Hazreti Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) torunu Hazreti Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilişinin 1381’inci yıl dönümü münasebetiyle İLKHA’ya açıklamalarda bulunan Mustazaflar Cemiyeti Batman Şube Başkanı Feyzi Aydın ve Yazar Sadullah Aydın, bugün İslam coğrafyasında her yerin Kerbela’ya döndüğünü belirterek, Müslümanların görev ve sorumluluklarına dikkat çektiler.
Hazreti Hüseyin’in hiçbir zaman zulme boyun eğmediğini belirten Mustazaflar Cemiyeti Batman Şube Başkanı Feyzi Aydın, “Kerbela‘da yaşanan zulmün bizlere vermek istediği bir mesaj vardır. O mesaj hiçbir zaman zulme boyun eğmeme mesajıdır. O mesaj neye mal olursa olsun hakkın ve adaletin ardından gitme ve hakkı savunma mesajıdır. O mesaj İslam milletini yönetmeye ehil olmayanların topluma getirdiği felaket, emanete olan ihanet ve hakikate olan zulmetini ortaya koyan bir mesajdır.” dedi.
“Zulme boyun eğmeyenler tarih boyunca izzetli ve onurlu bir hayat sürmüştür”
Zulme boyun eğenlerin şereften yoksun kaldıklarına işaret eden Aydın, “Emperyalist güçlerin emellerine hizmet eden zalim ve zorba iktidarların işgalindeki İslam coğrafyasında bugün her yer Kerbela’ya dönmüş, her gün Aşura olmuştur. Tüm bu mesajlar üzerinden bizlere bir miras bırakan Hazreti Hüseyin’in şehadetinin yıl dönümü bir kez daha bize göstermiştir ki, zulme boyun eğmeyenler tarih boyunca izzetli ve onurlu bir hayat sürdürmüşken, zulmeden ve zulme boyun eğenler ise bu şereften yoksun kalmışlardır.” diye konuştu.
“Zalimlere boyun eğenler her daim zilleti yaşamaya mahkûm olmuşlardır”
Konuşmasının devamında Aydın şunları söyledi: “Zulmü görmezden gelenler, sessiz kalanlar, ‘bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ zihniyetinin esiri olmuş olanlar ve asabiyet ateşinin, ulusçuluk putunun gözünü körelttiği kişiler bir gün bu zulüm ateşinin kendilerine de dokunacağını hesap etmelidirler. Zalimlere direnmeyip boyun eğenler her daim zilleti yaşamaya mahkûm olmuşlardır.”
“İslam tarihinin en acı olaylarından biri meydana geldi”
Her Aşura günlerinde hüzün içerisinde olduklarını dile getiren Yazar Sadullah Aydın, “Bir Muharrem ayına daha girdik. Yine aşura günlerindeyiz. Asırlardır bugünlerde Müslümanlar hüzün dolu anlar geçiriyorlar. Çünkü bugünlerde insanlık tarihinin, İslam tarihinin en acı, hüzünlü hadiselerinden, olaylarından biri meydana geldi. Peygamber efendimizin ‘Cennet gençlerinin efendisi’ dediği torunu İmam Hüseyin ve yarenleri bugün Kerbela çölünde vahşice öldürüldüler.” ifadelerini kullandı.
“Hazreti Hüseyin’in amacı İslam ümmetini, Müslümanları zilletten kurtarmaktı”
Hazreti Hüseyin’in amacının İslami dirilişi sağlamak olduğunu vurgulayan Aydın, “İmam Hüseyin’in amacı, hedefi neydi? Canını, dünyasını, sevdiklerini neden terk etti? Bugünün gençleri, Müslümanları olarak bunu da bilmemiz lazım. Hazreti Hüseyin’in Kerbela olayında iki önemli amacı vardı. Birincisi o günün Müslümanlarının içinde bulundukları derin gaflet uykusundan uyandırmak, öze dönüşü sağlamak ve Peygamber efendimizin dönemine ümmeti tekrar götürmek, Resulullah’ın dinini ihya etmek; İslam ümmetini, Müslümanları zilletten kurtarmaktı.” şeklinde konuştu.
“Kerbela’dan alabileceğimiz en önemli ders şudur…”
“Bizim bugünkü Müslümanların dönemi birçok açıdan Hazreti Hüseyin’in dönemine çok benziyor” diyen Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Özellikle de iki açıdan… Birincisi dünya sevgisi o dönemin Müslümanlarını da esir almıştı, bugünün Müslümanlarını da esir almış durumda. Dünya sevgisi bizi öyle bir hale getirmiş ki imanımız, inancımız, İslami değer ve öğretiler için fedakârlık yapmayı, bedel ödemeyi göze alamıyoruz. O yüzden şu an İslam ümmeti, Müslümanlar büyük bir zulüm, zillet, sefalet altında yaşamakta, İslam toprakları her açıdan sömürülerle, işgallerle, zulümlerle, katliamlarla iç içe yaşamaktadır. Neden? Dünya sevgisinden vazgeçemiyor, şerefli bir mücadeleyi zillet altında yaşamaya tercih edemiyoruz. Kerbela’dan alabileceğimiz en önemli ders şudur; zillet altında yaşamaktansa şerefli bir ölümü tercih etmek Müslümanlar için en hayırlısıdır. Hazreti Hüseyin’in misyonunu, hedefini de öğreneceğiz ve onu kendimize rehber edineceğiz.”
Kaynak: Diyarbakır Söz