Merkez Yenişehir ilçesinde yaşayan F.M., 2017 yılında ailesi ile anlaşamadığını söyleyerek, evini terk edip, eşiyle imam nikahıyla yaşayan ablasının yanına yerleşti. İddiaya göre, 20 Kasım 2017'de eniştesinin cinsel istismarda bulunduğu F.M., olayı anlattığı ablası tarafından evden kovuldu. Gece yarısı sokakta kalan mağdur, saat 05.00'e kadar bir parkta bekledikten sonra, polis merkezine sığındı. F.M., ayrıca, eniştesinin kendisini başka erkeklerle para karşılığı birlikteliğe zorladığını, dövüp parasını aldığını ve olayı anlattığı ablası tarafından evden kovulduğunu söyledi.
Olaydan bir gün sonra yeniden ifadesi alınan F.M., 2 yıldan bu yana öz ağabeyinin de kendisine cinsel istismarda bulunduğu ve dayanamayıp evden kaçtığını, gittiği ablasının evinde de eniştesinin cinsel istismarda bulunduğunu iddia etti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca koruma altına alınan mağdurun ifadesi üzerine olayla ilgili soruşturma başlatılırken, kızın ağabeyi K.M. ve eniştesi E.U. gözaltına alındı. İfadelerinde suçmaları reddeden şüphelilerden enişte E.U. serbest bırakılırken, ağabey K.M. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Soruşturmaları yürüten savcılık tarafından ilk olarak mağdurun eniştesi E.U. hakkında 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan 8 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.
TUTUKLANDI, 2'NCİ CELSE BERAAT ETTİ
İddianamenin kabulünün ardından tutuksuz sanık E.U.'nun yargılanmasına 20 Şubat günü Diyarbakır 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay'ın da müdahil olduğu davanın ilk celsesinde mağduru dinleyen mahkeme heyeti, yargılamanın kapalı yapılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti duruşmanın sonunda sanık E.U. hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunduğunu belirterek, tutuklanmasına karar verdi. Sanık E.U., avukatının üst mahkemeye yaptığı itiraz üzerine 28 Şubat günü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Davanın 15 Mart günü görülen 2'nci celsesinde esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanığın, evinde misafir olarak kalan mağdura sarkıntılık düzeyinde cinsel saldırıda bulunduğunu belirterek, E.U.'nun cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti ise E.U.'nun beraatine hükmetti.
ANNE VE BABASINA DA ANLATMIŞ
Mağdurun ağabeyi K.M. hakkındaki soruşturmayı 25 Aralık 2017 günü tamamlayan savcılık, şüphelinin 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'kasten yaralama' suçlarından 27 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Mağdur F.M., iddianameye yansıyan ifadesinde, şüphelinin 2 yıldır kendisine cinsel istismarda bulunduğunu ve durumu anne ve babasına da anlattığını söyledi. İddianamede, Adli Tıp raporuna göre mağdurun vücudunda, iddialarıyla uyumlu çok sayıda yaraya rastlandığı ifade edildi.
BABASI ÜZÜLDÜĞÜ İÇİN ŞİKAYETTEN VAZGEÇTİ
İddianamenin kabulünün ardından tutuklu sanık K.M.'nin yargılanmasına da 20 Şubat günü Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmada ifadesi alınan sanık K.M., suçlamaları kabul etmediğini belirterek, beraatini talep etti.
Yargılama öncesinde mahkemeye dilekçe veren mağdur F.M., anlattıklarının doğru olduğunu, ancak kalp rahatsızlığı olan babasının üzülmemesi için şikayetinden vazgeçtiğini söyledi.
SAVCI: AİLESİNE ANLATMASINA RAĞMEN KİMSE İNANMADI
Son duruşmada görüşünü açıklayan savcı, mağdurun 13 yaşından 16 yaşına kadar ağabeyinin cinsel istismarına maruz kaldığını belirterek, F.M.'nin bu durumu anne ve babasına anlatmasına rağmen, kimsenin kendisine inanmadığını söylediğini kaydetti. F.M.'nin ağabeyine iftira atmasını gerektirecek bir durumun olmadığını belirten savcı, mağdurun samimi ifadeleri ve şikâyetinden vazgeçmesine rağmen sanığın eylemlerini gerçekleştirdiği iddiasında ısrarlı oluşuna dikkat çekerek, sanığın cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme, sanık K.M.'yi 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'basit yaralama' suçlarından 19 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıp, tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Kaynak: Diyarbakır Söz