İmralı Cezaevi'ndeki PKK lideri Abdullah Öcalan, süreç başlamadan önce avukatları aracılığıyla, başladıktan sonra ise kendisini ziyaret eden BDP-HDP heyetlerine sık sık süreci izleyecek bazı yapılar oluşturulmasını önerdiğini dile getiriyordu.
>Bağımsız bir heyetin süreci izlemesi 2013 yılında oluşturulan Âkil İnsanlar Heyeti'nin toplantılarında da, raporlarında da gündeme geldi, ancak yapının adının ne olacağı o tarihte henüz tam olarak konmamıştı.
>Akil İnsanlar Heyeti üyeleri o dönem Başbakanlık koltuğunda oturan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında düzenlenen toplantılarda dile getirilen başlıklar arasında bu tür bir heyetin de olduğunu hatırlıyor.
>“Tarafsız hakem kurulu olarak gündeme geldi”
>Heyet ile ilgili tartışmanın alevlenmesi ise süreç başladıktan sonra adaya 13’üncü ziyaretini yapan BDP heyetindeki Pervin Buldan’ın açıklamalarıyla oldu. 7 Aralık 2013’te İmralı’da İdris Baluken ve Sırrı Süreyya Önder ile birlikte yaptıkları görüşme sonrasında heyet adına açıklama yapan Buldan, öncelikle Öcalan’ın, “Umudumu korumakla birlikte hükümetten daha olumlu bir müzakere süreci bekliyorum” dediğini aktardı. Sonra da sürece ilişkin üç önerisini sıraladı; “Yasal zemin, hukuki çerçevenin sağlanması. Tarafların ve statülerinin bu yasal çerçevede tanımlanması. Süreci tarafsız hakem kurulunun incelemesi.”
>İlk iki beklenti ile ilgili adımlar kısmen de olsa atıldı. Çerçeve yasa çıkarıldı, içinde taraflar ve statüleri tanımlandı. Bu statü tanımlaması Öcalan ve HDP heyetinin talep ettiği şekilde yapılmadı. Bugün tartışmalara konu olan izleme heyeti ile ilgili talep ise üçüncü maddede yer alıyordu, Öcalan yapıyı “tarafsız hakem kurulu” olarak tanımlamıştı.
>17-25 Aralık soruşturmalarından sonra süreçte yaşanan gelgitler nedeniyle uzun süre somut adımlar atılmadı. Konu hükümet kanadında daha çok kapalı kapılar ardında tartışılırken, HDP’den gelen haberler Öcalan’ın o gün “tarafsız hakem kurulu” olarak tanımlanan “izleme heyeti”ni müzakere aşamasının olmazsa olmazları arasında gösterdiği yönündeydi.
>2014’te isimler gündeme gelmeye başladı
>Hükümete yakın gazeteler de dahil basında süreç belli bir aşamaya geldiğinde izleme heyetinin kurulacağı haberleri sık sık yer aldı. Hükümet kaynak gösterilen ancak isim verilmeden yazılan haberlerde artık adı izleme heyeti olarak anılmaya başlanan yapının üyelerinin Âkil İnsanlar arasından seçileceği, kurulun son aylarda yaşanan yol kesme gibi sabotajların önüne geçmek için de çalışma yapacağı bilgileri yer aldı.
>Heyette yer alacak isimlerle ilgili tartışmalar başladığında ise Cumhurbaşkanlığı seçimleri geride kalmıştı. İsimlerin konuşulmaya başlanması izleme heyetinin oluşturulması ile ilgili bir sorun olmadığı, artık tartışılanın içinde kimlerin ve kaç kişinin yer alacağının göstergesi olarak algılandı. Bu dönemde bir tartışma da “üçüncü göz”ün devreye girmesi başlığı altında yaşandı.
>2014 yılı Kasım ayın başında konuşan KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık, “Bu uluslararası bir güç, bir devlet olabilir veya uluslararası bir kurum da olabilir, eğer bunlar kabul edilmiyorsa, Türk parlamentosunda böyle bir komisyon oluşturulsun. Bu da kabul edilmiyorsa, Türkiye’deki sivil kurumlardan bir komisyon kurulsun” önerisi getirdiklerini ancak hükümetin bunu kabul etmediğini söyledi.
>Hükümetin süreci izleyecek yapıda yabancı bir ülke olmasını istemediğini ise bizzat Başbakan Davutoğlu açıkladı. Filipinler ziyareti dönüşünde uçakta bazı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, “Yabancı göz yani üçüncü göz diye bir şey söz konusu değil. Dışarıdan bir göz olamaz. Zaten Oslo’da denedik, yürümedi” dedi.
>Atalay: Böyle bir mekanizmada biz de fayda görüyoruz
>Bir dönem çözüm sürecinin koordinatörlüğünü yürüten Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay ise yine Kasım ayında Kuzey Irak'ta faaliyet gösteren ve Kürtçe yayın yapan Rudaw’a yaptığı açıklamada “Biz başından beri uluslararası hakem müessesesini uygulamayacağımızı açıkladık. Yani üçüncü gözü, kendi iç mekanizmamızda sağlayacağız dedik, bu bir milli proje olsun dedik. Bizim bir Akil İnsanlar Heyetimiz var. Çok önemli roller oynadılar. Her birisi bu konuya kafa yormuş kişilerdir. Onların içinden bir ekip oluşturulabilir, diye bir düşüncemiz var. Eğer örgüt kesimi bir söz verdiyse onun uygulamasını birinin gözlemesi lazım. Ülke dışına çıkış diye bir sözleri vardı. Yerine getirmediler. Biz de neyin yerine getirilip getirilmediği konusunda kararlar verecek, böyle bir mekanizmada biz de fayda görüyoruz” ifadelerini kullandı.
>17 Kasım’da Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile görüştükten sonra açıklama yapan HDP’li İdris Baluken’in de tam o günlerde söyledikleri de önemli. Görüşmede izleme heyetinin de gündeme geldiğini belirten Baluken, “Biz bir izleme heyetinin üçüncü göz olarak bu süreçte bir an önce görev almasını çok olumlu buluyoruz. Türkiye’de de bu işi layıkıyla yapacak, sürece katkı sunacak tarafsız bir şekilde kalıcı barışı hedefleyecek çok değerli insanlarımız, aydınlarımız, akademisyenlerimiz, yazarlarımız, kanaat önderlerimiz var. Bunları istişare ediyoruz. Bu konuda aramızda herhangi bir görüş ayrılığı yok” dedi.
>2015’te konuşulan heyetin ne zaman adaya gideceği oldu
>Bu tartışmalar zamanla yerini, izleme heyetinin İmralı Adası'na ne zaman gideceği aşamasına bıraktı. HDP heyetin bir an önce oluşturulup adaya gitmesini isterken hükümet kanadından gelen bilgiler, “Daha zaman var” şeklindeydi.
>28 Şubat’ta Dolmabahçe açıklamasından sonra ise izleme heyeti ve sekretarya konusunda artık somut adımlar beklenir hale geldi. HDP’li Pervin Buldan’ın Mart ayında Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile yaptığı görüşme sonrası çıkan 'izleme heyeti konusunda anlaşma sağlandı' haberleri daha sonra yalanlansa da artık görüşmelerin en önemli başlıklarından birinin bu heyetin İmralı Adası'na gidişi olduğu konuşulmaya başlandı.
>Hükümet kaynakları izleme heyetinin oluşturulup adaya gidişi için Nevruz sonrasını işaret ederken Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, heyetin büyük ölçüde belli olduğunu, ancak son kararı Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun vereceğini söyledi.
>Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın izleme heyeti ile ilgili tepkisi ise dar kapsamlı olmasında uzlaşılan heyette yer alan isimler konusunda da hükümet ile HDP arasında anlaşmaya varıldığı haberlerinin çıkmasından sonra oldu.
>Şimdi gözler, izleme heyetindeki isimlerin belirlenmesinde son kararı verecek olan Başbakan Davutoğlu'na çevrildi. Davutoğlu bugün çözüm sürecinin koordinatörü Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile cuma namazı çıkışı sonrası gazetecilerin bu konudaki sorularını yanıtsız bıraktı.
Kaynak: Diyarbakır Söz