Gök, parlamentoda 1 saat 10 dakika süren basın toplantısında, Uludere Alt Komisyonu raporunu eleştirdi, muhalefet şerhleri hakkında bilgi verdi.
Basın toplantısını Gök, üzerinde ''Olayın Gelişimi'' yazan bölgenin haritası ve kendisinin çektiği fotoğraf ile Uludere'de hayatını kaybedenlerin fotoğrafıyla yaptı.
ULUDERE İLE HESAPLAŞILMALI
Uludere olayının, üzerine şal örtülecek, örtbas edilecek bir olay olmadığını ifade eden Gök, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın iddiasına göre Türkiye demokratik ve şeffaf olacaksa, bu olayın çözülmesi gerektiğini belirtti. Gök, Türkiye'nin, Uludere ile hesaplaşmadan bir adım öteye gidemeyeceğini savundu.
Gök, Uludere tartışmalarının bitmediğini, yeni başladığını ifade etti.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun Uludere Alt Komisyonu'nun 6 Mart'ta yaptığı toplantıda, AK Parti'li üyelerin değerlendirmelerini dinlediğini, değerlendirmelerin de rapor olarak kabul edildiğini kaydeden Gök, raporda, kamuoyunun bilmediği hiçbir şeyin bulunmadığını vurguladı.
Gök, AK Parti'li üyelerin, Uludere'yi, adli bir vaka olarak kayıtlara geçirdiğini, üzüntü duyulduğunun altı çizildiğini ancak bir sorumlu tayini yapılmadığını, ailelere, ''Daha ne istiyorsunuz milyonlarca para verdik'' denilerek onurlarının ayaklar altına alındığını savundu.
ÇÖPE ATILACAK BİR RAPOR BU
Levent Gök, ''Bu rapor çöpe atılacak bir rapordur, insanlık tarihine kara leke olarak geçecektir, gerçekleri örtbas eden bir rapordur. Bu rapor, Uludere olayı üzerine şal örtmek için Genelkurmay ile iktidarın bilinçli olarak ürettikleri bir metinden ibarettir. Metinde, Uludere ile ilgili sağlıklı değerlendirme yoktur'' diye konuştu.
AK Parti'nin, Meclis Başkanı'nın memuru olmadıklarını ifade eden Gök, 62 sayfalık muhalefet şerhini sunduklarını söyledi.
Gök, ölenlerin 18'inin 18 yaşından küçük, 3'ünün 13 yaşında, tamamının çocuk denilecek yaşta, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu kaydetti.
Son bombalama saati 22.24'ten hemen sonra, ölenlerin ailelerinin olay yerinde olduğunu dile getiren Gök, saat 23.00 sularında ölenlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunun bilindiğini, ancak buna rağmen yaralılara ve ölenlere müdahale edilmediğini öne sürdü. Gök, askerlerin, ''Olayın vahametinin farkına vardık, o anda gitseydik köylülerle karşı karşıya gelirdik'' dediğini söyledi.
Gök, MİT'in, olayı ilk bombalamadan 12 saat sonra öğrendiğine dair, MİT'in tartışılması, sorgulanması gereken vahim bir yazı gönderdiğini belirtti.
Gök, komisyonun, olayın unutturulması, soğutulmasına alet edildiğini; komisyonun AK Parti'li üyelerinin, olayın unutturulmasına dönük büyük çaba içinde olduğunu iddia etti.
DEVLET ÖZÜR DİLEMEDE GEÇ KALDI
Uludere olayının sırrının, Fehman Hüseyin'in isminde gizli olduğunu öne süren Gök, Fehman Hüseyin'in, PKK'da silahlı grubun komutanlığını yaptığını, Murat Karayılan, Cemil Bayık ile örgütün kontrolünü elinde tuttuğunu, bütün eylemlerin arkasından çıktığını anlattı.
Gök, iktidarın Fehman Hüseyin'in yakalanmasıyla, askeri ve siyasal alanda önemli koz elde edeceğini düşündüğünü öne sürerek, Fehman Hüseyin'in, bu bölgede olduğu, Türkiye'ye girip karakollara saldıracağı yönünde ciddi algılama yaratıldığını kaydetti. Gök, herkesin, Genelkurmay Başkanı, tugay komutanı, askerlerin kafasında Fehman Hüseyin'in bulunduğunu ifade etti.
Kaçakçı olma ihtimali yüksek olan grubunun kaçakçı niteliğinin değerlendirilmemesinin düşünülemeyeceğini belirten Gök, ''Uzun süre izlenen grubun niteliği hakkında karar mercileri riskli karar almışlardır; Fehman Hüseyin'in ne pahasına olursa olsun yok edilmesi kararıdır. Uludere olayının arkasındaki sır perdesi budur'' dedi.
Gök, Fehman Hüseyin'e yönelik gerçekleştirilecek sınır ötesi harekatın Genelkurmay Başkanı ve Başbakan tarafından değerlendirilmeme ihtimalinin sıfır olduğunu ileri sürdü.
FEHMAN HÜSEYİN’E YÖNELİK OPERASYON
Levent Gök, sözlerini şöyle tamamladı:
''Fehman Hüseyin'e yönelik her türlü bilgi ve istihbaratın, yapılacak harekatın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcıları, Adalet, İçişleri, Milli Savunma, Dışişleri bakanları, Genelkurmay Başkanı, Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri komutanları, Jandarma Genel Komutanı'ndan oluşan MGK'da da değerlendirildiği muhakkaktır. Uludere olayında, devletin bütün üst kademesi kader birliği içindedir, Uludere olayının bugüne değin aydınlatılmamasının tek nedeni de budur.
34 sivil yurttaşımızın bombalanarak öldürülmesi, yaşam hakkının en ağır şekilde ihlalidir. Devletin özür dilemesi gerekir, bu konuda çok geç kalındı. Olayın sorumluları, olay tarihinde görevli olan askeri sorumlular; Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, Genelkurmay İkinci ve Birinci başkanları, Genelkurmay Harekat Merkezi Başkanı, 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı, siyasi sorumlu; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üzerinde olmak üzere, müştereken ve müteselsilendir. Bombalama sonrası ölen ve yaralananlara müdahale edilmemesi nedeniyle 22 ve 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanları, ayrıca sorumludur.''
Kaynak: Diyarbakır Söz