Adli tatilin sona ermesinin ardından 2018-2019 adli yılı, Yargıtay Başkanlığı'nca Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen açılış töreniyle başladı. Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'in ev sahipliğinde yapılan açılış törenine, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, yargı mensupları ile çok sayıda davetli katıldı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN MESAJI OKUNDU
Açılış töreninde, Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu gösterisi ve Yargıtay kurumsal tanıtım film gösteriminin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, adli yıl açılışı nedeniyle yayımladığı mesaj okundu.
LİYAKAT VE HESAP VERİLEBİLİRLİK VURGUSU
Daha sonra kürsüye gelen Yargıtay Birinci Başkanı İsmail Rüştü Cirit konuşmasına, görevi başında şehit düşen yargı mensupları ile güvenlik görevlilerini anarak başladı. Devlet işleyişindeki liyakatin ve hesap verilebilirliğin önemine vurgu yapan Cirit, "Hesap verilebilirliğin kamu etiği açısından en önemli yönü, bütün kamu görevlilerinin eylemlerinin sonuçlarından sorumlu olmaları, bu karar ve eylemleri hakkında açıklama yapmaya ve eleştirilmeye istekli davranmalarıdır. Bu amaçla tüm kamu görevlileri, şeffaflık yoluyla kendilerini kamunun denetimine açmalı, uygun araçları ve mekanizmaları kurup işletilmesi sağlanmalıdır. Böylece liyakat ilkesi başta olmak üzere, kamu yönetiminin diğer ilkelerine uygunluk konusunda toplumda bir güven oluşturulabilir. Özellikle yargıda güven çok önemli bir değerdir. Mükemmel bir yargı sistemi oluşturulsa dahi, toplum güven duymuyorsa ya da kurumsal olarak güven duygusu sağlanamamışsa, yargı hizmetindeki yüksek kalite amaçlanan etkiyi doğurmakta yetersiz kalır" dedi.
‘YÜKSEK KARAKTERLİ HUKUKÇU NESİLLER YETİŞTİRMEMİZ GEREKİR’
Yargı etiği ve adalet konusunun evrensel olduğunu dile getiren Cirit, Ahmet Cevdet Paşa'nın 'Mecelle' adlı eserinden örnek vererek, "Hakim; hakim, fehim, müstakim ve emin, mekin, metin olmalıdır. Yani hakim; bilge, anlayışlı, doğru ve güvenilir, saygın, metin olmalıdır" diye konuştu. 'Kötü kanun yoktur, kötü hakim vardır' sözünü de hatırlatan Cirit, "Bu söz hakimlik mesleğinin adaletin sağlanmasında ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Adil, bağımsız, tarafsız ve dürüst hukukçuların varlığı, hukuk düzeninin ve demokrasinin en önemli teminatlarından biridir. Kendi aklına güvenerek özgürce hareket edebilen, adalet ve vicdanına aykırı hiçbir tutum ve davranış sergilemeyen, bilgiyi ve doğruyu kendine rehber edinen, yüksek karakterli hukukçu nesiller yetiştirmemiz gerekir" ifadelerini kullandı.
YARGIDA FETÖ VURGUSU
FETÖ/PDY'nin yakın geçmişte yargı içindeki örgütlenmesini ve etkisini dile getiren Cirit, "Terör örgütü gerçeği, yargının ve yüksek mahkemelerin, topluma karşı şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde yapılandırılmasının ne kadar önemli olduğunu da göstermektedir. Yargı etiği, şeffaflık ve topluma karşı hesap verebilirlik ilkeleri, hukuk devletinin ve demokrasinin temel ilkeleridir. İşte bu sebeple mahkemelerin tarihsel süreç içerisinde üstlendikleri yeni rollerin gereğini her zamandakinden daha çok idrak ederek, bu tür hukuk dışı oluşumlara engel olmaları, devletin bekası bakımından kaçınılmaz bir sorumluluktur. Gelecekte de benzer badirelerin yaşanmaması için geçmişten ders almalıyız. Adalet istiyorsak, adalet için çalışmalıyız. Kaynaklarımızı, enerjimizi ve zamanımızı adaleti güçlendirmek için kullanmalıyız. Emek harcamadığımız, çaba göstermediğimiz, zaman ve kaynak ayırmadığımız bir konuda gelişmemiz mümkün değildir" diye konuştu.
FETÖ ÜYESİ EKSİ YÜKSEK YARGI MENSUPLARININ YARGILANMALARI
FETÖ/PDY üyesi eski yüksek yargı üyelerinin yargılanmaları ile ilgili de bilgi veren Cirit, "HSK ve yüksek yargı üyesi sıfatı taşıyan FETÖ/PDY sanıklarının yargılanmasını yapmakla görevli Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesine açılan dava sayısı 2017’de 106, 2018’in ilk 7 ayında ise 65 olup yargılama süreçleri devam etmektedir. Temyiz incelemesi yapan 16'ncı Ceza Dairesi'nde ise 1671 adet FETÖ/PDY dosyası derdest olup, 730 adet dosyanın temyiz incelemesi adli yargılama ilkeleri çerçevesinde tamamlanmıştır” dedi
ABD'YE RAHİP BRUNSON ELEŞTİRİSİ
Cirit, hiç kimsenin veya organın kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisi kullanamayacağını, 'Yargı Yetkisi' başlıklı Anayasa’nın 9’uncu maddesinde de 'Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır' ibaresinin yer aldığını belirterek, ABD ile yaşanan Rahip Brunson krizi hakkında konuştu. Cirit, "“Bir yabancı devlet vatandaşının İzmir’de tutuklanması ve yargılanmasına ilişkin kararları verecek tek ve mutlak güç, yargı yetkisini Türk milleti adına kullanan bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir. Demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ideallerini yaşatma ve yüceltme iddiasını taşıyan yabancı devletlerin de öncelikle uluslararası hukukça korunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin egemenliğine saygı duyması gerekir. Çağdaş demokrasilerin ve devletler hukukunun en temel ilkelerinden biri olan bu gerçeğin kaba güç kullanılarak ters yüz edilmeye çalışılması, insan haklarının güçlenmesine değil, zayıflamasına neden olur” ifadelerini kullandı.
‘ADALETE ÜLKEMİZDE DUYULAN GÜVEN ARZULANAN SEVİYEDE DEĞİLDİR’
Konuşmasının büyük bir bölümünü yüksek yargıda özlük hakları, yüksek mahkemeler arasındaki eşitlik ve mali haklar, Yargıtay'ın iş yükü ve bunun çözümü için atılan adımlara ayıran Cirit, "Nasıl bir yargı ve nasıl bir Yargıtay olmalı?” sorusuna cevap verdi. "Hepimizin bildiği üzere, mahkemelere ve adalet kurumlarına ülkemizde duyulan güven arzulanan seviyede değildir" özeleştirisini yapan Cirit, "Dönemsel olmayan bu durumun düzeltilmesi için yargı organlarının yapısal bir anlayış değişikliğine gitmesi kaçınılmazdır. Adalet sistemi etik, şeffaflık ve topluma karşı hesap verebilirlik olmak üzere üç sütun üzerine kurulmalıdır. Yargı etiği ilkelerinin sadece belirlenmesi ve uygulanması yeterli değildir. Aynı zamanda yargı etiği ilkelerinin uygulandığının toplumda açıkça görünür ve bilinir olması da sağlanmalıdır" dedi. Cirit, 2017 yılında Cumhuriyet Başsavcılıklarına gelen yeni dosya sayısının 4 milyon 212 bin 831, ceza mahkemelerine açılan dava sayısı 1 milyon 421 bin 877, hukuk mahkemelerine açılan dava sayısının ise 1 milyon 962 bin 485 olduğunu da sözlerine ekledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz