Covid-19 salgını ile birlikte artan ekonomik kriz ve geçim zorluğu, halkın sıkıntılı günler yaşamasına neden olurken 2021 yılının ocak ayı ile birlikte ağır vergi yükü ve gizli fahiş zamlar nedeniyle nefes alamaz duruma gelen vatandaşlar, geçimini sağlayamamanın sıkıntısını çekiyor.
Salgın süreciyle birlikte işsizlikle ve hayat pahalılığının giderek artmasından yakınan halk, artan vergi oranları, faturaların yüksek gelmesi ve gıda ürünleri başta olmak üzere art arda yapılan an zamlardan şikâyetçi oldu.
Ekonomik sıkıntılardan olumsuz etkilenen halk, elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt ve vergi oranlarının artması başta olmak üzere birçok alanda gelen zamlara tepki gösteriyor.
Hayatın her alanında art arda yapılan zamlar, salgın nedeniyle zor günlerden geçen halkı daha da çok mağdur ederken zamlara tepki gösteren vatandaşlar, her geçen gün alım gücünün düştüğünü ve hayat pahalılığının ise arttığına dikkat çektiler.
Hayat şartlarının her geçen gün daha da zorlaştığına dikkat çeken vatandaşlar, yetkililerin bu duruma bir an önce çözüm bulmasını istiyor.
Hayatın her geçen gün daha da pahalandığını belirten üniversite öğrencisi Berkan İyibükücü, Covid-19 salgının da etkisiyle ekonomi sarsıldığı için alım gücünün büyük oranda düştüğünü söyledi.
“FAKİRLERİN DURUMU DAHA DA KÖTÜLEŞİYOR”
Yetkililerin özellikle her gün yapılan zamlara bir an önce çare bulması gerektiğini belirten İyibükücü, “Kesinlikle hayat her geçen gün pahalılaşıyor. Özellikle bu son dönemlerde aşırı fiyat artışları var. 2-3 yıl öncesine göre ürünlerin fiyatı yüzde 100 arttı. Hayat çok zorlaşıyor. Üniversite okuyacağım. Fakat burs almadan okuyamıyorum. Çünkü şehir dışında okumak çok zor oluyor. Durum maalesef gittikçe kötüleşiyor. Fakirlerin durumu daha da kötüleşiyor. Orta halli insanlar bile artık bu dönemde çok zorlanıyor. Bu bile ülkede ne kadar zor durumda kalan insan olduğunu göstergesidir.” dedi.
“HAYAT ŞARTLARI GİTTİKÇE DAHA DA ZORLAŞIYOR”
Her geçen gün alım gücünün düştüğünü belirten emekli Tekin Korkmaz, “Özellikle emeklilerin alım gücü daha da düştü. Yetkililere gelince zam var ama emekliye gelince zam yok. Her yeni güne zam ile uyanıyoruz. Sabahleyin kahvaltılık ürünler almaya çıktığımızda 50-60 TL masraf gidiyor. Geçen yıl kolisi 10 lira olan yumurtanın bu sene kolisi 25-30 lira olmuş. Bu zam değil mi? Aldığım emeklilik maaşı ile zor geçiniyorum. Ben kamudan emekliyim ve zor geçiniyorum. Ben zor geçindiğime göre fabrikadan emekli olan kişi hiç geçinemez. Çünkü hayat şartları zor ve hayat şartları gittikçe daha da zorlaşıyor.” ifadelerini kullandı.
“ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞAN BİRİNİN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ OKUTMASI İMKANSIZ”
Asgari ücretle geçinenler ile Avrupa ülkelerindeki asgari ücretliler arasında alım gücü açısından ciddi uçurum olduğunu belirten üniversite öğrencisi Umut Can Serin de şunları söyledi: “Her şeyin çok pahalandığı zaten ortada, araştırmaya gerek yok. Her şeyin pahalı olmasının sebebi de zaten belli. Şu anda doğruyu söyleyenlerin sevilmediği bir dönemdeyiz. Yurtdışına oranla çok fazla gerideyiz. 2 haftalık bir asgari ücret çalışması ile yurtdışında en iyi telefon alınabilirken Türkiye'de yaklaşık 6 ayda yemeden, içmeden bir telefon alabiliyorsunuz. Bu da telefon gibi bir ihtiyaç için çok fazla. Bu sene üniversiteye geçtim, tercihler açıklanacak. Verilen burs ve kredi belli. Öğrenci evlerinin fiyatları çok yüksek. En ucuz yurt bile artık burstan çok daha pahalı olmuş. Öğrencinin yeme ve içmesi var. Çünkü yurtlarda sadece kahvaltı ücrete dahildir. Öğrencinin 2 öğün yemeği, yol parası var. Başka şehirde okuyacağız, asgari ücretle çalışan birinin üniversite öğrencisi okutması imkansız. Asgari ücretinin tamamını verse bile artık büyükşehirler de öğrenci olarak yaşamak o para ile zor.”
“YÜKSEK FİYATLARLA NASIL ÇİFTÇİLİK, ÜRETİM YAPACAĞIM?”
Hayat pahalılığından dolayı çiftçiliği ve hayvan yetiştiriciliğini terk ederek bir fabrikada asgari ücretle çalışmaya başladığını belirten Ali Erdal da, “Şu anda hayat şartları gerçekten çok zorlaştı. Daha önceden çiftçilik yapıyordum. 45-55 liraya aldım gübre şu anda 160 lira olmuş. Ben bununla nasıl üretim yapacağım? Sonra Türkiye'de üretim yok, dışarıdan ürün alınıyor, alım gücü düştü’ deniliyor. Üretim yapsak böyle bir durum olmayacak. Tavuk besliyoruz, tavuk yemi bugün 80 lira olmuş, hayvan yemi 140-150 lira olmuş. Bu yüksek fiyatlarla nasıl çiftçilik, üretim yapacağım? Her şartta alım gücü zorlaşıyor. 25-30 tane hayvan beslerken şu an hiç beslemiyorum. Çünkü hepsini sattım. Tavuk besliyordum, tavukları bile sattım. Şu an asgari ücretle fabrikada çalışıyorum.” şeklinde konuştu.
“ASGARİ ÜCRETLİNİN VE EMEKLİNİN MAAŞI?”
Hayat pahalılığından yakınan emekli Zekeriya Kumbuz ise, “Alım gücü kalmadı. Alım gücü diye bir şey var mı? Ben alım gücü görmüyorum, açlık sefalet dönemindeyiz. Asgari ücretlinin ve emeklinin maaşı bu seviyede olduğu müddetçe bu insanların alım gücü nasıl olsun?” diye sordu.
“DEVLETİN ARTIK BİR ÖNLEM ALINMASI LAZIM”
Yapılan zamlardan dolayı şikâyetçi olduklarını belirten memur Yunus Doğan da, “Hayat çok pahalı ve gerçekten insanların alım gücü artık yok. Resmi kurumda çalıştığım halde bizim alım gücümüz yoktur. Fabrikada çalışanların işi daha da zor. Hayat şartları çok zor. Devletin artık bir önlem alınması lazım. Memura yüzde 5 oranında zam verilmiş ama elektrik ve doğalgaza yüzde 30 zam gelmiş, bize verilen bir zaman anlamı kaldı mı, kalmadı.” diye konuştu.
“ALIM GÜCÜ DÜŞÜK”
Vatandaşın alım gücünün çok düşük olduğunu belirten işçi Erol Bağcı, “Şu an her şeyin fiyatı yüksek ama alım gücü düşük. Maaşlara zam yok. Geçen yıla göre fiyatlar çok yüksek, çalışanların maaşlarına zam da yok ama hayat pahalılığı var.” dedi.
“ZAMLARIN ÖNÜNE GEÇİLMİYOR”
Temel gıda ürünleri, elektrik ve doğalgaz başta olmak üzere birçok ürüne üst üste yapılan zamlardan yakınan Aydın Karaçalı da, “Hiçbir şey alınmıyor. Çünkü her şeye pahalı olmuş ama yüksek fiyatların önüne geçilmiyor. Her şey yüzde 100 zamlanıyor. 2-3 ayda bir zam geliyor. Fakat hiçbir şekilde yapılan zamların önüne geçilmiyor.” diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz