Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan İl Jandarma eski Komutanı Albay Hasan Ceyhun Keleş, 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Etkin pişmanlık gösteren sanığın cezası 6 yıla düşürüldü. Verilen cezanın geleceği üzerindeki olumsuz etkisinin de lehine indirim sebebi kabul edildiği belirtilerek Keleş'in cezası son olarak 5 yıla düşürüldü. Keleş, tutuklu kaldığı süre ve aldığı ceza dikkate alınarak tahliye edildi.
DİYARBAKIR-Darbe girişimi soruşturması kapsamında 3 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılanırken, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırıp, tahliyesine karar verilen Diyarbakır İl Jandarma eski Komutanı albay Hasan Ceyhun Keleş ile ilgili verilen cezanın gerekçeli kararı açıklandı.
FETÖ SORUŞTURMASINDAN
Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin 54 sayfalık gerekçeli kararında, etkin pişmanlık yasasından faydalandığı için Keleş'in cezasında önemli oranda indirim yapıldığı belirtildi. Sanığın örgüt yapısı ve faaliyetlerine ilişkin bilgi vermesinin gözetildiğini belirten mahkeme heyeti, Keleş'in önce 'Silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 6 yıl hapis cezasına çarptırıldığını, eyleminin terör suçu olması nedeniyle cezasının 9 yıla çıkarıldığını ve etkin pişmanlık gösterdiği için de 6 yıla düşürüldüğünü kaydetti. Kararda, 'cezanın geleceği üzerindeki olumsuz etkisinin lehine takdiri'nin indirim nedeni kabul edildiği belirtilerek, Keleş'in cezanın 5 yıla düşürüldüğü ifade edildi.
DARBE GECESİ NELER YAHTI
Sanığın darbe girişimi gecesi FETÖ tarafından gerçekleştirilen eylemlere katılmadığının anlaşıldığını belirten mahkeme heyeti, bu nedenle 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' ve 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlarından beraat kararı verildiğini açıkladı.
ESKİ ALBAY FETÖ'YÜ ANLATTI
Sanık Hasan Ceyhun Keleş, gerekçeli karara yansıyan ifadesinde, FETÖ/PDY'ye mensup kişilerle yaptığı görüşmeleri anlatarak, şunları kaydetti:
"TSK'da yapılan bir etkinlik sırasında içki içilmesi gereken bir ortam oluşursa tedbiren az miktar içki içilmesi gerekliği, bunun bir sıkıntı oluşturmayacağı söylenirdi. 'İçinde bulunduğunuz şartlara göre hareket edin' denilirdi. Cemaat içindeki personel hiçbir şekilde cemaatten olduğunu söylemezdi. Tedbir amaçlı içki içen, İslam dinine yakışmayacak davranışlarda bulunan personel ile arkadaşlıklar kurulması istenir, bu şekilde dışarıdan cemaat ehli birinin onlara yakın intiba oluşturması tavsiye edilirdi. Tayini çıkanlar, gideceği ilde kendisinden sorumlu abi ile tanıştırılır ve buluşma sağlanırdı. Hizmette olan jandarma personeline, görev yaptığı ilde içine sim kartı takılmış, rehberine sadece kendisinden sorumlu olan abinin numarası kaydedilmiş, bir telefon verilirdi. Bu telefon ile sadece abi ile görüşme yapılırdı."
CEZA İNDİRİMİ VE TAHLİYE
Kararda, sanık Keleş'in bizzat silah kullanmasa da örgütün silahlı terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda olduğu belirtilerek, 15 Temmuz darbe girişiminde bu durumun alenileştiği kaydedildi. Örgütün daha önce de kendisine ait unsunları silah kullanma konusunda yönlendirdiğinin bilinen bir gerçek olduğu ifade edilen kararda, sanığın silahlı terör örgütü ile organik bağ içerisine girdiği ve terör örgütünün hiyerarşisi içerisinde yer aldığı vurgulandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz