HÜDA PAR'ın desteklediği Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Adayı Zekeriya Yapıcıoğlu, milletin temsilcilerinin olduğu meclisten çıkan kararların o milletin örfüne, kültürüne, inancına, tarihine ve diline uygun olmak zorunda olduğunu ifade etti.
Yapıcıoğlu seçim çalışmaları kapsamında vatandaşlarla bir araya geldi. Teravih namazını Ulu Camiinde kıldıktan sonra Sur ve Yenişehir ilçelerini gezen Yapıcıoğlu, vatandaşlarla oturup sohbet etti.
Halkla buluşma programlarında vatandaşların sorularını yanıtlayan Yapıcıoğlu, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Siyasetçi gerekirse zalimin yakasına yapışmalıdır
Siyasetin dar bir kalıp içine sıkıştırıldığını söyleyen Yapıcıoğlu, “Bir kalıp koymuşlar diyorlar ki, siyaset bu kalıpların içerisinde olacak. Bizim anlayışımız ise şudur: Biz diyoruz ki eğer meydana çıkan her siyasetçi, ‘ben kendim için bir şey istemiyorum. Ben halkıma ve milletime hizmet etmek istiyorum’ diyorsa ve bu sözünde samimi ise o zaman siyasetini halkın inancına, değerlerine uygun bir şekilde yürütmek zorundadır. Eğer milletin temsilcileri meclise gidiyorsa, mecliste çıkan kararlar o milletin örfüne, kültürüne, inancına, tarihine, diline uygun olmak zorunda. Fakat maalesef bugüne kadar böyle gitmedi. Ama bunu değiştirmek için başlangıç yapmak gerekir. Bir yerden başlamak gerek.” dedi.
"İnancınıza uygun davranmalarını talep etmek sizin hakkınız"
Halkın, ülkeyi idare edenlerden 'kendi iradesine uygun hareket etmesini isteme hakkı' olduğuna vurgu yapan Yapıcıoğlu, şunları söyledi:
“Bu yola çıktığımız günden beri dedik ki, ey millet çıkın şunu talep edin: İnancınıza uygun davranmalarını talep etmek sizin hakkınız. Çünkü Meclise sizin temsilcileriniz olarak gidiyorlar. Bu sesler yükselince, ben öyle inanıyorum ki etkileri şimdiden görülmeye başlandı. Mesela daha önce, Kudüs’le ilgili diyordular ki ‘bizim gönlümüz onlardan yana ama reel politik denen bir şey var. Biz ona uygun davranmak zorundayız.' Şimdi ne oluyor? Hiç ummadığın partiler çıkıp diyorlar ki,‘israilile ilişkilerinizi kesin.’ Neden diyorlar bunu? Eğer millet sesini yükseltirse, sen hakkını talep edersen onlar kendini sana uydurmak zorunda kalır. Ama sen her şeye 'eyvallah' deyip boynunu bükersen o da kalkıp burnunun dikine gider. Biz diyoruz ki; bu memleketin içinden çıkan ve ona benzeyen insanlardan başkası artık bu memlekette hüküm süremez/sürmemeli.”
“Herkes için baraj sorunu vardır”
Seçim barajı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, yüzde 10'luk barajı aşmak konusunda ümitsiz olmadıklarını söyledi. "Herkes için baraj sorunu vardır. Kimsenin garantisi yok." diyen Yapıcıoğlu, şu görüşleri dile getirdi:
"Şu anda seçime kaç tane parti giriyor? 8 partiye düştü. Bu 8 partinin 4’ü meclistedir. Bir partinin mecliste 5 vekili var, bunu da eklersek. Seçime girip de Mecliste olamayan 3 parti var. Bunlardan biri de HÜDA PAR'dır. 2002’deki seçimde daha önce hükümet kurmuş kaç parti vardı barajın altında kalan hatırlıyorsunuz değil mi? Doğru Yol Partisi, ANAP, MHP ve DSP vardı. Dördü beraber baraj altı kaldılar. Kimse oy vermezse şu anda en yüksek oyu alan AK Parti de baraj altında kalabilir. Baraj sorunu bütün siyasi partiler için vardır. Fakat biz ümitsiz değiliz.”
“Sen harcarken vergi veriyorsun ama ruhun duymuyor”
Hükümetin politikalarına eleştiriler yönelten Yapıcıoğlu, "Bu memleketin Başbakanı çıkıp diyor ki, ‘biz kimsenin hayat tarzına karışmadık. Biz geldiğimizde 2 tane rakı fabrikası vardı şimdi 18 tane oldu.' Bu memleketin bir bakanı da diyor ki, ‘merdiven altı kumar yerleri açılmış, biz yasal şans oyunlarını özendirici tedbirler alacağız.’ Şans oyunları dedikleri şey kumar. Biz diyoruz ki; bunu değiştirmek lazım. Bu giden süreci tersine çevirmek lazım.
Çok kişi bunun farkında değil. Su alıyorsun içinde vergi var, minibüse biniyorsun vergi veriyorsun. Otobüse biniyorsun vergi veriyorsun. Çay içiyorsun vergi veriyorsun. Ama farkında bile değilsin. 30 sene önce Türkiye’de toplanan 100 TL verginin 32 lirası dolaylı vergiydi, diğeri kaynaktan, gelirden kesilen vergiydi. Şimdi ise 100 liranın 72-73 lirası dolaylı vergiden oluşuyor. Yani sen harcarken vergi veriyorsun ama ruhun duymuyor. Adam çarkını kurmuş. Sen çalış o semirsin.” ifadelerini kullandı
Yapıcıoğlu, Türkiye'de ‘Rabbim Allah'tır’ dediği için 20 yılı aşkın süredir cezaevlerinde olanların sayısının siyonist rejim zindanlarında 20 yıldan daha uzun süre esir tutulan Filistinlilerin sayısından en az 10 kat fazla olduğunu söyledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz