Türkiye'nin yakın siyasi tarihine damga vuran, toplumda büyük kırılmalara yol açan ve "postmodern darbe" olarak adlandırılan 28 Şubat kararları nedeniyle binlerce insan mağdur oldu.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın başbakan olduğu dönemde 28 Şubat 1997'de "irtica ve buna karşı alınacak tedbirler" gündemiyle olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu kararları ile başlayan süreç, muhafazakar kesim başta olmak üzere insan hakları ihlalleri ve ayrımcı uygulamalara neden oldu.
1996 yılında Erbakan'ın başbakanlığında kurulan Refah-Yol hükümeti, asker ve sivil olmak üzere pek çok kesimde rahatsızlığa neden oldu.
Erbakan'ın Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'yi ziyareti, İslam dünyası ile işbirliği projesi kapsamında D-8 için harekete geçmesi, dini cemaat liderlerine verdiği iftar, Batı Çalışma Grubu'nun askeri ve sivil bürokrasideki fişlemeleri, Susurluk kazası, kamuoyuna Kudüs Gecesi olarak yansıyan Sincan Belediye Başkanlığınca düzenlenen Filistin ile dayanışma gecesi ve sonrasında Sincan'da şehir merkezinden 20 tank ve 15 zırhlı aracın geçirilmesi, "İrticanın PKK'dan daha büyük tehlike" olduğu yönündeki iddiaların komutanlar düzeyinde seslendirilmesi, 28 Şubat'a giden süreci hızlandıran "kırılma noktaları" arasında yer aldı.
- MGK'nın 18 maddelik kararı
Yaşanan bu gelişmelerin sonrasında Milli Güvenlik Kurulu "irtica ve buna karşı alınacak tedbirler" gündemiyle toplandı. MGK'nın aldığı 18 maddelik karar ilk etapta Erbakan tarafından imzalanmadı. MGK Genel Sekreterliğinden kararların uygulanmaması durumunda yaptırımların geleceğine ilişkin açıklama yapılması üzerine Erbakan, kararların yumuşatılmasını istedi.
MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıç, Erbakan ile görüşmesinin ardından kararların imzalandığını bildirdi.
MGK'da alınan 18 maddelik kararlar arasında, "Laiklik ilkesinin hassasiyetle korunması, bunun için mevcut yasaların uygulanması, yasalar yetersizse yeni düzenlemeler yapılması", "8 yıllık kesintisiz eğitim", "Tarikatların faaliyetlerine son verilmesi", "Tarikatlarla bağlantılı özel, yurt vakıf ve okullar denetim altına alınması ve Milli Eğitim Bakanlığına devri", "Kıyafet Kanununa aykırı uygulamaların önlenmesi" de yer aldı.
- Refah Partisi kapatıldı
Erbakan, görevini Tansu Çiller'e devretmek için başbakanlıktan istifa etti. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a verdi.
Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, iktidardaki Refah Partisi hakkında "Laik Cumhuriyet ilkesine aykırı eylemleri" gerekçesiyle kapatma davası açtı. Refah Partisi, 16 Ocak 1998'de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılarak, Necmettin Erbakan, Şevket Kazan, Ahmet Tekdal, Şevki Yılmaz, Hasan Hüseyin Ceylan ve İbrahim Halil Çelik'e 5 yıl siyaset yasağı getirildi.
- 28 Şubat Davası
Dönemin İstanbul Milletvekili Nimet Baş başkanlığında 2 Mayıs 2012'de "Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu" kuruldu. Komisyon, çalışmalarını 28 Kasım 2012'de tamamlayarak, hazırladığı raporu TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmek üzere TBMM Başkanlığına sundu.
Başta başörtülü kadınlar olmak üzere binlerce insanın işinden atılmasına ve eğitim hayatına son verilmesine neden olan 28 Şubat süreci, 15 yıl sonra dava konusu oldu.
28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılandığı davanın ilk celsesi 2 Eylül 2013'te görüldü.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya 28 Şubat döneminin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün de arasında bulunduğu tutuklu sanıklar, bazı tutuksuz sanıklar, mağdur ve müştekiler katıldı. Tutuklu sanıkların tümü daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.
81. duruşması 11 Ocak 2016'da yapılan 28 Şubat Davası'nda, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, tanık olarak beyanlarının alınması için çağrı kağıdı çıkartılan ancak sağlık raporları nedeniyle duruşmaya katılamayan eski başbakanlar Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz'ın beyanlarının alınması için yeniden çağrı kağıdı çıkarılmasına karar verdi. Bundan sonraki ilk duruşma 19 Nisan'da yapılacak.
Kaynak: Diyarbakır Söz