Kılıçdaroğlu'ndan 'Ghandi' örneği

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Arap Baharı Konferansı'nın açılışında konuştu.

Kılıçdaroğlu'ndan 'Ghandi' örneği

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomik sömürü için Arap halklarının özgürlük mücadelesini destekler gözükenlerin ve bölgedeki etkinlikleri için mezhep savaşlarını kışkırtanların yıllardır diktatörlerle kol kola olduğunu hatırlatmak istediğini belirterek, ''Gandhi'nin sözlerindeki gibi, 'Özgürlük hayatın nefesidir'. Bu nefes, Arap coğrafyasına dayatma ve yönlendirmelerle değil, Arap halklarının kendi mücadeleleriyle yayılacaktır'' dedi.

CHP'nin Le Meridien Otel'de düzenlediği ''Arap Baharı Konferansı''nın açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, konferansın, Arap coğrafyasının meydan ve sokaklarında demokrasi, özgürlük ve adalet için tarihi bir dönüşüm başlatan Arap halklarıyla dayanışmalarının bir göstergesi olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, ayrıca konferansın, Türk Arap dostluğuna ve kardeşliğine verdikleri değerin bir ürünü olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

''Doğunun ve batının buluştuğu Türkiye'de, Arap ülkelerinden esen değişim rüzgarlarını hissediyor, tarihin bu dönüm noktasında Arap kardeşlerimizin özgür ve güvenli bir gelecek için attıkları cesur adımları destekliyoruz. Çağımızda özgürlük düşüncesi çok hızlı bir şekilde yayılıyor ve toplumsal dönüşümler hızlanıyor. Tarih boyunca evrensel uygarlığa büyük katkılar yapmış, köklü bir medeniyete sahip olan Arap halklarının bugün yeniden yürüyüşe geçmeleri bize Ali Şeriati'nin sözlerini hatırlatıyor 'Ey özgürlük! Ben zulümden bıkkınım, esaretten bıkkınım. Zincirden bıkmışım.'''

-''Arap halklarının taleplerinden biri de eşitliktir''-

Kılıçdaroğlu, Kuzey Afrika'nın batı kıyılarından Orta Doğu'daki körfez ülkelerine uzanan bir mevsim değişikliği yaşandığını vurgulayarak, bu baharın, tıpkı Mustafa Kemal'in önderliğindeki Türkiye halkının 1919'da başlattığı mücadele gibi, dünyadaki özgürlük mücadeleleri için yürünecek yolu ve ödenen bedelleri gösterdiğini söyledi.

Bu mücadelenin baskı ve zulüm altında yaşayan halklara umut verdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, diktatörlere ve baskı rejimlerine karşı ayağa kalkan Arap halklarının Martin Luther King'in ''özgürlüğün ezilenler tarafından talep edilmesi zorunludur'' sözünü bir kez daha doğruladığını belirtti.

Kılıçdaroğlu, bu noktada, Arap halklarının özgürlüklerine dış müdahalelerle değil, kendi mücadeleleriyle ulaşmasının önem kazandığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ekonomik sömürü için Arap halklarının özgürlük mücadelesini destekler gözükenlerin ve bölgedeki etkinlikleri için mezhep savaşlarını kışkırtanların yıllardır diktatörlerle kol kola olduğunu hatırlatmak isterim. Gandhi'nin sözlerindeki gibi, 'Özgürlük hayatın nefesidir'. Bu nefes, Arap coğrafyasına dayatma ve yönlendirmelerle değil, Arap halklarının kendi mücadeleleriyle yayılacaktır.''

Kılıçdaroğlu, değişimin öncüsü olan Arap halklarının taleplerinden birinin de eşitlik olduğunu ifade ederek, ''Toplumun bir bütün olarak özgür olması onu oluşturan parçaların eşitliğinden geçer. Mandela'nın dediği gibi, kısmi özgürlük diye bir şey yoktur. Arap coğrafyasında, asırlardır emperyalist güçlerle işbirliği yapanların ve onların çevresinde kümelenmiş güç odaklarının toplumsal eşitsizlikten beslenen düzenleri sona ermek üzeredir. Farklı din, mezhep ve ulusal kimliklerden oluşan Arap halklarının baskıcı rejimleri sona erdirmek için hep birlikte mücadele etmeleri eşit bir geleceğin işaretidir'' diye konuştu.

-''Değişimin itici gücü olan kadın ve gençlik hareketlerini takdir ediyoruz''-

Kılıçdaroğlu, cinsiyet eşitliğinin, toplumsal gelişmişliğin en önemli göstergesi olduğunu belirterek, Arap coğrafyasında kızlarının okullaşma oranının son yıllarda gelişme göstermesine rağmen henüz istenen seviyede olmadığını kaydetti.

Parti olarak, kızların okumalarını, kadınların toplumsal hayatın her alanında eşit bireyler olarak var olmalarını istediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''Arap coğrafyasındaki değişimin itici gücü olan kadın ve gençlik hareketlerini takdir ediyoruz. Birilerinin, diğerlerinden daha özgür ve daha eşit olmaması, Arap halklarının kendi coğrafyalarındaki kaynaklardan hakça yararlanması sosyal adaletle mümkündür. Değişim rüzgarlarıyla iştahı kabaran egemen güçler, zengin enerji kaynaklarına sahip olan Arap coğrafyasındaki halkların meşru arzu ve taleplerini yönlendirmeye ve kaynaklarını sömürmeye çalışıyor. Buna karşı çıkmalıyız. Diktatörün yerini bir diğer diktatör alırsa 'komşusu açken tok yatan'ların saltanatı devam eder.''

-''Seslerini yeni bir dünya kazanma arzusuyla yükseltenlerin yanındayız''-

Kemal Kılıçdaroğlu, fakirliğin ve cehaletin hiçbir toplumun kaderi ve yazgısı olmadığını vurgulayarak,  ''Bütün dünya doğal kaynakları ve bilimin nimetlerini paylaşmaya doğru ilerlerken Arap halkları bundan mahrum kalamaz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler Arap halklarının kaynakların hakça bölüşümüne ve bilimin ışığında fakirlikten kurtuluşa doğru attıkları adımların demokrasi ve özgürlük yürüyüşlerinin bir parçası olduğunu heyecanla görüyoruz'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Arap coğrafyasındaki değişimlerin emeğin yüceliğini ve belirleyiciliğini bir kez daha gösterdiğini ifade ederek, işçi sendikaları ve onlara destek veren milyonlarca insanın baskıcı diktatörlerin devrilmesinde öncü olduklarını, daha özgür, daha eşit ve daha adil bir geleceğin kapısını araladıklarını söyledi.

Sosyal demokrat bir parti olarak, Arap emekçilerin yanında olduklarını belirten Kılıçdaroğlu,  şöyle konuştu:

''Cumhuriyet Halk Partisi olarak, seslerini yeni bir dünya kazanma arzusuyla yükseltenlerin yanındayız. Mısır'da Mübarek rejimine ve onunla işbirliği yapan güç odaklarının baskılarına boyun eğmeyen sendikaları, Arap dünyasının bir ülkesinden bir diğer ülkesine dayanışmayı taşıyan göçmen işçileri, Tunus'tan esmeye başlayan değişim esintilerini Mısır'da, Bahreyn'de, Yemen'de ve Suriye'de fırtınaya dönüştüren emekçi kitlelerini saygıyla selamlıyoruz.''

-''Her ülkenin sorunları ve değişim temposu farklıdır''-

Arap ülkelerindeki değişim sürecinin geleceğinin henüz netleşmediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Her ülkenin sorunları ve değişim temposu farklıdır. Mevsimlerin değişmesi gibi geçiş dönemleri de zordur. Arap ülkelerinin yeknesak bir bütün olmadığı, her birinin tarihlerinin, geleneklerinin, siyasi kültürlerinin, sosyal ve toplumsal yapılarının farklı olduğu bir gerçektir. Çoğulcu ve katılımcı demokrasilerin ülkelerin içinde de mevcut olan bu farklılıklardan yeni zenginlikler ortaya çıkaracağını unutmamalıyız'' diye konuştu.

Kıptilerin kendini ifade edemediği bir Mısır, Şiilerin eşit haklardan mahrum olduğu bir Bahreyn ve Türkmenlerin sorunlarını dile getiremediği bir Irak'ın demokratik olmadığını aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Arap halklarının mücadelesi insan haklarına saygılı, demokratik ve çoğulcu rejimlerle başarıya ulaşacak; özgür ve adil seçimlerle taçlanacaktır. Aksi takdirde, demokratik değerleri özümsememiş, çoğunlukçu anlayışlar yeni diktatörlükler ortaya çıkaracaktır. Bu noktada Suriyeli büyük şair Adonis'in 'Dini diktatörlüklerle karşı karşıya bırakılmaktansa kayıp olmak daha iyi' sözünü bir uyarı olarak hatırlatmak isterim. On yıllardır baskı rejimlerinin ve diktatörlerin yönetimindeki Arap ülkelerinde toplumsal barış büyük yara almış, dini ve etnik gruplar arasındaki anlaşmazlıklar kemikleşmiştir.''

''Arap Baharı''nın getirdiği değişimlerin toplumsal barışı ve istikrarı tesis etmek için yeni fırsatlar sunabileceğini bildiren Kılıçdaroğlu, ''Bu fırsatlardan birisi, biraz önce değindiğim çoğulcu ve katılımcı demokrasidir. Bir diğeri de hukukun üstünlüğü ilkesi ve vatandaşların hakkını koruyan hukuk sistemleridir. Arap halklarının özgürlük ve demokrasi arayışları yapılacak yeni anayasalarda garanti altına alınmalıdır. Yapılacak anayasalar sadece vatandaşlarla devlet arasındaki ilişkilerin boyutunu değil, yeni düzenlerin geleceğini de belirleyecektir'' dedi.

-''CHP, Arap halklarının yanındadır''-

Lübnanlı düşünür Halil Cibran'ın ''Kaynağı adalet olan bir dünya kaynağı merhamet olan bir dünyadan daha büyüktür'' sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''Bu nedenle, hukukun üstünlüğü ilkesinin Arap coğrafyasına yerleşmesi, yeni diktatörlüklerin önünü kesecektir. Sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini benimsemiş Cumhuriyet Halk Partisi, geçmişte olduğu gibi bugün de demokrasi, özgürlük ve insanlık onuru için mücadele eden Arap halklarının yanındadır. Tuzaklar, tehlikeler ve sapmalarla dolu bu uzun yolda Arap halklarının her birisi kendi özgün çizgilerini kendileri belirleyecekler ve hedeflerine mutlaka varacaklardır. Arap halklarının dış müdahaleler, işgal tehditleri, model ülke olma heveslileri ve dini rejim destekçileri karşısında dayatılanı kabul etmeyeceğini ve düşledikleri özgür ve eşit geleceği kuracaklarına olan inancımız tamdır. Dışarıdan müdahalelerle rejimleri değiştirme arzusunda olanlara, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin meşruiyet açısından önemi kadar Halil Cibran'ın bir sözünü de hatırlatmak isterim; (Haritayı saklayabileceğin en güvenilir yerin yüreğindir)''

Kılıçdaroğlu, CHP olarak Türkiye'de gerçek demokrasi istediklerini, insanların hür olmasını, geleceğe güvenle bakmasını ve adalete güvenebilmelerini istediklerini kaydetti.

Bu anlamda Arap halklarıyla aynı yolda yürüdüklerini ve geleceğin sosyal demokraside olduğuna inandıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Partimiz ve Türkiye için bir ilk olan bu konferansta Arap halklarının demokrasi ve özgürlük yürüyüşünde bir adım daha atılırsa bundan mutluluk duyacağız. Bu konferans, farklı fikirleri dinleyerek ve birbirimizi anlayarak bilgileneceğimiz ve zenginleşeceğimiz bir fırsattır. Sözlerime son vermeden önce Halil Cibran'ın 'Sırtını güneşe çevirirsen gölgenden gayrı bir şey göremezsin' sözünden hareketle Cumhuriyet Halk Partisi olarak yüzünü güneşe çeviren ve aydınlık geleceği gören Arap halklarının yanında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim'' dedi.

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz