Araştırmacı-yazar Hayati İnanç:
Adalet yerini bulmuştur. Uzun bir aradan sonra hamdolsun Ayasofya camidir. Doğru olmayan bir kararla uzun süre ayrılık yaşansa da her türlü siyasi mülahazadan uzak, tamamen hukuki gerekçelerle, tatminkar gerekçelerle saygıdeğer hakimlerimiz bu hükme varmışlar, hakkı teslim etmişler ve adaleti yerine koymuşlardır.
Almanların bir sözü vardır. Berlin’de hakimler var derler övünerek. Artık biz de bundan böyle bu örneği gösterip Ankara’da hakimler var diyebilecek durumdayız. Siyasi ve hissi mülahazalar bir tarafa hak yerini bulmuştur.
Sevinmemek de mümkün değil tabii ki.
"FETRET DÖNEMİ BİTTİ"
Tarihçi Dursun Gürlek: Heyecan, mutluluk hissediyorum. Şunu hemen söylemek isterim ki; Ayasofya yapıldığı günden itibaren bu heyecanı yaşamıştı. Bizans Kralı Justinianus Ayasoyfa Kilisesi'ni yaptırıp da içini gezdikten sonra ihtişamına hayran oluyor, heyecanını zapt edemiyor, 'Ey Süleyman seni geçtim' diyor. Hazreti Süleyman'ın Kudüs'te yaptırdığı o meşhur mabedi kast ederek. Bu birinci heyecan. İkinci ve daha önemli heyecanı: Ayasofya 29 Mayıs 1453'te Hazreti Fatih'in İstanbul'u fethetmesiyle yaşadı ve bu heyecan 500 seneye yakın sürdü. Sonra bir fetret devri başladı. 1934'ten günümüze kadar 86 yıl fetret devri yaşadı. Heyecanı ve mutluluğu ortadan kalkmış oldu. Şimdi, 86 yıl sonra üçüncü büyük heyecanı yaşıyor. O da içinde bulunduğumuz gün görülen heyecandır. Şu anda İstanbul selatin camileri içinde en mutlu cami Ayasofya.
"AYASOYFA'NIN GERÇEK SAHİBİ MÜSLÜMANLARDIR"
Yazar Yüksel Kanar:
Ayasofya Camii’nin açılması Müslümanlar için çok önemli. Egemenlik hakkı söz konusu edilerek açılması da çok önemli. Bu zamana kadar İstanbul’da Bizans çalışmaları kongreleri yapılırdı. Burası Hristiyanların denirdi.
Bunlar bütün dünyadan gelen bilim adamları sözde. Amacı da İstanbul Türklere layık değil, burası Hristiyanların. Şimdi onlar layık olmadıkları bir yerde oturuyorlar ama bunu er ya da geç tekrar eski sahiplerine vereceğiz diye açıkça söylüyorlar. Buna karşı tabii ki Ayasoyfa’nın açılması çok isabetli oluyor. Burası Müslümanların malıdır.
Sezai Bey’in toprağın altı ve üstü meselesi var. Şunu söylüyor: Toprağın altını üstüne getirmek istiyorlar. Yani altta kalmış birtakım şeyleri üste çıkarmak, üsttekileri de alta indirmek istiyorlar. İstanbul en son kimin malıysa onundur. Alttaki eski sahiplerini üste çıkarmanın hiçbir anlamı yoktur. Ne kültürel anlamda ne tarihi anlamda ne sosyolojik anlamda hiçbir anlamı yoktur. Bu anlamda da düşündüğümüz zaman Ayasoyfa’nın gerçek sahibi Müslümanlardır ve böyle bir açılış gayet isabetli olmuştur.
"ASRIN OLAYI OLARAK GÖRÜYORUM"
Prof. Dr. Sefa Saygılı:
Ayasofya’nın açılması Türkiye ve İslam ümmeti açısından çok büyük bir olay. 86 yıl ibadete kapalı, zincir altında olan bir yerin açılması gerçekten asrın olayı denilebilecek bir olay. O yüzden başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum, şükranlarımı bildiriyorum. Düşünün Ayasoyfa, İstanbul fethinin sembolü ve bu fethi gerçekleştiren Fatih Sultan Mehmet Hazretlerinin bir vakıfnameyle vakıf haline getirdiği bir yer burası. Ve kapatılması hakkında ağır bedduası var. Bu beddua Türk milletinin ve Türkiye üzerine etkisini gösteriyordu, tahmin ediyorum. İnşallah bu bedduanın kalkması, Ayasoyfa’nın açılmasıyla birlikte Türkiye’nin de önü açılacaktır diye düşünüyorum.
Bu çok büyük bir olay. Daha önceden böyle bir şey olacak denildiği zaman inanamayacağımız bir olay. Asrın olayı diye görüyorum.
Medeniyetimizin önü daha açılır. İslam Medeniyeti
Sanatkârlarımız, birtakım bilim insanlarımıza adeta ilham olur Ayasoyfa’nın açılması. Ve Türkiye, hatta İslam ümmeti için dönüm noktası olur diye düşünüyorum.
"ASLİ HÜVİYETİNE KAVUŞUYOR"
İlahiyatçı Necmettin Nursaçan:
Ayasoyfa’nın yeniden ibadete açılmasıyla son derece heyecanlanıyoruz, mutluluk duyuyoruz. Çünkü sevgili Peygamberimizin bir mucizesi gerçekleşmişti İstanbul’un fethiyle. Yani yüzyıllar önce Allah’ın elçisi, ‘Bir gün olup İstanbul fethedilecek. İstanbul’u fetheden komutan ne mutlu komutan, o asker ne kutlu asker’ buyurmuştu. Yani Peygamberimizin mucizesi gerçekleşmişti. Ve Efendimizin mucizesinin gerçekleşmesine vesile olan Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri de Ayasoyfa’yı şahsi mülkü olarak fethi hakkı olarak alıyor, aldıktan sonra da cami olarak vakfediyor ve diyor ki: Burayı her kim camilikten çevirecek olursa Allah’ın, Peygamberin, meleklerin, duası makbul insanların laneti onlar üzerine olsun. Yani ecdadımız Fatih Sultan Mehmet Han Hazretlerinin vakfiyesi, arzusu da Ayasofya yeniden ibadete açılmakla yerine gelmiş oluyor. Ecdadımıza karşı görevimizi de yapmış oluyoruz. 500 sene cami olarak hizmet etmiş bu tarihi mabet yeniden asli hüviyetine kavuşuyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz ve bunu bize ihsan eden yüce Rabbimize hamd ediyoruz.
Kaynak: Diyarbakır Söz