Filistinliler için "Büyük Felaket" olarak tanımlanan Nakba’nın yıl dönümünde ABD’nin Tel Aviv’de bulunan büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve İsrail askerleri tarafından 62 Filistinlinin katledilmesi, Diyarbakır'da yüzbinlerce vatandaşı sokağa döktürdü. İslami STK'ların öncülüğünde, Diyarbakır'da yürüyüş ve kitlesel basın açıklaması yapılarak, İsrail telin edildi.
DİYARBAKIR'DAN İSRAİL'E ÖFKE YAĞDI
İslami Sivil Toplum Kuruluşları öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe, AK Parti İl Başkanı Süleyman Serdar Budak ve partililer de katıldı. Vatandaşlar, öğleden sonra saat 14.00 sularında İstasyon Meydanında bir araya geldi. “Kudüs, İsrail ve ABD’ye mezar olacak” yazılı pankart açan kitle üzerinde ABD Başkanı Trump ve İsrail Başkanı Netanyahu’nun resimlerinin bulunduğu “Terörist” yazılı kukla ile birlikte Sur Çift Kapıya doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca tekbirler getiren kitle, sık sık İsrail ve ABD aleyhinde sloganlar attı. Sur Çift Kapıda son bulan yürüyüş sonunda basın açıklaması yapıldı.
ABD Başkanı Trump ve İsrail Başkanı Netanyahu’nun resimlerinin bulunduğu “Terörist” yazılı kukla yere atılıp, tekmelendi. Grup içerisinde bazılarının kuklayı yakmak istemesi üzerine güvenlik gerekçesiyle kukla uzaklaştırıldı.
MÜSLÜMANLARI KANI DÖKÜLÜYOR
Açıklamayı İslami Sivil Toplum Kuruluşları Yönetim Kurulu üyesi Eğitim Bir Sen Diyarbakır şube Başkanı Yunus Memiş, okudu. Memiş, “Mübarek bir zaman dilimindeyiz. Yarın Şaban ayının son günü. Yarın gece tüm İslam coğrafyasında teravih kılınacak ve sahura kalkacağız. Çarşamba günü Hicri 1439’un Ramazan’ın ilk günü. Böyle mübarek günleri kana bulamak Siyonist aklın vazgeçilmezi oldu. Irkçı emperyalizm bu mübarek günleri yine kana buladı. Bugün işgalci İsrail yine Filistin’de katliam yapıyor. 50’den fazla şehidimiz 2000’in üzerinde yaralımız var. Seçildiği günden beri, aynen önceki ABD başkanları gibi, dünyanın baş belası olan Trump küstahlıklarına devam ediyor. Trump, 7 ay önce ‘ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağız’ demişti. Geçtiğimiz hafta Kudüs sokaklarına Arapça, İngilizce, İbranice ‘ABD Büyükelçiliği’ levhaları asılmıştı. Bugün 14 Mayıs. İşgalci İsrail’in sözde bağımsızlığının ilanının 70. yıl dönümü. Katil ABD ve işgalci İsrail bu sözde bağımsızlığın 70’inci yılını Müslüman kanı dökerek kutlama kararı almışlar. Şimdi bu şeytani kararın gereğini yapıyorlar” dedi.
"SÖZDEN ANLAMAZ, GÜÇTEN ANLAR"
İsrail ile her türlü ilişkinin teröre ve akan kana ortak olma olduğunu vurgulayan Memiş, “Kim ne derse dersin, İsrail, meşru bir devlet değil bir terör örgütüdür. Kim ne derse desin, İsrail, bu coğrafyanın doğal bir üyesi değil bir işgalcidir. Kim ne derse desin, İsrail’le her türlü ilişki Siyonist teröre destek olmak, akan kana ortak olmaktır. Kim ne derse desin, ABD ve İngiltere, İsrail’in hamisidir. ABD ile stratejik müttefik olanların İsrail düşmanlığı tiyatrodur. İsrail’le her türlü anlaşmayı yapanların İsrail düşmanlığı tiyatrodur. İsrail’le mütemadiyen ticaret hacmini artıran hükümetlerin İsrail’in küstahlıklarına katkı sunduğunu kim inkar edebilir? İsrail’le bağımlılık ilişkilerini artıran hükümetlerin İsrail’e cesaret verdiğini kim inkar edebilir? Siyonist İsrail, şımarıklığının, küstahlığının, eli kanlı oluşunun gereğini yapıyor. Aklı başında olan hiçbir insan İsrail’den vicdan ve merhamet beklemez. Aklı başında olan hiçbir insan İsrail’den insanlık beklemez. Siyonist İsrail ile barış ve adalet kelimelerinin yan yana gelmesi mümkün değildir. İsrail’e söz söylemek gereksizdir. İsrail sözden anlamaz. İsrail ancak güçten anlar. Bizim sözümüz, sitemimiz, serzenişimiz, kendi geleceklerini İsrail’le iyi ilişki kurmakta gören herkesedir. İslam ülkelerindeki hükümetlere işgalci İsrail ile işbirliği kötülük olarak yeter” diye konuştu.
İSRAİL'E TÜKÜLÜRSE BOĞULACAK
İsrail bu topraklarda olduğu müddetçe bu coğrafyaya barış gelmeyeceğini kaydeden Memiş, “Müslüman idareciler İsrail ile ilişkiyi ikbal meselesi olarak gördükleri müddetçe zalimlere karşı tek bir cesur adım atamayacaklardır. Ey İslam ülkelerinin yöneticileri, yanlıştan dönün. Ey İslam ülkelerinin yöneticileri, ABD’nin, İsrail’in peşinden gitmekten vazgeçin. Ey İslam ülkelerinin yöneticileri, eli ayağı parçalanmış çocuklar aşkına, kafası uçurulmuş, beyni dökülmüş çocuklar aşkına, gözlerindeki dehşetle yardım bekleyen çocuklar aşkına yanlıştan dönün. Herkes biliyor, herkes şahit ki, telefon diplomasisiyle, lanet okumayla, kınamayla zulüm bitmiyor. İsrail yaptırımdan anlar. İsrail güçten anlar. Allah için yırtıp atın İsrail ile yapılmış anlaşmaları. Bunları yapmaya gücünüz yetmiyorsa Allah için çıkın ve gerekçelerinizi söyleyin. Bir buçuk milyar Müslüman sekiz milyonluk İsrail’i tükürse boğar. Korkmayın, Allah aşkına cesur olun. Siz gereğini yapmazsanız bu milletin içerisinden İsrail’e ve dünyanın tüm zalimlerine haddini bildirecek yiğitler çıkacaktır. Cenabı Allah, zalimleri bizim elimizle cezalandıracaktır” ifadelerini kullandı.
YARIN ÖFKEMİZLE YÜZLEŞECEKLER
Ardından konuşan Mavi Marmara gazisi Fikri Karavil ise, bugün meydanlarda yarın ise cephelerde olacaklarını vurguladı. Karavil, şunları söyledi: “Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler yaşanan insanlık dramını görmezden gelse de Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı gerekli ve yeteri etkin tepkileri göstermezse de Müslüman milletler, sömürgeci ABD ve Siyonist işgalcilere karşı sesini yükseltmeye devam edecektir. İslam düşmanları şunu bilsin ki, bugün meydanlardayız, ama yarın cephelerde olacağız. Bugün çığlığımıza sessiz kalanlar, pervasızca katliamlara devam edenler, yarın öfkemizle yüzleşeceklerdir. Muhakkak ki bir gün özgür Kudüs'te, Mescid-i Aksa'da hep birlikte rabbimize yönelip şükür secdesinde bulunacağız.”
Konuşmaların ardından Ulucami İmamı Osman Yağmur dua etti.
ULEMALARDAN DEKLARASYON
Öte yandan, Alimler ve Medreseler Birliği (İttihadul Ulema) işgalci siyonistlerin Filistin'de yaptığı katliamalara tepki göstererek, İslam ülkelerinin yöneticilerine çağrıda bulunarak, siyonist büyükelçiliklerinin kapatılmasını istedi.
İttihadul Ulema'dan yapılan açıklamada, "Başta İslam ülkeleri olmak üzere yeryüzünde fitne ve fesadın baş aktörü olan Amerika’nın geçtiğimiz aylarda büyükelçiliğini Telaviv’den Kudüs’e taşıma kararı alması ve bunu bil-fiil gerçekleştirmesinden, daha bir cesaret alan Siyonist işgal rejimi, Filistinli kardeşlerimizi katletmeye devam ediyor. Son olarak 'Büyük Nekbe' gününün yıldönümünde 100’e yakın Filistinli kardeşimiz gerçek mermilerle şehit edilirken binlercesi de yaralandı. Müslümanlar olarak 'kırmızı çizgimizdir' diyerek günlerce meydanlarda sözlü müdafaasını yaptığımız Kudüs’ün bağrında 14 Mayıs 2018 günü itibariyle Amerika’nın Büyükelçiliği yerleştirilmiş durumdadır." denildi.
İŞTE AÇIKLANAN MADDELER
Açıklamada İslam aleminin vahdeti için bir ümmet olarak tepki vermeye davet edilen açıklamada şu maddeler sıralandı:
1-Özelde Amerika ve Avrupa’daki, genelde bütün dünya Müslümanlarının tepkilerini göstermek için kesintisiz gösteriler yapmaları gerekir.
2-İslam ülkeleri, ülkelerindeki Amerika ve israil büyükelçiliklerini kapatmalı, Amerika ve İsrail’deki büyükelçiliklerini de kapatarak büyükelçilerini süresiz geri çağırmalıdır.
3-Bütün Müslümanların Ramazan ayını fırsat bilerek, Ramazan boyunca özelde Filistinli ve Gazzeli kardeşlerimiz, genelde bütün Müslümanlar için bolca dua etmeleri; Amerika ve İsrail’in Filistinli kardeşlerimize yönelik yaptıkları katlimamları lanetlemek için, namazlarında kunut okuyarak Amerika ve israili telin etmeleri gerekir.
4-Kurum, vakıf, dernek… ayırımı yapmaksızın bütün İslami oluşumların ve alimlerin bir araya gelmeleri ve bu vesileyle İslam alemini, içinde bulunduğu zulüm ve katliam dolu çıkmazdan nasıl çıkarılabileceği üzerinde fikir üretmeleri gerekir. Bunu periyodik ve düzenli olarak yapmaları ve üretilen fikirleri fiiliyata geçirmeleri gerekir.
FİLİSTİN VE KUDÜS ÜZERİNDEN
5-İslam alimleri ve İslam ülkeleri yöneticileri biraraya gelerek Filistin ve Kudüs’ün kurtuluşu için kısa, orta ve uzun vadede nelerin yapılabileceği üzerinde çalışmaları gerekir.
6-İslam ülkeleri aralarındaki ihtilafları bir kenara atarak, israile askeri bir müdahalenin yapılabilmesinin alt yapısını oluşturmak için bir an önce bir araya gelmeli, şimdiden gerekirse Filistine gitmek isteyen Müslümanlar için tüm kapılarını açmalıdırlar.
7-Başta Amerika olmak üzere emperyalistlerin Filistinli kardeşlerimize uyguladıkları ambargoları kırmak için, tüm İslam ülkelerinin birlik olması ve şartları zorlayarak kardeşlerimize başta ilaç ve gıda olmak üzere yardımda bulunmaları gerekir.
8-Bütün savaşları ekonomik olan emperyalistlerin Filistinli kardeşlerimize uyguladıkları ambargolarına karşı Müslümanların da ambargo ile karşılık vermesi gerekir. Özelde Amerika ve İsrail, genelde İsrail’e yardım eden tüm İslam düşmanlarının malları protesto edilmeli, alış verişi yapılmamalıdır.
9-Tüm İslam aleminin birlik olarak Amerika ve İsrail ile başta diplomatik ilişkilerin kesilmesi olmak üzere tüm yaptırım seçenekleri bir an önce değerlendirilmelidir.
Kaynak: Diyarbakır Söz