Anma töreni, saygı duruşunda bulunulması ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından İstanbul Müftü Yardımcısı Mustafa Yavuz dua okudu.
Törende, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gönderdiği mesaj okundu.
Erdoğan mesajında, Türkiye'nin, 61 yıl önce, evvela demokrasi tarihine kara bir gün olarak geçen 27 Mayıs 1960 darbesini, yaklaşık 1,5 yıl sonra da 16-17 Eylül 1961'de insanlık tarihine utanç levhası olarak kazınan Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idamlarının utancını yaşadığını belirtti.
"Yeter söz milletindir." diyerek ülkeyi çok partili hayatın ilk somut neticesiyle yani milli iradenin üstünlüğüyle tanıştıran Adnan Menderes'in kısa sürede büyük bir demokrasi ve kalkınma hamlesi başlattığına işaret eden Erdoğan, bu dönemde, bir yandan ülkenin uzunca bir süredir hasret kaldığı yatırımlara ve hizmetlere kavuştuğunu, bir yandan da milleti medeniyetinden ve tarihinden koparmaya yönelik uygulamalara son verildiğini anlattı.
Milli irade yerine vesayete ve darbecilere dayananların bu demokrasi ve kalkınma atılımına ancak 10 yıl tahammül edebildiklerine dikkati çeken Erdoğan, mesajında şunları kaydetti:
"Darbeyle demokrasiyi katledenler, cezaevlerine tıktıkları Demokrat Partilileri her türlü insanlık dışı muameleye maruz bırakmakla kalmayıp, üç masum canı gözlerini kırpmadan darağacına gönderdiler. Önce Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ı, ertesi gün de Başbakan Adnan Menderes'i idam edenlerin tek amacı, milli iradenin üstünlüğüne tüm kalbiyle bağlı olanlara gözdağı vermekti. Tarih, milletin iktidara getirdiği Menderes ve arkadaşlarını idam sehpasına göndererek halkın gönlünden silebileceklerini sananların ne kadar yanıldıklarını herkese göstermiştir. Bugün Türk milleti, Menderes ve arkadaşlarını rahmetle yad ederken, ona bu zulmü reva görenleri çoktan nefret çukuruna gömmüştür. Menderes ve arkadaşlarının akıbetini, milli iradenin üstünlüğü için mücadele edenlere örnek gösterenler hala çıkıyor olsa da milletimiz bu acı hadiseyi istiklaline ve istikbaline bağlılığının sembolü haline getirmiştir.
Milletin adamları Menderes, Zorlu ve Polatkan'a bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Rabb'imden, milletimizi bir daha böyle bir imtihana mecbur bırakmamasını niyaz ediyorum."
"DARBECİLERİN BU ÇABALARI MİLLETTE KARŞILIK GÖRMEDİ"
Törende konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, 27 Mayıs darbesiyle başlayan ve düzmece Yassıada mahkemeleriyle devam eden sürecin, Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçtiğinin altını çizdi.
Şehit başbakan ve bakanların yanı sıra aralarında rahmetli dedesi Demokrat Parti bakanlarından Tevfik İleri'nin de bulunduğu yüzlerce devlet adamı ve siyasetçinin darbeciler tarafından tutsak alındığını, Yassıada yargılamalarında itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyleyen İleri, darbecilerin bu çabalarının millette karşılık görmediğini, ateşlenen bu silahın adeta geri teptiğini, Adnan Menderes ve dava arkadaşlarının milletin demokrasi mücadelesinin ete kemiğe bürünmüş, somutlaşmış ifadeleri haline geldiklerini belirtti.
27 Mayıs sürecinin sürekli hatırlanması ve gelişen olaylardan dersler çıkarılması gerektiğinin altını çizen İleri, 1950-60 yılları arasında yaşananlarla ilgili şöyle konuştu:
"Milletin bağrından çıkan, milletini seven, milletin derdiyle dertlenen bir kadro yine milletin iradesiyle iş başına geldi ve kesintisiz 10 yıl boyunca millete verdikleri söz doğrultusunda cansiperane bir hizmet yarışına girdi ve bu süreçte girdiği her seçimde de başarılı oldu. Bir yandan milletin değerlerine sahip çıktı, milletin yanında bir duruş sergiledi, diğer yandan özgürlükler noktasında ciddi ilerlemeleri hayata geçirdi. Yeniden büyük ve güçlü Türkiye olma yolunda her alanda ciddi bir kalkınma hamlesi başlattı. Bu dönemde yapılan hizmetler sadece Türkiye'nin o dönemini değil, ilerleyen yıllarda da önünü açan, ekonomiden dış politikaya ciddi atılımlar olarak tarihe geçti. Bu hizmetlerin adeta bir cezası olarak insafsız bir muhalefetin gerginleştirme siyaseti, akıl almaz yalanlar üzerine kurgulanan bir propaganda makinesiyle darbe sürecine giden yolun taşlarını döşedi. Yasa dışı müdahalelerini meşrulaştırmaya çalışanlar, Yassıada düzmece mahkemelerini tertip ederek kendilerince Demokrat Parti hükümetlerini mahkum etmeye çalıştılar. Evet, özeti budur. Bu süreç son derece nettir, tarihi vesikalarla da sabittir."
"Bu darbeleri başımıza saran kirli eller ve içerdeki piyonları, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar Türkiye'yi kendisi olma ve muasır medeniyetlerin üstüne çıkma yolundan saptıramadılar, saptıramayacaklar." diyen İleri, büyük ve güçlü Türkiye yolunda şehit başbakan ve dava arkadaşlarının fedakarlıklarının boşa gitmediğini, onların bu samimi mücadelesinin herkese örnek teşkil ettiğini, belki de demokrasinin değerlerini içselleştirme ve gerektiği zaman tereddütsüz olarak ona sahip çıkma dürtülerini kuvvetlendirdiğini ifade etti.
Ömer İleri, özellikle son 20 yıldır AK Parti iktidarında da demokrasi mücadelesinin devam ettiğini aktararak, şunları kaydetti:
"27 Mayıs sonrası yıllarca darbe gününü bayram olarak kutlamaya zorlanan, sonraki yıllarca defalarca darbeler ve darbe tehditleri ile köşeye sıkıştırılmak istenen nesiller ve onların çocukları yani gençlerimiz, 15 Temmuz gecesi demokrasiye sahip çıkmak adına sokaktaydı. Cumhurbaşkanımızın siyasi liderliği ve milletimizin dirençli duruşu ile demokrasi yeni bir düzeye taşındı ve darbe tehditleri tarihin tozlu raflarına kaldırdı. Bundan dolayı diyoruz ki 27 Mayıs sürecinde yaşananlar, çekilen çileler ve sonrasındaki dramlar, mücadeleler aslında amacına ulaşmıştır. Yine de özellikle gençlerimizin darbeler tarihimizi iyi anlamaları, 27 Mayıs sürecini öğrenmeleri, demokrasi şehitlerimiz merhum başbakanımız ve bakanlarımızı tanımaları önemlidir. Zira 1960 darbesine giden yolda kullanılan yöntemler, bazı kesimlerde adeta alışkanlık yaratmıştır. Yalan kurgular üzerine toplumu ve siyaseti germe çabaları dün olduğu gibi bugün de vardır ve görünen o ki yarın da var olacaktır."
Kaynak: Diyarbakır Söz