Diyarbakır’da müşteri kılığında araç almak için gelen şahıslar, test için götürdükleri aracı sahte evrakla sattı. Aracının iki gün içerisinde iki kez el değiştirerek başka bir ile satıldığı öğrenen Ahmet Deniz, şahısların yakalanmasını ve aracın geri getirilmesini istedi.
Diyarbakır’da oto alım satım işiyle uğraşan Ahmet Deniz, yeğenine ait bir aracı internetten satışa sundu. 24 Temmuz’da kendisine telefonla ulaşan şahıslar, aracı beğendiklerini belirterek, işyerine gelerek inceledi. Birkaç gün sonra H.Y., B.D. ve D.D., isimli şahıslar aracı ekspertiz testi için götürdü. Aracı götüren şahısların dönmemesi üzerine telefonla kendilerine ulaşan Deniz, çeşitli bahanelerle oyalandırıldı. Şahıslardan şüphelenen Deniz, Trafik Tescil Müdürlüğü’nde yaptığı sorgulamada aracın noterden B.D. isimli bir şahsa ardından da Batman’da başka bir şahsa satıldığı öğrendi. Dolandırıldığını anlayan Deniz, durumu avukatına bildirdi. Noter yetkilileriyle yaptıkları görüşmeler sonucunda aracın yeğeni Selim Güneş adına düzenlenen sahte bir kimlikle satış yapıldığını öğrenen Deniz, avukatı aracılığıyla 10 Ağustos’ta şahıslar ve noter hakkında suç duyurusunda bulundu. Geçtiğimiz günlerde başka bir dosyadan yakalanarak mahkeme tarafından tutuklanmasına karar verilen B.D. isimli şahsı teşhis eden Deniz, aradan 3 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen henüz kendi dosyasında bir gelişme olmadığını ve haber beklediklerini ifade etti.
“Araç iki gün içerisinde iki defa el değiştirdi”
Olayın yaşandığı süreci anlatan Deniz, “Yeğenimin aracını satmak için internet üzerinden ilan verdim. Bunu gören iki kişi beni telefonla aradı. ‘Aracı beğendiklerini söylediler.’ Geldiler buradan aracı aldılar ‘test için baktıracağız’ dediler. Gittiler sonra gelmediler. Ben aradığımda ise bahanelerle beni bir hafta oyaladılar. Bunun üzerine İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Müdürlüğü’ne gittim ve aracın yeğenimin adına olmadığını öğrendim. Gidip kendi kendilerine sahte evrakla satış yapmışlar. Aracı götürüp Batman’da da başkasına satmışlar. Araç iki gün içerisinde iki defa el değiştirmiş görünüyor. Ben bu kişilerden şikâyetçiyim. Aracımın bulunup bana teslim edilmesini istiyorum. Aracın şase numarası, plakası belli. Kimdeyse alınıp bana teslim edilsin. Neticede 80 bin liralık bir araç. Mağdurum şuanda, aracımın bana getirilmesini istiyorum” dedi.
“Suç duyurusunda bulundum”
Konuyla ilgili yetkili mecralara suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden Deniz, şunları söyledi:
“Bu kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunduk. Ayrıca Noter çalışanları hakkında da suç duyurusunda bulunduk. Neticeyi bekliyoruz. Avukatımın bana bir haber vermesini bekliyorum. Sahte evrak neticede ben aracımın geri gelmesini istiyorum. Bundan bir hafta önce asayiş şubeden beni aradılar. Ben gittim 5 şahıs yakalanmış ben onlardan birinin benim aracımı götürenlerden biri olduğunu anladım. Yazılı ifade verdim bu kişinin suçlu olduğuna dair ama diğer kişiler şuanda hiç bir şey olmamış gibi işlerine devam ediyorlar. Ben onların da yakalanmasını istiyorum.”
“Daha noterin bile ifadesine başvurulmamış”
Dava dosyasının yakından takip ettiklerini ancak henüz bir gelişme olmadığını belirten Avukat Muhammed Çalışkan ise, “Yaptığımız araştırmalarda dosyamızdaki bu şüphelilerin başkalarını da dolandırdığı, aynı noterde başka sahte satış işlemleri de yaptığı duyumlarını aldık. Hatta geçen hafta bizim dosyamızda satış işlemlerini gerçekleştiren B.D. isimli şahıs dosyamızla bağlantılı olmayan diğer 4 kişiyle birlikte başka bir dolandırıcılık suçuyla ilgili tutuklandılar. Bizim dosyamızla ilgili şunda tek bir gelişme yok. Henüz bu failler ortalıkta ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Daha noterin bile ifadesine başvurulmuş değil. Normal şartlarda noterin özel bir yükümlülüğü var. Gelen kişinin kimliğini alıp kontrol etmesi, fotoğraf ile gelen şahsın aynı kişi olup olmadığına bakılmalı, kimliğin mührünün, kimlikte yer alan bilgilerin doğru olup olmadığı kontrol etmekle yükümlülüğü var. Ancak biz noterle yaptığımız görüşmede satış günü kimlik almadıklarını, Selim Güneş isimli şahsın kimliğinin satış evrakının arkasında yer almadığını belirttiler. Neden olmadığını sorduğumuzda ‘böyle bir zorunluluklarının olmadığını’ söylediler. Biz bu işin organize bir şekilde yapıldığını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz
