İçişleri Bakanı Ala: Ne istiyorsunuz milleten, yazık değil mi?

İçişleri Bakanı Efkan Ala, terör olaylarına karşı 78 milyon insanın, her kesimin yek vücut olarak karşı durması gerektiğini belirterek, "Milletin iradesini gömecek, gömmek isteyenlerin kanallarının, hendeklerinin arkasında durabilirler mi? Onlarla görüşebilirler mi? Onlarla işbirliği yapabilirler mi? Yazıktır, günahtır. Ne istiyorsunuz yani bu Diyarbakır halkından, milletimizden ne istiyorsunuz?" dedi.

İçişleri Bakanı Ala: Ne istiyorsunuz milleten, yazık değil mi?

İçişleri Bakanı Efkan Ala, Diyarbakır'da sivil toplum örgütleriyle yapacağı toplantı öncesinde ziyaret ettiği valilikte gazetecilere açıklamalarda bulundu. Diyarbakır'ın kendi hayatında önemli bir yer aldığını belirten, Ala, kentin tarihi ve kültürel varlıkları bakımından önemli bir yerde olduğunu söyledi.

DEĞERLERİMİZ TAHRİP EDİLMEKTE

Ala,  "İnsanlığın mirası bizim medeniyetimizin şaheseri olan bazı yapılar bize emanet edilmiş olan, bize çocuklarımıza miras kalmış olan, çocuklarımıza emanet edeceğimiz çok önemli değerlerimiz tahrip edilmektedir.  Burada teröristlerce Fatihpaşa Cami maalesef yakılmıştır. Cami deyince Diyarbakır akla gelir. Diyarbakır Ulucami bizim İslam dünyasının sadece Türkiye değil, en önemli 5-6 camisinden biridir.  Bütün Diyarbakır'da bu değerin fazlasıyla farkındadır. Ben eminim ki, biliyorum ki, burayı yakan teröristler kesinlikle Diyarbakır'la ilgisi olmayan, Diyarbakır kültürüyle büyümemiş, Diyarbakır'dan haberdar olamayan insanlık dışı unsurlardır" dedi.

TÜRKİYE KALKINACAK VE GELİŞECEK

Diyarbakır tarihi hamam ve okulların yakıldığını söyleyen Bakan Ala, şöyle dedi:

"Ama Türkiye çok büyük problemlerin üzerinden hakkından gelmiştir, büyük problemleri çözmüştür.  Bu problemi de konjektürel olarak çok etkili olsa da burada vatandaşımızın hayatını çok etkilese de, çünkü onlarında evlerini yakıyorlar. Onları yerlerinden etmeye çalışıyorlar, çocuklarını terörize ediyorlar. Bu da bizim üzerinden, üstesinden gelebileceğimiz, çözüp yola devam edeceğimiz bir sorundur. Türkiye olarak hükümet olarak ta aynı zamanda biz iki şeyden asla taviz vermeyeceğiz. Bunlardan birisi Türkiye'nin kalkınması, Türkiye'yle birlikte Diyarbakır'ın kalkınması ekonomimizin gelişmesi, dünyanın ilk 10 ekonomi arasına girme hedefimiz bunlardan birisi. Yine Türkiye'nin demokrasinin gelişmesi ve ileri demokrasi hedefimize varmamız bunun için gerekli olan reformları yapmamız. Biz bunları yapacağız. Şimdiye kadar 2002'den beri çok şey yaptık ama önümüzde yapacağımız daha çok şey var. Milletimiz geçtiğimiz 2 yılda 4 seçim yaşadık. Milletimiz bizim Türkiye'mizin önüne bir siyasi otoban yaptı. Biz otobanda ilerleyeceğiz ve ekonomik, sosyal demokratik reformlarımızı yapacağız. Ve Türkiye kalkınacak ve gelişecek, diğer taviz vermeyeceğimiz ve kararlılıkla gerçekleştireceğimiz şey ise şimdilik bunun önüne çıkan terörle mücadelede azmimiz ve kararlılığımızdır. Terörle mücadelede kesinti olmayacak ve terörde Türkiye'nin gündeminde inşallah çıkarılacaktır."

Bakan Ala, terör olaylarına karşı 78 milyonun ve bütün siyasi aktörler, bütün sivil toplum  örgütlerinin toplumun bütün kesimlerinin yek vücut olarak karşı durması gerektiğini söyledi. Ala şöyle dedi:

VATANDAŞTAN DAHA NE İSTİYORSUNUZ?

"Şimdi böyle bir terör olayına karşı bunun bir takım kurnazca kelimeler kurarak, cümleler kurarak, kelimeler söyleyerek destek vermek, arkasında durmak siyasetin kendini inkarıdır. Kamu kurumları hiçbir suretle bu terörist faaliyetlerin yaralanabileceği bir anlayış içerisinde olamazlar. Onlara yardım yataklık yapamazlar. Onlara kum taşıyamazlar, onların sokaklarda bariyer kurması için bir takım malzemeleri götüremezler. Bu demokrasiye kazılan mezardır, bu hendekler, demokrasiyi gömmeye çalışıyorsunuz neden? Oradaki vatandaş sandığa gitti ve oy verdi. Kimin kendini yönetmesi gerektiğini seçti, sizi seçti. Daha ne istiyorsunuz yani? Vatandaştan daha ne istiyorsunuz? Şimdi Türkiye'nin her yerinde insanlar oy veriyor, oy alanlar kendi seçmenlerine sorumluluk içerisinde bu kadar oy aldım. Ben sana ne yapabilirimin gece, gündüz çalışması içerisinde, siyasi temsil yetkisini alanlar siyasi sorumluluğunu da almışlardır. Milletin iradesini gömecek, gömmek isteyenlerin kanallarının, hendeklerinin arkasında durabilirler mi? Onlarla görüşebilirler mi? Onlarla iş birliği yapabilirler mi? Yazıktır, günahtır. Ne istiyorsunuz yani bu Diyarbakır halkından, milletimizden ne istiyorsunuz? Oy diyorsunuz veriyor, çalışma diyorsunuz yapıyor. Büyük problemler karşısında metanetini koruyor. Bizde hükümet olarak Allah var, elimizden geleni yapıyoruz. Şimdi ben burada 3 yıl en zor dönemlerde görev yaptım. Milletimizin hakkını, hukukunu koruma konusunda en derin yapılara karşı birlikte demokrasiyi savunduk. Biz birlikte Diyarbakır'ın huzurunu savunduk. Şimdi ne var Allah aşkına? Türkiye bu kadar mesafe kat etmişken, AB imza atmış reform üstüne, reform yapma imkanını kazanmış önümüzde bir 4 yıllık perspektif açmış Türkiye milletimiz olarak. Şimdi bunlara katkıda bulunmak, yardım etmek varken, milletin buradaki problemlerini dile getirmek varken, bizimde daha hızlı reformlar yapmamızı sağlamak varken, bizi buna zorlamak varken.  El birliği yapmak varken bu olanlar neden?"

ONUN GELECEĞİNİ NEDEN HENDEĞE GÖMÜYORSUN

Bakan Ala, teröristlerin yüz bulmasalar, arkalarında bir destek hissetmeseler bu kadarını yapamayacaklarını belirterek, "Böyle bu millete, Sur'da veya başka ilçelerimizde bu eziyeti reva görenlere karşı en başta durması gerekenler o milletin temsil yetkisini almış, oyunu almış olanlardır. Bunun adresi belli, bizde bize düşeni elbette yapacağız. Güvenlik birimleriyle, vatandaşımızın huzuruyla direk ilgileniyoruz. Her türlü imkanı onlara sunacağız, onların kılına bir halel gelmesin, burunları kanamasın diye bizim de gerçekten istemediğimiz bu sokağa çıkma yasağını onun için koyuyoruz. Yani bir vatandaşımızın kılına hiçbir şey gelemesin, burnu kanamasın elbette askerimizin polisimizin de kanamasın mücadele ederken, hatta o terörist faaliyetler olmasın, insanlar orada ölmesinler o çocukları alıp, götürüp terörist yapmasınlar. O çocuklar Türkiye'nin geleceği için çalışsın. Onlara okul yapıyoruz, orada eğitim veriyoruz. Çocuk orada mühendis olacak, yönetici, yarın milletvekili olacak. O çocuk yarın belediye başkanı olacak neden hendeğe gömüyorsunuz onun geleceğini. Türkiye bütün meselelerini konuşacak demokratik standarda kavuşmuştur. Bunun heba edilmesine teröristlerce asla izin verilmeyecektir. Bunu herkesin pozisyonunu doğru düzgün konuşlandırması ve bu millete bu eziyetten derhal vazgeçmesi gerek" dedi.

TAHİR ELÇİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesine de değinen Ala, "Tahir Elçi Bakın nelere sebebiyet veriyor. Daha geçen gün bir baro başkanı, bu ülke yetiştirmiş avukat yapmış hayatını kaybetti. Aynı anda iki tane yine memleketin uğraştığı didindiği, yetiştirdiğimiz, polisimiz şehit oldu. Ne oluyor? Bu konularda da yetkili mercilerden duymadığınız hiçbir spekülatif habere inanmayın. Devlet bütün berraklığıyla idari, adli soruşturma başlatıldı. Birbiriyle entegre içerisinde yürüyor ve o sonuçlanıncaya kadar hiçbir yönlendirmeye, insanların kafasını karıştırmaya,matuf eskiden kalma alışkanlıklarla yapılmış haberlere kesinlikle inanmayın. Onlara itibar etmeyin, son derece kalıcı ciddiyetli.  Mesele yürütülüyor. Burada ne varsa, hele bir kasıt bir şey varsa o zaten Türkiye'ye yapılan kasıttır" dedi. İçişleri Bakanı Efkan Ala, daha sonra kentteki sivil toplum kurulu temsilcileriyle basına kapalı toplantı yaptı.

Kaynak: Diyarbakır Söz