Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Güneydoğu’da terörle mücadele operasyonları sonrası devletin yaraları sarma, inşa ve ihya çabalarına karşın, terör örgütünün giriştiği propaganda atağı ile vatandaşın hakkı olan paraları gasp etmeye çalıştığını ifade etti. Habertürk’e konuşan Bakan Özhaseki, şunları söyledi:
10 BİN HASARLI EV: Sur’da vatandaşımızın bizim tekliflerimizden mutlu olduğunu gördüm. Sur’da 2 bin, toplamda 12 ilçede 10 binin üzerinde yıkılan, dökülen, ağır hasarlı ev var.
25-30 MİLYARI BULABİLİR: Bazı ilçelerin altyapısı o bombalamalarla, hendeklerle tahrip edilmiş, bunların yapımına girdik. Bir taraftan belediyeler çalışmadığı için, HDP’li belediyelerin çalışmak, hizmet gibi dertleri yok, yolları bile Karayolları yapıyor. Bir taraftan vakıf eserleri ihya edilmeye çalışılıyor. Tescilli eserler için Kültür ve Turizm Bakanlığı gayretin içinde. Ciddi rakamlar olacak gibi. 25-30 milyar lirayı da bulabilir. Nereden bakarsanız bakın, 20 bin ev yapıp vereceksiniz.
İSTANBUL’DA EV KONUSU: İstanbul işi biraz abartıldı. Biz evi yıkılmış insanlara 3 teklifte bulunduk:
1- Sur içinde arsanız, üzerinde de eviniz varsa ve bu yıkılmışsa, en tabii hakkınız burada bu evi yapmak. Yıkım bedelini bizden alın; koruma-imar planı uygulanan evinizi yaptırın ve oturun.
2- Diyarbakır çeperlerinde TOKİ’nin evleri var. Üçkuyular’da. 2+1, 3+1 evler var. Bu senenin sonuna kadar bin 300-bin 500’ünü yetiştiriyoruz. “Gel buradan ev verelim sana” diyoruz
3- Eğer “Buradan ev istemem” diyorsan Şanlıurfa’da, Mardin’de TOKİ’nin rezervleri var. Bakanlık olarak İstanbul’da evlerimiz var. İstiyorsanız İstanbul’dan verilebilir. Evin bedeli belli; İstanbul’daki, Mardin’deki, Şanlıurfa’daki de belli. Takas nihayetinde. Evi yıkılmış, 15 bin liralık hasar varsa, İstanbul’dan 400 bin liralık daire olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok.
ÇİRKİN PROPAGANDA: Hiçbir şeye razı olmuyorsa, “Al kardeşim paranı” deriz. O günlerde biraz garipleştirdiler olayı. Bunu da örgüt aldı, HDP milletvekilleri, bir de Sezgin Tanrıkulu, “Tehcir var burada” gibi çok ayıp, çirkin, yalana dayalı bir propagandaya giriştiler.
BÜROLAR AÇTIK: Bürolar açtık. Yaptırdığımız evlerin maketlerini, resimlerini sergiliyoruz. Diyarbakır’da, Silopi’de, Cizre’de. Vatandaşın muhataplığı, hak sahipliğini tespit edip, ne vereceğimiz hususunda anlaşmamız lazım.
YÜZDE 20 PLANI: Örgütün avukatları arazide geziyorlar; “Sakın ola ki ev almayın, TOKİ’den almayın, para isteyin. Biz de avukatınız olalım. Bu parayı çok yükseltiriz. Yurtdışında da dava açarız. Yüzde 20 ile anlaşma yapalım sizinle” diyorlar. Bunların hepsini biliyoruz.
ÖRGÜTE VERMEYİN: Avukatlar, “50 lira alacağın varsa 250’ye çıkarırız. Bunun da yüzde 20’sini alırız; imzala” diyorlar. Sözleşme imzalayıp vatandaşın bizimle anlaşmasına engel olmaya çalışıyorlar. Biz vatandaşa diyoruz ki: “Aklınız yok mu? Niye yüzde 20 veriyorsunuz ki? 100 bin liralık evde oturacaksınız, niye 20 bin lirasını bu örgüte veriyorsunuz ki?”
'ELİMİZDE YETKİ YOK DİYE AĞLAYAN BAŞKANLAR VAR' “
İçişleri Bakanlığı’ndan, teröre ilişen belediyelerle ilgili yasa geliyor. Ana mantık şu: İlki, teröre ilişen ve teröre destek veren belediye başkanlarıyla ilgili. İkincisi, terörle ilintili değil ama hizmet yapmayan belediyelerle ilgili.
Oradaki HDP’li belediyeler, aslında belediye başkanları göstermelik. Arkasında Kandil’den gelmiş 3 kişi var; onlar idare ediyor. Zaten belediye başkanları da valilere, kaymakamlara ‘Ne olur bizim üstümüze gelmeyin, elimizde bir yetki yok’ diye ağlıyorlar.
Hepsinin bütçelerine, hizmetlerine baktım; hiç yatırım yok. Sadece taşeronlukla binlerce işçi tutup parayı onlara veriyorlar. Listeyi Kandil veriyor, yüksek maaş veriyorlar, sonra maaşın yarısını ellerinden alıyorlar. Bütün bunları seyredemeyiz tabii.
Kaynak: Diyarbakır Söz