Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan'ın, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim'i yakma hadsizliğinde bulunmasına tepkiler çığ gibi büyüyor. Stockholm kentinde, Kur'an-ı Kerim'in yakılması küstahlığına İsveç devlet yetkililerinin izin vermesine bir tepki de Diyarbakır'daki Siyasi Parti İl Başkanları ile STK'lardan geldi.
Diyarbakır Din-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Mevlüt Yıldız, Diyarbakır Eğitim Bir-Sen Şube Başkan Yardımcısı Recep Güneş ve Diyarbakır Umut Kervanı Başkan Yardımcısı Abdurrahim Karadeniz Kur'an-ı Kerim'e yapılan alçak saldırıya tepkilerini dile getirdi.
"BU İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR"
Din-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Mevlüt Yıldız, "İsveç'in Stockholm kentinde, hükümetin gerçekten de kabul edilmeyecek bir eyleme izin vermesini lanetliyoruz. Burada yapılmak istenen sadece İslam'a değil bütün dinlere bir hakarettir. İslam haricindeki bütün din mensuplarının da buna karşı gelmeleri gerekiyor. Çünkü bu, insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Güya insan hakları savunucusuyuz diyen İsveç gibi bir ülkede yapılmak istenen insanlara karşı bir hakarettir, büyük bir saygısızlıktır, büyük bir terbiyesizliktir. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz ve şiddetle kınıyoruz, reddediyoruz. Böyle bir olayın da bir daha yaşanmasını istemiyoruz." şeklinde konuştu.
Diğer STK ve kuruluşlara da çağrıda bulunan Yıldız, "Diğer STK'larla diyalog içerisinde, kesinlikle meydanlarda bir basın açıklamasıyla tepkimizi gür sesimizle dile getirmemiz gerekir." dedi.
"KUTSAL KİTABIMIZA YÖNELİK YAPILAN BU ÇİRKİN SALDIRIYI VE BUNA İZİN VEREN İSVEÇ HÜKÜMETİNİ LANETLİYOR"
Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı Recep Güneş, "Kutsal kitabımıza yönelik yapılan bu çirkin saldırıyı ve buna izin veren İsveç Hükümetini lanetliyor ve kınıyoruz. Biz şunu çok iyi biliyoruz ki bu olayı münferit bir olay olarak değerlendirirsek yanılgıya düşmüş oluruz. Küresel emperyalizmi temsil eden bu ülkeler İslam ülkelerinde buldukları yerli işbirlikçiler ve taşeronlar aracılığıyla ifsat çalışmaları ve projelerini yürüttüklerini çok iyi biliyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak bu taşeronlar ve işbirlikçileriyle mücadelemiz devam edecek, kesinlikle onların hedeflerine ulaşmalarına müsaade etmeyeceğiz. Çok iyi biliyoruz ki bu çalışmaların geldiği noktayı görebilme adına İslam toplumlarını sınamak için bu tür olayları gerçekleştirmektedirler." ifadelerini kullandı.
Güneş, "Bu yüzden bunu münferit bir olay olarak görmemekteyiz. Emperyalizmin ve kapitalizmin İslam ülkelerindeki ifsat çalışmalarının bir neticesi olarak görüyoruz. Malcolm X'in dediği gibi İslam'a sövmekten başka fikri olmayanların fikrin değil İslam'a sövmenin hürriyetini arıyor. Bunların amaçlarının ne olduğu gayet açık ve nettir. İslam ülkelerinin Müslümanların bölünmüşlüklerinden faydalanarak kapitalistlerin giriştikleri bu vahamet arz eden olayı esefle kınıyoruz, lanetliyoruz ve bütün Müslümanları bu olaylara karşı tepki vermeye davet ediyoruz. Müslümanların tepkileri şiddetli olacaktır inşallah." dedi.
"YÜCE KİTABIMIZA KARŞI GERÇEKLEŞTİRİLEN BÖYLE BİR SAYGISIZLIĞA KARŞI TÜM İMKANLARIMIZLA SEFERBER OLMALIYIZ"
Diyarbakır Umut Kervanı Başkan Yardımcısı Abdurrahim Karadeniz, "Canımız, malımız, hayat rehberimiz olan o mukaddes Kur'an'a feda olsun. Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu sündürmek istiyorlar, halbuki kafirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır. Umut Kervanı olarak İsveç'te Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde melun siyasetinin yapmak istediği necis eyleme karşı Müslümanların sessiz ve hareketsiz kalması düşünülemez. Yüce kitabımıza karşı gerçekleştirilecek böyle bir saygısızlığa karşı tüm imkanlarımızla seferber olmalıyız ve bu melun eylemi şiddetle kınıyoruz." diye belirtti.
HÜDA PAR İL BAŞKANI DİNÇ
HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Faruk Dinç, "Bu saldırı açıkçası tüm İslam alemine ve sağduyulu tüm insanlığa karşı işlenmiş bir nefret suçudur. Bu nefret suçu, hiçbir şekilde özgürlük olarak değerlendirilemez. Nefret suçunu işleyen zalimler, aslında şunu gösteriyorlar. Kur'an; hakikati, adaleti toplumsal huzuru barındırıyor ve bu zalimler aslında hakikate, adalete ve toplumsal huzura karşı bu nefret suçunu işliyorlar. Bu bir düşünce özgürlüğü olamaz. Eğer dünya olarak insanlık ailesi bu alçaklığa tepkisini göstermezse yeryüzünde tüm insanlığa karşı kaotik ortamlar oluşacaktır. Çünkü diğer din ve inanışlar veya diğer fikirlere karşı da bu alçaklık tekrardan işlenecektir. Bu konuda İsveç hükümeti veya bu alçaklığı işleyen siyasetçi kim ise şunu net bilsin ki Kur'an'ın sayfalarını yakmakla bu hakikati söndüremez. Kur'an'ın harflerini yakmakla bu adaleti ve bu güneşi söndüremezsiniz, bu dünyayı karanlığa ve zulümata çeviremez. Çünkü biz Kur'an'ın hakikatlerini ve harflerini zihnimize kazmışız." şeklinde konuştu.
"İSVEÇ HÜKÜMETİ VEYA BU ALÇAKLIĞI İŞLEYEN SİYASETÇİ KİM İSE ŞUNU NET BİLSİN Kİ KUR'AN'IN SAYFALARINI YAKMAKLA BU HAKİKATİ SÖNDÜREMEZ"
Dinç, "Bu yönüyle Kur'an sayfalarını yakmakla bu hakikatleri söndürmeyeceğini tüm dünyaya ya da buradan duyurmak istiyoruz. Kur'an meselesi bizim kırmızı çizgimizdir, iman meselemizdir, varlığımız ve Cihat sebebimizdir. Bu yönüyle İslam alemine ve sağ duyulu tüm insanlığa çağrıda bulunuyoruz ve diyoruz ki her şeyden önce İslam alemi, idarecileri ve devlet yetkilileri bu alçakça saldırıya karşı açık net bir tavır almalı ve bunlara karşı somut yaptırımlar yapmalıdır. Siyasi, ekonomik ve diplomatik tüm ilişkilerini gözden geçirmelidir. İsveç hükümetine karşı bir yaptırım yapılmalıdır. Tüm insanlık ve İslam alemi de bu nefret suçuna karşı bir duruş sergilemeli ve bunlara karşı tepkisini net bir şekilde ortaya koymalıdır." ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin, "Cenab-ı Allah yaratandır, bütün insanlığın kurtuluş reçetesini de Kur'an-ı Kerim'de Müslümanlara, insanlığa sunmuştur. Biz gerçek manada kurtuluşu aramak istiyorsak Kur'an-ı Kerim'de bulabiliriz. Dolayısıyla bizim kutsal kitabımızdır ve kutsal kitabımıza yapılabilecek en ufak bir saldırıyı da kesinlikle kabul etmiyoruz. İsveç'in de böyle bir aşırı sağcı provokatörün, milliyetçi, ırkçı bir provokatörün Kur'an-ı Kerim'i yakma girişimine karşı izin vermesini de asla kabul etmiyoruz. Yetkililerin, ilgili makamların bu konuda gerekli girişimlerde bulunarak bunu engellemeye dönük adımlar atması gerekir. Kaldı ki Batıda biz İslam'ın ve Müslümanlığın her geçen gün yaygınlaştığını da görüyoruz. Aslında bir anlamda İslamofobi ile Müslümanlığa yönelik olan o ilginin alakanın da kaybedilmesi noktasında bir sürü projeler, programlar yürütülüyor. Ne kadar yaparlarsa yapsınlar; güneş balçıkla sıvanmaz, İslam'ın evrensel mesajları bütün insanlığı kurtuluşa erdirecek olan mesajları bütün dünyaya yayılacak ve insanlarımız Cenab-ı Allah nurunu tamamlayacaktır. Buna kimse engel olamaz, bu anlamda da yüce dinimiz İslam'a yönelik yapılan bütün bu saldırıların bertaraf edilmesi gerekir. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz." diye belirtti.
"KUTSAL KİTABIMIZA YAPILABİLECEK EN UFAK BİR SALDIRIYI DA KESİNLİKLE KABUL ETMİYORUZ"
Ergin, "Tabii asıl olan yetkili makamda bulunan kişilerin buna göstereceği tepkidir. Yani Dışişlerine ilgili İsveç temsilcisinin çağrılmış olması, buna dair tepkini gösterilmiş olması olumludur. Bütün partilerin de bununla ilgili gerekli duyarlılığa sahip olmaları, birçok partinin aslında sahip olduğunu ve yetkililerinin konu ile ilgili açıklamalarda bulunduklarını da gördük. Neticede Türkiye halkı çok büyük bir kesiminin Müslüman olduğu bir halk ve bu tarz eylemlere de kimsenin razı olmayacağını görüyoruz, biliyoruz. Hele şu süreçte İsveç'in NATO'ya girmek için Türkiye gibi devletlere muhtaç olduğu bir zamanda böylesi eylemlere izin veriyor olması da ayrı bir handikaptır. Dolayısıyla bunu kabul etmiyoruz, Kur'an-ı Kerim bizim yüce dinimizin kitabıdır, Cenab-ı Allah'ın bütün insanlığın kurtuluşu için göndermiş olduğu kitaptır ve bu kutsalımıza yapılacak en ufak bir saldırıyı da kesinlikle kabul etmiyoruz." dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz