Türkiye’nin efsane sanatçılarından ola özellikle ege şivesiyle herkesi kahkahalara boğan Gülnihal Demir, zayıflamak amacıyla geçirdiği tüp mide ameliyatı sonrası taburcu oldu. Başarlı sanatçı Gülnihal Demir taburcu olduktan sonra açıklamalarda bulundu. Gülnihal Demir’in açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.
Sabah’ta yer alan habere göre: Oyunculuğa 50 yaşından sonra başlayarak "Dondurmam Gaymak", "Mandıra Filozofu", "Deliha" filmleriyle "Çocuklar Duymasın", "Zengin Kız Fakir Oğlan" gibi dizilerde aldığı rollerle ün kazanan Gülnihal Demir, 62 yaşında zayıflama kararı alarak, tüp mide ameliyatı oldu.
Gülnihal Demir, İzmir'deki özel bir hastanede "mide hacminin küçültülmesine" yönelik geçirdiği ameliyatın ardından diyabet, uyku apnesi, eklem sorunları yaşadığını artık setlerde yürüyemez hale geldiğini anlattı.
Gençliğinde çok zayıf olduğunu, bir dönem 48 kiloya düştüğünü ifade eden Gülnihal Demir, uzun yıllar içtiği sigara nedeniyle hastalandığını ve kortizon tedavisi sırasında kilo aldığını dile getirdi.
Uzun yıllar bankacılık yaptıktan sonra emekli olduğunu ve 7 yıl boyunca da hasta annesine baktığını söyleyen Demir, "Sosyal yaşantım tamamen bitmişti. Tüm bunlar şişmanlamama neden oldu. Tabii boğaz da vardı. Et yemeklerini çok seviyorum mesela" diye konuştu.
Kendisi gibi oyuncu olan oğlu Yiğit Dören'in ısrarı üzerine hastaneye gittiğini söyleyen Demir, doktorlarla görüştükten sonra 10 dakika içinde ameliyat olmaya karar verdiğini belirtti.
Gülnihal Demir, ameliyat sonrası iştahının kapandığını ve zayıflama sürecine girdiğini belirterek, "Mutlu olmak ne demek, yeniden dünyaya geldim, yeniden doğdum. Artık oynadığım roller de değişebilir. Aşk meşk filmlerinde bile oynayabilirim" dedi.
Yapımcı Birol Güven'in geçmiş olsun dileğinde bulunmak için telefon açtığında "Türk halkı seni bu halinle sevdi, bundan sonra ne yapacaksın" diyerek şaka yaptığını da aktaran Demir, ünlü yapımcıya da "aşk filmleri" yanıtını verdiğini belirtti.
Demir'in oğlu Yiğit Dören de sağlığının iyice bozulmasından endişelendiği annesini hastaneye götürdüğünü kaydetti.
"Bizimkiler" dizisinde Cemil karakterini canlandıran Uğurtan Sayıner de hastanede oyuncu arkadaşını ziyaretinde "İncecik olmuşsun" şeklinde espri yaptı.
Operasyonu gerçekleştiren Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Türker Karabuğa, Gülnihal Demir'in hastaneye ilk başvurduğunda beden kitle indeksinin 54 olduğunu ve süper obezite sınıfına girdiğini belirtti.
Oyuncu Demir'in yağ dokusunun hastalık boyutuna ulaştığını belirten Dr. Karabuğa, "Başarılı bir şekilde kapalı yöntemle tüp mide ameliyatını uyguladık. Rahat bir ameliyattı. Hastamız 3 gece yattıktan sonra taburcu ediliyor" dedi.
Obeziteye karşı dünyada en sık kullanılan yöntemlerden olan tüp mide ameliyatıyla midenin küçüldüğünü anlatan Karabuğa, bu sayede ilk dönemde hastanın 15-20 kilo vereceğini ve 3 aylık periyotlarla kontrolden geçeceğini dile getirdi.
Gülnihal Demir Kimdir?
Evvelki yıllarında bankada bir sıra görevler yapdı,banka memuru çalışdı.50 yaşından sonra dizi hayatına atıldı.Gülnihal Demir şimdi de Muğlada yaşıyor ve İstanbul'daki çekimler için yılın yarısını yolculuk yaparak geçiriyor. Oyunculuğa, 10 yıl önce Muğla'da çekilen Büyük Yalan dizisinde ağıt yakan figüran olarak başladı. Daha sonra bazı dizilerde rol alsa da, asıl şöhreti Dondurmam Gaymak filmi ile tattı. Dondurmacı Ali'nin karısı rolüyle yurtiçinde ve yurtdışında tanındı. Başta Çocuklar Duymasın olmak üzere birçok dizide önemli roller üstlendi.Hem Çocuklar Duyması'nda, hem de bazı sinema filmlerinde oğlu Yiğit ve torunu ile çekildi.Dizilerde canlandırdığı tombul,güldüren rolları ile seyrcilerin,çocukdan böyüye her kesin sevgisini kazandı.
Filmleri
2004-Büyük yalan
2004-Büyük Buluşma-Ayten (TV dizisi)
2005-Dondurmam Gaymak-Canfeda (Sinema filmi)
2006-Yeşeren düşler-Güllü (TV dizisi)
2007-Benden baba olmaz-Kadife (TV dizisi)
2008-Dalgakıran (TV dizisi)
2008-Havalimanı/iyi uçuşlar-Naciye (TV dizisi)
2009-Kavak yelleri-Hamamdakı kadın (TV dizisi)
2009-Bozkırda bir çiçek-Güllü (TV dizisi)
2010-2013-Çocuklar duymasın-Gülfidan (TV dizisi)
2011-Babam sağ olsun-Gülfidan (TV dizisi)
2011-Kamp-Günnihal (TV dizisi)
2012-2014-Zengin kız Fakir oğlan-Fatma (TV dizisi)
2013-Nizama adanmış ruhlar- Caarlosun annesi (TV dizisi)
2013-Super İncir- Nilufer (Sinema filmi)
2014-Deliha –Düğün Hatice teyze (Sinema filmi)
2014-Mandıra Filozofu -Gülfidan (Sinema filmi)
2014-Mandıra Filozofu İstanbul-Gülfidan (Sinema filmi)
2015-Avanak dedektör (Sinema filmi)
Rasim Öztekin Kimdir?
Rasim Öztekin, 1959 yılında İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Galatasaray Lisesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nu bitirdi.
Sahne yaşamında ilk deneyimlerini 1977 yılında Kadıköy Halk Eğitim, İstanbul Akademik Sanatçılar Topluluğu ve Nöbetçi Tiyatro’ da amatör çalışmalarla edindi. 1980 yılının Kasım ayında Ferhan Şensoy'un Ortaoyuncular topluluğunda profesyonel tiyatro sanatçılığına başladı. 1980-1992 yılları arasında Şahları da Vururlar, Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı, İçinden Tramvay Geçen Şarkı, İstanbul’u Satıyorum, başta olmak üzere Orta oyuncular Tiyatrosu’nun tüm oyunlarında rol aldı.
1992 - 1995 yılları arasında televizyonlarda sırasıyla “Müzikomedi” (Nükhet Duru ve Demet Akbağ’la birlikte), “Mega Show” (Hülya Avşar-İbrahim Tatlıses-Demet Akbağ'la birlikte) şov programları yaptı. 1994 yılında Gani Müjde ve Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı “2071’ de Türkiye” adlı müzikali sahneye koyup oynadı. 1995’te Ortaoyuncular Tiyatrosu ile Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizileri, Çok Tuhaf Soruşturma ve Fişne Bahçesi gibi birçok prodüksiyonda yer aldı. Bir Günlük Aşk Hikayesi, 72. Koğuş, Arabesk, Tersine Dünya, Passion Du Turca, Pardon ve Şans Kapıyı Çalınca isimli filmlerde oynadı. Köşedönücü, Biraz Düş, Biraz Gülüş, Eğrisiyle Doğrusuyla, Bir Yaz Gecesi Eğlencesi, Boş gezen ve Kalfası, Başka İstanbul Yok ve Yeni Hayat isimli televizyon yapımlarında rol aldı.
Tiyatronun yanı sıra, sinema ve dizi filmlerde de rol alan Rasim Öztekin, TRT'ye program metin yazarlığı ve bir dönem (1998-2002 yılları arasında) Akşam gazetesinde ve 2004 yılında Star gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.
2005 te yine Gani Müjde’ nin yazdığı Mehmet Ergen’ in sahnelediği “Yıldızların Altında” müzikalinde, Beyazıt Öztürk ve Candan Erçetin‘ le başrolü paylaştı.
2009 un ocak ayında "Boş gezen ve Kalfası" adlı oyununu oynarken kalbi hastalandı. Kalbine pil takıldı.
2005 yılının Eylül ayında gazeteci Esra Kazancıbaşı ile Atina’da evlendi.
Rasim Öztekin’in ilk evliliğinden 1987 doğumlu Pelin Öztekin (d.1987)adında bir kızı var. Pelin Öztekin, BKM Mutfak oyuncularından biridir.
2014 yılında Müfit Can Saçıntı’nın yönetmenliğini yaptığı, senaryosunu Birol Güven'in kaleme aldığı “mandira-filozofu” adlı filmde başrollerinde Müfit Can Saçıntı, Rasim Öztekin, Begüm Öner, Kemal Kuruçay, Eser Eyüboğlu, ve Ayda Aksel paylaştı.
Ödülleri
1988, Altan Erbulak, En İyi Oyuncu
1995, İsmail Dümbüllü, Yılın En Başarılı Oyuncusu
2003, Afife Tiyatro Ödülleri, Komedi ve müzikal dalında En iyi yardımcı Erkek Oyuncu
2010, KALDER (KALİTE DERNEĞİ) En kaliteli sanatçı ödülü
2010, Ayaklı gazete "Yılın En İyi yardımcı erkek oyuncu" ödülü
2011, Yılın Nasrettin Hocası
Filmleri
2015 - Düğün Dernek 2: Sünnet (İsmail) (Sinema Filmi)
2015 - Bak Hele Bak (Sunucu)
2014 - Mandıra Filozofu (Cavit) (Sinema Filmi)
2013 - Düğün Dernek (İsmail) (Sinema Filmi)
2012 - Seksenler (Tv dizisi)
2010 - Vay Arkadaş
2010 - Gelecekten Bir Gün
2009 - Kanal-İ-Zasyon
2009 - Geniş Aile
2007 - Güzel Günler
2007 - Suç Dosyası
2007 - Kabadayı ( Sürmeli )
2006 - Kapılara Dikkat
2006 - Pertev Bey'in Üç Kızı
2006 - Balıketi
2006 - Acemi Cadı
2005 - Dolunay
2005 - Hırsız Polis
2004 - Aktör Eskisi
2004 - Şans Kapıyı Kırınca
2004 - Pardon ( Muzaffer )
2003 - G.O.R.A
2002 - Ev Hali
2001 - Yeni Hayat
1998 - Kızım Osman
1996 - Başka İstanbul Yok
1995 - Bay E
1995 - Boşgezen ve Kalfası
1994 - Türk Tutkusu
1994 - Köşedönücü (Osman)
1993 - Tersine Dünya
1991 - Kurt Kanunu
1988 - Arabesk (film)
1987 - 72. Koğuş
1986 - Bir Günlük Aşk
Tiyatro oyunları
1980-1985 Şahları da Vururlar
1981-1983 Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı
1983-1984 Anna’nın 7 Ana Günahı
1984-1985 Fırıncı Şükrü, Deli Vahap ve Ötekiler
1985-1986 Hayrola Karyola
1985-1986 Eşek Arıları
1986-1987 Muzır Müzikal
1986-1987 İçinden Tramvay Geçen Şarkı
1986-1987 İstanbul’u Satıyorum
1988-1989 Do Juan İle Madonna
1989-1990 Soyut Padişah
1990-1991 Yorgun Matador
1991-1992 Aşkımızın Gemisi Fındık Kabuğu
1992-1993 Güle Güle Godot
1996-1997 Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizileri
1997-1998 Haldun Taner Kabare
1998-1999 Çok Tuhaf Şoruşturma
1999-2000 Parasız Yaşamak Pahalı
2000-2001 Fişne Pahçesu
2001-2002 Kökü Bitti Zıkkım Zulada
2001-2002 Sahibinden Satılık Birinci El Ortaoyunu
2003-2004 Biri Bizi Dikizliyor
2004-2005 Uzun Donlu Kişot
2005-2006 Kiralık Oyun
2009 Boşgezen Ve Kalfası
Ferhan Şensoy Kimdir?
Bu oyun Galatasaray’ın Fenerbahçe tesislerinde bir akşam yemeğinde sergilendi.
1971’de, Ayfer Feray Tiyatrosu’nda, Grup Oyuncuları ile beraber profesyonel oyunculuğa adım atan Şenşoy, ilk profesyonel yönetmenlik deneyimini de, Paravana Kabare’nin sergilediği, Güm Güm Güm adlı İsmet Küntay oyununda yaşadı.
1972’de Fransa’ya giden Şensoy, tiyatro öğrenimine Strazburg'da Ecole Superieure d'Art Dramatique adlı okulda başladı.
1973’te, yönetmen Jerome Savary'nin asistanlığını yaptığı, Magic Circus - De Moise A Mao’da oynayan Şensoy, ilk oyun denemesi olan Güle Güle Godot'yu, Fransızca olarak Godot Go Home ismiyle yazdı. Fransızca bir kolaj oyun olan Proche - Orient Lointain!’i, Fransızca'ya çevrilmiş, Nazım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Yunus Emre gibi Türk yazarların metinlerini de kullanarak yazdı.
1974’te Montreal'de, Theatre Patriote'da Fransızca olarak yazdığı Ce Fou De Gogol adlı oyununu sahneye koyan Şensoy, aynı şehirdeki Theatre De Quatre - Sous'da da, yönetmenliğini yaptığı, Harem Qui Rit isimli müzikalde oynadı.
1975’te, Montreal'de, kendisine en iyi yabancı yazar ödülünü getiren ve Radio Canada'da ikinci kez yayınlanan, Ce Fou De Gogol oyununun tek kadın oyuncusu Monique Mercure de en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı.
Türkiye'ye dönmesinin ardından, 1976’da Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda, yazarlığını da yaptığı Dur Konuşma Sus Söyleme adlı oyunda rol alan Şensoy, Türk Yazarları Tiyatrosu'nda da oyunculuk ve yönetmenlik yaptı.
Aynı sene ilk televizyon skeçlerini yazmaya başlayan Şensoy, Ali Poyrazoğlu'yla beraber rol aldığı bu skeçlerin birinde, bir garson rolüyle ilk kez televizyona çıktı.
Nisa Serezli - Tolga Aşkiner Tiyatrosu'nda oyunculuk yapan Şensoy yine 1976 senesi içinde, TRT Televizyonu'na ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda çeşitli skeçler yazdı.
1977’de, ilk kitabı Kazancı Yokuşu’nun yayınlanmasının ardından, yönetmenliğini Temel Gürsu’nun yaptığı Kızını Dövmeyen Dizini Döver ile ilk kez bi film çalışması yapan Şensoy, 1978’de Mete İnselel ile Anyamanya Kumpanya Tiyatrosu'nu kurdu ve kendi eseri olan, İdi Amin Avantadan Lavanta oyununda rol aldı ve yönetmenlik yaptı.
Televizyon için yazdığı Bizim Sınıf dizisinin ikinci bölümden sonra, "öğretmenlerin manevi şahsiyetini teyzif ettiği" gerekçesiyle TRT'de yasaklanmasının ardından, oyuncu olarak da katıldığı Evdekiler ve Giyim Kuşam Dünyası televizyon dizileri de, TRT'de tamamlanamadan yayından kaldırıldı. Daha sonra Bizim Sınıf, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda sehnelenmeye başladı.
O sene, Anyamanya Kumpanya'dan ayrılan Şensoy, daha sonra Ayfer Feray Tiyatrosu’na geçti ve oyunculuğa burada devam etti.
1979’da, TRT’de, kendi yazdığı Sizin Dershane dizisinde oyunculuk yapan Şensoy, Ayfer Feray Tiyatrosu'nda da yine kendi yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı Hayrola Karyola oyununda rol aldı.
Stardust Gece Kulübü’nde, yazdığı Dedikodu Şov isimli bir kabare gösterisini, Adile Naşit, Perran Kutman, Pakize Suda, Sevda Karaca ve İstanbul Gelişim Orkestrası'yla sahneleyen Şensoy, aynı kulüpte, Arda Uskan'ın yazıp, Fuat Güner'in müziklerini yaptığı Kukla ve Kuklacı Kabare gösterisinde rol aldı.
14 Mart 1980'de Harbiye'de, Yapı Endüstri Merkezi Salonu’nda ilk kez perdelerini açan ve 50'yi aşkın oyunun oynandığı Ortaoyuncular’ın bünyesinde, Nöbetçi Oyuncular adlı bir gençlik grubu kurarak, yeni tiyatro sanatçılarının yetiştirilmesine katkıda bulundu.
Şahları Da Vururlar oyununda yönetmen ve oyuncu olarak yer alan Şensoy’un, Fuat Güner'le birlikte müziklerini de yaptı oyunu, Avni Dilligil Jüri Özel Ödülü ve Dergi-13’ün, En Başarılı Oyun Ödülü’ne layık görüldü. Kenter Tiyatrosu'nda dört haftalık gösteriden sonra, Ortaoyuncular, Şahları Da Vururlar’ı, 10 Kasım 1990'da taşındıkları Beyoğlu'ndaki Küçük Sahne'de sahnelemeye devam etti.
1981’de, Parasız Yaşamak Pahalı’yı yazan ve Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı oyununu yazan ve yöneten Şensoy, Fuat Güner ve Özkan Uğur'un müziklerini yaptığı oyunda, Zeliha Berksoy'la beraber rol aldı. O sene, Şahları Da Vururlar, oyunun gösterileri sürerken, Ortaoyuncular Yayınları'nın ilk kitabı olarak yayınlandı.
Şensoy, Küçük Sahne'nin 30.yılı dolayısıyla, Suzan Uztan ve Mücap Ofluoğlu, Ortaoyuncular'ın konuğu olarak, Aleksıev Arbuzov'un Eski Moda Komedya'sında oynadı. Ofluoğlu'nun sahneye koyduğu oyunun dekorunu yapan Şensoy’un oyundaki performansı kendisine, Tiyatro-81’in, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü getirdi.
1982’de, Afitap'ın Kocası İstanbul kitabının yayınlanmasının ardından, Nöbetçi Tiyatro'da Dürrenmatt'ın Büyük Romülüs oyununu, En Büyük Romülüs Başka Büyük Yok adıyla sahneye koydu. Ayrıca kendi eseri Kiralık Oyun'u yönetti, oyunun müziklerini yaptı ve rol aldı.
1983’de, Harbiye Orduevi'nde askere alınan Şensoy, Çorlu'nun Ulaş köyüne asker olarak gitti.
Brecht'in, 7 şiirinden yola çıkarak yazdığı, Anna'nın Yedi Ana Günahı'nı yöneten Şensoy, Fırıncı Şükrü, Deli Vahap, Nuri Ve Ötekiler gibi oyunarı da yazdı ve yönetti.
1984’te, Nöbetçi Tiyatro'da, Afitap'ın Kocası İstanbul'u sahnelemesinin ardından, İstanbul'u Satıyorum oyununu yazan Şensoy, askerliği bitince Şahları Da Vururlar'la yeniden sahneye çıkmaya başladı. O sene kendi yazdığı Köşedönücü adlı televizyon dizisinde oynuyan Şensoy, yeniden yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı, Hayrola Karyola oyununda sahneyi, Nurhan Damcıoğlu ile paylaştı.
1985’te, Aristofanes’ten Eşek Arıları'nı yeniden yazan Şensoy, oynadığı oyunu yönetirken, Köşedönücü filminin senaryosunu yazdı ve yönettiği filmde oynadı. Daha sonra, Nöbetçi Tiyatro'da bir Çehov kurgusu olan, Çehov'lardan Bir Demet'i sahneye koydu.
1986 yılında yayınlanan Gündeste kitabının ardından, Karl Valentin'in skeçleri ve yaşamından yazdığı ve yönettiği, İçinden Tramvay Geçen Şarkı oyununda, sahneyi Hümeyra ve Grup Gündoğarken ile paylaştı. Aynı sene, yazdığı Şey Bey televizyon dizisinde de oynayan Şensoy, Parasız Yaşamak Pahalı adlı oyununu film senaryosu olarak yeniden yazdı ve yönetmenliğini yaptığı filmi çekti. senaryosunu yazıp oynadığı, Bir Bilen filmini de yöneten Şensoy’un o sene, Ayna Merdiven adlı bir kitabı daha yayınlandı.
7 Şubat 1987 gecesi, Şensoy’un kendi yazıp yönettiği ve gerici kesimin tepkisini çeken, Muzır Müzikal adlı müzikalin, 77. gösterisinden sonra, sahnelendiği Şan Tiyatrosu şüpheli bir biçimde yandı. Grup Lokomotif, Derya Baykal, Bülent Kayabaş, Sevil Üstekin ve Tarık Papuççuoğlu'nun sahne aldığı oyun yüzünden mahkemeye verilen Şensoy, 21 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Muzır Müzikal’in son bulmasının ardından tek kişilik bir gösteri olan Ferhangi Şeyler’de oynayan Şensoy, daha sonra, Varsayalım İsmail adlı yazıp yönettiği televizyon dizisindeki performansıyla, Nokta’nın Doruktakiler Ödülü’nün sahibi oldu.
1988’de, kendisine Ulvi Uraz Ödülü ve Sanat Kurumu Ödülü’nü getiren, İstanbul'u Satıyorum oyununu yeniden yazdı ve müziklerini yaptı. Münir Özkul ve Erol Günaydın'ın katılımıyla Ortaoyuncular'da oynanan oyunu da Şensoy yönetti.
İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda, Haldun Taner'in Keşanlı Ali Destanı'nı sahneye koyan Şensoy, o sene, Anca Visdey'in Don Juan İle Madonna oyununu Fransızca’dan çevirdi. Yönettiği oyunda, Derya Baykal'la sahneyi paylaşan Şensoy, daha sonra Baykal’la hayatını birleştirdi. Düşbükü kitabını yayınladı.
1988 yılında yazdığı Soyut Padişah oyununu yazan Şensoy, 1989’da yönetmenliğini yaptığı oyunda rol aldı. İstanbul'u Satıyorum ve Ferhangi Şeyler gösterileri sürerken Şensoy, Avni Dilligil Ödülü, İsmail Dümbüllü Ödülü, Nasrettin Hoca Mizah Ödülü, Kültür Bakanlığı Jüri Özel Ödülü, Heygirl Dergisi Yılın Oskarları Ödülü gibi ödüllerin sahibi oldu.
O sene, Kel Hasan Efendi'den günümüze gelen "Kavuk"u Münir Özkul'dan devralan Şensoy, Tarihi Ses Opereti'ni onardı ve Ses 1885 adıyla açtı. Sahnenin onarılmasının ardından Ortaoyuncular, Soyut Padişah’ı oynadıkları Küçük Sahne'den Ses 1885'e taşındılar.
1990’da, Pierre-Henri Cami'nin yaşamı ve yapıtlarından yola çıkarak yazdığı Yorgun Matador'u yöneten Şensoy, kendisine Doruktakiler ve Altan Erbulak Ödülleri’ni getiren ve yönetmenliğini Yavuz Özkan’ın yaptığı Büyük Yalnızlık filminde Sezen Aksu'yla beraber rol aldı.
1991 senesinde, Ünye'li amatör yazar Cihan Öksüz'ün skeçlerinden oluşturduğu, Aşkımızın Gemisi Fındık Kabuğu oyununda yönetmenlik ve oyunculuk yapan Şensoy’un İstanbul'u Satıyorum adlı eseri, Tomris Uyar tarafından İngilizce’ye çevrildi.
Aynı sene, Güle Güle Godot'yu ve Show-TV için yaptığı, Varsayalım İsmail dizisini yeniden yazan Şensoy, yayınlanan Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı kitabı ile birkez daha Nokta Dergisi’nin Doruktakiler Ödülü’nü kazandı.
1992’de, İngilizce Bilmeden Hepinizi I Love You kitabı yayınlanan ve yazdığı ve yönettiği, Fikret Kızılok'un müziğini yaptığı, Köhne Bizans Operası'nda oynadı. Ferhangi Şeyler, Sydney ve Melbourne'de sergilenirken, Güle Güle Godot gösterileri devam etmekteydi.
1993’te, yeniden yazdığı Parasız Yaşamak Pahalı oyununu sehneye koyan ve Alper Maral ile birlikte müziklerini yapan Şensoy, Şu Gogol Delisi adlı oyununu Türkçe olarak yeniden yazdı. Avni Dilligil En Özgün Oyun Ödülü alan oyun Derya Baykal’a, Avni Dilligil En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü getirirken, Canan Göknil’e de, Avni Dilligil En İyi Giysi Ödülü’nü getirdi.
Güle Güle Godot ve Denememeler aldı iki kitabı yayınlanan Şensoy’un, Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı oyunu amatör bir Türk tiyatro topluluğu tarafından New York'ta sergilendi.
Devam eden Ferhangi Şeyler gösterileriyle, Altın Objektif Ödülü’ne layık görülen Şensoy bu dönemde, Atv Televizyonu'nda Kaybet-Kazan isimli bir yarışma programının sunuculuğunu yaptı.
1994 senesinde, kiraladığı bir gemiyi yüzen tiyatroya dönüştüren ve İçinden Dalga Geçen Tiyatro adını verdiği bu geminin tiyatro salonunda, yazdığı ve müziklerini yaptığı, Seyircili Seyir Defteri adlı yönetmenliğini kendi yaptığı oyunda oynayan Şensoy, aynı geminin 2. katındaki barda, gece 24:00'den sonra, Kırkambar - Gece Tiyatrosu kabare gösterisini sergiledi. Perdesini Kuruçeşme'de açan, daha sonra demir alarak Fenerbahçe'ye giden bu yüzen tiyatro projesi, Ferhan Şensoy’a İsmail Dümbüllü Ödülü’nü getirdi.
Kanal D Televizyonu'nda, Bağımsız Federe Ferhan Şensoy Televizyonu isimli haftalık bir program yapan Şensoy’un Güle Güle Godot adlı eseri, Paris'te amatör bir tiyatro topluluğu tarafından Fransızca’ya çevirerek, Adieu Godot ismiyle oynanırken, Hayrola Karyola oyunu da, Yugoslavya'da Prizren Kültürevi Türk Tiyatrosu'nda oynandı. Aynı sene Amsterdam'da bir Türk tiyatro topluluğu tarafından oynanan Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı ve Parasız Yaşamak Pahalı oyunları daha sonra da, Amsterdam Deneme Sahnesi Topluluğu tarafından sahneye kondu.
Haneler oyununu yeniden yazan ve Antalya Devlet Tiyatrosu'nda sahneleyen, daha sonra da, Anca Visdey'nin Femme-Sujet isimli oyununu, Fransızca’dan Türkçe’ye, Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizileri adıyla çeviren Şensoy, Altın Frekans Ödülü’nü kazandı.
1995 senesinde, Flash-TV'de Akşam Traşı isimli canlı yayın bir söyleşi programına başlayan ve yazıp yönettiği Üç Kurşunluk Opera'da oynayan Şensoy, yazdığı ve müziklerini yaptığı, Felek Bir Gün Salakken adlı tek kişilik oyununun dünya prömiyerini Çarşamba'da yaparak, bir Anadolu turnesiyle oynamaya başladı. 82 kez Anadolu’da sergilenen ve 1.Uluslararası Maşusa Kültür ve Sanat Festivali'ne katılan oyun, 84. perdesini İstanbul'da açtı.
Kanal-D için Boşgezen ve Kalfası isimli televizyon dizisini yazan Şensoy, yönettiği oyunu, o sene Kültür Bakanlığı’nın En İyi Topluluk Ödülü’nü alan Ortaoyuncular'la birlikte oynadı.
1996’da, Şensoy’un Ferhangi Şeyler adlı oyunu, Stuttgart, Duisburg, Bochum, Berlin, Wuppertal, Köln, Nühnberg, Münich, Frankfurt, Hamburg, Amsterdam ve Zurih'de sergilendi.
Kaplama Alanı Dışında isimli film senaryosunu yazan ve Oteller Kitabı adlı eseri yayınlanan Şensoy’un, yayınlanmamış kitabı, Gecedeste'den Numarasız Sayfalar, Öküz Dergisi’nde yayınlandı.
Daha sonra Cumhuriyet Gazetesi'nin haftalık mizah eki Dinozor'da yazmaya başlayan ve Güle Güle Godot oyunu Huroman Nevruzova'nın çevirisiyle Rusya'da yayınlanan tiyatrocunun 1989’de onardığı Ses 1885, statik sorunlardan ötürü kapandı. Bu ikinci onarım döneminde Ortaoyuncular, yurt içi, yurt dışı ve İstanbul'un değişik semtlerinde turnelere çıktılar.
1997’de, Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizileri'nin Londra'da iki kez sergilenmesinin ardından, Haldun Taner'in, düz yazı, öykü, skeç ve şarkılarından, Haldun Taner Kabare isimli bir oyun kurgulayan ve Derya Baykal'ın sahneye koyduğu oyunda rol alan Şensoy, o sene 11 Aralık'ta, kendisine En Başarılı İletişimciler Ödülü ve En İyi Deneme Yazarı Ödülleri’ni getiren Ferhangi Şeyler gösterisini 1266. kez sahneleyerek, onarımı tamamlanan Ses 1885’i yeniden açtı.
1998’de, Falınızda Rönesans Var adlı bir kitabı yayınlanan Şensoy, yazdığı Çok Tuhaf Soruşturma adlı oyunun sahneye koydu. Amsterdam ve Brüksel'de sergilenen Ferhangi Şeyler, 1230. gösterisine ulaşırken, Münih, Köln, Stuttgart, Essen, Frankfurt, Den Bosch, Sidney ve Melbourne'da sergilenen Felek Bir Gün Salakken de, 400. gösterisine ulaştı.
1999 senesinde, eşi Derya Baykal için, Şu An Mutfaktayım adlı tek kişilik kadın oyununu yazan Şensoy, Haziran 1999'da Ayın İletişimcisi Ödülü’nün sahibi olurken, Ferhangi Şeyler, Londra, Magosa, Washington, New York, Montreal ve Toronto’da sergilenerek 1350. gösterisine ulaştı. CINE-5 için yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı, Ferhan Şensoy T.V. isimli tek kişilik bir televizyon programı hazırlayan Şensoy, Oyun Atölyesi’nde Steven Berkoff’un, Dolu Düşün Boş Konuş isimli oyununu sahneye koydu ve oyunun sahne dekorlarını yaptı.
2000’de, Anton Çehov’un eseri Vişne Bahçesi’ni, çağdaş bir Karadeniz öyküsü şeklinde, Fişne Pahçesu – Çehov Lazdur Laz Kalacaktur adıyla kendi üslubuyla baştan yazan Şensoy, Ortaoyuncular’la sahneye koyduğu oyunun dekorunu da yaptı. O sene, yazdığı, Ferhangi Şeyler 1400. ve Felek Birgün Salakken 450. gösterilerine ulaşan Şensoy, Avni Dilligil En İyi Yönetmen Ödülü’nü aldı.
2001’de, Ortaoyuncular’la sahneye koyduğu ve kızları Müjgan Ferhan Şensoy ve Neriman Derya Şensoy’un profesyonel oyunculuğa ilk adımı attıkları, Sahibinden Satılık Birinci El Ortaoyunu’nu yazan ve yöneten Şensoy, oyunun dekorunu da kendisi tasarlardı. Bu oyunla Avni Dilligil En İyi Yazar Ödülü’ne layık görülen Şensoy, Radio Contact’da Radyostrofobi adlı bir radyo programı yapmaya başladı.
Aynı sene, Terakki Vakfı Onur Ödülü’nün sahibi olan ve özgeçmişini yazdığı romanı, Kalemimin Sapını Gülle Donattım yayınlanan Şensoy, kendi yazdığı ve Ortaoyuncular’la sahneye koyduğu, Kökü Bitti Zıkkım Zulada oyunununun dekor ve kostüm tasarımlarını yaptı. Tek kişilik Ferhangi Şeyler oyunu Londra’da 2. kez sergilenen ve 1447. gösterisine ulaşan ve Unima Geleneksel Türk Tiyatrosu’na Hizmet Ödülü’nü alan Şensoy’un, Güle Güle Godot oyununun bir bölümü Adieu Godot ismiyle, Nicole Gagnon’un çevirisiyle Fransa’da, De L’Adriatique a la Mer Noire isimli bir oyun antolojisinde yayınlandı. Soyut Padişah oyunu da, Konya Devlet Tiyatrosu'nda Nur Subaşı’nın rejisiyle sahnelendi.
2002’de, Ortaoyuncular’la sahneyi paylaştığı, Kahraman Osman isimli oyununu yazan Şensoy, Rum Memet isimli öykü kitabının yayınlandığı 2002 senesinin Kasım ayında, Biri Bizi Dikizliyor adlı oyunu yazdı. Ortaoyuncular’la beraber oynadıği oyunun dekor ve kostümünün tasarımını da yapan Şensoy, o sene Sanat Kurumu En İyi Yazar Ödülü ve Afife Jale - Muhsin Ertuğrul Ödülü’nün Sahibi oldu.
Şensoy’un, İngilizce Bilmeden Hepiniz I Love You adlı kitabı, Nicole Gagnon tarafından Fransızca'ya çevrilerek, Montreal'de Fransizca – Türkçe olarak, Bizim Anadolu Dergisi’nde, parçalar halinde yayınlandı. Ferhangi Şeyler, Amsterdam ve Rotterdam'da da sahnelenerek, 1495. gösterisine ulaşırken, Felek Bir Gün Salakken adlı eseri de, 496. gösterisine ulaştı.
2003’te, Beni Ben mi Delirttim isimli oyunu yazan Şensoy, bu oyunda sahneyi, Ortaoyuncular ekibinden Elif Durdu ve Ali Çatalbaş ile paylaştı. Kabaremajör adıyla bir kabare gösterisi yazan Şensoy, daha sonra yazdığı Dün Gece Ormanda Çok Komik Bi Şey Oldu adlı gösteriyi, Ortaoyuncular'la Maslak Park Orman'da, özgün bir ortamda sahneye koydu.
Kitaplık Dergisi’nde denemeler yazmaya başlayan Şensoy, Ferhantoloji adlı bir kitapta kendisine ait tüm eserlerinden seçtiği çeşitli parçaları topladı.
2004’te, Tayfun Güneyer'in Şans Kapıyı Kırınca adlı filminde rol alan oyuncu, Ortaoyuncular'la sahneye koyduğu, dekor ve kostümünü yaptığı ve oynadığı Uzun Donlu Kişot isimli bir oyun yazdı. Aynı sene, Derya Baykal'dan boşanan Şensoy, yönetmenliğini Mert Baykal’ın yaptığı, senaryosu kendine ait olan, Pardon isimli filmde oynadı. Türsak Onur Ödülü’nün sahibi olan Şensoy, Fevzi Tuna’nın yönettiği, Aktör Eskisi isimli televizyon filminde rol aldı. Viyana, Brüksel, Rotterdam, Arnem ve Almelo’dakiler dahil 1530 kez sahnelenen, Ferhangi Şeyler’in ve 506. kez sahnelenen Felek Birgün Salakken’in yazar yönetmen ve oyuncusu Şensoy, o sene Nokta ve Doruktaliker Ödülleri'nin sahibi oldu.
2005’te, Eşeğin Fikri, Hacı Komünist ve Elveda SSK adlı üç kitap yayınlayan Şensoy, Deneme Sahnesi 35. Yıl Ödülleri’nde, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nün sahibi oldu. Eski oyunlarından, Kiralık Oyun’u, Ortaoyuncular’ın 25. yılı dolayısıyla tekrar sahneye koyan Şensoy, aynı sene, Nasrettin Hoca Altın Eşek Gülmece Ödülü’nün de sabibi oldu. Beni Ben mi Delirttim adlı oyunu, Insbruck ve Bregenz'dekiler dahil olmak üzere, 203. kez sehnelendi.
2006’da Pardon filmiyle en iyi senaryo ödülüne sahip olan ve kendi yazdığı Aşkımızın Son Durağı isimli oyununu, Ortaoyuncular’la sahne koyan Şensoy’un, Beni Ben mi Delirttim’i, Sydney ve Melbourne'da da gösterilere başladı.
1980 yılında, oyuncu Derya Baykal ile evlenen Şensoy’un, bu evlilikten, 1989 doğumlu Müjgan Ferhan ve 1990 doğumlu Neriman Derya Şensoy adlı iki kızı oldu. Çiftin evlilikleri, 2004 senesinde sona erdi.
Özkan Uğur Kimdir?
Müzisyen, bas gitarist, şarkıcı, aktör, perküsyoncu. Mazhar Fuat Özkan’ın Özkan’ı, Türkiye’nin en iyi bas gitaristlerinden biri ve oldukça başarılı bir aktördür. Oyunculukla müziği birlikte sürdüren ünlü müzisyen, kendisiyle yapılan röportajlarda müziğin kendisi için her zaman öncelikli bir yerde durduğunu dile getirmiştir. Nev-i şahsına münhasır kişiliği, sempatikliği ve canlı performanslardaki hareketliliğiyle oldukça renkli bir sanatçı profili çizmektedir. Kullandığı Fender Jazz Bass kendisine Barış Manço tarafından hediye edilmiştir.
Özkan Uğur 17 Ekim 1953’te ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Babasının adı Hurşit Uğur'dur. İlkokulu Reşat Nuri Güntekin İlkokulu'nda okurken mandolin ile tanıştı. Fenerbahçe Lisesi'nden mezun oldu. Lise yıllarında "Atomikler" adında amatör bir grup kurup, dönemin popüler şarkılarını çaldılar. Müzik hayatına 1970 yılında Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası'nda başladı.
Küçükken oyuncu olma hayali kuran Uğur, daha sonra kendisiyle yapılan bir röportajda konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapacaktı:
Evet ben oyuncu olmak isterdim. Anneme babama zamanında çok yalvarmıştım beni konservatuara yazdırın diye ama iyi ki de yazdırmamışlar. MFÖ olmazdı bu sefer de. MFÖ'süz bir hayat da düşünemiyorum, bunu her zaman söylerim. Müzik benim en önde düşündüğüm bir hadisedir. Hani oyunculuk mu ön plana geçti, müzik mi? İkisi de beraber yürüyor şimdi ama... Benim kendimi en iyi ifade edebildiğim kısım müziktir. Ama oynamaktan da keyif alıyorum. Yalnızca o karakteri benim içime sindirmem lazım. O karakterin içine giriyorsam, zaten olayı da kabul ediyorum. Ama giremiyorsam kabul etmiyorum. Ev senaryo dolu. Bazı şeylere hayır demek lazım. Her şeyi kabul etmemek lazım
Müzik hayatına Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası'nda başlayan Uğur, 1971 senesinde Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in kurduğu Kaygısızlar grubunda profesyonel olarak basgitar çalmaya başladı. 1972'de kurulan Kurtalan Ekspres'in ilk kadrosunda bulunan Uğur bir süre sonra aynı yıl kurulan ve Erkin Koray'ın grubu olan ter’de çalmaya başladı. Ter'den sonra, askerden dönen Barış Manço'nun yeniden kurduğu Kurtalan Ekspres'e katılıp 1973–1975 yılları arasında dönem dönem onlarla çalıştı.
Edip Akbayram-Dostlar ve Seyhan Karabay-Kardaşlar kadrolarında da bulunan Uğur, 1975'te Ersen ve Dadaşlar'da çalmaya başladı. Uğur, 1976'da yine Fuat Güner-Mazhan Alanson liderliğinde kurulan İpucu Beşlisi'ne geçtiğinde müzikal yolculuğunda Anadolu Rock sayfasını kapatmış oluyordu. 1978'de Galip Boransu ve Cengiz Teoman ile Grup Karma'yı kuran Uğur, Mazhar Alanson ve Fuat Güner’le aynı müzikal dili konuşuyordu ve MFÖ’nün Özkan’ıydı. Hayatında başka projeler olsa da grubun ayrılmaz üyesiydi.
MFÖ’nün grup olarak büyük başarı kazandığı 80’lerde oldukça üretken ve verimli olan Uğur, 1988’de Fuat Güner ve Mazhar Alanson’un da rol aldığı Arkadaşım Şeytan filmiyle beyazperdede ilk defa görünmüş oluyordu.
1996 yılında Yavuz Turgul'un yönettiği Şener Şen ve Uğur Yücel başrollerini paylaştığı "Eşkıya" filminde rol aldı. Aktör olarak adından başarıyla söz ettiren Uğur, çeşitli reklâm filmlerinde de oynadı. Atv'de yayınlanan Ağırlığınca Altın yarışmasını sundu.
1997’de başrolünde Meltem Cumbul’un oynadığı, Uğur Turagay filmi Karışık Pizza’nın soundtrack albümündeki “Maksat Muhabbet Olsun” şarkısını seslendirdi.
1999 yılında yönetmenliğini Eşkıya filmini de çekmiş olan Yavuz Turgul’un yaptığı uzun soluklu TV dizisi İkinci Bahar’da Şecaattin rolünü büyük başarıyla canlandırdı. Dizideki rolüyle hafızalara kazınan Uğur’un, müzikal ve teatral anlamda sahip olduğu yetenekleri büyük takdir topladı.
2001’de yönetmenliğini Sinan Çetin’in yaptığı Komser Şekspir’de kamera önüne geçtikten sonra, 2002’de Suna Pekuysal’la başrolleri paylaştığı Yeter Anne isimli TV dizisinde oyunculuk yaptı. Dramadan komediye farklı türlerde oldukça başarılı bir oyunculuk performansı sergileyen Uğur, tüm bu dönemler boyunca her şeyin üstünde tuttuğu grubu MFÖ’yle albüm ve konser çalışmalarına da devam etti.
Alacakaranlık, Cennet Mahallesi ve İstanbul Şahidimdir isimli yapımlarda oynadıktan sonra 2004’te Cem Yılmaz’ın yönetmen koltuğuna oturup gişe rekoru kırdığı filmi G.O.R.A.’da Garavel karakterini yine büyük başarıyla canlandırdı. G.O.R.A.’nın soundtrack’i için yaptığı “Olduramadım” isimli şarkıyla ilk solo çıkışını gerçekleştirdi.
2006’da “Kısık Ateşte 15 Dakika” isimli TV dizisinde Fazıl karakterini canlandırdı.
1989 yılından beri Aysun Aslan’la evli olan sanatçı halen, grubu MFÖ’yle müzik çalışmalarını sürdürmektedir. Özkan Uğur bas gitar yanında perküsyon da çalmaktadır.
8 Ocak 2006’da Radikal Gazetesi’nin Özkan Uğur’la Yaptığı Röportaj
*Özkan bey, bu enerjiyi nereden buluyorsunuz?
Kendimizden geliyor herhalde, içimizden yani. İç enerjisi kendiliğinden geliyor. Maşallah diyelim. 2005 benim için çok farklı bir yıl oldu inşallah 2006 da böyle geçer. Ama her şeyden önemlisi sağlığımız. Sağlığımız iyi olduğu müddetçe çalışmalarımıza devam edeceğiz. Kısmetse tabii.
*Vitamintakviyesi filan yapıyor musunuz ayıptır sorması?
Abi ben spor yapıyordum, şu anda spor yapamıyorum. Yapamadığım için iç huzurum enerjisiz. Ama çalışarak yapıyoruz sporu. Burada (Dizi seti) çalışıyoruz devamlı. Akşam erken yatıyorum ve sabah erken kalkıyorum mecburen. Eskiden geç yatıyorduk ve geç kalkıyorduk ama şimdi çalışma olduğu için böyle. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur babacım. Öyle değil mi?
*Tabii, bu arada yeni albümünüzü ne zaman dinleyeceğiz.
Bir aya kadar çıkıyor. Hepsi yeni şarkılar. 10 sene aradan sonra yaptık bu albümü. 'Mazaretim Var Asabiyim'den bu yana 10 sene geçmiş. 10 senedir grup bir şey yapmıyor ama bu 10 sene arasında da en çok konser verdiğimiz zamandır. Yani konserlerimizin bu kadar dolu olduğu bir zaman hatırlamıyorum. O da herhalde müziğin kirlenmesinden, dumura uğramasından dolayı millet bizim konserlerimize geldi. Şarkılar gene MFÖ'nün şarkıları. Benim üç tane şarkım var. Fuat'ın var, Mazhar'ın dört tane şarkısı var. Gene MFÖ tarzı bildiğiniz gibi olacak.
*Bir de dizide bir şarkı söylediniz, muhteşemdi.
Onun hikâyesi de Baba Zula diye bir grup var, onlar benden rica etti, bir parçaları varmış müziği hazır. Fakat söylenmesi gerekiyor ve doğaçlama yapılması gerekiyor. Ben de gittim kayıt için 'bir kerede söyleyemeyeceğim' dedim ve bir kerede kaydettik. Sonradan araya zaman girdi. Ve 'niye ben bunu kendi dizimde bir meyhanede söylemeyeyim?' diye düşündüm. Yetkili mercilere fikrimi ilettim ve çocuklardan da iznini aldım. Güzel oldu galiba. Beğendi millet.
*Son yıllarda sinema filmlerinde ve dizilerde rol aldınız, en çok hangisi etkilemiştir sizi?
Şimdi, 'Eşkıya', 'Yeter Anne', 'İkinci Bahar', 'Komser Şekspir', 'Alacakaranlık', 'İstanbul Şahidimdir', hepsi güzel oldu. Keza G.O.R.A öyle. Benim ilk filmim aslında 'Arkadaşım Şeytan'dır. Mazhar'la oynamıştık. Ama kısa bir roldü o. Esas tek başıma performans yaptığım film 'Eşkıya' oldu. Orada da, Yavuz Turgul keşfetti beni. Yavuz Turgul benim o, 'Mazeretim Var Asabiyim Ben'in klibindeki yüzümdeki mimiklerden etkilenmiş herhalde. Ondan dolayı oynattı. Sonra da yürü ya kulum oldu. Kader işte.
*Bir de siz yarışma programları sunmuştunuz bir aralar.
Valla şu anda sunmuyorum. Pek de düşünmüyorum doğrusunu söylemek gerekirse. Memnundum aslında, gayet güzel altın yarışmasıydı fakat kriz dönemine denk düştü. Herkes krize girdi, girince de bozuldu her şey. Yarışma programı güzeldi ve çok da zamanımı alan bir hadiseydi. Her gün oradasın. Sonra bir program daha sundum 'Kaç Para' diye. Ama şu anda 'Cennet Mahallesi'nde oynamaktan gayet memnunum. Burada ciddi bir iş yapıyoruz ve o karakterin içine girmek durumundayım. Kıyafetlerimi giydikten sonra o kişiliğe geçiyorum. 'İkinci Bahar'da da öyleydim. Şecaattin o bıyıklarını takınca o adamın ruhunun içine giriyordum. Burada da üçkâğıtçı bir tipi oynuyorum. Fakat kalbi temiz tabii, her zaman olduğu gibi. Altın kalpli bir üçkâğıtçı. O karakterin içine giriyorum ama soyunduktan sonra ben Özkan'ım. Önemli olan da o. Tiyatro da yaptım ayrıyetten. 'Küçük bir iş için yaşlı bir palyaço aranıyor' da oynadım. Eğer zamanım olursa yine onu oynamak istiyorum. Devlet Tiyatrosu'nda misafir oyuncu olmak istiyorum. O da çok keyifli bir iş çünkü.
Acun Ilıcalı’nın yaptığı TV8'de 29 Eylül 2014 tarihinde başlayan 4. Sezon “O Ses Türkiye” adlı yarışma programında; yeni jüri üyeleri ise Mazhar Alanson, Özkan Uğur, Athena Gökhan Özoğuz, Hadise Açıkgöz ve Ebru Gündeş oldu. Mazhar Alanson ve Özkan Uğur aynı koltukta yer alacak ve tek oy hakkına sahip olacak.
2014 yılında senaristliğini ve yönetmenliğini Cem Yılmaz’ın yaptığı “Pek Yakında” adlı sinema filminde Cem Yılmaz, Ozan Güven, Zafer Algöz, Şirincan Çakıroğlu, Çağlar Çorumlu, Ayşen Gruda, Tülin Özen ile birlikte rol aldı.
Filmleri ve Dizileri :
1988 - Arkadaşım Şeytan (sinema)
1996 - Eşkıya (sinema)
2000 - Komser Şekspir(sinema)
2004 - G.O.R.A. (sinema)
2006 - Kısık Ateşte 15 Dakika(sinema)
2008 - A.R.O.G (sinema)
2010 - Yahşi Batı (sinema)
1999 - İkinci Bahar (TV dizisi)
2001 - Yeter Anne (TV dizisi)
2004 - İstanbul Şahidimdir (TV dizisi)
2004 - 2007 - Cennet Mahallesi (TV dizisi)
2009 - Sıkı Dostlar (TV dizisi)
2010 - Türk Malı (TV dizisi)
2011 - 2012 - Bir Ömür Yetmez (TV dizisi)
2012 - 2013 - Şubat (TV dizisi)
2014 - Galip Derviş, Behruz Aliyüf (Konuk Oyuncu) (TV dizisi)
2014 - Pek Yakında
Diskografisi:
Barış Manço & Kurtalan Ekspres
1972 - Ölüm Allah'ın Emri / Gamzedeyim Deva Bulmam
1973 - Gönül Dağı / Hey Koca Topçu
1973 - Nazar Eyle / Gülme Ha Gülme
Erkin Koray & Ter
1972 - Hor Görme Garibi / Züleyha
Mazhar - Fuat
1974 - Türküz Türkü Çağırırız (LP)
Edip Akbayram & Dostlar
1974 - Garip / Kaşların Karasına
Ersen & Dadaşlar
1975 - Dostlar Merhaba / Ne Sevdiğin Belli Ne Sevmediğin
1975 - Gafil Gezme Şaşkın / Güzele Bak Güzele
1976 - Ekmek Parası / Zalim
Selda & Dadaşlar
1976 - Türkülerimiz (LP)
Seyhan Karabay & Kardaşlar
1976 - Kan Davası / Dam Üstünde Çul Serer
İpucu Beşlisi
1976 - Heyecanlı / Hop Otur Hop Kalk
Grup Karma
1978 - İmkansız / Mutlu Mu Gülenler
MFÖ
1984 - Ele Güne Karşı Yapayalnız
1985 - Peki Peki Anladık
1986 - Vak The Rock
1987 - No Problem
1990 - Geldiler
1992 - Agannaga Rüşvet
1992 - Dönmem Yolumdan
1995 - M.V.A.B.
2006 - AGU
2011 - Ve MFÖ
Kaynak: Diyarbakır Söz