Kaynak: Diyarbakır Söz
İthal değil, yerli olsun
STK temsilcileri, toplumun sorunlarını bilen, kültürel ve dini değerlerine hassasiyet gösteren kişileri Meclis'te görmek istediklerini bildirdi.
Diyarbakır’da faaliyet yürüten sivil kuruluşlarının temsilcileri, 7 Haziran genel seçimleri için milletvekilli adaylarını belirleme çalışmalarını sürdüren siyasi partilere çağrıda bulundu. STK temsilcileri, ithal milletvekili istemediklerini bu nedenle yerli adayların gösterilmesi gerektiğini belirterek, toplumda karşılığı olan, sorunları bilen, Kürt sorununa duyarlı ve sadece Diyarbakırlı olan değil, aynı zamanda Diyarbakır’da ikamet eden kişileri Meclis’te görmek istediklerini vurguladı.
"DİYARBAKIR’DA İKAMET EDEN KİŞİLER OLMALI"
Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu, bölgenin politik bir bölge olduğuna belirterek, yıllardır çatışmaların yaşandığı bölgelerde siyasi partilerin önümüzdeki seçimlerde mutlak suretle adaylarını hassasiyet içerisinde belirlemesi gerektiğine vurgu yaptı. 7 Haziran seçimlerinin önceki seçimlerden çok farklı ve kritik olduğuna işaret eden Ebedinoğlu, hem Türkiye’nin geleceğinin yeni bir inşasının söz konusu olduğunu hem de Kürt sorununun çözümü noktasında tarihi bir süreçten geçildiğini aktardı. Bu nedenle siyasi partilerin alacağı kararların bütün Türkiye’yi bağladığını ifade eden Ebedinoğlu, "Meclis’e girecek olan kişilerin mutlak suretle kendi ilindeki ve tabanındaki sorunu bilmesi gerekiyor. Geçmiş dönemlerdeki seçimlerde bizim tek istediğimiz adayların yerelden olması ve kendi ilinde ikamet eden insanlardan oluşmasıydı. Yıllardır, Diyarbakırlı olup, ancak kenti 20-30 yıl önce terk etmiş, sadece siyasi bir aktör olarak ortaya çıkan kişiler aday adayı oluyordular ve partiler de bunları aday gösteriyordu. Ancak biz bu milletvekillerini 4 yıllık dönem içerisinde belki de ilimizde 20 defa göremedik. Bazılarını hiç göremiyorsunuz. Onun için mutlak suretle halkın içinden, tabanın içinden çıkmış karşılığı olan kişilerin değerlendirilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
"HASSAS BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ"
Adayların koltuk doldurmak ya da seçim kazanmak için gösterilmemesi gerektiğini de belirten Ebedinoğlu, "Sonuçta vekil deniyor. Halkın, toplumun vekili olarak Meclis’te görev alacak olan kişilerin mutlak suretle halkın içerisinde, bu bölgede yaşayan ve bu ilde ikamet eden insanlardan oluşması gerekiyor. Aksi takdirde yine sadece koltuk doldurmak için ve seçim kazanmak için atılan adımlar ne ilimize, ne bölgemize ne de ülkemize hizmet etmeyecektir. Halkın istediği isimlerden seçilmesi gerekiyor. Aynı zamanda, hassas bir süreçten geçiyoruz. Umuyor ve diliyoruz ki, siyasi partilerimiz, çözüm süreci ile birlikte barış ve kardeşliğin yeşerdiği bu günlerde karşılığı ve Kürt sorununa duyarlı olan, sorunları temelden bilen insanları Meclis’e taşırlar" ifadelerini kullandı.
"YERLİ VE ÇALIŞKAN OLMALI"
Devrimci Demokrat Kürt Derneği (DDKD) Başkanı İmam Taşçıer ise Diyarbakır’ın İstanbul, Ankara ya da İzmir gibi büyük bir şehir olmadığını, bu nedenle de adayların yerli ve çalışkan olması gerektiğini kaydetti. Diyarbakırlı olup, Diyarbakır’da ikamet eden ve tanınan insanların aday olarak gösterilmesini temenni ettiklerini anlatan Taşçıer, şunları söyledi:
“Önceki seçimlere baktığımız zaman dışarıdan gelen adaylar var ya da Diyarbakırlı olup da Ankara, İstanbul gibi metropollerde yaşayan vekiller var. Bunların yeteri kadar Diyarbakır’ın sorunlarına eğilmediğini ve yeteri kadar halkı temsil etmediğini görüyoruz. Örneğin bir önceki seçimde iktidar partisinden seçilen bazı milletvekillerinin ben isimlerini bile bilmiyorum. İktidar partisi bir hizmet partisidir aynı zamanda. Vekil gelip, sokak sokak, ev ev ve cadde cadde gezecektir. Ancak ben Diyarbakır’da siyasetle uğraşan biri olmama rağmen isimlerini bile sayamam. Bu şekilde temsiliyet olmaz."
"MİLLETVEKİLİ HALKIN İÇİNDEN ÇIKMALI"
Seçimlerin il bazında yapıldığını bu nedenle yerelden adayların olması gerektiğini vurgulayan Taşçıer, şunları kaydetti:
"İl bazında seçim yaptıkları için o ilin sorunlarını daha iyi anlayan, o ili temsil edebilen, o ilde yaşayan ve halkın taleplerini bilen insanların olmasında yarar var. Milletvekilliği demek uzman insanlar değildir. O zaman profesörlerden bir meclis kurardılar. Milletvekili demek halkın içinden çıkmış, temsil gücü olan insanlar demektir. Diyarbakır’da maalesef bugüne kadar seçimlerin çoğunda bu halkın temsiliyeti yeteri kadar olmadı. Bizim temennimiz bu seçimlerde bütün partilerin tercihlerini Diyarbakır’da yaşamış, Diyarbakır’ı, kültürünü, sosyal ilişkisini ve tüm dokusunu anlayan insanları temsil edebilen adaylar göstermesidir."
"TOPLUMUN HAKİKATİNİ ÖZÜMSEMELİ"
AZADİ Hareketi Sözcüsü Adem Özcaner de Diyarbakır halkının en temel sorunlarını başında Kürt meselesi geldiğini belirtti. Bu nedenle adaylarda daha detaylı özelliklerin çok fazla öncelenmediğini anlatan Özcaner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doğal olarak da Kürt meselesine sahip çıkan, sağlıklı bir yaklaşım sergileyen ve bundan kaynaklanan toplumsal, sosyopolitik ve kültürel hassasiyetlerin farkında olan adaylar baz alınmalı. Ancak biliyorsunuz Kürt halkı medeni bir halktır, modernize olmuş bir halktır. Büyük çoğunluğu büyük şehirlerde yaşamaktadır. Daha farklı hassasiyetleri de var. Bunun başında sahip olduğu inanç ve onun getirdiği hassasiyet. Yoğunluğu muhafazakar bir halk. Kürt halkının en fazla benimsediği aday profili içinde dini değerleri ile barışık olan muhafazakar adayların seçilmesi öncelikli bir tercihtir. Kentin sosyopolitik meselelerinin yanında kültürel zenginliği var. Birçok dine, mezhep ve meşheplere beşiklik eden bir coğrafya. Bu nedenle, dinsel ve toplumsal dinamikleri temsil eden adayların da bulunması tercih edilecek bir kriterdir. Bir bütün olarak da medeni dünyanın siyasetine entegre olmuş, şeffaf legal ve sivil siyasete inanmış demokratik kişilikler olmalı. Hem dünya siyasetine hakim olan toplumsal dinamiklerle barışık bir diyalog üslubunu sahip olan insanlar bence toplumun benimseyeceği aday profilleridir. Bu tabi ki ithal adaydan kasıt Kürtlerin ve bölgede yaşayan insanların derdini anlamayan bir aday profili ise ben de eleştiriyorum. İthal aday olmaması gerekiyor. Toplumun gerçekliğini ve hakikatini özümsemiş insanlar olması lazım. Kürdistan halkını temsil eden aday profilinin ortaya çıkarılması en doğrusudur. Bu çok sığ yaklaşımla il düzeyinde, aşiret temelinde ya da farklı toplumsal etnik unsurlara münhasır bir seviyeye inmemesi lazım. Kürdistan’ın bir ilinde yaşayanın diğer ilinde gösterilmesi bence sorun değil. Çünkü Kürdistan’da ilden ile sorunlar değişmiyor. Ortak sorunlar yaşanıyor. Diyarbakır’da aday gösterilecek bir şahsın Van’dan olmasında ya da Batman’da olması çok doğru değil. Ama bunların belli bir ölçekte olması lazım."
"MEVCUT YASA ENGEL OLUŞTURUYOR"
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkanı Mehmet Kaya, sözlerine mevcut Siyasi Partiler Yasası’nı eleştirerek başladı. Yasanın, toplumu temsil eden adayların belirlenmesine engel olduğunu belirten Kaya, tamamen merkezin ve parti liderinin iki dudağının arasında adayların belirlendiği bir sistemin olduğunu ifade etti. Öncelikle yapılması gerekenin bu yasanın değiştirilmesi olduğuna dikkat çeken Kaya, "Bugün belki de toplumun sorunlarının Meclis’e taşınmamasının altında yatan en önemli neden gerçek alamda vatandaşın kendisini temsil eden adayı seçmemesinden kaynaklanıyor. Milletvekili ile vatandaş arasında sorunu iletme ve çözme anlamında önemli bir diyalogsuzluk var. Bunu aşmak için de partilerin o kenti temsil edecek adayları sadece kendi parti tabanlarına sorarak değil, o kentin vatandaşlarına, muhtarlarına, sivil toplum kuruluşu üyelerine ve kentin dinamiklerine sorarak oluşturması nispeten bu sorunun çözülmesine katkı sağlayacaktır" dedi.
"YÖNETİME TOPLUMU KATABİLMELİ"
Her ilin ve bölgenin kendine özgü dinamiklerinin ve sorunlarının olduğuna da işaret eden Kaya, "Bugün bölgede öncelikle Kürt sorununda diyalog ve çözüm geliştirebilen, toplumla ve sivil toplumla diyalog kurmasını becerebilen adayların belirlenmesinde fayda var. Ayrıca yönetime, sivil toplumu ve vatandaşı ortak edebilecek, katabilecek aday profili oluşturmasında fayda var. Özellikle daha çok batıya yerleştikten sonra parti tavanından gelen aday profilinin bu kente faydalı olmadığı da geçmiş dönemlerde görüldü. Onun için bu uygulamadan da vazgeçilmeli" diye konuştu.