Halklar arasında kin duygusu yok

Eronat; "Doğudaki insan her şeye rağmen devlete ezeli bir kin duymuyor, batıdaki de PKK ile kürdü ayrı tutuyor" dedi.

Halklar arasında kin duygusu yok

Saffet AZBAY-Ayhan YAŞAR

Geçen yıl Kazan Vadisi’nde çıkan çatışmada hayatını kaybeden 18 yaşındaki PKK militanı gencin hikayesi ve annesinin ifadeleri, 2008’de bir dershanenin önünde meydana gelen terör saldırısında 17 yaşındaki oğlunu kaybeden AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat’ı ağlattı. Eronat, meclis komisyonunda dinlediği bir muhtarın anlattığı gencin hikayesini aktarırken,röportaj sırasında kendini tutamayarak gözyaşı döktü.

Gazetemezi ziyaret ederek Genel Yayın Yönetmenimiz Ömer Büyüktimur ve araştırmacı-yazar M.Ali Altındağ’la görüşen Eronat, üyesi olduğu TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun terör mağduru ailelerle yaptığı görüşmeleri anlattı.

‘KİMSE AYRILMAK İSTEMİYOR’

 

Mecliste grubu bulunan 4 partiden temsilcilerin yer aldığı komisyonun hem doğuda hem de batıda mağdur ailelerle görüştüğünü anlatan Eronat,”20 Mayıs’ta güneydoğuya geldik. Yakınlarını PKK , jitem ve devletin içindeki derin yapıların işlediği cinayetlerle kaybeden 50’ye yakın aile ile görüştük. Görüşmelerden önce bende ‘acaba gerçekten bölünüyor muyuz?’ endişesi vardı. Ama mağdurları dinlerken gördüm ki ekilmek istenen kin,nefret ve ayrımcılık tohumları tutmamış. Çok acıklı hikayeler dinledik. Gece PKK, gündüz asker baskı yapmış. Halk adeta PKK,asker ve jitem arasında tost olmuş. Ama yine de Türkler ve Kürtler arasındaki bağları koparmayı başaramamışlar. Ortak kanı şuydu ;Bu iş bitsin nasıl olacaksa olsun. 20 Haziran’da da Ege’deki Aydın,Manisa ve İzmir gibi yerlerde yakınlarını doğu ve güneydoğuda kaybetmiş asker ,polis ailelerini dinlemeye gitik. Onlarda da Kürtlere karşı bir kin göremedik. Aynı şekilde batıya göç etmiş Kürt aileleri de dinledik ve onlardan da benzer duyguları dinledik. “ dedi.

‘HALK ARASINDA KİN DUYGUSU YOK’

 

Mağdur ailelerle görüşürken çok ilginç hikayelere tanık oldukkarını anlatan Eronat, bunlar içinde kendisini en çok Kazan Vadisi’ndeki çatışmada oğlu ölen PKK’lı anne olduğunu kaydetti. Eronat, şöyle devam etti :”Çocuğu cezaevinde olan bir baba anlattı.’Bugüne kadar hep BDP’ye oy verdim, bundan sonra da vereceğim. 2 yıl önce oğlum kayboldu. Bana yardımcı olan polis bana evladım gibi davrandı. 20 yıl önceki polisler gibi değildi’ dedi. Bir muhtarın anlattıkları AK Parti’nin neler yaptığını ortaya koydu .’Bir gecede köyümüzü boşalttılar,Batman’a geldik ve 1 lokma ekmek bulamadık. Ama çok şükür şimdi köyümüze çok daha iyi şartlarda döndük’ dedi. Bir kadın anlamlı bir vurgu yaptı.’Kürtler arasında kan davası yaygındır. Benim kardeşimi devlet öldürdü ama yine de bu iş bitsin diyorum’ dedi. Bunları niçin anlatıyorum?. Çünkü insanlar artık kanın durmasını istiyor. Dinlediğimiz 100 kişiden en az 98’i bölünmeden bahsetmedi,kardeşlik vurgusu yaptı. Doğudaki insan her şeye rağmen devlete ezeli bir kin duymuyor, batıdaki de PKK ile kürdü ayrı tutuyor. ‘En iyi komşum Kürttür’ diyeni çok dinledik. Ama tabi bu işten nemalanan, şartlanmış insanlar da var.

‘EN AZINDAN ARTIK MEZARI VAR’

En çok etkilendiğim hikaye meclisteki komisyona gelen muhtarın anlattıklarıydı. Geçen yıl Kazan Vadisi’nde ölen PKK’lı gencin annesinin hikayesi. Oğlunu 16 yaşında Şırnak’a Anadolu Lisesi’ne göndermiş. Daha sonra onu kandırarak dağa çıkarıyorlar. Annesi deli divane oluyor. ‘Keşke oğlum ölmüş olsa da en azından mezarı olsa ve Fatiha okuyabilsem’ der. Muhtar da 2 gün sonra acı haberi annesine verir. Acılı anne ‘en azından oğlumun artık bir mezarı var’ der. İnsanlar büyük travma yaşamış. Müslüman bir ülkeyiz. Türkü ve Kürdü ile kıblemiz camimiz aynı. Amacımız bu acılara son vermektir. Hem Türkler hem Kürtler ölüyor ama acının dili ortaktır. Hani’de şehit Cahit’in cenaze törenine katıldık. Anne ve babası Zazaca ağıt yakıyordu. Asker ve polis de bizim dağda ölen genç de bizimdir.”

‘KÜRTÇEYE YÖNELİK YASAKLAR KOMEDİDİR’

Yargının BDP’li belediyelerin park ve bahçelere verdiği Kürtçe isimlere yasaklama getirmesini de eleştiren Eronat, bunun adeta komedi olduğunu vurguladı. Eronat,”Yargının dil yasaklarını komik buluyorum. TRT Şeş’i açtık,Ahmedi Hane ve Memozin’in eserlerini çeviriyoruz ama öbür yandan yargı Diyarbakır’daki belediyelerin park ve kültür merkezlerine verdiği isimleri yasaklıyor. Bu abestle iştigaldır. Yargı maalesef halen bazı şeylerin önünde engeldir. Değişim, özgürlük ve demokratik hamlelere ayak uyduramıyorlar. Bu çok yanlıştır. AK Parti Kürtlere hak ettiği hakları veriyor. Bunu lütüf olarak görmüyoruz. Olması gerektiği için yapıyoruz. Yargının da artık bu komediliklere son vermesi lazım.” dedi.

‘ÖZGÜR OLAMAYANKAR ÖZGÜRLÜK GETİREMEZ’

Eronat, 14 Temmuz’daki yasaklı miting olayları için de BDP’yi ‘PKK’dan emir almakla’ suçladı. Karanlık eylemler için Diyarbakır’ın hedef seçilmesine sert çıkan Eronat,”Neden 13 veya 15 Temmuz değil de 14 Temmuz?. 14 Temmuz’dan önce veya sonra yapmak isteseydiler ve devlet yasaklamaya gitseydi en başta ben tepki koyardım. Ama 14 Temmuz’da ısrar edilmesi bir provokasyondu. 14 Temmuz’da Silvan’da 13 asker şehit oldu. Kutlama mı yapmak istediniz?. İnsan ölülere saygı gösterir. Bu inat neden yapıldı?. BDP üzüm yemek istemedi bağcıyı dövmek istedi. Halkı kışkırtmak istediler. İstasyon Meydanı’na gelmek isteyen gençler buranın nerede olduğunu bilmiyor. Dışarıdan insanları getirip Diyarbakır’da olay çıkarmak istiyorsunuz. Neden hep Diyarbakır’ı karıştırıyorsunuz?. Miting ve eylem yapacak başka il yok mu?. BDP aldığı emir ve talimatları yerine getirmek istedi. Bunu kendileri de deklara ettiler zaten. Kendi özgürlüğü olmayanlar bu halka nasıl özgürlük getirecek?. PKK’nın emir kulu olmuşlar,öldürülme veya cezalandırılma korkusuyla bunları yapıyorlar. Polisin orantısız güç kullanması elbette yanlış. Atılan gazlar insan sağlığını tehdit ediyor, insanlar yaralanıyor. Bu işler karşılıklı hoş görü ile çözülür ama BDP’lilerde bunu görmek imkansız. Belediye başkanı panzere taşla vuruyor, milletvekilinin ne işi var halkı kışkırtmaya gidiyor?. Mitinge izin verilmemişse protesto edersin. Ama bunun yolu halkı kışkırtmak değildir.” şeklinde konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz