Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bayburt' ta halka seslenişte 'terör konularında artık bıçak kemiğe dayandı, teröre ve ülkemizdeki Rusya dayatmasına dayanacak gücümüz kalmadı' şeklinde açıklamalarda bulundu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burhaniye Belediyesi’nin önünde halka hitap etti. Erdoğan, “Terör yaktı, yıktı, mahvetti. Bir taraftan barış diyorsun. Demokrasi diyorsun, özgürlük diyorsun, öbür taraftan belediyenin araç gereçleriyle sokak ve kanalları açıyorsun. Oradaki girişimcilerin iş makinelerini, belediyelerin otobüslerini yakıp, iş adamlarını tehdit ediyorsun. Bu işadamları sonra orayı terk ediyor. Daha sonra Güneydoğu’da işsizlik var diyorsun. Tabii olur. Belediyenin iş makineleriyle bu kanalları açanlar bedellerini ödeyecek. Bu araçlar atık su, içme suyu açmak için var. Orada kalkıp da kanal aç. İçene bomba yerleştir ve insanların ölümüne, şehitlerimize vesile ol. Artık bıçak kemiğe dayandı” dedi.
Eğitim sistemiyle ilgili konuşan Erdoğan, “Geçenlerde Milli Eğitim Bakanım ile beraber oturduk ve konuştuk. Verilmiş bir sözümüz Fatih projesi vardı. Şuana kadar 800 yüzbini aşkın tablet ve bilgisayar dağıtıldı. Şuanda hedef 10 milyon bilgisayar ve tabletin yetiştirilmesi. Bu konuda biz, 9. sınıf değil. 7. sınıftan itibaren dağıtılmasından yanayız. 7. sınıfa kadar defter ve kalemden çocuğu uzak tutmayalım, güzel yazıyı çocuk iyi öğrensin. Ondan sonra modern dünya neyi gerektiriyorsa, biz onları aşmak durumundayız, aşalım. Çok kısa zaman içerisinde yeni adım atılacak. 3-4 yıl içerisinde bunları yetiştirmek istiyoruz” diye konuştu.
“BİZ ALLAH’IN HUZURUNDA RÜKUDA EĞİLİRİZ”
Alanı dolduran vatandaşların ‘Dik dur eğilme, bu millet seninle’ sloganına tebessümle karşılık veren Erdoğan, “Biz ne dedik, dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Ama biz, Allah’ın huzurunda rükuda eğiliriz. Başka hiçbir yerde eğilmek bize yanaşmaz. Bazıları bize farklı akıllar verebilir, onlar kendilerine saklasın” açıklamasını yaptı.
“SAĞLIKLI BİR DOĞUM 9 AY 10 GÜNDE YAPILIR”
Sağlık konusunda da açıklamalar yapan Erdoğan, şunları söyledi: “Hastanelerde neler yaşandığını bizim jenerasyon iyi bilir. Doktor yazar, ilacın birazı var, birazı yok. Şimdi siyaseti yapanların bir kısmı o zamanlarda yetkili makamlardaydı. Ah kardeşim bize neler çektirdiler. Bir röntgen çektirmek için 7-8 ay sonraya gün veriyordu. Şimdi hastanelerimizde her şey mevcut. Bunlar yoktu, bu günleri gördük. Bazı eksiklikler oluyor, onlarda giderilecek. Hiç endişeniz olmasın. Ama acele etmemek lazım. Sağlıklı bir doğum 9 ay 10 günde yapılır. Onun için sabırla o günleri bekleyelim.”
“İMAM KAÇAR MI?”
“Sadece eğitim, sağlık değil, adeta kümes gibi yerlerde mahkemeler vardı” açıklamasını yapan Erdoğan şunları söyledi: “Şimdi her tarafta sarayları kurduk. Ama yargıda sıkıntımız var. Bunu aşacağız. En önemli sıkıntıyı paralel yapıyla yaşadık. Bu ülkede paralel yapıyı kurmak suretiyle devletin Milli İstihbarat Teşkilatı’nı kontrol altına alarak, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın yaptıklarını dünyaya bir ajan ve casus gibi servis ettiler. Dünyanın her yerinde İstihbarat Teşkilatı’nın çalışma yeri bellidir. Bunlar Milli İstihbar Teşkilatı’nın TIR’larını durdurmak ve kontrol etmek suretiyle dünyaya duyurdular. Ondan sonra ‘bunlar terör örgütüne silah veriyorlar’ dediler. Bayırbucak Türkmenlerine giden insani yardımlarını deşifre ettiler. Ne yaparlarsa yapsınlar tutmadı. Çekirge 1 sıçradı, 2 sıçradı, 3 sıçradı, bitti. Bu mücadele devam edecek. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Bunlar mazlum, mağdurlarla uğraştılar. Neler yaptılar neler bitmedi. Daha yapacağımız çok iş var. Ama bakın, imamlar şimdi kaçıyor. İmam kaçar mı? Ama bunlarınki kaçıyor. Çünkü bunlar mihrapta imamlık yapmadılar başka yerde yaptılar. Herkesin haremine girdiler. Dinlediler, gözetlediler bunu yaptılar. Başbakan dönemimde benim ofisimi, evimi dinlediler. Böcek yerleştirdiler. Bunların ortaklaşa hareket ettiği tipler bunları güvence altına aldılar. Fakat kurtulamayacaklar. Onlar kaçak biz kovalayacağız. İnlerine gireceğiz demiştim, girdik. Devletimiz gereği neyse hukuk içerisinde bunu yerine getiriyor.”
“ARTIK BIÇAK KEMİĞE DAYANDI”
Terör olaylarıyla alakalı da konuşan Erdoğan, “Daha güçlü olacağız. Milletimin huzuru ve refahı için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Terör yaktı, yıktı, mahvetti. Bir taraftan barış diyorsun. Demokrasi diyorsun, özgürlük diyorsun, öbür taraftan belediyenin araç gereçleriyle sokak ve kanalları açıyorsun. Oradaki girişimcilerin iş makinelerini, belediyelerin otobüslerini yakıp, iş adamlarını tehdit ediyorsun. Bu iş adamları sonra orayı terk ediyor. Daha sonra Güneydoğu’da işsizlik var diyorsun. Tabi olur. Belediyenin iş makineleriyle bu kanalları açanlar bedellerini ödeyecek. Bu araçlar atık su, içme suyu açmak için var. Orada kalkıp da kanal aç. İçene bomba yerleştir ve insanların ölümüne, şehitlerimize vesile ol. Artık bıçak kemiğe dayandı. Şimdi de askerimiz, polisimiz, köy koruyucularımız gereğini yapıyor. Şehitlerimiz geliyor. Rabbim cennetiyle onları müsterih kılsın. Bu mücadele de asla taviz vermeden bunu sürdüreceğiz ve Türkiye’yi beklenen yere kavuşturacağız” şeklinde konuştu.
Recep Tayyip Erdoğan kimdir?
Türk siyasetçi,Türkiye'nin 12. ve günümüzdeki cumhurbaşkanı. 2007 anayasa değişikliği referandumu sonrasında anayasada yapılan değişiklikle birlikte 2014 yılında yapılan seçimle doğrudan halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanıdır. Bu görevinden önce 11 yıl başbakanlıkyapan Erdoğan, 1994 ve 1998 yılları arasında Refah Partisi'nden İstanbul büyükşehir belediyesi başkanlığı görevini yürüttü. Kurucuları arasında yer aldığı Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel başkanlığı görevini 12 yıl boyunca sürdürürken; 2002, 2007 ve2011 genel seçimlerinden en yüksek oyu alan parti olarak ayrılmıştı.
1976 yılında Millî Selamet Partisi Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığına ve aynı yıl İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığına seçilen Erdoğan, Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu'ndan 1981 yılında mezun oldu. Millî Selamet Partisi'nin 1981'de kapatılması sonrasında, 1983'te kurulan Refah Partisi ile siyasi hayatına devam etti. 1986 milletvekili ara seçimlerinde milletvekili, 1989 yerel seçimlerinde ise Beyoğlu belediye başkanı adayı olarak seçimlere girse de her iki seçimde de seçilemedi. Milletvekili adayı olduğu1991 genel seçimlerinde ise milletvekili olmasına rağmen tercihli oy sistemi sebebiyle Yüksek Seçim Kurulu milletvekilliğini iptal etti.1994 yerel seçimlerinde elde ettiği %25,19'luk oy oranı ile İstanbul büyükşehir belediye başkanı seçildi. 6 Aralık 1997'de Siirt'te düzenlenen bir açıkhava toplantısı sırasında topluluğa yaptığı konuşmada kullandığı ifadeler sebebiyle "halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle kendisine açılan dava sonucunda 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Belediye başkanlığı görevinden ayrılarak 26 Mart 1999'da girdiği cezaevinde dört ay on gün kaldıktan sonra 24 Temmuz 1999'da tahliye edildi.
Kaynak: Diyarbakır Söz