Kobani'de DEAŞ’la girdiği çatışmada ağır yaralanan PKK'nın Suriye kolu YPG'nin sözde askeri meclis üyesi Sofi kod adlı Selahattin Dilek'e Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen mahkûmiyet kararı, Bölge İstinaf Mahkemesi terör suçlarına bakmakla yetkili Ceza Dairesi’nce ele alındı.
Mahkeme, sanığın Dicle'de zırhlı polis aracına roketli saldırı eylemine katıldığını, karakol inşaatının müteahhitliğini yapan Abdullah Gülşen'in kaçırılması emrini verip, 26 gün boyunca bir mağaraya hapsederek sözde yargılamayla rehin tuttuğunu kaydetti.
Dilek'in AK Parti eski Sur İlçe Başkanı Hamit Çelikkanat'ın aracını ateşe verip kaçırdığını, 37 gün rehin tuttuğu Çelikkanat'ın AK Partiden istifa etmesi şartıyla serbest bıraktığını belirtti.
KAÇIRILANLAR TEŞHİS ETTİ SUÇU SABİT KARAR HUKUKA UYGUN
Mahkeme, PKK’lının Lice'de yol kesip Bingöl 49. Motorlu Piyade Tugayı 5. Komando Tabur Komutanlığında görevli askerler Hasan Demircan ile Mehmet Calban'ı kaçırıp 1 hafta sonra HDP milletvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve Sırrı Süreyya Önder'e teslim ettiğini belirtti.
Mahkeme, sanığın Dicle-Arıcak yolunda eski Saadet Partili Bükardı Beldesi Belediye Başkanı Abit Doğruer ile partililer Hasan Temizsoylu, Abdurrahman Gülşen, Arif Gülşen'in kaçırılması emrini verdiğini, bu kişileri mağarada sorgulayıp, tehdit ettiği suçlarının sabit olduğunu kaydetti.
Kaçırılan mağdurların sanık teröristi gerek mahkemede canlı olarak, gerekse fotoğrafından teşhis ederek kendilerini kaçıran kişi olduğunu belirttikleri, yine çeşitli tarihlerde yakalanan ve teslim olan örgüt üyelerinin de sanık Dilek'in katıldığı kaçırma eylemleri hakkında bilgiler verip bölge sorumlusu olduğu şeklindeki ifadeleri de bir bütün olarak değerlendirildiğinde verilen mahkûmiyet kararının usul ve yasaya, hukuka uygun olması nedeniyle onanmasına karar verildiği belirtildi.
YÜZ TANIMA SİSTEMİ VE PARMAK İZİYLE YAKALANDI
Mahkeme, sanığın Suriye'deki iç savaştan dolayı mağdur olan sivillere devletin kucak açmasını suiistimal ederek kendini Suriye vatandaşı tanıtıp, PKK terör örgütündeki üst düzey konumunu ve ülkemiz topraklarında katıldığı eylemlerin cezai sorumluluğundan kurtulabilmek için kimliğini gizlediğine dikkat çekti.
NE OLMUŞTU?
Selahattin Dilek, Diyarbakır'da katıldığı kaçırma eylemlerinden sonra Kuzey Irak'a geçmiş ve buradan da Kobani sorumlusu olarak Suriye'ye gönderilmişti.
DEAŞ’la girdiği çatışmada yaralanınca “Şakir Ali” adına düzenlenmiş sahte kimlikle Suruç Mürşitpınar Sınır Kapısından Türkiye'ye getirilip Şanlıurfa Devlet Hastanesinde tedavi altına alınmıştı.
Alınan parmak iziyle Diyarbakır'da katıldığı eylemlere ilişkin parmak izi eşleşmesi ve yüz tarama sistemiyle Selahattin Dilek olduğu tespit edilince tutuklanmıştı.
Kaynak: Diyarbakır Söz