Komutana hapis geldi

Darbecilerin sözde atama listesinde "Diyarbakır sıkıyönetim komutanı" olarak gösterilen dönemin 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Yılmaz yargılandığı davada, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Komutana hapis geldi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan, darbecilerin hazırladığı sözde atama listesinde "Diyarbakır sıkıyönetim komutanı" olarak gösterilen dönemin 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz'a yargılandığı davada, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

DİYARBAKIR'da, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 'Yurtta Sulh Konseyi' tarafından hazırlanan listede adı 'Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanı' olarak geçen 7'nci Kolordu eski Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan 12.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, Yılmaz'ın tutukluluk halinin de devamına karar verdi.

Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargılanan 7'nci Kolordu eski Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz, Adana F Tipi Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada ilk söz hakkı verilen savcı, önceki celse verdiği esas hakkındaki görüşünü tekrar ederek, Yılmaz'ın ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi.

'DARBENİN ÖNLENMESİNE DESTEK VERDİM'

Savcılığın esas hakkındaki görüşüne karşı savunması alınan İbrahim Yılmaz, 18 aydır tek kişilik hücrede tutuklu olduğunu ve bu süreçte aleyhine tek bir delil bulunmadığını söyledi. Yılmaz, şöyle konuştu:

"Suçum darbeye katılmayıp, önlemek midir? Aldığım tedbirlerle kanunsuz hiçbir olay meydana gelmedi. Türkiye'de bu şekilde emir veren kimse yok. Cumhurbaşkanı bile çağrı yapmadan ben tüm tedbirleri aldım. Kanunsuz hiçbir emir vermedim ve darbeye karşı durdum. 16.30'da darbe kalkışmasını öğrenen Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı birliklere bir emir vermedi. Buna rağmen darbeye karşı Türkiye'de ilk emir veren kişi benim. Diyarbakır Valisi, asayiş toplantısında darbeye karşı durduğum için bana teşekkür etti. Cumhuriyet Başsavcısı'nın talebi üzerine 8'inci Ana Jet Üssü'ndeki gözaltıları yapmak üzere adliye binasına geldim. Darbecilerin istediği helikopterleri Ankara'ya göndermedim. Ne FETÖ'cü ne de darbecilerle hiçbir alakam yok. Darbeye karşı duruşum açık ve nettir. Cumhuriyet Başsavısı telefon açarak bana görev verdi. Saat 22.40'ta darbeye karşe emir veren kişi nasıl bu şekilde suçlanabilir? Duruşmada dinlenen 20 tanık suç işlemediğimi söyledi. Bu bana yapılan haksızlıktır. 15 Temmuz'da saklanmadım, gizlenmedim, birliklerimin başına geçtim ve darbeye karşı durdum. Sıkıyönetim kararını uygulatmadım. Benden önce darbeye karşı yazılı emir veren kimse yok. 5 helikopteri göndermeyerek Ankara'daki darbenin önlenmesine destek verdim."

'ATATÜRKÇÜ BİR KOMUTANA OYUN OYNANMIŞTIR'

Sıkıyönetim listesinde isminini iradesi dışında yazıldığını belirten Yılmaz, "Nefes almam bile suç sayılıyor. Darbe başarılı olsaydı ya infaz edilecektim ya da hapisteydim. Darbe kalkışmasını önledim, yine hapisteyim. Atatürkçü bir komutana büyük bir oyun oynanmıştır. Ne FETÖ'cü ne de darbeciyim. Laik demokratik Cumhuriyet'e inanan Atatürkçü bir Türk generaliyim. Gerçek FETÖ'cüler, itirafçı olanlar, FETÖ ile fotoğraf çektirenler, maddi destek sağlayanlar, birlikte yemek yiyenlerin hepsi serbest. Fakat darbeye karşı çıkan ben, 18 aydır tutukluyum" dedi.

'SEMİH TERZİ'Yİ UÇAĞA BİNDİRENLERDEN HESAP SORULMUYOR'

Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan Albay Altan Bora'nın, Tuğgeneral Semih Terzi'nin darbeci olduğunu bildiği halde kendisine bilgi vermediğini ileri süren Yılmaz, şunları kaydetti:

"Özel Kuvvetler Komutanı arayıp Semih Terzi'nin engellenmesi gerektiğini söylemedi. Semih Terzi'nin birliğini üsse alan, uçağının kalkmasına izin veren, bu durumu kimseye bildirmeyen üs komutan vekiline suçlama yapılmıyor. Semih Terzi'yi karşılayan, onu uçağa bindiren, CASA uçağını gönderenlere hesap sorulmuyor. Ancak darbeye karşı olan bana hesap soruluyor. Vali, Emniyet Müdürü ve Başsavcı telefonla konuştuğumuzda, bana darbenin yanında yer alıp almadığımı sormadı. Onlar da ne olacağını, ne yapacağımı ve tavrımı görmek için beklediler. Vali'nin konutunda kriz merkezi kurulmuş ancak bana haber bile vermemişler. Başsavcı ile konuştuğumda bana darbeci olup olmadığımı sormadan yardım istedi. Adliyeyi kuşattığım iddiaları kesinlikle gerçek değil. Başsavcı, pilotların gözaltına alınması için kuvvet talep ettiği için beni çağırdı. Başsavcı talimatı ile adliyeye geldim. Kapıda tokalaşarak karşılanıp, uğurlandım. 18 aydır ağırlaştırılmış şartlarda yaşıyor ve adalet arıyorum. Esas FETÖ'cü ve darbeciler dışarıda geziyor. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktır. O gece korkmadan, çekinmeden mücadele ettim. Suçsuzum, tek tesellim vicdanımın rahat olmasıdır. Onurum, şerefim ve kimliğimin geri verilmesini istiyorum."

Avukat savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık İbrahim Yılmaz'ı 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Sanığın suçun işlenmesine yardım ettiğini kabul eden mahkeme heyeti, Yılmaz'ın cezasını 15 yıla indirdi. Cezanın, sanığın geleceği üzerindeki olumsuz etkisini, lehine takdiri indirim sebebi kabul eden mahkeme heyeti, Yılmaz'ın 12.5 yıl hapisle cezalandırılmasına hükmetti. Mahkeme heyeti, Yılmaz'ın hükmen tutukluluk halinin de devamına karar verdi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler