Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaşanan çatışmalardan zarar gören Dört Ayaklı Minare'nin önünde 28 Kasım 2015'te basın açıklaması yaptığı sırada öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi cinayeti 4 yılı geride bıraktı. Geçen bu 4 yıllık süre zarfında değil adaletin yerini bulması, cinayetin aydınlatılmasını bile sağlayacak etkili bir soruşturma yürütülemedi, failler belirlenemedi.
İşlenen cinayetten iki gün sonra olay yerine giden keşif ekibine "kimliği belirsiz kişilerce" ateş açıldı. Bu nedenle yapılamayan keşif olaydan ancak 4 ay sonra, yani 17 Mart 2016'da yapıldı. 4 ay sonra yapılan bu keşifte Elçi'yi ölüme götüren mermi çekirdeğinin çıktığı kovan bulun(a)madı.
TANIK OLARAK İFADELERİ ALINDI
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında olay yerinde olup, Elçi'nin bulunduğu yöne ateş eden polislerin “şüpheli” olarak değil, “tanık" olarak ifade verdikleri ise bir süre sonra ortaya çıktı. Tıpkı olay anında kamera çekimi yapıp, ifadesi alınan polis memurunun çektiği görüntülerden Elçi'nin öldürüldüğü anlara dair 13 saniyelik görüntüsünün olmadığının anlaşılması gibi.
İfadesi alınan polis, kayıp bu 13 saniyelik görüntü için "Silah sesini duyunca irkildim. Bir müddet sonra kayıttan çıktığımı gördüm" gerekçesini sudu. Ancak kayıta girme ve çıkma sırasında kameranın sarsılması nedeniyle görüntüye yansıması kaçılmaz olan titremenin olmaması, görüntülerin 13 saniyelik kısmının kesilmiş olabileceği kuşkusunu doğurdu.
GÖRÜNTÜNÜN KESİLMESİ
Benzer şeklinde olay yerini gören Yenikapı Sokak'taki PTT Şubesi’ne ait 5 no'lu güvenlik kamerası kayıtlarında 17 dakikalık görüntü kesintisi olması ve cinayet anını görüntüleyebilecek Mardin Kebap Evi'ne ait kamaraların görüntü kaydını içermediğinin Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından belirlenmesi ile birlikte avukatların bu konuların araştırılması yönündeki taleplerinin reddedilmesi bu kuşkuyu büyüten gelişmeler oldu.
LONDRA ÜNİVERSİTESİ RAPORU
Elçi cinayeti dosyasının kolluk güçlerinin Kürt illerinde karıştığı 17 bin 500 faili meçhul dosya ile aynı akıbeti paylaşmasından kaygı duyan Diyarbakır Barosu, olay yerindeki gazetecilerin çektiği görüntüleri Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture'e göndererek bilirkişi raporu istedi. Hazırlanan raporda, Elçi'nin öldürüldüğü esnada ateş açan polislerin atış yönü, atış sayısı ve Elçi'nin yere düştüğü an üzerinden yapılan incelemeler sonucunda olası 3 polis tespit edilip, bu polislerden birinin ise Elçi'yi öldüren kesin fail olduğu belirtildi..
BARO: İŞLEM YAPILMADI
Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture'e hazırladığı raporu, Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına sunan Diyarbakır Barosu, 8 Şubat 2019'da açıkladığı rapora ilişkin savcılığın herhangi bir işlem yapmadığını, raporun işaret ettiği şüpheli polislerin kimliklerinin belirlenmediği ve ifadelerine başvurmadığını açıkladı.
ATK RAPOR TALEBİNİ REDDETTİ
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, rapor doğrultusunda işlem yapmazken, Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture raporu sonrası ATK'den yeni bir rapor hazırlanmasını istedi. Yeni rapor için dosyanın tamamını ATK'ye gönderen savcılığın talebini ATK ilk rapor dışında başka bir rapor hazırlamayacağı gerekçesiyle reddetti.
BAKANLIĞIN RAPORU
Elçi cinayetinin ardından İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişleri’nce tevdi (ön inceleme) raporu hazırlandığı ortaya çıktı. 26 Haziran 2016 yılında tamamlanan bu rapor, üst yazıyla 21 Ağustos 2017 yılında Bakanlığa gönderildi.
Raporda, "Doğan Haber Ajansı'na ait olay yeri görüntülerinde 15 ve devamı saniyelerinde kornet marka aracın ön ve yan tarafında bulunan 3 polis memurundan ortada bulunan polis memurunun yapmış olduğu konuşmanın çözümü ve bu konuşmasından sonra kendisinin arkadaşları tarafından kaçan teröristlere doğru değil, geriye doğru yönlendirilmesinin dikkat çekici bulunduğu, bu nedenle ses çözümünün yapılması ve polis memurunun arkadaşları tarafından uzaklaştırıldıktan sonra sergilemiş olduğu ileri geri hareketlerinin davranış psikolojisi uzmanlarınca değerlendirilmesi için tevdi raporunun Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesi gerekiyor" tespitleri yer aldı.
BAŞSAVCILIĞA GÖNDERİLDİ
Müfettişlerce hazırlanan bu raporu 2017 yılında Başsavcılığa gönderen Bakanlık, 3 polis arasında geçen konuşmanın çözümü ve ortada bulunan polisin ileri geri hareketlerinin davranış psikolojisi uzmanı kişilerce değerlendirmesini istedi.
ADLİYE ÖNÜNDEKİ EYLEM 203 HAFTADIR SÜRÜYOR
Bu konuda adım atılıp atılmadığı konusunda bilgi edinilemezken, işlenen cinayetten 13 gün sonra Diyarbakır Barosu tarafından faillerin bulunması talebiyle her hafta cuma günü Diyarbakır Adliyesi önünde yapılan eylem, geçen 4 yılda 203'üncü haftasını geride bırakmış durumda. Geçen bu sürede 3 başsavcı ve 5 savcının değiştiği cinayete dair soruşturma dosyasında bir arpa boyu yol alınmış değil.
‘40 DELİL TOPLANMADI’
Diyarbakır Barosu'nun kurduğu Tahir Elçi Cinayeti Soruşturma Komisyonu avukatlarından Gamze Yalçın, geçen 4 yılda karşılaştıkları pratikleri ve cinayeti aydınlatmaya dair atılmayan adımları değerlendirdi.
Özellikle Elçi'nin öldürülmesinden sonra 30 Kasım 2015'te yapılan olay yeri incelemesinin ‘güvenlik’ gerekçesiyle tamamlanmaması üzerinde duran Av. Yalçın, operasyon bölgesinin devletin hakimiyet alından olması dolayısıyla bu gerekçeyi kabul etmediklerini belirtti.
Yarım kalan olay yeri incelmesinde 1'den 83'e kadar sıralanan delilerden sadece Tahir Elçi'nin vurulduğu alana çok uzak bir mesafede olan 43 delil toplandığını anımsatan Yalçın, geriye kalan 40 delilin toplanması için tüm çabalarının sonuçsuz kaldığını söyledi.
4 NOLU KAMERA GÖRÜNTÜSÜ İZLENMEDİ
Yine olay yerini gören Mardin Kebap Evi’ne ait kamera görüntüsünün kendi talepleriyle soruşturma dosyasına alındığını belirten Yalçın, "Şu an bile Mardin Kebap Evi’nin 4 nolu kamerasının görüntülerini izleyebilmiş değiliz. Bu bizde 'Acaba deliller karartılıyor mu? Adli makamlar tarafından faillere ulaşma yönünde engeller mi konuluyor?' şeklinde şüpheler yaratıyor. Bu Tahir Elçi'nin faillerinin ortaya çıkarılmasındaki isteksizliğin göstergesidir" diye konuştu.
150 TALEP KARŞILIKSIZ KALDI
Soruşturma dosyasına dair bazı talepleri kabul edilse de şu ana kadar 150 taleplerine cevap verilmediğini paylaşan Av. Yalçın, "Londra Üniversitesi'ne hazırlatılan rapor, savcılık tarafından ATK'ye teyit ettirilmek istendi. ATK, üniversitenin aksini ortaya koyamadı. Üniversitenin verileri bilimsel değil, bu verilerle bu kişiler şüpheli olamaz şeklinde bir tespit yapılmadı. ATK sadece ilk raporunu tekrarladı. Biz bunu da Ceza Usul Kanunu açısından raporun onaylanması olarak kabul ettiğimiz için ikinci kez üç şüpheli polis memurunun ifadeye çağrılarak tutuklanması yönünde talebimizi sunduk. Ona ilişkinde henüz bir işlem yapılmadı" ifadelerini kullandı.
‘FİİLİ GİZLİLİK KARARI 4 YILDIR SÜRÜYOR’
"Dosyada bugüne kadar resmi bir gizlilik kararı uygulanmamışsa da şu an itibariyle savcılık makamı ve başsavcılık tarafından dosyaya uygulanan fiili bir gizlilik var" diyen Yalçın, tüm evrakların kendileri ile paylaşılmamasının dosyada avukatların görmeleri istenmeyen evraklar olduğu şüphesi yarattığını dile getirdi.
'SORUŞTURMA TARAFSIZ YÜRÜTÜLMÜYOR'
Av. Yalçın, Tahir Elçi soruşturma dosyasında adli birimlerin ve siyasi iradenin faillerin ortaya çıkarılması konusunda isteksiz olduğunu da ifade etti. Yalçın, nedenini şöyle açıkladı: "Tahir Elçi öldürüldükten hemen sonra dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanlarının cinayetin çözümü konusunda yapılan açıklamalarında samimi olmadıkları ortaya çıktı. Bu açıklamalar samimi olsaydı, tüm deliler üzerinden etkili bir soruşturma yürütülür, fail veya faillerin ortaya çıkarılması sağlamış olurdu. Bu dosya sadece soruşturma savcısının inisiyatifiyle yürüyen bir soruşturma değil. Bu aslında dosyanın tarafsız yürütülmediğini bize gösteriyor."
'DOSYA BİR BÜTÜN OLARAK İNCELETİLMİYOR'
Elçi cinayetinin politik cinayetlerden biri olduğunun altını çizen Yalçın, "Etkili bir soruşturma yürütülmüş olsaydı bugün farklı düşünüyor olabilirdik. Şu ana kadar Tahir Elçi soruşturma dosyasını avukatlarına bir bütün olarak inceletmiş değiller" dedi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI 'ŞÜPHESİ'
İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı rapora da değinen Av. Yalçın, Londra Üniversitesi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda tespit edilen şüpheli üç polisten biri olan polis yönünden, müfettişlerin de tespitte bulunduğuna dikkat çekti. Tahir Elçi'nin vurulmasından hemen sonra İçişleri Bakanlığı tarafından Mülkiye Başmüfettişleri görevlendirildiğini ve İdari Rapor hazırlandığını belirten Yalçın, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na 3 yıl boyunca defalarca talepte bulunmalarına rağmen hazırlanan Tevdi veya Araştırma Raporu'nun kendilerine verilmediğini kaydetti.
BAKANLIĞIN GÖNDERDİM DEDİĞİ RAPORA SAVCILIK İNKARI
Yalçın, bunun üzerine 2017 ve 2018 yıllarında İçişleri Bakanlığı ile yazışmalara başladıklarını ve dönem itibariyle Mülkiye Başmüfettişlerini görevlendirdiklerini, müfettişlerin raporu sonuçlanmışsa eğer bu raporun bir örneğinin kendilerine gönderilmesini istediklerini belirtti. Bakanlıktan bu taleplerine raporun Başsavcılığa gönderildiği şeklinde yanıt verildiğini aktaran Yalçın, bunun üzerine Baro olarak raporun bir örneğinin kendilerine verilmesi talebinde bulundukları Başsavcılık’tan, “rapor yok” yanıtı aldıklarını ifade etti.
Bu yanıt üzerine ikinci kez İçişleri Bakanlığı’na yazı yazdıklarını söyleyen Av. Yalçın, Bakanlığın bu kez Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına evrakları hangi barkot numarası, hangi posta yoluyla gönderdiğine ilişkin tüm bilgileri kendileriyle paylaştığını söyledi. Yalçın, ancak savcılığın buna rağmen dosyada böyle bir rapor olmadığı konusunda ısrar ettiğini kaydetti.
TEVDİ RAPORU BAKANLIĞA AÇILAN DAVADA
Kendi çabaları sonucu raporun bir kısmına Temmuz 2019'da ulaştıklarını dile getiren Yalçın, "Tahir Elçi öldürüldükten sonra Diyarbakır 3'üncü İdare Mahkemesi’nde İçişleri Bakanlığı’na açılmış davaya müfettişlerin Tevdi Raporu gönderildi. Tevdi Raporunu İdare Mahkemesi dosyasından edinmiş olduk. Bu tevdi raporunda aslında Londra Üniversitesinin tespitinde de geçen ve üç polisten biri olan bir polis yönünden tespit yapıldı" bilgilerini paylaştı.
BAKANLIKTAN ŞÜPHELİ DURUM DEĞERLENDİRMESİ
Raporda, Dört Ayaklı Minare’nin hemen gerisinde bulunan araç önünde 3 polisten ortada bulunan polis memurunun silah atışlarının kesilmesinin hemen akabinde diğer polis memurları tarafından sokağın gerisine gönderilmesine dikkat çekildiğini belirten Yalçın, "Bu husus İçişleri Bakanlığı tarafından 'şüpheli bir durum' olarak değerlendirilmiş ve savcılık makamından, aracın ön tarafında bulunan 3 polis memurunun ortasında bulunan polis memurunun sokağın gerisine gönderilmiş olması bakanlık tarafından şüpheli görülmüş olup, bu konuda polis memurlarının kendi aralarında yapmış oldukları konuşmaların ses çözümünün yapılması talebinde bulunmuş" diye konuştu.
BAKANLIĞIN TALEPLERİ YERİNE GETİRİLDİ Mİ?
Polislerin o esnada ne konuştukları, polisin Elçi'yi vurma şüphesiyle mi sokağın gerisine gönderildiği yönünde tespitin yapılması için Tevdi Raporu'nun Başsavcılığa gönderildiğini kaydeden Yalçın, 2017 yılında savcılığa gönderilen raporda belirtilen hususlara ilişkin savcılık tarafından herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa sonucunun ne olduğu, ses çözümüne ilişkin analizin yapılıp yapılmadığı konusunda bilgi istediklerini, ancak henüz bir bilgi verilmediğini ifade etti.
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Tevdi Raporu’ndan bakanlık tarafından Araştırma Raporu’nun da hazırlanmış olduğunu öğrendiklerini belirten Yalçın, ancak 3 defa talepte bulunmalarına rağmen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosyada herhangi bir rapor olmadığını ileri sürdüğünü ifade etti.
İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı Araştırma Raporu'nun Tahir Elçi Cinayeti Soruşturma Komisyonu’na bir an önce verilmesi için kamuoyuna duyarlılık yaratma çağrısında bulunan Av. Yalçın, "Bu raporun ısrarla tarafımıza verilmemesi aslında orada bulunan bir veya birkaç faile işaret ediliyor olabileceğine dair kanaatimizi güçlendiriyor. Çünkü defalarca kez bu yazışmaları yapmamıza rağmen ve İçişleri Bakanlığı defalarca bu rapor Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasına gönderildi demesine rağmen Başsavcılık tarafından bu raporun tarafımıza verilmemesi şüphelerimizi güçlendiriyor" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz