Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nce sanık sayısının fazla olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik mahkeme salonunda görülen duruşmaya 10'u tutuklu eski rütbeli asker, 50'si tutuksuz uzman çavuş olmak üzere, toplam 60 sanık ve avukatları katıldı.
Mahkemede savunması istenen tutuksuz sanık uzman çavuş Sinan D. tabur komutanları Murat Yıldırım'dan lojmanda bulunan evine gitmek için izin istediğini, Yıldırım'ın ise kendisine 'Eve gitmek isteyen arkadaşlarının ismini yaz bana getir' dediğini aktardı.
Sanık Sinan D. şöyle devam etti:
"Tabur Komutanı Murat Yıldırım ben yanındayken izin konusu için tugayı aradı. Telefon konuşmasının sonunda, 'Kaç gündür görev var diyorsunuz. Ben personelimi evine gönderemiyorum.' dedi. Bu konuşma sonrası Murat Yıldırım bizi evimize göndermedi. 15 Temmuz gecesi geri dönüşe geçip tümene vardığımızda Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar, Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan ve Kurmay Başkanı Albay Arif Bozbıyık beraber konuşuyordu. Arif Bozbıyık, Ali Osman Gürcan'a, 'Allah senin belanı versin bu çocukları sen kandırdın. Bu adamların hepsi birer savaşçıydı.' diyerek kepini ve palaskasını sinirli bir şekilde yere çarptı. Tümen Komutanı Abdullah Baysar ise Ali Osman Gürcan'a, 'Bu çocukları bu pisliğe sen bulaştırdın. Çocukların bir suçu yok. Git pisliğini temizle şimdi.' diyerek tepki gösterdi. Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum."
Tutuksuz sanık Servet B. ise lojmanlarda nöbetçi olduklarını ve apar topar 'görev var' denilerek çağrıldıklarına işaret etti.
Tugay Komutanı Ali Osman Gürcan'ın emrine bizzat tanıklık ettiğinini kaydeden Servet B. şunları söyledi:
"Ali Osman Gürcan, Kurmay Başkanı İbrahim Yazıcı'ya, 'Emrime kim itaatsizlik ederse elini ayağını bağlayın atın nezarete' dedi. Biz darbe olduğunu Cizre'de öğrendik. Tugay Komutanı Ali Osman Gürcan polislere, 'Burayı açmazsanız eğer bombalatırım.' dediğini duydum. Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum."
Tutuksuz sanık uzman çavuş Rasim M. de üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek o gece yaşadıklarını anlatmak istediğini aktardı.
O akşamı aniden hazırlanın talimatı aldıklarını belirten sanık Rasim M. şunları anlattı:
"Akşam bize birden görev olduğu ve hazırlanmamız gerektiği emri geldi. 3 günlük bir görev olduğu belirtildi ama nereye gideceğimiz söylenmedi. Cep telefonlarımızı aldırmadılar. Herkes kısa kollu kamuflaj giyecek denildi. Askeri araçlara planlama yapılmadan aceleyle rastgele bindirildi. Daha önceki operasyonlarda araç planlaması yapılırdı. 7 yıllık personelim daha önce tim komutanlarımız tarafından nereye gideceğimiz söylenirdi. Ama o akşam kimse tarafından söylenmedi. Biz operasyona gidiyoruz diye sanıyorduk."
Sanık Rasim M. kendilerini bu duruma düşüren tüm sıralı amirlerinden şikayetçi olduğunu sözlerine ekledi.
Savunmasını veren bir diğer tutuksuz sanık uzman çavuş Sedat K. ise o gece, telefonlar alınırsa meslekten atılacakları yönünde ikaz edildiklerini belirterek, "Helikopter pistinde toplandıktan sonra bu ikazı duyduk. Ardından hemen bir çuval bularak telefonlarımızı topladık ve idari işlere teslim ettik." dedi.
Operasyonu gittiklerinin söylendiğini ancak tercih edilen araç nedeniyle şüphelendiğini aktaran Sedat K, "Bize tabur komutanımız Murat Yıldırım tarafından 3 günlük kumanya almamız söylendi. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bu durumda olmamıza kim sebep olmuşsa onlardan şikayetçiyim. Beraatimi talep ediyorum." diye konuştu.
Mahkeme heyeti tarafından savunması alınan uzman çavuş Talip U. da düğünü olduğunu ve bunun için izin istemeye bölük komutanının yanına gittiğini vurgulayarak, "Benim 1 hafta sonra düğünüm vardı. Bölük komutanım Ferhan Aktürk'ten izin istedim. O da bana, 'Hayır göreve dahil olacaksın.' dedi. Uçak biletimi dahi almıştım ama izin verilmedi." ifadesini kullandı.
Duruşmada savunma yapan diğer sanıklar da üzerilerine atılı suçlamaları reddederek, beraatlerini talep etti.
Mahkeme heyeti de savunması alınmayan sanıkların savunma yapması için duruşmayı yarına erteledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz