Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Kadın Buluşması' programında konuştu.
Erdoğan, konuşmasında "Önümüzde seçimlerin en kritik aşaması var. Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turu için sadece bir gün kaldı. Bu pazar bir kez daha sandıklara gidecek, belki de hayatımızın en önemli tercihlerini yapacağız" ifadelerini kullandı.
"Elbette her kul gibi yapmak isteyip de yapamadıklarımızla, eksiklerimizle, kusurlarımızla milletimizin huzurundayız" diyen Erdoğan, "Diğer tarafta ise bürokratik kariyerine SSK'yı batırmayı, siyasi kariyerine de CHP'yi batırmayı sığdırmış bir kifayetsizlik örneği var. Rakiplerini minder dışına atmak için şantaj, baskı, tehdit, kumpas dahil her yolu meşru gören bir ilkesizlik var" şeklinde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından önemli başlıklar şöyle:
"14 Mayıs günü şahsıma ve Cumhur İttifakı'na verdiğiniz destek için sizlere tek tek teşekkür ediyorum. Meclis'te Cumhur İttifakı olarak 323 milletvekili ile çoğunluğu elde ettik. Böylece seçimlerin Meclis boyutu ile ilgili sınavını alnımızın akıyla verdik. Cumhurbaşkanlığında da yüzde 49,52 oy oranı ile ilk turu rakibimizden yaklaşık 5 puan önde bitirdik. 27 milyondan fazla insanımızın teveccühüne mazhar olduk. Şimdi önümüzde seçimlerin en kritik aşaması var. Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turu için sadece bir gün kaldı. Bu pazar bir kez daha sandıklara gidecek, belki de hayatımızın en önemli tercihlerini yapacağız. Sadece kendimiz ile ilgili değil, ülkemizin ve evlatlarımızın geleceğine dair de çok mühim bir karar vereceğiz.
ŞANTAJ, BASKI, TEHDİT, KUMPAS DAHİL HER YOLU MEŞRU GÖREN BİR İLKESİZLİK VAR: Türkiye'ye son 20 yılda kazandırdığımız nice eserle, tanıştırdığımız nice başarıyla milletimizin huzurundayız. Elbette her kul gibi yapmak isteyip de yapamadıklarımızla, eksiklerimizle, kusurlarımızla milletimizin huzurundayız. Diğer tarafta ise bürokratik kariyerine SSK'yı batırmayı, siyasi kariyerine de CHP'yi batırmayı sığdırmış bir kifayetsizlik örneği var. Daha iki hafta öncesine kadar bedava ev vaat ettiği insanları sırf oy vermediler diye gece yarısı kapı dışarı eden bir vicdansızlık örneği var. Koltuğunu korumak için Kandil'deki terör elebaşlarından, Pensilvanya'daki hainlere kadar hepsine çiçek dağıtan bir teslimiyet var. Rakiplerini minder dışına atmak için şantaj, baskı, tehdit, kumpas dahil her yolu meşru gören bir ilkesizlik var. Bakanlık pazarlığı, hale bak. Toplamda yüzde 1'i zor bulan böyle bir gruba 40 milletvekili dağıtan bir garip insan var. Fakat bir özelliği daha var hesap uzmanı. Bu nasıl hesap uzmanı ki yüzde 1 bile olmayanlara kalkıp kendi milletvekili sayılarını neredeyse yok edecek sayıda bir oranla 40 tane milletvekilliği dağıtıyor.
MİLLETİM HESAP UZMANLIĞININ EN GÜZEL ÖRNEĞİNİ SANDIKLARDA BUNLARA VERECEK: Şimdi bu pazar çok önemli. Bu pazar inşallah benim milletim hesap uzmanlığının en güzel örneğini sandıklarda bunlara verecek. Türk siyasetinin 21 yıldır unuttuğu bütün kötülükleri üç aya sığdırmış bir çapsızlık örneği var. Ne diyor; 'eğer Selo'nun dışarı çıkmasını istiyorsanız oyları Kılıçdaroğlu'na vereceksiniz.' Kim bu Selo? Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan teröristtir. Şu anda Edirne'de cezasını çekiyor. Bu ülke hukuk devleti değil mi? Hukuk devleti. Hukuk devletinde sen kendini tamamen hukukun üzerine çıkartıp eğer Selo'nun çıkmasını istiyorsanız oyları bize vereceksiniz nasıl dersiniz. İşte bunun için Erdoğan 323 kişiyle beraber bu yola devam ederse hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez. Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu parti CHP. Ne diyor? Diyor ki, bırakın general olsa ne yazar. Halka ne diyor it sürüleri. O da işte bir HDP'li. Ben burada merak ediyorum bu yargı nerede? Bu şekilde saldıran birisine karşı şu ana kadar yargı devreye girdi mi? Maalesef yargı da devreye girmedi. Ama bu onlardan değil farklı bir kesimden olmuş olsaydı herhalde yakasına yapışır hemen içeri alırlardı. Niye? Gazi Mustafa Kemal'e hakaretten. İşte bütün bunları bir düzene sokmak için karşımızdaki bu tabloyu çok iyi göreceğiz ve pazar günü inşallah sandıkları patlatacağız hep beraber.
SEÇİMDEN SONRA ÖNEMLİ OLAN ADIMIMIZ BİR AN ÖNCE AİLE KURUMUNU GÜÇLÜ BİR KONUMA OTURTMAKTIR: Bu CHP LGBT'ci... Bu HDP LGBT'ci... İYİ Parti LGBT'ci mi? Yedili masada olan diğer partiler de ses çıkarmadığına göre LGBT'ci mi... AK Parti'ye LGBT sızabilir mi? Cumhur İttifakı'na LGBT sızabilir mi? Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Seçimden sonra önemli olan adımımız bir an önce aile kurumunu güçlü bir konuma oturtmaktır. Bu adımı atacağız. Kim ak, kim beyaz parlamentoda ortaya çıkacak. Bizler bu adımla birlikte bir şeyi ispatlayacağız; bunların milli ve yerli olma konusu sadece eşyada değil, ailede de ortaya çıkacaktır. Ne denli bunlar milli, ne denli yerli, ne denli ecdanının yolundan gidiyor, gitmiyor ispatlayacağız. Küresel kültürün ve güçlerin dayatmasıyla veba gibi yayılan bu akımlarla ilgili şimdiden gereken tedbirlerini almamız gerekiyor. Pazar günü aynı zamanda bunun imtihanıdır.
NAZİ DÖNEMİNİ ARATMAYAN NEFRET SÖYLEMLERİNE ASLA BAŞVURMAYACAĞIZ: Sığınmacılar konusunda da CHP Genel Başkanının yaptığı gibi Nazi dönemini aratmayan nefret söylemlerine asla başvurmayacağız. Asırlardır mazlumların sığınağı olan bu ülkeye, bir daha Boraltan Köprüsü faciası gibi utanç sahneleri yaşattırmayacağız. Ne diyorlardı? Bizi Ermenilerin eline bırakmayın. Türklere söylüyor. İnönü olduğu dönemi... Bizi siz öldürün ama Ermenilere bırakmayın... Boraltan faciası budur ama bunu görmezden geliyorlar. Şimdi, sığınmacılara uyguladıkları bu... Suriye'nin kuzeyinde yaptığımız evlerle 600 bin sığınmacıyı o evlere taşıdık, taşıyoruz. Katarla yaptığımız bir iş birliği ile de 1 milyon sığınmacıyı o konutlarda iskan edeceğiz. Bunlar savaştan kaçtı, bizim de başımıza gelebilirdi. Bize sığınanlara bay bay Kemal'in yaptığını yapamayız, bu zihniyet bir terör zihniyetidir. Sığınmacıların gönüllü, güvenli, onurlu bir şekilde vatanlarına geri dönüşünü sağlayacağız."
Kaynak: Diyarbakır Söz