Şeyh Said davasında gelişme, Düğümü istinaf çözebilecek mi?

Şeyh Said ve 46 arkadaşının mezar yerlerinin tespiti için açılan davada verilen ret kararı, istinaf mahkemesine taşındı.

Şeyh Said davasında gelişme, Düğümü istinaf çözebilecek mi?

İstiklal Mahkemesi kararıyla 1925 yılında idam edilen Şeyh Said ve 46 arkadaşının mezar yerlerinin tespiti için açılan davada verilen ret kararı, istinaf mahkemesine taşındı. Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyesi Mehdi Özdemir, İçişleri Bakanlığı’nın iki cümlelik yanıtıyla mahkemenin hiçbir araştırma ve soruşturmaya gerek duymadan davayı reddettiğini söyledi.

MEZAR TESPİT DAVASI AÇILMIŞTI

Diyarbakır Barosu, Şeyh Said Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği ve Şeyh Said’in torunu ve vasisi Kasım Fırat, 1925’te 46 arkadaşıyla birlikte idam edilen Şeyh Said’in mezar yerinin açıklanması için İçişleri Bakanlığı’na başvurmuştu. Ancak İçişleri Bakanlığı başvuruya yanıt vermemişti. Bunun üzerine davacılar, bakanlığın 30 günlük yasal süre içinde talebe cevap vermemesinin başvurunun zımnen reddini anlamına geldiğine işaret ederek, Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne gitmişti.

BAKANLIĞIN “ARŞİV KAYDI YOK”

Ankara 5. İdare Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı’nın Şeyh Said ve 46 dava arkadaşına dair “mezar yerlerine ait arşiv kaydının bulunmadığı” yönünde verdiği beyanlar üzerine davanın reddine karar verdi.

MAHKEME KARARI İSTİNAFA TAŞINDI

Mahkemenin ret kararından sonra Diyarbakır Barosu ve Şeyh Said’in yakınları davayı istinaf mahkemesine taşıdı.

Davanın avukatlarından olan Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyesi Mehdi Özdemir, İçişleri Bakanlığı’nın araştırma yapmadan, önce kendisinin taraf olmadığını ve ardından iki cümlelik bir gerekçeyle kendilerinde herhangi bir belge olmadığını belirttiğini söyledi.

Özdemir, mahkemenin de gelen iki cümlelik gerekçe üzerine hiçbir araştırma ve devletin diğer kurumlarına bilgi ve belge sormadan davayı reddettiğini belirtti:

“Mahkeme aşamasında, ‘O dönemin koşullarında İçişleri Bakanlığı, MİT, Genelkurmay ve valiliğin arşiv kayıtlarını isteyin’ dedik. Devletin kurumlarının arşivlerini açmasını istedik. Mahkeme buna kayıtsız kaldı ve sadece İçişleri Bakanlığı’ndan gelen iki cümlelik yazı ile davayı reddetti. Yürütmeyi durdurma istemiyle davayı istinafa taşıdık. Bununla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin iki ihlal kararı var. Hayatını kaybeden kişilerin yakınlarının mezar yerini bilme hakkı vardır. Aile hakkına saygı bakımından iki ihlal kararı verdi. 98 yıldır devam eden mağduriyet varsa ve devlet tarafından giderilmemişse, bu mezar yerine ilişkin olarak en azından bir araştırma yapıp nerede olduğunu tespit edip, ailelerine bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmek zorundasın. Bilerek, isteyerek bilgi vermekten kaçınarak gerekçesiz karar verdiler.”

Kaynak: Diyarbakır Söz