7 Haziran seçimlerinin akabinde KCK, İmralı Süreci'nde gelinen noktayı değerlendirdi. ANF’de yer alan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Dolmabahçe deklarasyonu, hem AKP, hem de HDP için seçime bağlayıcı bir demokratikleşme taahhüdüyle girmek anlamına geliyordu. Fakat kısa süre sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan Dolmabahçe Mutabakatı üzerinden tüm müzakere mekanizmalarını reddederek, devletin çözüm politikaları olmadığını ve İmralı görüşmelerinin de kendileri açısından bir değerinin bulunmadığını duyurdu. 7 Haziran seçimleriyle birlikte on yıldır demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü için adım atmayarak sorunları ağırlaştıran AKP hükümeti sona erdi. Bu açıdan gerçek anlamda müzakere koşullarının gerçekleştirilmesi ve çözüm için Meclis'in devreye girmesi adımı için tahkim edilmiş bir ateşkes gereklidir. Demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü için bu üç adımın atılması gereklidir"
ÜÇ ADIM
KCK açıklamasında Öcalan’ın, örgütüyle, tüm siyasi partilerle, demokratik kuruluşlar ve sivil toplum örgütleriyle, yazarlarla, sanatçılarla, toplumun birçok kesimini temsil eden şahsiyetlerle her an özgürce görüşme yapabilmesi gerektiği savunuldu. Meclis’e çözüm sürecinde devreye girme çağrısı yapan KCK, “Bu açıdan geçen dönem CHP’nin görüşmeler şeffaf olmalı ve Meclis devreye girmeli yaklaşımını doğru buluyoruz. Çözüm ancak bu yaklaşım ve bunun gereklerinin yerine getirilmesiyle gerçekleşebilecektir” dedi.
'HDP PKK'NİN YASAL PARTİSİ DEĞİLDİR'
Silah bırakma tartışmalarına da cevap veren KCK, “Şunu açıkça vurgulamalıyız ki, PKK'nın Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bırakma konusu ve bunun iradesi tamamen bize aittir. Şunu herkes bilmelidir ki HDP, PKK’nin yasal partisi değildir. Dolayısıyla böyle bir çağrıyı HDP yapamayacağı gibi, mevcut İmralı koşullarında bulunan Abdullah Öcalan'ın böyle bir çağrıyı yapması mümkün değildir. HDP’nin ve Öcalan'ın 'silah bırak' çağrısı yapmasını beklemek ve bu yönlü dayatmalarda bulunmak çözümsüzlükte ısrardır ve bunu da hareketimizin kabul etmesi mümkün değildir. Bu tutumumuz ne Öcalan'ı dinlememek, ne de HDP’nin politika yürütmesinin önünü almaktadır" görüşünü dile getirdi.
'DİYARBAKIR’DA KATLEDİLİRKEN SİLAH BIRAKILAMAZ'
En son Diyarbakır’da gerçekleştirilen saldırıları da hatırlatan KCK açıklamasına şöyle devam etti: “Daha dün Amed sokaklarında ve başka yerlerde halkımıza silahla saldıranlar ve katledenler varken, Kürt halkının özgür ve demokratik yaşamı için hiçbir güvence yokken PKK'dan silahları bırakmasını beklemek, halkımızın yaşamının ve varlığının celladına teslim etmesini istemek anlamına gelecektir. Bunu da hiç kimse PKK'dan isteyemez ve bekleyemez.”
Kaynak: Radikal.com.tr
Kaynak: Diyarbakır Söz