Güneydoğu Anadolu bölgesindeki sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında, Çankaya Köşkü'nde yapılan toplantıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
PKK SİLAHLARI BIRAKMALI
Özgür Der Diyarbakır İl Başkanı Murat Koç, çok sesli ve çoğulcu bir toplantının sağlandığına değinerek, "PKK'nın tarih vererek kongreyi toplayıp silahları bırakacağım diye bir taahhütte bulunması ile beraber devletin de çatışmaya çok istekli olmadığını kanaatine vardık. Devletin şu an tek derdi var, kamu güvenliğinin tesis edilmesi."
BÜTÜN KESİMLERİYLE KATILIMIYLA
Hak-Par Eski Genel Başkanı Bayram Bozyel de katılımcıların Çözüm Süreci'nin tekrar canlandırılmasını istediklerini belirtti. "Sonuç olarak bu çatışmalar derhal durdurulmalı, PKK güçlerini Türkiye'den çekmeli ve Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleyi bitirdiğini deklare etmelidir."
REFORMLAR DEVAM ETMELİDİR
Öncü Kadınlar Platformu Başkanı Zeynep Alkış, çatışmasız ve çözümün olduğu bir süreç istediklerini söyledi. Alkış, "Reformlar devam etmeli, özgürlükler güvenlikle beraber aynı paralelde demokratik açılımlar, hakların kardeşliği, diyaloğu ve müzakeresi çatışmasız bir şekilde devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz."
BURSADAKİ KÜRT KÖKENLİ STK'LAR
Bursa Diyarbakır Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Seviş, "Şuan ülkemizin içinde olduğu silahlı olaylar bizleri ve ülkemizi tedirgin etmekte. Bu çatışma sürecinin bir an önce sonlandırılmasını, akan kanların durmasını istiyoruz" derken, Bursa Bitlis İl ve İlçeleri Derneği Başkanı Sönmez "Bizler gelen cenazelerin her birini, empati yaparak evladımız yerine koyuyoruz ve her gelen acı haberde bir kez daha yıkılıyoruz" dedi. Bursa Ağrı İli ve İlçeleri Derneği Başkanı Öztürk, "Ateşkes sürecinde bölgemizde ekonomi anlamında canlanma varken, göç olayları çok az yaşanırken şimdi tekrar bölgede ekonomi çöktü, insanlar göç etmeye hazırlanıyor"
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında, Çankaya Köşkü'nde yapılan toplantıya katılan sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri, toplantının içeriğine ilişkin açıklamalarda bulunurken, ortak kanaatlarını da ifade ederek, "barışın sağlanması için siyasi iradenin sorumluluk almasını" istedi.
PKK SİLAHLARI BIRAKMALI
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür Der) Diyarbakır İl Başkanı Murat Koç, çözüm sürecinin gidişatı ile ilgili görüşlerin dile getirildiğini söyledi. Çok sesli ve çoğulcu bir toplantının sağlandığına değinen Koç, PKK'nın acilen silahları bırakıp yurtdışına çıkması ve çözüm sürecine devam edilmesini istediklerini bildirdi.
Toplantıya ilişkin izlenimlerini de aktaran Koç, şöyle konuştu: "PKK'nın tarih vererek kongreyi toplayıp silahları bırakacağım diye bir taahhütte bulunması ile beraber devletin de çatışmaya çok istekli olmadığını kanaatine vardık. Devletin şu an tek derdi var, kamu güvenliğinin tesis edilmesi. Bununla beraber köylerde, kırsalda ve şehir merkezinde devlet kamu güvenliğinin mevcudiyetini devlet kendi varlığını hissettirmek istiyor. Devlet çatışmaya meraklı değil ancak kamu düzeni ve güvenlik açığı var. Bu algı, psikoloji bu gerçek Türkiye cumhuriyeti devleti 'terör örgütleri' ile mücadeleye itiyor. PKK'nın silahı bırakıp ülkeyi terk etmesi ile çözüm süreci tekrar başlayacaktır izlenimini elde ettik."
BÜTÜN KESİMLERİYLE KATILIMIYLA
Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Eski Genel Başkanı Bayram Bozyel de son dönemde Türkiye'nin yoğun bir çatışma dönemine girdiğini söyledi. Hiç kimsenin asker ve polislerin öldürülmesinden, cenazelerin gelmesinden memnun olmadığını vurgulayan Bozyel, katılımcıların Çözüm Süreci'nin tekrar canlandırılmasını istediklerini belirtti. Bozyel, toplumun bütün kesimlerinin ortak aklı ve katılımıyla çözümün yapılabileceğine işaret ederek, şöyle dedi:
"Hem hükümetin geçmişte yaptığı yanlışları hem de PKK'nın şiddeti tırmandıran tutumunu eleştirdiler. Sonuç olarak bu çatışmalar derhal durdurulmalı, PKK güçlerini Türkiye'den çekmeli ve Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleyi bitirdiğini deklare etmelidir. Şiddet ve çatışma durduğu andan itibaren diyalog kanalları tekrar etkin bir biçimde canlandırılmalı ve orada bütün kesimlerin katılımıyla çözüm süreci yeni bir paradigmayla tekrar başlatılmalı."
90'LI YILLARA DÖNDÜK
Türkiye'nin 1990'lı yıllara dönmesinin mümkün olmadığını belirten Bozyel, "Şiddetin her türlüsünü yanlış buluyorum. Elbette Türkiye'de sorunlar var ve bu sorunların çözüm yolu siyasal alandır. 2013 yılında Öcalan yaptığı bir çağrıda sivil siyasete vurgu yapmıştı ve PKK da buna katıldığını ve silahlı güçlerini çekeceğini söylemişti. Ama ne olduysa bu çekilmeler durdu. Özetle şiddetle bir yere varamayacağımızı düşünüyoruz. PKK'nın eylemlerini yanlış buluyoruz. PKK silahlı güçlerinin bölgeden çekmeli devlet de operasyonları durdurarak buna fırsat vermeli" ifadesini kullandı.
ÖZGÜR ALANI BIRAKILMIYOR
Aydınlık Yarınlar İçin Hak ve Özgürlükler Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği (AYDER) Üyesi Ferzende Lale, toplantıda ağırlıklı olarak çözüm süreciyle ilgili konuların konuşulduğunu söyledi. Toplantıya ilişkin izlenimlerini aktaran Lale, şöyle konuştu: "Devlet diyor ki yaklaşık 280 civarında bana saldırı yapılmış, ben halkın güvenliğini sağlamak zorundayım. Kanaat şu, PKK, KCK, YDG-H gibi hareketler bölgede insanlara özgürlük alanı bırakmıyor. STK'lar olarak bizlerin çıkardığı sonuç, devletin operasyonu yapmak zorunda olduğudur. Özetle hükümet çözümden yana olduğunu ısrarla belirtti."
Çözüm Süreci'nin sürdürülmesi talebinde bulunduklarını belirten Lale, şunları kaydetti:
"Ama hükümet dedi ki ben oradan gelen diğer STK'ların ve halkın güvenliğini korumak, devlet görevini yerine getirmek zorundayım. Eğer kendileri 2013 yılındaki mutabakatımıza göre ülke dışına çıkar, ellerini silahtan çekerlerse elbette ki seçimler dolayısıyla yavaşlamış çözüm süreci olabilir ama biz hızlandırmış olacağız. Barış süreci ile ilgili bize düşen ne olursa olsun sürecin ilerlemesi için katkı sunacağımızı bildirdik. Bölgede kim varsa karınca kararınca barış adına kimin elinden ne geliyorsa yapmaları çağrısında bulunuyoruz."
REFORMLAR DEVAM ETMELİDİR
Öncü Kadınlar Platformu Başkanı Zeynep Alkış, çatışmasız ve çözümün olduğu bir süreç istediklerini söyledi. Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan insanların elde ettikleri özgürlüklerin birilerinin savaş çığırtkanlığı yüzünden kaybedildiğini savunan Alkış, savaşın hiçbir kazananı olmadığını belirtti. Alkış, toplantıda Kürt sorunu ile ilgili bazı açıklamalarda bulunduğu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Reformlar devam etmeli, özgürlükler güvenlikle beraber aynı paralelde demokratik açılımlar, hakların kardeşliği, diyaloğu ve müzakeresi çatışmasız bir şekilde devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu minvalde açıklamalar ve görüşler belirttik. 44 STK bir araya gelerek ifade ettiğimiz şeyin başında da bir an önce PKK'nın silah bırakıp veya yurtdışına çıkacak şekilde bir eylemsizlik içine girmelerini açıklamamızda bildirdik."
ÇİÇEK UMUTLU AYRILDIK
Batman'dan toplantıya katılan Mazlumder GYK Üyesi Murat Çiçek, toplantıda PKK unsurlarının ülke sınırları dışına çıkmadığı sürece her türlü tedbirin alınacağı mesajının ön plana çıktığını söyledi. Çiçek, toplantıda ülkenin son çatışmalı ortamına rağmen hem Başbakan hem de STK temsilcilerini sürece dair umutlu gördüğünü bildirdi. Çiçek, şunları ifade etti: "Hükümet sürecin devamı açısından kalıcı çatışmasızlık ve PKK güçlerinin ülke sınırı dışına çıkması konusunda ısrarcı bir tutum almış durumda olduğunu aksi halde kamu düzeni ve vatandaşın güvenliği için hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbir almaya devam edeceklerinin mesajı toplantıda ön plana çıktı"
FARKLI GÖRÜŞLERİN KATILIMI
Memur-Sen Mardin İl Temsilcisi Mustafa Aydın, toplantıya 44 STK temsilcisinin katıldığını ve farklı kesimlerin bir araya geldiğini anımsattı. Çözüm Süreci ile ilgili geri atmadıklarını, sonuna kadar sürdüreceklerine değinen Aydın, DAEŞ, PKK ve DHKP-C terör örgütlerinin ülkeyi, devleti hedef aldıklarını belirtti. "2013'te çözüm süreci başlarken örgütlü unsurların silah bırakması ülke dışına çıkması gerekirdi. Bugün de yine aynı yerde duruyoruz. Bu süreçte bunlar gerçekleşmedi. Bunun gerçekleşmesi, özgürleşme ve demokratikleşme ile Kürt sorunun çözülebileceğine dair bir umut oluşmuştu" diyen Aydın, umudun tekrar yeşermesini istedi.
BAŞBAKAN AÇIK YÜREKLİ
Cihannüma İşbirliği ve Dayanışma Platformu Siirt Temsilcisi Fatih Sevgili toplantıya katılan 44 kişiden 37'sinin söz alarak düşüncelerini ifade ettiğini söyledi. Hükümete, başbakana ve bakanlara açık yüreklilikle eleştiri yapıldığına dikkati çeken Sevgili, "Genel kanaat, herkesin talebi bu operasyonel sürenin çok uzun sürmemesi ve bir daha diyalog yolunun açılması talebiydi. Hükümet kanadı da işi uzatma ve savaşta diretme izlenimi vermedi. Onlar da çözüm sürecinin devam etmesi için çok şeye sesiz kaldıklarını ve çok direndiklerini açık yüreklilikle madde madde ve tarih tarih bize aktardılar. Sayın Başbakan, bizi gelinen son noktada yaşanan operasyonların yapılması konusunda bizi ikna etti" dedi.
ÖCALANLA YAPILAN GÖRÜŞMELER
HDP, PKK ve Öcalan'ın farklı şeyler söylemesinin süreç için sıkıntılı olduğunu öne süren Sevgili, PKK'nın belli tarihlerde Öcalan ile yapılan görüşmeleri kabul etmediğini beyan ettiğini belirtti. Başbakan'ın savaş taraftarı olmadığına ve çözümden yana olduğuna şahit olduklarını söyleyen Sevgili, şöyle devam etti: "Demirtaş'ın halka silahlanma çağrısı ve PKK'nın süreci yol ve baraj inşaatları bahane ederek bitirmesi. En son Kandil'in devrimci halk savaşı ilan etmesi ve 2 polisin uyurken infaz edilmesi süreci tıkadı. Devlette kamu güvenliği sağlama amacıyla devletin var olma refleksi devreye girdi. Son olarak İstanbul'daki DHKP-C'linin cenazesinde uzun namlulu silahlarla şov yapılması, IŞİD'in sınırda bir askerimizi şehit etmesi bir anda 3 örgütün Türkiye'ye savaş açmasıyla karşı karşıya kalındı." Sevgili, Çözüm Süreci'nin devam etmesini istediklerini ancak sürecin kamu güvenliği zafiyetini oluşturmasını da istemediklerini sözlerine ekledi.
BATI'DAKİ GÜNEYDOĞU'LULAR
Bursa Diyarbakır Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Şehmus Seviş, "Şuan ülkemizin içinde olduğu silahlı olaylar bizleri ve ülkemizi tedirgin etmekte. Bu çatışma sürecinin bir an önce sonlandırılmasını, akan kanların durmasını istiyoruz" dedi. Seviş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Çankaya Köşkü'nde doğu ve güneydoğudaki sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldiğini anımsattı.
2013'te başlayan çözüm ve barış sürecinde herkesin memnun olduğunu, bu dönemin Güneydoğu halkına ve bu bölgedeki illerin ekonomilerine büyük katkılar sağladığını belirten Seviş, "Böyle bir dönem herkesime büyük katkılar sağlarken, geriye dönüşler oldu. Şuan ülkemizin içinde olduğu silahlı olaylar bizleri ve ülkemizi tedirgin etmekte. Bu çatışma sürecinin bir an önce sonlandırılmasını, akan kanların durmasını istiyoruz" diye konuştu.
Seviş, artık annelerin ağlamasını istemediklerini, akan gözyaşlarının durmasını dilediklerini belirterek, "Çözüm ve barış sürecinin tekrar kaldığı yerden devam etmesini acil olarak istiyoruz. Ülkemizin ve halkımızın refahı ve mutluluğu için, aynı zamanda dış ülkelerdeki Türkiye’nin vizyonun gelişmesi için bu barış sürecinin kaldığı yerden devam etmesi gerekli. Bunun için tarafların çaba sarf etmesini istiyoruz. Biz bu barışın sağlanması için üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız" ifadelerini kullandı.
OPERASYONLARIN DURDURULMASI
Bursa Bitlis İl ve İlçeleri Derneği Başkanı Zülküf Sönmez de son dönemde yaşanan olaylardan son derece rahatsız olduklarını bildirdi.
Son dönemde yapılan operasyonların durdurulması ve çözüm sürecinin tekrar acil olarak başlamasını dilediklerini vurgulayan Sönmez, şunları kaydetti:
"Bizler gelen cenazelerin her birini, empati yaparak evladımız yerine koyuyoruz ve her gelen acı haberde bir kez daha yıkılıyoruz. Hükümetin derhal kurulmasını talep ediyoruz. Seçilen bütün milletvekillerinin ülkem adına ve gelecek adına hepsinin bir araya gelip uzlaşarak barış dilini haykırmalarını diliyoruz. Bizler Türk toplumu olarak Türkiye Cumhuriyeti insanları ve vatandaşları olarak cennette yaşamaya layık bir toplumuz. Cehennemde yaşamak istemiyoruz."
TÜM HALKLAR ZARAR GÖRÜYOR
Bursa Ağrı İli ve İlçeleri Derneği Başkanı Erhan Öztürk ise Doğu ve Güney Doğu'da yaşanan olaylarda bölge halkı ve Türkiye halklarının hep birlikte zarar gördüğünü ve görmeye devam ettiklerini söyledi. Türkiye'de artık barış dilinin haykırılması ve bu ateşkesin sağlanması için gerekli girişimlerde bulunulması gerektiğinin altını çizen Öztürk, "Bizler de dernek olarak bu barışın sağlanması için üzerimize düşeni fazlasıyla yapmaya hazırız. Geçen 3 yıl içerisinde yaşanan ateşkes sürecinde bölgemizde ekonomi anlamında canlanma varken, göç olayları çok az yaşanırken, şimdi tekrar bölgede ekonomi çöktü, insanlar göç etmeye hazırlanıyor. Bu insanların mağdur olmaması için, Türk annelerin ve Kürt annelerin ağlamaması için derhal ateşkes sağlanmalı. Barış sadece çocuklarımızın ismi olmamalı" yorumunda bulundu.
Kaynak: Diyarbakır Söz