Tarihi adımların arifesindeyiz!

Fırat AVCIL/Ahmet DEMİR/İsa İPEK DİYARBAKIR  - Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle, "Öcalan, 'Hükümetle, devlet heyetleri ile sürdürülen görüşmelerle bugün belki de 200 yıldır bu topraklarda çok acılar yaşatan Kürt sorununun ve diğer bütün sorunların çözümü yönünde tarihi adımlar atabilmenin arefesindeyiz' diyor" dedi.

                               

KUR'AN-I KERİM OKUNARAK BAŞLANDI   Demokratik İslam Kongresi'nin (DİK) Cegerxwin Kültür ve Gençlik Merkezi'nde düzenlediği ''Ortadoğu'da Barış ve İslam'' konulu panele yüzlerce kişi katıldı. DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, Kongre bileşenleri ve çok sayıda din aliminin katıldığı panel, Kuran'dan seçilen ayetin okunması ile başladı. Okunan duanın ardından panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Demokratik İslam Kongresi Sözcüsü Fadıl Bedirhanoğlu, Ortadoğu'nun dinler ve peygamberlerin vatanı olduğunu söyledi. Kuran'dan ayetler okuyan Bedirhanoğlu, barış yolundan ayrılmadan mücadele edilmesi gerektiğini belirterek, "İslamiyeti, insanları öldürmek için gönderilmediğini ve insanları öldürerek cennete gidilmeyeceğini göstermemiz gerekiyor. İnsanları öldüren cehennemliktir" dedi.

HASSAS BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle, çok kritik bir süreçten geçtiklerini, bu nedenle panelin çok önemli olduğunu söyledi. "Özellikle 17 Aralık'ta görüştüğümüz Sayın Öcalan'ın selamlarını iletiyorum. Bizim bu sorumluluğumuz olduğunuzu biliyorsunuz. Çok önemli bir iş yapmaya çalışıyoruz. Bu nedenle hükümet yetkileri ile ve sonradan onların uygun görmesiyle 17 Aralık'ta gizli, kamuoyunun bilmediği gidip geldiğimiz görüşmeleri ancak hükümetle ve KCK yetkilileri ile teyit ve istişarelerden sonra kamuoyunu ve tüm basının bilgilerine sunabilecek durumdayız" diyen Dicle, hassas bir konu olduğu için herkesin kendilerini anlayışla karşılayacağını umduğunu kaydetti.

TARİHİ ADIMLARIN EŞİĞİNDEYİZ   Dicle, şöyle devam etti: "Gerek sayın Öcalan gerek KCK birimleri gerekse DTK olarak aslında şeffaflıktan yanayız, yani orada ne konuşulduğunu ne kararlar alındığını sizlere sunmaktan yanıyız. Ancak gelin görün ki bir de bunun ikinci bir tarafı var. Hükümet tarafı biraz daha olgunlaşıncaya kadar bu konularda hassas olmamızı istedikleri için biz de o hassasiyetlere dikkat etmek zorundayız. Ancak size şu müjdeyi verebilirim, sayın Öcalan'ın deyimidir; '5-6 senedir burada sürdürdüğümüz diyaloğu bugün bir müzakere taslağı üzerinde anlaşmaya kadar ulaştırabilmiş durumdayız. Hükümetle, devlet heyetleri ile sürdürülen görüşmelerle bugün belki de 200 yıldır bu topraklarda çok acılar yaşatan Kürt sorununun ve diğer bütün sorunların çözümü yönünde tarihi adımlar atabilmenin arefesindeyiz' diyor."

Gelinen sürecin önemli bir aşama olduğunu anlatan Dicle, süreçte akli selimin galip gelmesini, müzakere yoluyla varılacak bir barışın tüm Ortadoğu'da İslam alemine, tüm halklara ve inanışlara barış getirmesini umduğunu kaydetti.

SÜRECİN KİYMETİNİ BİLİYORUZ   Dicle, gelinen sürecin Kürt halkı olarak kıymetini bildiklerini ifade ederek, şöyle devam etti: "Taslağı incelemiş bir kardeşiniz olarak sayın Öcalan'ın oradaki konumu Türkiye'deki bütün demokratik sorunlarını, mağdurların, ezilmişlerin sözcülüğünü üstlenen bir konumdadır. Sadece orada yürütülecek müzakerenin Kürt halkının yıllardır dile getirdiği talepleri öne çıkaran bir müzakere süreci olmayacak, Türkiye'nin bütün sorunlarını, Türkiye'de yaşayan bütün halk ve inançların sorunlarına el atan ve orada çözüme varmayı hedefleyen bir pozisyonda olacağını belirtmiştir. Müzakere edilen konu bir demokrasi programıdır. Türkiye'nin nasıl demokratikleşeceği, iç barışının nasıl sağlanacağı, var olan ve bundan sonra da var olacak sorunların şiddete başvurulmadan barışçı ve siyasi yollarla nasıl çözülebileceğinin altyapısını oluşturmaya, yasal ve anayasal güvencelerini hazırlamaya dönük bir süreçtir." Sürecin barışla noktalanmasını istediklerini dile getiren Dicle, "Umarız ve Allah'tan niyaz ederiz ki bu süreç başarıyla noktalanır ve inşallah bu da yüz akıyla önümüzdeki günlerde hepinizin önüne gelen bir müjde olur" diyerek sözlerini tamamladı.

DİĞER KONUŞMACILAR NE DEDİ? Hazro Belediye Eşbaşkanı Güler Özavcı Doğu'nun yaptığı panel başladı. Panelde ilk olarak konuşan Risale-i Nur Derneği Başkanı Muhammed Salar, İslam adına işlenen katliam ve şiddet boyutlarına değindi. Hz. Muhammed döneminde savaşın sadece saldırganlık ve işgal olduğunda yapıldığını söyleyen Salar, Selahattin Eyübi'nin de Kudüs fethine dikkat çekerek, "Eyübi fetihten sonra kimseyi öldürmedi. Kimsenin canına ve malına dokunmadı" şeklinde konuştu.

Sosyolog Seher Akçınar Bayar, kadının Kuran eksenli özgürleşmesinin önüne geçildiğini ve bunun da büyük bir yanlış olduğunu söyledi. Kuran'ın kadına değer verdiğini belirten Bayar, toplumda yanlış algılar oluşturulduğuna dikkat çekti. IŞİD'in İslamiyet ile alakası bulunmadığına da değinen Bayar, "IŞİD'in şu an yaptığı hiçbir şey ne Kuran'da ne de peygamber döneminde yoktu. IŞİD bir projedir ve bu İslamiyeti kullanarak yapılıyor" dedi.

İSLAMİ GELENEKLERE UYGUNLUK İlahiyatçı Yazar İhsan Eliaçık, sorgulanmamış eski İslam geleneklerine uyan ve okuyan Müslümanların çoğunun potansiyel IŞİD'li olduğunu söyleyerek, "Kuran'da olmayan birçok şey varmış gibi gösteriliyor" dedi. İslamiyetin bugün Ortadoğu'da katliamlar ve kafa kesmeler ile anıldığını hatırlatan Elaçık, "İslamiyeti, Ortadoğu'da kafa kesmeler, Ankara'da ise yaptıkları saraylar ile katlediyorlar.

Panel'de son olarak konuşan Dicle Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Nurettin Turgay, İslamın barış ve kardeşlik dini olduğunu, Kuran'ın ise her türlü öldürme ve işkenceyi yasakladığını söyledi. İslamiyet adına yapılanların, gerçek İslamiyet ile hiçbir alasının bulunmadığını kaydeden Turgay, islamiyeti kullananların din mafyaları olduğunu ve bunlardan sakınılması gerektiğini ifade etti. Turgay'ın konuşması ardından panel, konuşmacılara sorulan soruların cevaplandırması ile son buldu.

Kaynak: Diyarbakır Söz