Güneydoğu'da Stk'lar: Uludere, Derin Güçlerin İşi

Güneydoğu'da sivil toplum kuruluşları (STK), Uludere'de 34 kişinin ölmesiyle sonuçlanan olayı derin güçlerin organize ettiğini ifade ediyor.

Güneydoğu'da Stk'lar: Uludere, Derin Güçlerin İşi

DİYARBAKIR-Uludere'de Kürt ve Türk kardeşliğinin bombalanmaya çalışıldığını ifade eden STK'lar, iki milletin yüz yıllardır birlikte yaşadığını belirterek, "Bizler Kürdüyle, Türküyle Çanakkale'de, Malazgirt'te bir araya gelerek yıllarca aynı cephede savaştık. Türk ve Kürt kardeşlerimiz Fransızlara, İngilizlere, Yunanlılara herkese karşı birlikte savaştı." ifadelerini kullandı.

Eğitim Bir Sen Diyarbakır Şubesi Başkanı Yunus Memiş, 34 kişinin katledilmesini kesinlikle kabul etmediklerini, olayın faillerinin bir an önce tespit edilmesi gerektiğini ifade etti. CHP ve Bdp gibi siyasi partilerin olayı rant sağlama durumuna getirmeye çalıştığını dile getiren Memiş, "Nasıl ki devletin bir an önce bu mazlum insanları katledenleri ortaya çıkarmak göreviyse aynı şekilde bu partilerinde bu işten rant sağlamasını da doğru bulmuyoruz." dedi. Kürtler ve Türkler arasında kardeşliği her zaman var olduğunu belirten Memiş, bu kardeşliği bazı mihrakların, örgütlerin ve dış güçlerin oyununa gelmeden pekiştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

BÖLGEDEKİ KATLİAMLAR

Daha önce Dersim ve Zilan'da, geçen yıl da Uludere'de benzer olayların yaşandığını belirten Memiş, "Yarın başka katliamlarda yaşanabilir." ifadesine yer verdi. Devletin Uludere'ye yeterince sahip çıkamadığını kaydeden Memiş, şu ifadelere yer verdi: "Sahip çıkamadığı gibi dış güçler ve örgütlerin de, Pkk gibi örgütlerin de bu olayı istismar ettiği ortaya çıktı ve hala da istismar ediyor. Devlet bir an önce bu olayı aydınlatacak ve Pkk'nın buradaki istismarını engelleyecek. Bizler Türk kardeşlerimizin olsun, Kürt kardeşlerimizin olsun, mazlum olan bütün insanlar için ağlıyoruz. Türk kardeşlerimiz de bu olaya sahip çıkarak, Kürt ve Türk kardeşliğini pekiştirerek bu tür olaylara zemin hazırlayanları garabetlemesi gerekiyor." Memiş, Türkiye'de karanlık güçlerin hala iş başında olduğunu, Müslüman olan Kürt ve Türk halkını birbirine düşürmeye çalıştığını söyledi.

KÜRTLER İÇİN YOL HARİTASI

Memiş, oyunlara karşı uyanık olunması gerektiğini dile getirdi. Türk ve Kürtlerin yüzyıllardır birlikte yaşadığını, düşmanlara karşı birlikte mücadele ettiğini kaydeden Memiş, şöyle konuştu: "Osmanlı döneminden bu yana Kürtle ayrılmak için hiçbir zaman bir yol haritası çizmedi. Ne zaman ki İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri bu ülkenin başına geldi, bazı dış güçlerin nifak tohumlarıyla bu olaylar yaşanmaya başladı. Çanakkale'de, Malazgirt'te bizler bir araya gelerek yıllarca aynı cephede savaştık. Fransızlara, İngilizlere, Yunanlılara herkese karşı birlikte savaştı Türk ve Kürt kardeşlerimiz. Annelerimiz aynı cephede omuz omuza çatıştılar."

OLAY AYDINLATILMALI

Diyarbakır Girişimci İşadamları Derneği (DİGİAD) Başkanı Alaaddin Korkutata, bir sene önce yaşanan olayla anaların babaların, bölge ve ülke insanının yüreğine kor düştüğünü dile getirdi. 'Tarihte Kürtler ve Türkler kadar birbiriyle kaynaşmış ve beraber mücadele etmiş ikinci bir milletten bahsetmek mümkün değildir' diyen Korkutata, iki milletin kopmaz bağlarla birbirine bağlı olduğunu belirterek şöyle konuştu:

GEMİNİN BATMAMASI İÇİN

"İdris-i Bitlisi döneminden alın Çanakkale'de günümüze kadar hep beraber mücadele etmiş bir millet. Aynı gemideyiz. Bu geminin batmaması lazım. Bu gemi batarsa Kürdüyle Türküyle birlikte batacağız. Dolayısı ile bu geminin selametle çıkması için herkesin elinden geleni sarf etmesi gerekiyor. Uludere yaşanan o acı olayın sorumlularının bir an önce yargı karşısına çıkarılıp hesap sorulması, ülke ve bölge insanına da düşen yeni bir kaos ortamını oluşturacak söylemlerden uzak durmamız gerektiğini düşünüyorum. Ülkenin birlik beraberliğini istemeyen, sürekli kaos ortamı oluşturan çevreler de olabilir, bunu bir koz olarak kullanıp yeni kaos ortamı oluşturmaya çalışan şahıslara da böyle bir alan oluşturmama adına bir an önce bu olayın aydınlığa kavuşturulması gerekiyor."

TÜRK-KÜRT ARASINDA SORUN YOK

Diyanet-Sen Diyarbakır Şubesi Başkanı Ömer Evsen, Şırnak'ta 34 vatandaşın hayatını kaybetmesinin acı bir olay olduğunu söyledi. Uludere olayının tam aydınlatılmadığı için ailelerin hala acılı olduğunu belirten Evsen, olayın aydınlatılamaması yüzünden bazı güçlerin birlik ve beraberliği bozucu eylemler içine girdiğini ifade etti. Kürtler ve Türklerin yüzyıllardır birlik ve beraberlik içinde yaşadığını kaydeden Evsen, şöyle konuştu: "Bununla beraber bu olay uzadıkça birlik ve beraberliğimize kast etmek isteyen çevreler bu olayı kaşıyarak Türkler ve Kürtler arasına çeşitli sorunlar varmış gibi göstermeye çalışıyorlar. Devlet bu olayı bir an önce aydınlatmalı. Bu olayda dahli olan her kim olursa olsun gerekli cezayı görmeli. Bu ceza görüldükten sonra da devlet bu zamana kadarki özür dilemesi tekrarlamalı. Bu olay üzerindeki sis perdesini de aralamalıdır. Bunun yanında şunu bilmemiz gerekiyor, biz yaklaşık 1000 yıldır aynı topraklar üzerindeki milletler olarak birlik ve beraberliğimizi bu günlerde elde etmedik. Bu birlik ve beraberliğimiz tekrardan pekişecektir. Biz Kürtler de Türkler de İslam adına barıştığımızdan itibaren geriyi asla ve asla hatırlamayız."

HÜKÜMETE OLDUĞU KADAR BDP'YE DE İŞ DÜŞÜYOR"

Kanadur Girişimi Sözcüsü Ahmet Ay, Uludere'de Türk ve Kürt kardeşliğinin bombalandığını ifade etti. Bombalama olayın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de içinde bulunduğu derin bir organizasyon tarafından gerçekleştirildiğine inandıklarını kaydeden Ay, katliamla dış servisler ve global güçlerin Türklerin ve Kürtlerin 942 yıllık kardeşliğini bozmaya çalıştığını söyledi. Sorumluların bulunarak cezalandırılması gerektiğini belirten Ay, şöyle konuştu: "Kürtlerin ve Türklerin kardeşliğini bozmaya yönelik bir çalışma bu. Bu bombalamanın ortaya çıkmaması durumunda Uludere gibi olayların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümetin bütün yetkilileri üslup olarak daha yapıcı, kardeşliğe yaraşır, daha sağlıklı bir dil kullanmalarını öneriyoruz. Bdp'ye de bu konuda büyük bir görev düşüyor. Bu katliam üzerinden siyaset yapmaktan öteye faillerin bulunmasına yönelik çaba göstermeleri, kardeşliğin birlikteliğin adaletin hakkaniyetin gerçekleşmesine vesile olacağına inanıyorum. Dünyada Kürtlerin ve Türklerin kardeşliğinin bir benzeri görülmemiştir. Türkler ve Kürtler Malazgirt Savaşı'ndan önce kardeşliklerini ilan etmişlerdir. Türkler ve Kürtler 942 yıldır dünyada emsali olmayan bir kardeşliği gerçekleştirdiler. Bizim gayemiz 942 yıldır olan bu kardeşliği bir 942 yıl daha sürdürmektir. Bunun için de hakkaniyetin, adaletin, eşitliğin, beraberliğin tesis edilmesi gerekiyor. Bu yüzden bu tür komploculara fırsat verilmemesi gerekiyor."

Kaynak: Diyarbakır Söz