Dizinin “faydasız” karakteri Cevahir ve tayfası bu defa hazine peşinde yollara düşüyor. Maceranın Cevahir’i Ufuk Özkan’la buluştuk ve “aile”yi konuştuk.
-“Geniş Aile” dizisi uzun zaman sonra sinemada yeniden hayat buluyor. Dört yıl geçti, niye bu kadar beklediniz?
Dizi bittikten sonra iki yıl boyunca günde üç defa yayıncı kuruluş diziyi yayımlamaya devam etti. Dizi bitmemiş gibiydi. Son iki senelik zaman zarfında ise hepimiz başka işlerde çalışıyorduk. Bir gün yapımcılarımız Ahmet ve Mahmut Kayuntu bizi şirkete kahvaltıya çağırdı. “Hadi artık, çekelim sinema filmini. Yaparsak şimdi yaparız yoksa geç kalırız” dedik ve kendimizi Ayvalık’ta bulduk.
“Tutarsa ikincisini ve üçüncüsünü yapacağız"
-Çekimler ne kadar sürdü?
3.5 haftada çektik. Dizinin çekimlerinin yapıldığı Boyacıköy’ü de kullandık, dokusunu bozmadık. Çok özlemişiz, çok eğlendik. Yeniden buluşmamız pilav günü gibi oldu.
-Filmin başındaki camide dua ettiğiniz sahnede bütün salon kahkaha attı. O sahneyi kaç kerede çektiniz?
O aslında bizim ilk set günümüzdü. Gülme krizi geçirdik. İlk fırçamızı daha ilk gün ilk sahnede yedik Ömer (Uğur) hocadan. Filmin her sahnesini o kadar gülerek çektik ki Ömer hoca bir ara seti terk edecekti neredeyse. Biz birlikte olmayı, o senaryoyu dile kemiğe büründürmeyi çok özlemişiz. O yüzden sette kantarın topunu kaçırdık.
-Filmin devamı olacak mı?
İnşallah bu tutarsa ikincisini de, üçüncüsünü de yapmayı istiyoruz.
-Hazine peşinde koşan kahramanlar başlarını belaya da sokuyor. Sizin macera sever misiniz?
Ailemle birlikte, çok sakin bir hayatım vardır. Sessiz... Genellikle bizim evimizde çok ses olmaz, müzik sesi duyulur. Bir de oğlum Eren’le yaptığımız oyunlar. Sete çıkana kadar çok kendi halimdeyim. Çekim başladığında ise orada başka bir şey oluyorum. Kendimi en iyi ifade ettiğim yer sanatım. Benim hayattaki antidepresanım mesleğim.
-Oğlunuz Eren kaç yaşında?
Ben 7 diyorum, o üstüne basa basa 8 diyor. 2008 doğumlu, ilkokul 3’e başladı.
“Artık oğlumla kaliteli vakit geçirebiliyoruz”
-Küçükken sizi televizyonda görünce anlamıyordu ama şimdi
sizi izlerken tepkisi ne oluyor?
2-3 yaşlarındayken beni televizyonda görünce çok ağlıyordu. Bağıra bağıra içeri kaçıyordu. Aynı anda hem orada hem burada nasıl oluyor diye korkuyordu. Şimdi dizilerin tekrarı çıkıyor, sıkılıyor ve değiştiriyor ama okulda da havasını atıyor. Her şeyin farkında artık. Eskiden sokakta fotoğraf çektirmek isteyenlerden kaçardı. Şimdi kendisi geliyor pozunu veriyor.
-Baba-oğul ilişkiniz nasıl?
Aslında son üç yıldır kötüydü çünkü ben çok yoğun çalışıyordum. Geldiğim saatlerde uyuyor oluyordu. Yeri geliyordu iki-üç gün hiç görüşemiyorduk bile. Çok şükür o açığı kapattık şimdi. Büyüdüğü için erkek erkeğe muhabbete girebiliyoruz artık. Baba-oğul çıkıyoruz, sinemaya, tiyatroya, maça gidiyoruz. İyi ve kaliteli zaman geçiriyoruz. İpin ucu kaçmadan yakaladık çok şükür.
“Kafamı boşaltmak istediğimde susuyorum”
-Siz kafanızı nasıl boşaltırsınız?
Susuyorum. Kafamı boşaltmak istediğimde susuyorum ve sadece enstrümantal müzik dinliyorum. Digiturk’ün dalgalarını ve şöminesini izliyorum. Bildiğiniz şalteri indiriyorum.
-Ülke olarak çok zor günlerden geçiyoruz. “Geniş Aile: Yapıştır” filmi insanlara moral olacak mı?
En basit örneği II. Dünya Savaşı’nda Almanlar, İngilizleri bombaladıktan sonra, insanlar o enkazların altından çıkıp sokak tiyatroları yapıyordu. Eğer bir ülkenin moralini bozarsanız ancak o zaman savaşı kazanırsınız. O yüzden bu nahoş dönemimizde bizim birlikte olmaya, gülmeye ihtiyacımız var.
“Yeni diziye başlıyorum”
-Televizyonda yeni proje var mı?
NTC’nin yapacağı “Aile İşi” adlı Kore formatı bir diziye başlıyorum. Komedi türü ama altında çok sağlam ilerleyen bir draması var. Kadroda Füsun Demirel, Hasibe Eren, Murat Akkoyunlu ve sürpriz olarak can bonomo yer alıyor. Yönetmenimiz ise Jale Atabey.
“Arabamı sağa çekip sevenlerle sohbet ederim”
-Ekranda izlediğimizin aksine ciddi bir yapınız mı var?
Evet, ciddiyimdir ama asık suratlı değilim. Sokakta “Çok ciddisiniz, televizyonda böyle değilsiniz” diyenler oluyor. O benim işim. Aslında öyle değilim. Kar kış demeden kimseyi geri çevirmem, fotoğrafımı çektiririm. Yolda giderken sağa çekip sevenlerle sohbet ettiğim oluyor. Çünkü onlar bizi buralara getirdi. Biz evet komiklikler yaptık ama onlar izleyip beğenmez ve sevmezse hiçbir anlamı yok. Herkesin
bir işi var. Ben de taksicilik yapamam, elektrikten anlamam. Aslında oyunculuğu çok büyütmemek lazım. Herkesin işi gibi normal bir iş bu da.
Kaynak:Hürriyet
Kaynak: Diyarbakır Söz