Türkiye'nin duayen şarkıcısı Kayahan Açar, biliniği üzere geçtiğimiz sene kanser illetine yenik düşüp hayatını kaybetmişti. Kayahan'ın ölümü akabinde malını bölüşme kavgası eşi İper Açar ve kızı Beste Açar'ın arasını açmıştı. Kayahan'ın eşi İpek Açar adına olan Acarkent'teki evlerinin davası süregelirken , İpek Açar'ın açtığı dava da evi miras sayılması yönünde oldu
Kayahan'ın kızı Beste Haravon'dan İpek Açar'a üçüncü dava! Haravon'un babasının mülkleri ve bankadaki parasının tespiti için başlattığı hukuki süreç, şarkıların yönetimini devralmak için açılan davayla devam etmişti. Haravon, 7 Mart'ta da Açar'ın üstüne kayıtlı olan Acarkent'teki ev için dava açtı.
TAPUNUN İPTALİNİ İSTEDİ
Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesi'nde İpek Açar'a 'tapu iptali ve tescil' davası açan Haravon, mahkemeye babası Kayahan Açar'ın kendisinden mal kaçırdığı iddiasıyla başvurdu. Acarkent'teki evin Kayahan'ın sağlığında kendisinden kaçırılmak suretiyle İpek Açar'ın üzerine yapıldığını iddia eden Haravon, saklı hakkını kullanarak davayı açtı.
İpek Açar'ın avukatı Özal Oğuz, Beste Haravon'un hukukta 'Muris muvazaası' olarak geçen miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırma iddiasıyla dava açtığını söyledi.
Çocukluk ve gençlik yıllarını Ankara'da geçirdi. Daha sonra İstanbul’a yerleşti. İstanbul'dan sonra uzun süre Balıkesir-Gömeç’teki İnta Sevgi Köyü’nde Geceler Caddesi ve Mavilim Caddesi’nin kesiştiği Hülyam Çıkmazı’nda yaşadı. Bu köydeki bütün cadde ve sokaklar, Kayahan’ın şarkılarının isimlerinden oluşmaktadır.
Şimdiye kadar üç kırkbeşlik, bir uzunçalar (longplay), onbir kaset ve CD’si müzik arşivlerindeki yerini aldı. İlk olarak Nilüfer’e verdiği güzel şarkılarla ismini duyurmaya başladı. Nilüfer’in de yorumladığı “Geceler”, “Kar Taneleri”, “Esmer Günler” gibi şarkılar klasik haline geldi.
3 Haziran 1991 tarihinde çıkarttığı “Yemin Ettim” adlı albümüyle satış rekoru kıran Kayahan, “Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz” sloganıyla tanındı. Çocuklar için de şarkılar yazan Kayahan ayrıca televizyon için çocuk programı da yaptı. Ardından 30 Nisan 1992'de "Odalarda Işıksızım" albümünü çıkardı.
Mart 1993'te Raks Müzik etiketli “Son Şarkılarım” adını verdiği albümünde yine kendisine ait on şarkı yer aldı. Düzenlemeleri Erdal Kızılçay’ın yaptığı albümde İskender Paydaş, Hakan Kurşun gibi genç ve yetenekli isimler çalıştı. “Sarı Şekerim”, “Vazgeçmem”, “Aman”, “Kardeşiz Senle” gibi şarkıların öne çıktığı albüm yüksek bir satış grafiği yakaladı.
Kayahan, iki yıl sonra, 1995 yılının Ocak ayının son günlerinde “Benim Penceremden” adlı albümüyle müzik yolculuğunu sürdürdü. Bu albümün sloganı “Sevenleri ayırmayın, sevenler ayrılmayın” oldu. Çıkış parçası “Ben Anadolu Çocuğuyum” da kültüren erozyon karşısındaki tepkisini dile getirdi. “Allah’ım Neydi Günahım” ise pek çok sanatçı tarafından icra edilerek büyük başarı sağladı. Bu albümle birlikte Demet Sağıroğlu’nun ardından müzik dünyasını yeni bir yetenekle tanıştırdı. Bu genç yetenek, 1999’da hayatını birleştireceği İpek Tüter’di.
Kayahan, 1996 yılının Temmuz ayında “Canımın Yaprakları” adlı çalışmasını da “Allah kimseyi sevgisiz bırakmasın” sloganıyla piyasaya sundu. Bir insanın sevgiyi, aşkı yitirdiği anda herşeyini kaybetmiş olacağını belirten Kayahan, “Sevgisiz hiçbir şey yapılmaz. Her şeyin başı sevgidir” sözleriyle “sevgi” kavramına verdiği önemi dilegetirdi. Erdal Kızılçay, İskender Paydaş ve Tamer Çıray üçlüsünün düzenlemelerini yaptığı albümde sekiz parçaya yer verildi. Bütün albüm kendi evinin stüdyosunda low-fi teknoloji kullanılarak hazırlandı. Sekiz parçasını da art arda konser atmosferinde kaydetti ve kliplerinde konserlerinden yapılan çekimler kullanıldı.
Kayahan, ertesi yıl “Emrin Olur” adlı çalışmasını çıkardı. Albümün mutfağında önceki çalışmalarındaki isimler yer almakla birlikte düzenlemeleri Tamer Çıray ve kendisi yaptı.
1999 yılının Nisan ayında dokuzuncu albümü “Beni Azad Et” müzik marketlerde yerini aldı. Dokuz şarkının yer aldığı çalışmada, “Beni Azad Et”, “Yine Şişe Bitecek”, “Her Yerde Aynı” gibi hit parçalardan oluştu. Yılın büyük bölümünü geçirdiği Gömeç’e olan bağını ise “Gömeç” adlı şarkısında notalara döktü.
26 Kasım 2000 tarihinde “Gönül Sayfam”'ı piyasaya çıkaran Kayahan, albümünde “Sevdaya Mahsus”, “Kağıttan Kayıklarla”, “Söz Güzelim” gibi duygusal parçaların yanı sıra “Ölmem mi Lazım”, “Aman Beni Unutma”, “Tek Delikli Kaval”, 17 Ağustos deprem felaketi için yazdığı “17 Ağustos”, kızı Aslı Gönül için bestelediği “Ninni” gibi şarkılar yer aldı. Kayahan 17 Aralık 2002 tarihinde ise “Ne Oldu Can” albümünü müzikseverlerin beğenisine sundu. Albümde “Ne Oldu Can”, “Bir Aşk Hikayesi”, “Onsuz Olmuyor” parçaları uzun bir süre dillerden düşmeyen parçalar oldu. Satış rekorları kıran Kayahan’ın bu albümünde ise meslektaşı Barış Manço için yazdığı “Bugün Aslında Bayram” parçası ile müziğe, sanatçılara sahip çıkmanın önemini birkez daha vurgulamış oldu.
Sanatçının ilk büyük ödülü 1986 yılında katıldığı uluslararası Akdeniz Müzik Yarışması’nda “Geceler” adlı şarkısıyla kazandığı “Altın Portakal” oldu. 1990 yılında Eurovision Şarkı Yarışması’nda “Gözlerinin Hapsindeyim” adlı şarkısıyla Türkiye’yi temsil etti. Son onbeş yılda tüm medya kuruluşları tarafından her yıl besteci, söz yazarı ve yorumcu olmak üzere konulan üç daldaki ödüllerin hepsine layık görüldü. 2003 yılındaAltın Kelebek Onur ödülü ve “Ne Oldu Can” albümün satış başarısı için Müyap ödülü aldı. 2005 yılında "Kelebeğin Şansı" ve 15 Mart 2007 tarihinde ise "Biriciğime" isimli albümleri çıkardı.
Yurtiçinde ve yurtdışına pek çok konser veren Kayahan, 1992 yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Ankara Kızılay Meydanı'nda yüzaltmış bini aşkın izleyiciye verdiği konserle tarihe geçti. Doğa-çevre konusundaki duyarlılığı ile de tanınan Kayahan, insanların bu konulara olan ilgisini arttırmak amacıyla pek çok yardım konseri vermekte, gönüllü olarak çalışmalara katılmaktaydı.
lk kez 1990 yılında yumuşak doku kanserine yakalanan Kayahan, 2005 yılında 2. kez aynı kansere yakalandı, 2014 yılında 3. kez rahatsızlığı tekrar eden Kayahan, kansertedavisi görmekteydi. Kanser teşhisiyle 1990 yılında karşılaştığında “Yemin Ettim”i yazdığını belirterek,
“ “Yaşanacak günümüz varmış. Ölüm bir ceza değildir, ben öyle düşünüyorum. Devlet hastanesine gittim, Çapa’da tedavi oldum. Söylediklerine göre 6 ay ömrüm kalmıştı. Şu anda onların verdiği sürenin üstünden 21 sene geçti. 10 sene önce tekrar etti, yine tedavi gördüm.
Hastalığı 1990 yılında ilk belirtisini göstermiştir.Bir süredir hastanede tedavi gören Kayahan, hastalığının ilerlemesi sonucunda oluşan solunum yetmezliği ve bununla beraber gelişen 2 kere yendiği fakat tekrar nükseden yumuşak doku kanserine 3 Nisan 2015 sabah 08:00 sıralarında yenik düşerek hayatını kaybetti Cenazesi Teşvikiye Camii'nden kaldırılarak vasiyetince Kanlıca Mihrimah Sultan Mezarlığı'na defnedildi
Kaynak: Diyarbakır Söz