Darbe girişimi sonrasında yürütülen soruşturmalar nedeniyle öğretim üyelerinden yaklaşık 200'ü ihraç edilen, eski rektör ve bazı yöneticileri tutuklanan Dicle Üniversitesinin bir yıllık Rektörü Prof.Dr.Talip Gül, düzenlediği basın toplantısı ile yaptıkları çalışmaları anlattı. Darbe girişimi sonrası süreç nedeniyle enkaz değil, yıkılmış bir yönetimi devr aldıklarını, kurumsal hafızası ve bilgisayarları devlet tarafından el konulmuş bir üniversite yönetimine geldiklerini söyleyen Rektör Prof. Dr. Gül, üniversitenin yöneticilerinin birçoğunun görevden alındığını ve kurumsal bilgilerinin dahi devlet tarafından el konulduğunu söyleyerek yeniden bir üniversite inşa etmenin görevleri olduğunu dile getirdi.
FETÖ ve terör örgütlerinin temizlenmesi için profesörlerden soruşturma komisyonlarının kurulduğunu belirten Gül, yapılan tüm faaliyetler ile eğitim ve öğretimin kalitesini arttırmayı amaçladıklarını dile getirdi.
Mesai ve yoklama zorunluluğu
Üniversitenin tüm akademik kademelerinde yeniden yönergeler oluşturduklarını kaydeden Gül, “Çünkü yönerge ve tüzük ile yönetilmeyen bir üniversiteyi devralmıştık. Üniversitemizin asli vazifesi olan bilimsel kalitesini yükseltmeye çalıştık. Mesai mefhumunu oluşturduk, herkes mesaisine uymak zorunda kaldı. Öğrenci yoklaması yoktu. Öğrencilerin derse gelip gelmemesi kimsenin umurunda değildi. Devam zorunluluğu getirdik ve sisteme soktuk. Devamsızlık yapanlar kalacak.” dedi.
“2017-18’e 9 yeni bölüm ile geçtik”
Projeler noktasında çalışmalar yaptıklarını ifade eden Gül, “Birçok alanda projeler, kurslar ve sertifika projeleri düzenlendi. Yeni Fakültelerin açılması için çalıştık. 9 yeni bölüm açılması için YÖK’e başvurduk ve kabul edildi. 2017-18 eğitim ve öğretim yılına 9 yeni bölüm ile geçtik. Bu yeterli değil!” şeklinde konuştu.
“Öğrenci sayısı 100 binlere çıkacak”
Gül, “Açık öğretim bölümleri için çalışmalar yaptık. Diyarbakır’da bir açık öğretim fakültesi olduğu zaman sadece açık öğretim fakültesi öğrenci sayısı 100 binlere çıkacak. Bununla ilgili YÖK’e başvurduk ve vazgeçmeyeceğiz. 2’nci eğitim ve öğretim çok önemli.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de hiçbir üniversite…”
Amacının Dicle Üniversitesini Ortadoğu’nun en önemli üniversitesi yapmak olduğunu dile getiren Gül, “Bu kapsamda birçok ülke ile görüştük ve işbirliği teşebbüslerimiz oldu. Bundan sonra da bu çalışmaya hız vereceğiz. Kongre merkezimizde 2016-17 yılı çerçevesinde toplam 269 bilimsel faaliyet düzenlendi. Bunların 7 tanesi uluslar arası faaliyetlerdi. Üniversite yol da yapar ama asıl görevi bilimsel faaliyet yapmaktır. Türkiye’de hiçbir üniversitede bir yılda bu kadar bilimsel faaliyet olmamıştır.” değerlendirmelerinde bulundu.
“400’ü soruşturmadan geçti”
Gül konuşmasında, “15 Temmuz darbesi dolayısıyla istifa edenler oldu. Öncesinde istifa edenler oldu. 15 Temmuz öncesinde yurt dışına çıkıp da dönemeyenler oldu. İhraçlar çok oldu. YÖK bize destek çıkarak 40 doçent kadromuz serbestleşti. İhraç olanlar yetişen kalifiye elemanlardı ancak örgüt üyesi oldukları için ihraç edilmeleri gerekiyordu. Bunların yerine eleman bulmak çok zor. 700 öğretim üyemizin 400’ı soruşturmadan geçti.” diye konuştu.
“Bölgedeki gençlerimizi istihdam edeceğiz”
Başka üniversitelerden işin uzmanlarının Diyarbakır’a gelmeye yanaşmadıklarına dikkat çeken Gül, “Başka şehirlerden üniversitelerden gelmek istemiyorlar. Çünkü pozitif bir ayrımcılık yok neden gelsin. Biz de bölgedeki gençlerimizi istihdam edeceğiz. İş yapabilenleri seçip buraya istihdam ederek açığı dolduracağız.” dedi.
“İhraç olanların büyük kısmı Tıp Fakültesinden”
Gül konuşmasında devamla, “İhraç olanların büyük kısmı Tıp Fakültesindendir. Tıp Fakültesi en önemli birimimizdir. Yönetilmesi en zor olan birim de burası. Yılbaşında döner sermaye gelirimiz daha önce aylık 16, 6 milyon iken aylık 15,6 milyona düştü. Hastanenin gideri de aylık 15,5 milyon civarındaydı. Böyle devam etseydi, doktorların döner sermayelerini yatıramayacaktık. Aynı zamanda yatarım da yapamayacaktık. Ancak bugünlerde aylık 18’lerin üzerine çıktık.” şeklinde konuştu.
“Tıp Fakültesinde kaçak işlemler yapıldı”
Diğer üniversitesi hastanelerinde kaçak işlemlerin çok yapıldığını belirten Gül, “Ameliyat yapılıyor ama sisteme girilmiyor. Hastaya serum takılıyor ama girilmiyor. Hastaya ilaç veriliyor ama girilmiyor. Bunlar giderdir eğer geliri istemezsek zarar olur. Ekiple canla başla çalıştı arkadaşlar. Kaçak işlemleri önlediler ve hasta sayımız da arttı. Günlük 2 bin 800 iken 3 bin 500’e çıktı.” ifadelerini kullandı.
“Dicle Üniversitesinin tüp bebek merkezine ihtiyacı var”
Gül, “Geçmiş yönetim ne istemişse hükümet vermiş. Kalkınma Bakanlığı, 2015’te 41 milyon ekstra hibe nakit para verilmiş. Ama bizim zamanımızda hükümet tasarrufa gidiyor. Biz de mecburen kendi bütçemizle yapmaya çalışıyoruz. Dicle Üniversitesinin tüp bebek merkezine ihtiyacı var. Hastalar başka şehirlere gidiyor. Özel hastanelere gidip büyük paralar veriyor. Dicle Üniversitesinden çok sonra kurulan üniversitelerde dahi tüp bebek merkezi var. Bu nedenle bizim bu alanda çalışmalarımız var.” diye konuştu.
Bölgedeki Sivil Toplum Kuruluşlarını eleştiren Gül, “Maalesef STK’lardan ciddi projeler gelmedi. 5 ayımızı STK’lar ile geçirdik. Ancak bugüne kadar bir proje gelmedi. Oysaki onlar devlet ile halk arasında köprüdür.” temennisinde bulundu.
“Kantinler, ihaleler, arsalar bazılarına peşkeş çekilmiş”
Dicle Üniversitesinde yapılan yolsuzluklara işaret eden Gül, “Kantinler, ihaleler, arsalar bazılarına peşkeş çekilmiş. Sözleşme ile yapılmış ancak biz kaldırdık. Ziraat Fakültesi üniversitemizin arazisini aşağıya kiraya vermiş. Aşağısı da 5 katına kiraya vermiş. Yapılan sözleşmeyi iptal ederek kendimiz ihaleye vereceğiz.” dedi.
2 fakülte dekanına 3 milyonluk tazminat!
Gül konuşmasının devamında “Fakat bu şekilde kurumu zarara sokan eski yönetim olan fakülte dekanlarına 3 milyon TL tazminat çıktı. Tarlalarımızı, arazilerimizi kurumu zarara sokacak şekilde başkalarına kiraya verenler hakkında Sayıştayın denetlemesi ile bu zararı onlara yükledik. Ziraat Fakültesi ve Veterinerlik Fakültesi eski dekanlarına kurumu zarara uğrattıkları için 3 milyon TL tazminat kesildi.” şeklinde konuştu.
“Üniversitenin dönümünü 85 TL’ye vermişler”
Gül, “Üniversitenin arazisini dönümü 85 TL’ye vermişler. Onlar da 8 katı kar ile başkalarına vermişler. Kimi devreye sokarlarsa soksunlar artık ihale ile kim hak ederse o alacak.” ifadelerini kullandı.
“Kurumu hep zarara sokmuşlar”
Gül konuşmasının devamında, “Üniversiteyi öyle yönetmişler ki… Kantinlerin çoğu birbirini tanıyorlar, birbiri ile akrabalar ya da çok ucuza kiralamışlar. Süreleri dolanların hepsini tekrar açık ihaleye çıkardık. Kantinleri yıllık 9 bin TL’den vermişler. Biz ise 70 bin TL’den verdik. Kalp Hastanesinin bodrum katındaki kantinin ihalesini 7 bin 200 TL’den vermişler. Ancak biz ihaleye verdik, 45 bin TL’den gitti. Kampüs girişindeki kebap yeri 130 bin TL’ye verilmiş biz ise 280 bin TL’den verdik. Tüm yerlerde böyle yapmışlar. Kurumu hep zarara sokmuşlar.” diye konuştu.
“Adamına göre sertifika vermişler”
Gül açıklamasında, “Bugünden sonra hangi yönetim gelirse gelirsen bu yeni sistemin dışına çıkamaz. Kurumsallaşma sağlandı. Bundan önce kanunlara uygun bir yönetmelik olmadığı için her şeyi kendi kafalarına göre yapmışlar. Oğlu eczacı olana araştırma öğretim görevlisi kadrosu açılmış. Göstermelik sertifika verilmiş. Öyle sertifikalar vermişler ki, kadroya özel sertifika çıkartmışlar. İşe göre değil kişiye göre sertifika çıkarmışlar. Adrese teslim yapmışlar. Sistem olmadığı için kabul görmüş. Ama artık bir kadro varsa herkes görebilecek ve herkes başvurabilecek. Kim başarılı ise o alacak.” değerlendirmesinde bulundu.
“Adrese teslim yapmışlar”
Gül, “O kadar çok adamı adrese teslim yapmışlar ki, onları çalıştıramıyorsun da. Adam 15 yıllık araştırma görevlisi, yabancı dili yok. Oturuyor ama bunlarla üniversite bir yere gelmez. Ancak bundan sonra her şey sistemli olacak ve böyle devam ederse birkaç yılda Dicle Üniversitesi Hacettepe düzeyine gelecek. Üniversite bölgenin en önemli kurumudur. Kanser hastanelerinin ameliyatına ben giriyorum. Böbrek nakli bölgede sadece burada. Allah için her şeyin doğrusunu yapalım. Öyle yapalım ki arkamızdan dua etsinler.” dedi.
“Yolsuzluk ve rüşvet yok diyemem”
Gül, “Ben demiyorum herhangi birimimizde yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık yok. Olabilir. Çünkü 7 bin elemanımız var. 34 bin öğrenci var. Çoğunu ben tanıyamam. Üniversitemizde gayemiz devletin malını korumak ve çocuklara harcamak.” şeklinde konuştu.
“Morfin kullanan kişiyi hasta bakıcı olarak almışlar”
Dicle Üniversitesinde toplam 2 bin 27 taşeron firması elemanı çalıştığını ve firma ile sözleşmeleri bittiği için yeni bir firmanın ihaleyi aldığını söyleyen Rektör Gül, "Taşeron eleman çalıştırılması ile ilgili yeni kriterler getirdik. Burada KPSS puanı ve diploma notu puanı kriteri getirdik. Emekli olup taşeron firmasında çalışanların iş akitlerini bitirdik. Bunun dışında geceleri morfin kullanan ve hasta başında nöbet bekleyen bazı kişilerin sözleşmelerini bitirdik. Taşeron elemanı almamız için birçok yerden aracı olarak devreye girenler var. Hepsinin önünü kesmek için bu sistemi getirdik" dedi.
“52 olan yabancı öğrenci sayımızı 300'e çıkardık”
DÜ’de Açıköğretim Fakültesi açılması ve ikili eğitim için YÖK'e başvurduklarını ancak şimdiye kadar bir sonuç alamadıklarını söyleyen Rektör Gül, "Üniversitemizde tüp bebek merkezi içinde girişimlerimiz sürüyor. 2016- 17 yıllarında 7'si uluslararası toplam 269 bilimsel ve sosyal konferanslar gerçekleştirdik. YÖK'e yaptığımız 9 yeni bölüm teklifimiz kabul edildi. İkili eğitim öğretim ve Açıköğretim Fakültelerinin açılması durumunda öğrenci sayımızı katlayacağız. Bu konada YÖK nezdinde yaptığımız çalışmalar sürüyor. Yabancı öğrencinin Üniversitemize getirilmesi konusunda çalışmalarımız var. 52 olan yabancı öğrenci sayımızı 300'e çıkardık." ifadelerini kullandı.
Toplantıya, DÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tahsin Kılıçoğlu ve Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Hayrullah Akyıldız, Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ali Kemal Kadiroğlu, Genel Sekreter Yrd. Doç. Dr. Kenan Yakuboğlu da katıldı.
Kaynak: Diyarbakır Söz