Tezkere üzerinde yapılan görüşmelerde Ak Parti, MHP, CHP ve HDP'liler arasında sert tartışmalara neden oldu. MHP Grup Başkanvekili Usta, bu tezkerenin 5. tezkere olduğunu ve parti olarak bunları desteklediklerini belirterek, olağanüstü durumlarla OHAL ile mücadele edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Türkiye'nin ciddi tehditlerle karşı karşıya kaldığını ve devletin elinin kuvvetlendirilmesi gerektiğini ifade eden Usta, 15 Temmuz'a ilişkin bir fikir birliği olmadığı için mücadele yöntemleri üzerinde de tam bir anlaşmanın sağlanamadığını bildirdi.
15 Temmuz'un hem bir darbe girişimi hem de taktikçileri, teorisyenleri, kuryeleri, taşeronları, planlayıcıları ve sahadaki tetikçileri belli olan bir işgal denemesi olduğunu vurgulayan Usta, şöyle devam etti:
"Aslında baktığımızda 15 Temmuz, Çanakkale'de yarım kalan bir hesabın görülmesidir. 15 Temmuz, Milli Mücadele'de kovaladığımız düşmanlarının Türkiye'ye bir fırsat bulup tekrar saldırması meselesidir. 15 Temmuz yüz yıllardır, asırlardır süregelen Anadolu istilasının bu çağdaki adıdır."
Usta, 15 Temmuz'un Türk milleti ile düşmanlarının tarihi bir hesaplaşması olduğunu belirterek, darbe girişiminde bulunanların, sadece bir şahsa, bir fikre değil, Türk milletinin tamamına, 80 milyona ve devletin tamamına saldırdığına değindi.
Devlette liyakatten uzaklaşılmamasının önemine dikkati çeken Usta, "Liyakatin dışında bakılacak tek kriter, ilgili kişilerin vatan haini olup olmadığıdır" dedi.
Ülkenin kısır çekişmelerden uzak tutulması gerektiğini belirten Usta, siyasetçilere de önemli bir görev düştüğüne işaret etti. FETÖ ile mücadelenin bütün düzeylerde doğru bir şekilde yürütülmesinin önemini vurgulayan Usta, siyaset kurumunun her düzeyinde de bu mücadelenin yapılması ve eğer varsa siyaset içindeki FETÖ'cülerin maskesinin düşürülmesi gerektiğini bildirdi.
FETÖ ile mücadele ederken Türk askerini ve ordusunu aciz gösterme gafletine düşülmemesinin önemini dile getiren Usta, ordu ve asker ile millet karşı karşıya getiriliyor gibi bir algının yaratılmaması gerektiğini vurguladı.
Usta, bu mücadelenin birlik ve beraberlik içerisinde başarıya ulaşabileceğini belirterek, büyük tehlikenin ancak böyle savuşturulabileceğini kaydetti.
-"OHAL, Türkiye'ye bir gıdım katkı yapmadı"
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin büyük bir lütuf olarak kullanıldığını ve 20 Temmuz'da OHAL'in ilan edildiğini savundu.
OHAL'den sonra mahkeme önüne çıkarılmamış binlerce insanın bulunduğunu öne süren Beştaş, bunlar arasında başta HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve bazı HDP'li milletvekillerinin bulunduğunu, 170 gazetecinin ise şu anda tutuklu olduğunu söyledi.
Darbe girişiminin siyasi ayağına ilişkin ise bir gelişmenin olmadığını ileri süren Beştaş, bunun açığa çıkarılmasını beklediklerini belirtti.
Beştaş, şu görüşleri ileri sürdü: "OHAL, Türkiye'ye bir gıdım katkı yapmadı. Bırakın katkıyı, ilerlemeyi, OHAL vatandaşın can ve mal güvenliğini, kişisel güvenlik ve özgürlük hakkını, seyahat etme hakkını, çalışma hakkını, işkence görmeme hakkını, demokratik direniş hakkını, siyaset yapma hakkını ortadan kaldırmıştır, gasbetmiştir. OHAL'in uzatılması kesinlikle karanlığı derinleştirecektir. Türkiye'nin uçuruma doğru hızla yol aldığı bir dönemde, OHAL hepimizin birlikte kaybetmesine vesile olacaktır."
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, OHAL'in 3 ay daha uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresi üzerinde TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, şehitler arasında ayrım yaptığını iddia ederek, "O gece Mecliste olan milletvekilleri arasında da ayrım yaptınız. 15 Temmuz gecesi burada olan muhalefet partisi milletvekilerinin fotoğraflarını albüme koymadınız, sadece Genel Başkan'ımız Kemal Kılıçdaroğlu albümde yer aldı." diye konuştu.
AK Parti'nin böylece, o gece Mecliste olan muhalefet milletvekillerini yok saydığını savunan Atıcı, "Bununla da 'darbeyi biz engelledik' mesajı verdiniz." ifadesini kullandı.
"Darbenin üzerine inşa edilen bir sistemle devleti yönettiğinizi zannediyorsunuz." diyen Atıcı, "O gece Başbakan tünelde iken, bakanların nerede olduğu bilinmezken, Cumhurbaşkanı bu darbeyi bir kelime ile özetledi, 'Bu darbe bize Allah'ın bir lütfudur' dedi. Siz darbeyi fırsata çevirdiniz." sözlerini sarfetti.
- "15 Temmuz'da nasıl şanlı bir direniş sergilediysek..."
AK Parti Ankara Milletvekili Şahin de "O gece yaşananlar 1071'de yaşanan Malazgirt idi, 1453 İstanbul'un fethi idi, Kurtuluş Savaşı idi Kut'ül Amare idi. 15 Temmuz gecesi herkes Ulubatlı Hasan, Seyit Onbaşı, Nenehatun ve Kara Fatma oldu." diye konuştu.
"15 Temmuz'da nasıl şanlı bir direniş sergilediysek, darbe girişiminin birinci yıl dönümünde de birçok yerde, yurt içi ve yurt dışında etkinlikler düzenledik." diyen Şahin, OHAL'in sadece Türkiye'de uygulanmadığını ve gelecekte de sadece Türkiye'de uygulanmayacağını söyledi.
Fatih Şahin, OHAL'in Türkiye'de ilk kez 1987'de uygulandığını anımsatarak, "Millet, 1923'te kurduğu Cumhuriyet'i her türlü şerden kurtararak bugüne taşımış ve 21. yüzyılın en güçlü ülkelerinden birisi haline getirmiştir." dedi.
15 Temmuz 2016'da FETÖ tarafından millet iradesine darbe girişiminde bulunulduğunu ancak milletin geçmiş yıllardaki darbelerden ders çıkararak bu darbe girişimine engel olduğunu kaydeden Şahin, 15 Temmuz'dan sonra ilan edilen OHAL'in, bugün milletten kabul gördüğünü söyledi.
Şahin, şöyle konuştu:
"15 Temmuz için 'kontrollü darbe' denilmesi büyük bir iftiradır. Eğer terörist başı Fetullah Gülen 15 Temmuz özel oturumunda burada bir konuşma yapsaydı, anamuhalefet partisi Genel Başkanı'nın yaptığı konuşmanın hiç şüphesiz aynısını yapardı. Fetullahçı Terör Örgütü 1966'da ortaya çıktı, 60 yıldır devlet içerisinde örgütlenmiş bir yapıdır. Sadece sağ iktidarlar döneminde değil, sol iktidarlar döneminde de güçlenmiş ve büyümüştür. Çeşitli dönemlerde iktidar ortağı olan CHP de FETÖ ile mücadele konusunda hiçbir adım atmamıştır."
AK Parti'li Şahin, CHP Mersin Milletvekili Atıcı'nın, "sakalımın her bir teliyle FETÖ ile mücadele ediyorum." dediğini ifade ederek, "Biz canımızla, kanımızla, halkımızla yürütüyoruz bu mücadeleyi. Kıldan, tüyden mücadeleden bahsetmiyoruz." karşılığını verdi.
FETÖ ile mücadele eden ilk cumhurbaşkanının, Recep Tayyip Erdoğan olduğunu belirten Şahin, "Dün kimin kiminle olduğu konuşulabilir, tartışılabilir ancak asıl önemli olan bugün kimin kiminle olduğu, kimin kimin yanında durduğudur." dedi.
Şahin'e yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise "Gülen, 'sakın CHP'yi iktidara getirmeyin, onlara iktidarı teslim etmeyin, ne yaparsanız yapın onları engelleyin' diyor. Keşke CHP'nin tüm söylemlerini, o günkü iddialarını dinleseydiniz de o gün Meclisin üzerine bombalar yağmasaydı, 250 şehidimiz olmasaydı." ifadelerini kullandı.
AK Parti Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu, tezkereyle ilgili şahsı adına yaptığı konuşmada, 15 Temmuz darbe girişimine ve ülkenin terör örgütlerine karşı verdiği mücadeleye işaret ederek OHAL uygulamasının böyle bir ortamda zorunluluk olduğunu belirtti.
Hakkari Yüksekova'da terör örgütü PKK'nın hain saldırısı sonucu 4'ü ağır 17 askerin yaralandığı haberini aldıklarını söyleyen Türkoğlu, yaralı askerlere Allah'tan acil şifa dileklerinde bulundu.
CHP Tunceli İl Başkanı Ali Rıza Güder'in, terör örgütü PKK tarafından şehit edilen öğretmenle ilgili sözlerinin salondakileri gözyaşlarına boğduğunu ifade eden Türkoğlu, "Bu başkanımızın davranışının hepimize, CHP'ye, HDP'ye ve tüm insanlık alemine örnek olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.
Türkoğlu, darbe girişiminin yaşandığı gece TBMM'nin de bombalandığını, saat 02.30 sıralarında kendisi ve ailesinin de atılan bu bombalar sırasında yara aldığını dile getirdi.
"Gazi Meclisin gazi milletvekili ve gazi ailesi olma şerefine nail olduk." diyen Türkoğlu, şunları kaydetti: "15 Temmuz'da aziz milletimiz eşsiz bir destan yazmıştır. Milletimizin amansız mücadelesiyle üzerimize çullanan bu FETÖ sürüsü tarih sahnesinden bir daha kalkmamak üzere yerle bir edilmiştir. Bugün o hainler adalet önünde hesap vermektedirler. Yaşanılan süreç olağan bir süreç değildir. Dünyada eşine rastlanılmayan bu hain ve alçak darbe girişiminin müsebbibi FETÖ ile mücadelede de olağanüstü tedbirler almak zaruri bir gerekliliktir. Bu tedbirlerin de en ehemmiyetlisi şüphesiz olağanüstü haldir. OHAL sıkıyönetim değildir. OHAL, demokrasinin daha iyi işleyebilmesi için devleti etkin kılma adına başvurulan bir yöntemdir. Devletin ayakta kalması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Terörle mücadelede yürütülen etkin mücadele ile aydınlık yarınlara kararlı şekilde yürünecektir."
Konuşmaların ardından, OHAL'in 19 Temmuz 2017 Çarşamba günü saat 01.00'den geçerli olmak üzere 3 ay süreyle uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresi, yapılan oylamada kabul edildi.
Kaynak: Diyarbakır Söz