Diyarbakır'ın Sur, Şırnak'ın Cizre ve Silopi, Mardin'in Nusaybin ve Derik ilçelerinde binlerce kişi, şiddet ve terör saldırıları sonucu göçe sürüklendi.
Kırsaldaki saldırılarını şehirlere taşıyan PKK mensuplarının kazdığı hendekler, kurduğu barikatlar ve yollara tuzakladığı patlayıcılar ile güvenlik güçlerinin onlara yönelik yürttüğü operasyonlar esnasında çıkan çatışmalar nedeniyle can güvenliği endişesi taşıyan vatandaşların göçü sürüyor.
Yaşamı hiçe sayan saldırılardan duydukları endişeyle soğuk havaya rağmen yanlarına aldıkları yatak, yorgan, halı ve bazı beyaz eşyalarıyla evlerini terk etmek zorunda kalan, aralarında düşük gelirlilerin de olduğu binlerce kişi ya yakınlarının yanına yerleşiyor ya da 2-3 aileyle ortaklaşa kiraladıkları evlere taşınıyor. Baskı ve tehditle evlerinden ayrılmak zorunda kalarak yakınlarının yanına sığınan veya ev sahibiyken kiracı olan vatandaşlar, büyük mağduriyet yaşıyor.
"BİZE YAPTIKLARI ALLAH'TAN REVA MIDIR?"
Sur ilçesindeki saldırıların ardından yakınlarının yanına yerleşen M.G, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 gün önce evini terk etmek zorunda kaldığını söyledi.
Örgüt mensuplarının hendek kazıp, barikat kurmasına anlam veremediklerini ifade eden M.G, "Hendek kazılmaya başlandığından bu yana evimizde korkuyla yaşadık. Her gün silah sesleriyle uyanıyorduk. Evimiz, yerimiz, yurdumuz yok. Ayağımızda ayakkabı, sırtımızda elbise yok. Bize yaptıkları Allah'tan reva mıdır?" diye konuştu.
Saldırılar nedeniyle her gün çocuklarının can güvenliğinden endişe duyduğunu dile getiren M.G, örgütün çocuklarına da zarar vermesinden korktuklarını belirtti.
M.G, hendekler nedeniyle bölgede kimsenin huzurunun kalmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Allah razı olsun, yakınımız bize kapısını açmasaydı nereye giderdik? Sokaklarda kalırdık. Çocuklarım olaylardan dolayı okula gidemedi. Örgütün Sur ilçesine girdiği günden bu yana birçok camiden ezan sesi gelmez oldu. Bir gün evimize dönebilmenin hayalini kuruyorum. Oğlum 10 aylık evli ve 15 gün önce baba oldu ancak bebeğinin yüzünü göremedi. Bu, din, namus için olsa canımız feda ama sebep nedir? Onların derdi bizim gibi insanlardı."
"İMKANIMIZ YOK. 4 AYDIR AÇ, SUSUZ KALDIK"
Terör saldırılarından duyduğu rahatsızlıkla Sur ilçesinden göç eden Ağahan Ün de gidecek yeri olmadığı için hastaneye sığındıklarını söyledi.
Ün, yaklaşık 20 yıl önce İzmir'den Diyarbakır'a göç ettiklerini dile getirerek, ilçede hurdacılıkla ailesinin geçimini sağladığını aktardı.
Savaş Mahallesi'ndeki evlerinin çatışmaların ortasında kalması nedeniyle ayrılmak zorunda kaldıklarını kaydeden Ün, 5 çocuğuyla yaşam mücadelesi verdiğini anlattı.
"Çatışmalardan canımızı kurtarmak için sabah erkenden kaçıp Selahaddin Eyyubi Hastanesine sığındık. İmkanımız yok. 4 aydır aç, susuz kaldık" diyen Ün, yanlarına eşyalarını alamadan ilçeden kaçtıklarını belirtti.
Ün, hastane yönetiminin kendilerine sahip çıktığını vurgulayarak, şunları ifade etti:
"Başhekimle görüştük, bize hastanenin kapısını açtı. 6 kişilik bir oda verdiler ve orada barındık. Hastanedeki personelden başhekimine kadar herkesten destek gördük. Daha sonra bir dernek başkanı bizi dernek binasına getirdi. Allah razı olsun ancak çatışmalardan dolayı çocuklarım okula gidemedi, psikolojileri bozuldu. Evimiz zarar gördü. Tek isteğimiz barış."
"İŞ YERİMİN VE EVİMİN ÖNÜNE BOMBA DÖŞEDİLER"
Silopi'de yaşayan esnaf M.A da terör saldırıları yüzünden Mersin'deki yakınlarının yanına gideceklerini anlattı.
Tek sermayesinin iş yeri olduğunu vurgulayan M.A, her şeylerini geride bırakacakları için ailece perişan olduklarını dile getirdi.
M.A, "İş yerimin ve evimin önüne bomba döşediler. Ailece evimizi terk etmek zorunda kaldık. İnşallah terör olayları son bulur da rahat bir şekilde evimize döneriz" dedi.
"ÇOCUKLARIMIN PSİKOLOJİLERİ BOZULDU"
Nusaybin'den 2 ay önce göç ederek, Mardin'deki yakınlarının yanına yerleşen Ş.A (32) da mağdur olduklarını söyledi.
Evlerinin ne durumda olduğunu bilmediklerini aktaran Ş.A, saldırılar nedeniyle okula gidemeyen çocuklarının da mağdur olduğunu belirtti.
Ş.A, evlerinin çevresine hendek kazıldığını, barikatlar kurulduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Her gün silah sesinden evde duramaz hale gelmiştik. Çocuklarımın psikolojileri bozuldu. Şu anda en küçük bir ses duyduklarında ürküyor, yere yatıyorlar. Yaşadığımız şeyler gerçekten zordu. Devletimizin buna bir çözüm bulmasını istiyoruz."
"HAFTALARCA ÖLÜM KORKUSUYLA DIŞARI ÇIKAMADIK"
Cizre'de esnaflık yapan ve terör olayları nedeniyle ailesiyle Siirt'e göçen A.K. (38) de 6 çocuk babası olduğunu, saldırılar yüzünden maddi ve manevi büyük sıkıntı yaşadıklarını vurguladı.
"Günlerce evimize ekmek girmedi. Haftalarca ölüm korkusuyla dışarı çıkamadık. 6 çocuğumla evimizde mahsur kaldık. Çözüm Süreci'nde böyle günlerin yaşanacağını aklımızdan bile geçirmezdik. Şimdi bambaşka bir dünyada yaşıyoruz" diyen A.K, kendileri ile tüm yakınlarının da yollara düştüğünü kaydetti.
A.K, hayata nereden başlayacaklarını bilmediklerini dile getirerek, "Evimiz, iş yerim, hepsi tahrip oldu. Şiddetin şehirlere taşınmasına karşıyız. Ne için bu kadar insanın canı yandı?" dedi.
A.K'nin eşi Y.K. da 6 çocuğuyla ortada kaldıklarını söyledi.
"Nereye kadar yakınlarımızın yanında yaşayacağız? Allah buna sebep olanların yanına bırakmasın. Çocuklarımın eğitimi yarıda kaldı" ifadelerini kullanan Y.K, olayların son bulmasını istediklerini anlattı.
Kaynak: Diyarbakır Söz