Güliz Ayla ne açıdan benziyor Sıla’ya? Dış görünüşlerine bakarsak ikisi de ilk bakışta soğuk, donuk, maskülen görünen ancak aslen cıvıl cıvıl, samimi, hiperaktif ve güzel kadınlar. Dışları İskandinav, içleri Akdenizli diyelim. Peki, benziyorlar mı? Ben benzetemedim.
Sesleri benziyor desek; tam bu noktada yanlış bir algıya işaret etmek isterim: Sesleri değil yorumları benziyor. Son tüketicinin, duyduğu ‘şey’ üzerinden işi eleştirmesi de anlaşılabilir oluyor haliyle.
Bundan sonraki işleri için söylüyorum; Güliz Hanım’a yapılacak en büyük iyilik bu algıyı değiştirmektir. Ve şüphesiz bu, müzikal prodüktörün sorumluluk alanına girer. Yani Sıla ve Efe Bahadır’ın... Eleştirilere darılmayalım; ‘Varsayalım’, ‘Harici’ gibi şarkılarda bu benzerlik hissi şahikasına ulaşıyor. Bizim bir Sıla’mız var ve onu çok seviyoruz. Güliz’i de aynen Güliz gibi sevmek istiyoruz.
Güliz Ayla; küçük yaştan itibaren farklı müzik türlerinden beslenmiş; çalışmayı ve müziği çok seven iyi bir şarkıcı ve şarkı yazarı; naif ve güzel bir kadın. Popüler müzik piyasasının Güliz gibi müzikal şahsiyetlere çok ihtiyacı var. Yeter ki şahsına münhasır davranacakları alanları yaratalım.
Paranızın karşılığını verecek ama daha önemlisi umut vaat eden bir albüm olmuş.Kaynak: Diyarbakır Söz