı daha kolay, modern bir ev almak istiyorum" diye konuştu.

VİLLA YÜZÜNDEN DAVALIK OLMUŞTU

Türkan Şoray, 22 yıl birlikte yaşadığı Rüçhan Adlı'nın torunlarıyla ikamet ettiği villaya dair miras polemiği yaşamış, 2001 yılında mahkemeye giden taraflar, Şoray'ın villanın tamamını satın almasıyla krizi tatlıya bağlamıştı. Türk sinemasının en ünlü kadın oyuncularından birisi olan yeşilçamda sayısız filmlere imza atan özellikle selvi boylum al yazmalı filmi ile yıldızının zirvesine çıkan Türkan Şoray setlerden sahnelere hızlı giriş yaptı.Usta oyuncu Olmaz Bu iş olmaz adlı şarkının klip çekimi ile ekranlara çıktı. Şoray, albüm pastası keserek basın mensuplarına ikram etti. Basın toplantısı sonrasında ise Şoray, albümünü imzalayarak basın mensuplarına hediye etti.

Türk sinemasının Sultan'ı Türkan Şoray, yıllar sonra sevenlerinin karşısına filmle değil kariyerinde ilk defa çıkardığı 'Türkan Şoray Söylüyor' isimli albümün çıkış şarkısı olan, 'Olmaz Olmaz Bu İş Olamaz' isimli şarkının klibiyle çıktı. Albüm ve klibin tanıtımı için, Doğan Music Company (DMC) Genel Müdürü ve aynı zamanda da albümün yapımcısı Samsun Demir ile birlikte basın mensuplarının karşısına geçen Şoray, albümünün ve ilk çektiği klibin tanıtımını yaptı. Basın mensuplarıyla albüm üzerine sohbet eden Şoray, albüm pastası keserek basın mensuplarına ikram etti. Basın toplantısı sonrasında ise Şoray, albümünü imzalayarak basın mensuplarına hediye etti.

"BU HAYATTAN AYRILDIKTAN SONRA DA SESİMİN BENİ SEVENLERE HATIRA KALMASINI İSTEDİM"

Albüm tanıtımı için basın mensuplarıyla bir araya gelen Türk sinemasının duayen ismi Türkan Şoray, yıllardır albüm yapma isteğinin olduğunu belirterek, "Albüm yapmaya birçok defa teşebbüs edildi. Olmadı, talihsizlik oldu. Son dönemlerde de, aslında hep sinema ön planda oldu ama hep bir albüm yapmak arzum vardı. Ama sonu hep hüsranla bitti. Samsun Bey, benim bu duygumu hissetti herhalde. Sinemayı bıraktıktan sonra veya bu hayattan ayrıldıktan sonra sesimin de beni sevenlere hatıra kalmasını istiyordum. Bunu hissetti herhalde Samsun Bey ve bana bu teklifi getirdiği zaman ben çok mutlu oldum. Onun için benim bu arzumu gerçekleştirmeme sebep olduğu için ben Samsun Bey'e çok teşekkür ediyorum. 200'ün üstünde sinema filmim var. Kral TV'de falan klipler seyrederdim acaba bir gün benim de böyle klibim olacak mı falan derdim. Kısmetmiş, bilmiyorum izlerken ne hissedeceğim. Herhalde benim için değişik bir heyecan olacak" diye konuştu.

Doğan Music Company (DMC) Genel Müdürü Samsun Demir ise, "Bugün çok güzel bir anı birlikte yaşayacağız. Biz sayın Türkan Şoray'la bir yıl önce birlikte bir albüm yapmaya karar verdik. Türkan hanımı ikna ettik. Çünkü Türkan Hanım yıllardır bu konuda birçok teklif almıştı fakat kısmet diyelim. Birlikte konuştuk, ikna ettik. Türkan hanım da sevenlerime bir hatıram olsun diyerek teklifimizi kabul etti. Albümümüzü de çok yakın bir zaman önce de çıkarttık ve çıktığı günden itibaren de bir baktık ki listelerde üst sıralarda yer alıyor. Türkan hanımın sevenleri, bugüne kadarki onu seven kişiler o şarkı söylediğinde, yine o sevgilerini gösterdiler. Bu liste başarısı bizi çok sevindirdi. Hem de onun sevenlerinin ne kadar sadık olduğunu gösterdi. Biz istiyoruz ki bu albümden sonra da yine başka bir albüm yaparak Türkan hanımı müzikten uzak tutmayalım. Yine müzikle devam etsin istiyoruz" şeklinde konuştu.

 Ekranların sevilen yüzlerinden birisi olan oynadığı bir çok film ile 7 den 77 ye herkes tarafından sevgilisi olan özellikle Kadir İnanır İle oynadığı Alyazmalı filmi ile mest eden Türkan Şoray Solist için ilk adımı attı bile.Türk sinemasının Sultan’ı Türkan Şoray’ın sesiyle çıkan ‘Türkan Şoray Söylüyor’ albümünün ilk klibi, ‘Olmaz Olmaz Bu İş Olamaz’ parçasına çekildi. “Yüzlerce filmim ve kitaplarım var. Bir de benden, sesimden hatıra kalsın istedim bu albümü yaparak. Hiçbir şarkıcılık iddiası olmadan yalnızca sevdiğim şarkıları sevenlerimle paylaştım, hepsi bu." sözlerinde bulundu.

Türk sinemasının ”Sultan”ı Türkan Şoray, çıkarttığı albüm sonrası ilk klibini ”Olmaz olmaz bu iş olamaz” şarkısına çekti.Şoray, bugüne kadar rol aldığı yüzlerce sinema filmi ve dizi projeleriyle buluştuğu hayranlarının karşısına bu kez 4 dakikalık kısa film tadında bir kliple çıktı.

– “Sesimden hatıra kalsın istedim”

Türkan Şoray, yaptığı yazılı açıklamada, duygularını şu sözlerle ifade etti:

“Yüzlerce filmim ve kitaplarım var. Bir de benden, sesimden hatıra kalsın istedim bu albümü yaparak. Hiçbir şarkıcılık iddiası olmadan yalnızca sevdiğim şarkıları sevenlerimle paylaştım, hepsi bu.”Beykoz Kundura Fabrikası’nda çekilen ve 24 saatte tamamlanan klibin yönetmenliğini Hasan Kuyucu üstlenirken, bir dans grubu da Şoray’a eşlik etti.Şoray, yayınlanan klipte hem yönetmen hem de şarkıcı kimliğiyle görülüyor.“Türkan Şoray Söylüyor” albümünde “Tek Başına”, “Duydum ki unutmuşsun”, “Hasret”, “Kıskanırım seni ben”, “Olmaz olmaz bu iş olamaz”, “Damarımda kanımsın”, “Sevmekten kim usanır” ve “Dertler benim olsun” eserleri yer alıyor.Şoray’ın, önümüzdeki günlerde Anadolu’nun pek çok şehrinde albümünü imzalayacağı bildirildi.

Yeşilçam'ın sultanlar sultanı Türkan Şoray ve kızı bugün gündemde. 'Uzaklarda Arama' filminin yapımcılığını Yağmur Ünal'ın yaptığı yönetmen koltuğuna da Türk sinemasının Sultanı Türkan Şoray oturdu.Yağmur Ünal'ın yapımcılığının yanı sıra oyunculukta yaptığı filmde Yağmur Ünal hangi sahneyi çekerken hastalandı.Türkan Şoray'ın 30 yıl sonra yönetmen koltuğuna oturduğu 'Uzaklarda Arama'da kızı Yağmur Ünal da oynadı. Filmin yapımcılığını da üstlenen Yağmur Ünal, 'Turki Ekstra'ya verdiği röportajda en zorlandığı sahneyi anlattı

Türk sinemasının son elli yılına damgasını vuran ve Yeşilçam’a adını Sultan yazdıran Türkan Şoray, kendisinin yönetmenlik, kızı Yağmur Ünal’ın yapımcılık yaptığı ve başrol oynadığı “Uzaklarda Arama” filmiyle yeniden hayata döndüğünü söyledi. İlk oyunculuk deneyimini yaşayan Yağmur Ünal da, “Oyunculuğa iddialı girmedim. Ama oyuncu anne-babanın kızı olarak sorumluluğum çok ağır” dedi.Türkan Şoray, Uzaklarda Arama ile yıllar sonra yeniden yönetmen koltuğuna oturdu. Türkan Şoray, sinemaya veda ettiği bir dönemde gündeme gelen bu filmin kendisini yeniden hayata bağladığını blirterek şunları söyledi: “Kızımla birlikte el ele bir yolculuğa çıktık. Birlikte yaptığımız filmin tatlı meyvelerini almaya başladık. Bu proje olgunlaşmadan önce dizi sektörünün sinemanın çok önüne geçtiğini, belki de sinemayı bırakma zamanımın geldiğini düşünüyordum. Geçirdiğim rahatsızlık çok halsiz bırakmıştı. Tam böyle bir ruh halindeyken Yağmur yapımcı olmaya karar verdi. Bu film tamamen Yağmur’un projesiydi. Kızım yapımcı olarak çok iyi imkanlar sundu. Yönetmenlik ücretini de ödedi. Bu film beni hayata döndürdü diyebilirim”Kızı Yağmur’un oyunculuk performansını değerlendiren Türkan Şoray, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yağmur aslında babasından oyunculuk dersleri alabilirdi. O yapımcılığa yoğunlaştı. Ama gördük ki oyunculuk Yağmur’un genlerinde var. Uzaklarda Arama filminde çok zor bir rolü başarıyla oynadı. Normal hayattan kopuk, hayal dünyasında yaşayan bir kızı canlandırdı. O kadar inandırıcıydı ki. Yağmur bunu kendiliğinden becerdi. Her şeyden önce oyuncunun doğal olması lazım. Yağmur olduğu gibiydi. Ben çok iyi buldum.”

ANNELİK BAŞKA YÖNETMENLİK BAŞKA

Türkan Şoray, filmi yönetirken kızı Yağmur’un soğuk sular içindeki çekim sırasında “üşür, hasta olur” kaygısının aklına gelmediğini söyledi.

Türkan Şoray, bir anne olarak o dışarı ince giysi ile çıkarken aman üşütürsün diye uyardığını belirterek "Ama film çekimi sırasında soğuk sulara birkaç kez girmesini istedim. Olmadı tekrar dedim. O an yönetmendim. Annelik başka yönetmenlik başka” diye konuştu.Yağmur Ünal ise annesi Türkan Şoray ile bir film yapma hayali olduğunu, bunu gerçekleştirdiği için büyük mutluluk duyduğunu vurgulayarak “Herkes gibi ben de çocukluğumdan beri anneme hayranım. İlk başta oyunculuğu hiç düşünmemiştim, hep yapımcılığa yoğunlaştım. Son ana kadar kararsızdım. Bir yandan hep annemin yaşadıklarını yaşamak istiyordum. Birden bire filmin içinde buldum kendimi. Sette 110 kişilik kocaman bir aileydik. Muğla halkı çok yardımcı oldu. İki aylık çalışmamızda hiç üzülmedik, hep güldük, eğlendik” diye konuştu.Yağmur Ünal, annesinin şefkat dolu olduğunu ancak, yönetmen koltuğunda en iyi çekim için defalarca tekrar yaptırırken hiç acımadığını söyledi.Annesi kadar babası Cihan Ünal’ın da usta bir oyuncu olduğunu anımsatan Yağmur Ünal, bunun sinema kariyerinde ağır sorumluluğunu omuzlarında hissettiğini kaydetti. Türkan Şoray ve Cihan Ünal’ın kızı olmanın sorumluluğunun farkında olduğunu anlatan Yağmur Ünal, "Aslında filmin kamera arkasında yapımcı olduğumdan oyunculuğa iddialı girmedim. Ama güzel ilerlediğini düşünüyorum. Annemin yıllarca yaşadıklarını hissettim. Çok güzel duygular yaşadım” diye konuştu.Yağmur Ünal, sanat yaşamında yapımcı olarak ilerlemeyi planladığını, dizi sektöründe bu unvanla başarılı işler çıkarmaya çalıştığını da sözlerine ekledi.

Özellikle kadir İnanır ile çevirdiği selvi boylum al yazmalım filmi ile hafızalara kazınan yılların ünlü sanatçısı türkan Sultan sektör değiştirdi.Bir döneme damgasını vuran yeşilçam filmlerinde kendi kurallarını koyan usta oyuncu türkan şoray oyunculuktan sonra solistlik işine de soyundu o şarkıları yorumladı.Yeşilçam'ın al yazmalısı Türkan Şoray'ın, " Türkan Şoray Söylüyor" isimli ilk albümü yarın internet ortamında, 14 Aralık'ta ise müzik marketlerdeki yerini alacak.Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, yaklaşık 40 yıldır albüm yapması için teklifler alan Şoray, albümünde "Tek Başına", "Duydum ki Unutmuşsun", "Hasret", "Kıskanırım Seni Ben", " Olmaz Olmaz Bu İş Olamaz", "Damarımda Kanımsın", "Sevmekten Kim Usanır" ve "Dertler Benim Olsun" isimli unutulmaz eserleri yorumladı. Türkan Şoray albümünde "Tek Başına", "Duydum ki Unutmuşsun", "Hasret", "Kıskanırım Seni Ben", "Olmaz Olmaz Bu İş Olamaz", "Damarımda Kanımsın", "Sevmekten Kim Usanır" ve "Dertler Benim Olsun" isimli unutulmaz eserleri yorumladı.Albümde ayrıca "Olmaz Olmaz Bu İş Olamaz" ile "Damarımda Kanımsın" şarkılarının David Saboy imzalı 2 remix çalışması da yer alıyor. DMC etiketiyle sunulan albümün müzik direktörlüğünü Metin Özülkü gerçekleştirdi.Açıklamada görüşlerine yer verilen Şoray, söylediği şarkıların hepsinin kendisi için çok özel olduğunu belirterek, "Söylerken büyük keyif aldım. Sevenlerimehatıram" ifadelerini kullandı.Sinemaya ilk kez 1960 yılı yapımı "Köyde Bir Kız Sevdim" filmiyle başlayan Şoray, rol aldığı 200'ün üzerindeki filmde zaman zaman söylediği şarkılarla da hayranlarının beğenisini kazandı. Türk sinemasının Sultan’ı Türkan Şoray’ın 34 yıl sonra yönetmen koltuğuna oturduğu Uzaklarda Arama filmi gişede beklentiyi karşılamadı.usta oyuncu Türkan Şoray Antalya Uluslararası Film Festivali, 52 yıldır Türk sinemasının tanıtılmasında çok önemli bir görev üstlendi yıllarca sinemacı arkadaşlarım, bizler festivale katılmanın heyecanını yaşadık onurunu yaşadık dedi. 52. UluslararasAntalya Film Festivali'nin açılış filmi olarak, yönetmenliğini oyuncu Türkan Şoray'ın yaptığı, kızı Yağmur Ünal'ın da yapımcılığını üstlendiği 'Uzaklarda Arama' filminin gösterimi Antalya Kültür Merkezi Aspendos Salonu'nda yapıldı.

İLK ÖDÜLÜ BEN ALDIM

Salona kızı Yağmur Ünal ve filmin oyuncularıyla gelen Türkan Şoray'ı, davetliler ayakta uzun süre alkışladı. Şoray, katılımcılara geceyi kendisiyle paylaştıkları için teşekkür ederek, kendisinin ilk 'Altın Portakal' alan sanatçı olduğunu söyledi. Antalya'nın evi gibi olduğunu belirten Şoray, "Festivalin bu kadar uzun, yıllarca sürmesi biraz da Antalya halkının desteğiyle sevgisiyle oluyor. Antalya Uluslararası Film Festivali, 52 yıldır Türk sinemasının tanıtılmasında çok önemli bir görev üstlendi, yıllarca sinemacı arkadaşlarım, bizler festivale katılmanın heyecanını yaşadık, onurunu yaşadık" dedi.

KIZI YAĞMUR'A TAKILDI

Festivalin açılış filminin kendi filmlerinin seçilmesinden onur duyduğunu ifade eden Şoray, 30 yıl aradan sonra yönetmenlik deneyimi olduğunu belirtti. Çekim sırasında yaşadıklarını paylaşan Türkan Şoray, "Ekip 110 kişiydi galiba, değil mi yapımcı kızım? Benim kızım hiçbir masraftan kaçınmadı" şeklinde espri de yaptı. Şoray, "İlk önce sevgi bağı kurduk, güzel şey ürettik. İki ay boyunca Muğla'da kaldık, sevgiyle yapılabilecek her şey çok güzel oluyor. 'Biz bu filmde bunu yaşadık' diye düşünüyorum. Film çok bir zor süreç, doğum yapar gibi" diye konuştu.

BARIŞ MESAJLARI VERDİ

Gösterimin ardından bir süre alkışlanan Şoray, birçok kez kente geldiğini, jüri olarak, oyuncu olarak, onur ödülü aldığını vurgulayarak şunları söyledi: "Bu seferki gelişim çok farklı bir anlam taşıyor, çok mutluyum. Bu filmde şunu söylemek istedim ben, ön yargılı olmamak lazım, kendimizi karşımızdakinin yerine koymamız lazım. Yani empati duygusu ve hoşgörü, bunları uygularsak o zaman birbirimizi anlayacağız, seveceğiz, birbirimizden nefret etmeyeceğiz. Dünyada huzur ve mutluluk olacak."

TÜRKAN ŞORAY KİMDİR?

Oyuncu. 60'lı yılların başında start alan sinema kariyeri boyunca sayısız filmde rol alan Şoray, "Sultan" lakabıyla anılmaktadır. Türk sinemasının gelmiş geçmiş en güzel ve büyük oyuncularından biri olan aktris, kariyeri boyunca hep zirvede kalmayı başarmıştır. Dramadan komediye farklı türlerdeki rolleri başarıyla canlandıran aktris, güzel, kırılgan, utangaç ama ulaşılmaz bir kadın profili çizmiş, bu özellikleri dolayısıyla da halkın sevgilisi olmuştur. 28 Haziran 1945'de devlet demir yollarında memur olan Halit Şoray ve ev hanımı Meliha Şoray'ın kızı olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Ekonomik açıdan sıkıntılar yaşayan bir ailesi olan Şoray, öğrenimine Rami Taş okulunda başladı. Sürekli olarak mahalle değiştirdiklerinden, farklı okullara devam etmek zorunda kalan Şoray, ilköğrenimini 1956’da Feriköy İlkokulu'nda tamamladı.

Şoray’ın babası bir süre sonra işini bırakıp polis memuru oldu, annesi ise bir lastik fabrikasında çalışmaya başladı. Zorlu yaşam koşulları sebebiyle Şoray, küçük yaşta evin işleriyle ilgilenmek zorunda kalmıştı. 1954’te kız kardeşi Nazan Şoray dünyaya geldikten sonra anne babası arasındaki geçimsizlik üst noktalara ulaşmıştı ve çift boşanma kararı aldı. Kız kardeşiyle birlikte annesinde kalan Şoray, liseye devam ediyordu. Boşanma sonrası Karagümrük'teki Sarmaşık Sokak’a taşınan aileyi yine zorlu günler bekliyordu. Ancak Şoray'ın ev sahiplerinin kızı Emel Yıldız'la taşınması hayatının dönüm noktalarından biri olacaktı.Yıldız sayesinde Yeşilçam'a adım atan Şoray'ı o dönem Nisan Haper’in asistanı olan Türker İnanoğlu keşfedecekti. Köyde Bir Kız Sevdim filmindeki rol için önceden Emel Yıldız'la anlaşılmasına rağmen Şoray'a şans verildi. Annesi Meliha Şoray kızının aktris olmasını istemediği halde maddi sıkıntıları yüzünden çalışmasına onay vermişti. İlk filmi için kamera önüne geçen Şoray'ı sinemada uzun soluklu bir kariyer dönemi bekliyordu.O dönemde henüz 15 yaşında olan ve Şadi Çadırcı ile nişanlı olan Şoray, ilk filminden sonra yeni teklifler almaya başlamıştı. Bir süre sonra Çadırcı'dan ayrılıp İnanoğlu ile nişanlanan oyuncu, Aşk Rüzgarı ve Utanmaz Adam filmlerinden sonra basının da dikkatini çekmeye başladı ve dönemin ün yapmış haftalık popüler dergilerinden “Sinema" için kapak kızı seçildi. Şoray'ın 15 Mart 1961'de basılan dergiyle artık yüzü tanınmaya başlamıştı. Sinema dergisinin ardından Artist, Büyük Gazete ve Ses gibi yayınlarda da görüldü.Eylül 1962’de bir film setinde tanıştığı Rüçhan Adlı’nın Şoray’ın hayatında önemli bir rolü olacaktı. Zira baba sevgisini kendisinden 23 yaş büyük olan Adlı'da bulan Şoray, bu ilişkisini yirmi yıl gibi uzun bir süre sürdürecekti. Rüçhan Adlı'nın evli olması nedeniyle magazin basınında haklarında birçok şey yazılıp çizilen çift, tüm olumsuzluklara rağmen birlikte olmayı seçmişlerdi. Şoray’ın Sultan olarak anılmasında ve "Şoray Kanunları" olarak nitelendirilen kurallarının oluşmasında Rüçhan Adlı'nın büyük rolü vardı. Zira Adlı, Şoray'ın her filmde rol almasını istemiyor, dekolte giymesine, filmlerdeki ağır çalışma koşullarına ve öpüşmesine karşı çıkıyordu. Adlı, oyuncuya bazı kısıtlamalar getiriyordu ve ona "Sultanım" diye hitap ediyordu. Bu hitap biçimi daha sonra dönemin ünlü yayınlarında haber oldu ve Şoray, "Sultan" lakabıyla anılmaya başladı.Şoray “Otobüs Yolcuları”ndan sonra, aktris olarak kendini iyice yetiştirmiş olduğu görülen Acı Hayat'ta rol aldı. Sinema yazarları tarafından “Yılın filmi” seçilen Acı Hayat, Şoray'a 1964’te I. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırdı. Şoray, filmografisi için oldukça önemli olan bu filmdeki rolüyle sinema eleştirmenleri ve senaristlerden büyük övgüler aldı.Şoray sayesinde ailesinin maddi durumu da düzelmiş, üst üste çektiği filmlerle oyunculukta kendine sağlam bir yer edinmeye başlamıştı. Dönemin ünlü yapımcıları ve film şirketi sahipleri Murat Köseoğlu (Aca Film), Osman Seden (Kemal Film), Nevzat Pesen (Pesen film) Şoray'ı filmlerinde oynatabilmek için birbirleriyle yarışıyorlardı. Oyuncu 60'lı yıllara çok kısa sürede damgasını vurmuş, 1965'te Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın'la birlikte Türk sinemasının en iyi dört kadın oyuncusundan biri olmuştu. Aynı yıl rol aldığı “Sürtük” adlı film, Türk sinema tarihi açısından önemliydi, zira inanılmaz bir seyirci rakamına ulaşmış, Şoray’ı büyük bir yıldız yapmış ve gazino filmleri dönemini başlatmıştı.Ancak 1966'dan sonra yapımcıların para makinesi olarak gördüğü Şoray, ardı ardına benzer konulu filmler çekmeye başlamıştı ve sinemalarda sadece Şoray filmleri gösteriliyordu. Bu durum oyuncunun filmlerine gösterilen ilgiden kaynaklanıyordu ancak sinema izleyicisinde bir süre sonra bıkkınlık yaratmaya başlamıştı.70’lerin başında yine zirvede görünen Şoray, 1972 yılıyla birlikte mesleki yaşamında yeni bir döneme başladı.

Zira film sayısını ciddi anlamda azaltma kararı almıştı. Aynı yıl çektiği Cemo ve Dönüş filmleriyle başarı kazanan Şoray için Dönüş filmi ayrı bir önem taşıyordu. Çünkü oyuncunun ilk yönetmenlik deneyimiydi. Tepkilerle karşılaşsa da o dönemde hapiste olan Yılmaz Güney'den rejisörlüğü için kutlama mesajı alan Şoray'ın kendine güveni arttı. Film yılın en büyük hâsılat getiren yapımı olmasının dışında 1973 yılında “Moskova Film Festivali”nde özel bir ödül aldı. İkinci yönetmenlik denemesi olan Azapta için 1973'te kamera arkasına geçen Şoray, ilki kadar başarılı olamadı.70’li yıllarda ortaya çıkan porno film furyasının yanında muhtıra nedeniyle de Şoray, bu süreç içinde çok az yapımda yer aldı. Bunlardan biri de Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğinde büyük ses getiren ve başrollerini Kadir İnanır’la birlikte paylaştıkları Selvi Boylum Al Yazmalım’dı.80’ler, Şoray’ın hem özel hayatında hem de sinema kariyerinde önemli değişikliklerin gerçekleştiği yıllar oldu. Zira oyuncu, 1983’te Rüçhan Adlı’yla 20 yıl süren ilişkisini sona erdirdikten sonra, Şoray kanunlarının pek hükmü kalmamıştı. Kendisi gibi oyuncu olan Cihan Ünal’la yine 1983’te dünya evine giren Şoray’ın 1 yıl sonra annesi hayata gözlerini yumdu. 1985 yılında kızı Yağmur Ünal dünyaya geldikten sonra Şoray film çalışmalarına bir süre ara verdi ve 1987’de Hayallerim Aşkım ve Sen’de başrolde oynadı. Aynı yıl Ünal’dan boşanan Şoray, Rumuz Goncagül, Gramofon Avrat, Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu gibi başarılı filmlerde rol aldı. 1993’te Aziz Nesin’in aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanan Tatlı Betüş isimli TV dizisinde kamera önüne geçtikten sonra ona Altın Portakal’da ikinci kez en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıracak olan Bir Aşk Uğruna 1994’te vizyondaydı. Aynı yıl babasını bir yıl sonra da büyük aşkı Rüçhan Adlı’yı kaybeden Sultan, Yerçekimli Aşklar, Nihavend Mucize gibi yapımlardan sonra, Türk televizyon tarihinde çok önemli bir yere sahip olan İkinci Bahar’da Hanım rolünü canlandırdı. 2001’de TV izleyicisiyle Haluk Bilginer’le başrolleri paylaştıkları Tatlı Hayat ile yeniden buluşan Şoray, 1997’den sonra ilk kez uzun bir metrajlı bir filmle kamera önüne geçecekti: Gönderilmemiş Mektuplar.Şoray, Mürüvvetsiz Mürüvvet ve Cemile isimli TV dizilerinden sonra 2006’da Uğur Yücel’in yönetmenliğini yaptığı “Hayatımın Kadınısın” isimli filmle izleyiciyle buluşmuştur.Haziran 2015 ayında Muğla’nın Menteşe ilçesinde çekimlerine başladıkları, senaryosunu Onur Ünlü'nün yazdığı ve Yağmur Ünal’ın yapımcılığını üstlendiği "Uzaklarda Arama" adlı filmin yönetmenliğini annesi Türkan Şoray yapacak. Yağmur Ünal, ayrıca bir hayat kadınını canlandıracağı bu filmde ilk defa oyunculuk da yapacak. Filmin oyuncuları ise Sevda Erginci, Doğa Konakoğlu, Eşref Kolçak, Tanem Sivar, Fırat Tanış, Kaan Urgancıoğlu, Suna Selen, Elif Atakan, Mustafa Uğurlu, Ekin Türkmen, Pınar Göktaş, Sercan Badur, Mehtap Bayri gibi oyuncular olmuştur.

Kaynak: Diyarbakır Söz