O geceyi anlattı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında yaralanarak gazi olan Abdullah Ağaya, o geceyi unutamıyor.

O geceyi anlattı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde darbeci askerlerin hedefi olan ve sağ bacağından yaralanan Abdullah Ağaya (40), darbe girişimine karşı verilen destansı mücadelenin bir parçası olduğu için gurur duyuyor.

"GÖZÜMÜ AÇTIĞIMDA HASTANEDEYDİM"

15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlatan Ağaya, darbe girişiminin başladığı ilk anda Fatih'teki evinde abdest alıp, vatan ve bayrak için sokağa çıktığını söyledi.

Önce Vatan Caddesi'nde darbecilerin kullandığı tankları durduklarını, ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi önüne giderek binayı işgal eden FETÖ'cülere karşı direndiklerini aktaran Ağaya, şöyle konuştu:

"Tankın üzerine çıkmış bir FETÖ'cü askerin üzerine yürüdük, bize 'uzaklaşın.' diyordu. Biz uzaklaşmayınca üzerimize ateş etti. Ben sağ bacağımdan vuruldum. Ateş etmeye devam ettikleri için 45 dakika boyunca kimse beni bulunduğum yerden kaldıramadı. Gözümü açtığımda hastanedeydim."

Gözleri önünde onlarca kişinin darbecilerin açtığı ateşle şehit düştüğünü anımsatan Ağaya, FETÖ’cülerin ihanetini unutamadığını vurguladı.

"MÜDAFAA ETMESEYDİK ÜLKEMİZ İŞGAL EDİLMİŞ OLACAKTI"

Ağaya, darbe girişimi gecesi gözünü kırpmadan sokağa çıktığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"O gece bizim için bir Kurtuluş Savaşı günüydü. O gece bizler vatanı müdafaa etmeseydik bugün ülkemiz işgal edilmiş olacaktı. O gün bir kurşun yedim, bin kurşun da yesem vatanı ve bayrağı müdafaa etmekten geri durmayacağım."

"GÖZÜMÜ KIRPMADAN YİNE SOKAĞA ÇIKARIM"

Gazinin eşi Yazgül Ağaya da 15 Temmuz gecesi eşinin sokağa çıkmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın televizyondan yaptığı çağrı üzerine evde ikiz çocuğunu bırakıp, sokağa çıktığını söyledi.

Darbecilere direnmenin önemine işaret eden Ağaya, "O gece eşim gazi oldu. Her 15 Temmuz’u hatırladığımda tüylerim diken diken oluyor. Bugün darbe olsa gözümü kırpmadan yine sokağa çıkarım." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyarbakır Söz