Konuşmasında, AK Parti'yi eleştiren Demirtaş, "Devleti yönetenler şunun farkında değiller; Allah'ın verdiği nimetleri ne kadar çok paylaşırsanız o kadar güzel olacaktır. 'Her şey benim olacak' derseniz, o ülkede huzur bırakmazsınız. Elinizdekileri ne kadar paylaşıyorsunuz, mesele budur. Benden olmayanın canı cehenneme... Bana oy vermeyenin canı cehenneme diyorlar" dedi.
"BUNLARIN TAMAMI GÜÇ ZEHİRLENMESİDİR"
Demirtaş, "Ülkedeki herkes, işte benim devletim, işte benim anayasam, benim medyam, üniversitem demeli... Ama bugün her yer AKP'nin elinde. Adaletsizlik burada başlıyor. Medya özgür değil. Bir gazeteci AKP'yi eleştirdi diye işten atılabiliyor. Rektör olabilmek için AKP'li olmalısınız. Bunların tamamı güç zehirlenmesidir" diye konuştu.
"NASIL BİR HALE GELDİKLERİNİ KENDİLERİ GÖREMİYORLAR"
Demirtaş, "Bize oy versin vermesin her vicdanlı insana şunu sormak istiyorum" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün mahkemeye düştüğünüzde, işiniz adliyeye düştüğünüzde, içiniz rahat mıdır kardeşim? Adalet bulacağınıza dair içiniz rahat mıdır? Değil işte, değil... Bir ülkenin adalet sistemi çökmüşse, devlet çökmüştür. Şu anda yargının hukukun yargıçları yok. AKP'nin yargıçları veya baskısı altında çalışan yargıçlar var. Onlara uygun karar çıkmazsa yargıçları tutuklayabiliyorlar. Adana'daki IŞİD'e giden, barbarlık ordusuna gönderilen silahlar ortaya çıktı diye savcılar tutuklanıyor bu ülkede. Savcı tutuklanıyorsa, senin benim güvencem yok demektir. İşte sandık bunun için vardır. Kibirinden küçük dağları biz yarattık diye ortada gezinenlere karşı gücünüzü gösterme fırsatı vardır. Tek bir mühürle, HDP'nin altına evet mührünü basarak, 'Hayır, halk güçlüdür' deme imkanınız var. Bunların o kadar gözü dönmüş ki, AKP'yi eleştirmek artık vatan hainliği oldu. AKP'ye karşı seçim kampanyası yürütmek uluslararası kirli proje olarak adlandırılıyor. Kendilerini göremiyorlar artık. Nasıl bir hale geldiklerini kendileri göremiyorlar."
"EĞER ŞU KADAR ALLAH KORKUNUZ VARSA..."
Demirtaş, "Eğer ki kendine İslami bir hareket diyorsa AKP, insanlar da buna güvenip 'Müslümanın vicdanı zulüm yapmaz' diyerek oy vermişse, maalesef yanılmışlar. AKP sizi yanılttı. AKP İslam'ı da, Müslümanlığın adaletini de, ismini de kirleterek, bütün bu pisliklere bulaştı. Şimdi onun hesabını sormak sizin hakkınız. İslamiyet dinimiz hırsıza toleranslı davranın demez. Fakir fukaranın, kul hakkı yenilerek çalınan paraların üstünü örtün demez. Eline alıp meydanlarda reklam için, kendine oy toplamak için kullandığın kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim 'Hırsızlığı hoşgörün' demez. Eğer şu kadar Allah korkunuz varsa, bu halka karşı bu kibirli dilden vazgeçmeniz, halka karşı adaletsizlik yapmak yerine hukukun gereğini yapmanız lazımdı, yapmadınız" dedi.
"BÜTÜN YETKİYİ KENDİLERİ İÇİN KULLANDILAR"
Demirtaş, sözlerine, "Mahkemelerinizi, yargıyı adaletsizlik için kullandınız. Bütün bunları yaparken, sana oy vermiş insanlar izlediler. Ben şuna çok tanıklık ettim; tertemiz yüreğiyle, imanıyla inanarak AKP'ye oy vermiş birçok insan o kadar mahcup olup utandı ki, bunlar Müslüman halkın desteğini alarak ne kadar zulümler yaptılar diyerek utandı insanlar, oy verdiğine binlerce pişman oldular. Çünkü bütün yetkiyi kendileri için kullandılar" diye devam etti.
"BİZ BU ÜLKENİN KÖTÜLÜĞÜ İÇİN ÇALIŞMIYORUZ"
Selahattin Demirtaş, seçmenlerine, "Etrafındaki insanlara bir bakın, AKP'ye oy vermiş fakir fukarayı kastetmiyorum" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Saray'ın etrafındakilere bir bakın, Başbakan'ın etrafındakilere bir bakın. Bir tane yoksul yoktur. Tamamı odalar dolusu para kazandılar, trilyoner oldular. Ben soruyorum; buradaki esnaf kardeşim günde 12-15 saat çalışıyor musun? Alınterinle üretiyor musun? 100 sene daha çalışsan trilyoner olabilir misin? Olamazsın kardeşim. Sizler taşeron işçi olarak asgari ücretle çalışanlar, bin sene daha çalışsanız trilyoner olabilir misiniz? 3 yılda 100 trilyon para kazananlar var. Çalmadan, haram yemeden, alınteriyle bu para nasıl kazanılıyor? Bunun İslam adaletinde yeri yoktur. Çok para haramsız, çok laf yalansız olmuyor. Bunlar da buna bulaştılar işte. Şimdi bütün bu adaletsizlikleri düzeltmemiz lazım. Biz bu ülkenin kötülüğü için çalışmıyoruz. AKP'nin yaptığı kötülüklerin hesabını sormak için çalışıyoruz. Ülkenin her bir köşesi hepimizin ortak vatanı. Kürdün de, Türk'ün de anavatanıdır burası. Azeri'nin de, Boşnak'ın da, Çerkez'in de, Alevi'nin, Sünni'nin de, Süryani'nin, Ezidi'nin de anavatanıdır. Her birimiz, bütün bu kimliklerimizle, insan onuruyla eşit bir şekilde yaşamayı hak ediyoruz."
"FRENİ BOŞALMIŞ KAMYON GİBİ YOKUŞ AŞAĞI GİDİYORLAR"
Önce bu adaletsizliği düzeltmek gerektiğini ifade eden Demirtaş, "Ülke sadece AKP yöneticilerinin vatanı değil, hepimizin ortak vatanıysa, bu vatanın iyiliği için çalışmak hepimizin boynunun borcudur. Bugün AKP'nin bu güç zehirlenmesini, AKP'nin bu çılgınlığını durdurmak, ülkeyi sevmektir. Bunlar ülkeye zarar veriyorlar artık. Freni boşalmış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyorlar. Biz ülkemizi, sizleri, bütün halklarımızı sevdiğimiz için AKP'yi durduracağız" şeklinde konuştu.
"BİZİM HANGİ HAİNLİĞİMİZİ GÖRDÜNÜZ?"
"Bunu söylemek bile, AKP'yi eleştirmek bile vatan hainliği işte" diyen Demirtaş, "Gece gündüz Cumhurbaşkanı, Başbakan bizi vatan hainliğiyle suçluyor. Bizim hangi hainliğimizi gördünüz? Biz kul hakkı mı yedik? Hırsızlık mı yaptık? İnsanların köyünü mü yaktık? İnsanların dinimi mi yasakladık? İnancını, mezhebini mi meydanlarda yuhalattık? Biz vatanımızda eşit yaşayalım istedik. İnsanız, hepimiz insan gibi yaşayalım istedik. Bunu savunmayı vatan hainliği olarak meydanlarda maalesef ki yuhalatarak anlatmaya devam ediyorlar" ifadesini kullandı.
"BU ÜLKEDE DİKTATÖRLÜĞE İZİN VERMEYECEĞİZ"
Demirtaş, şunları söyledi:
"Hep diyorum ya; AKP'li, MHP'li, Saadet Parti'li ya da başka partili, kim olursa olsun, bizim sizin düşmanınız değil, kardeşlerinizdir ve 8 Haziran'da biz onlarla yine komşu olmaya, yine kardeş olmaya devam edeceğiz. Asla kimseye düşmanlık yapmayın. Asla başka partiye oy verdi diye kimseyi düşman olarak görmeyin. Velev ki onlar öyle de yapsa, velev ki siz HDP'ye oy veriyorsunuz, velev ki siz HDP'ye gönül veriyorsunuz, dua ediyorsunuz diye sizi vatan haini ilan etseler de, seçim bürolarınızı yaksalar, yıksalar, bombalasalar bile, unutmayın bu suçlar AKP'ye oy verenin suçu değil. Hepsi bizim kardeşimizdir. Bu ülkede beraber yaşamak zorundayız, aynı geminin içindeyiz. Cumhurbaşkanı, Başbakan gemiyi batırmaya çalışsa da, biz elele verip bu faciaya, felakete izin vermeyeceğiz. Ne yaparsanız yapın, kime oy verirseniz verin, ama barış, kardeşlik duygularından vazgeçmeyin. Barışı kazanmak seçimi kazanmaktan daha kıymetlidir. Kardeşlik duygularını büyütmek seçimi kazanmaktan daha kıymetlidir. Bu duygularla çalışın ki, ülkemizi felakete sürükleyenler bunu başaramasınlar. AKP çılgınlığını durdurmanın tek yolu işte bu duyguları büyütmektir. Biz bunun için yollardayız. Yalanlarıyla, iftiralarıyla, gece gündüz bize karşı yürüttükleri ahlaksız propagandayla başarılı olamayacaklar. Allah'ın huzurunda bin defa söyledim, bir defa daha söyleyeceğim; bu can bu tende olduğu müddetçe, asla ve asla bizler bu ülkede diktatörlüğe izin vermeyeceğiz, senin bu ülkeyi teslim almana izin vermeyeceğiz."
"SANDIĞA DA SAHİP ÇIKARAK BARAJI DA AŞACAĞIZ"
Konuşmasında yüzde 10'luk seçim barajına da değinen Selahattin Demirtaş, "İnşallah barajı da öyle bir aşacağız ki, sizlerin desteğiyle, sabrıyla, sizlerin oylarıyla, dualarıyla sandığa da sahip çıkarak barajı da aşacağız. Türkiye rahat bir nefes alacak. İnanın 7 Haziran akşamı, HDP ile birlikte Türkiye'de oy veren, vermeyen herkesin içi, herkesin yüreği ferahlayacak" dedi.
"YÜCE YARADAN KADINLARI ERKEKLERE KÖLE OLSUN DİYE YARATMADI"
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, kadınların, anaların yaşamın kaynağı, toplumun da yarısı olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizi hep yok saydılar. Sizi hep ikinci sınıf insan, yurttaş olarak gördüler. Kadın ve erkek eşittir demeyi günah olarak kabul ettiler. Hayır, kusura bakmasınlar, Yüce Yaradan, kadınları erkeklere köle olsun diye yaratmadı, erkeklerin ayağını yıkasın diye yaratmadı. Kimse kimseyi kandırmasın. Sizler bu toplumda eşit, onurlu birer yurttaş olacaksınız. Sizin mücadeleniz, kadınların mücadelesi bunu başarıyor. Bakın HDP'nin yarı yarıya adaylarıyla 550 adayın yarısı kadın ve parlamentoya yürüyorlar. Ve başörtülü kadın da var, Alevi kadın da var. Tamamı emekçi, ev kadını, işçi, taşeron, asgari ücretle çalışan, evinde emek üreten, açlık yoksulluk nedir bilen, kadın özgürlük mücadelesinden gelen, akademisyen kimliğiyle, öğrenci ve genç kimliğiyle pırıl pırıl kadınlar bu ülkeyi yönetmeye talipler. Kadınlar artık parlamentoda olsun istiyorsanız, kadınlar bu ülkeyi yönetip söz sahibi olsun istiyorsanız, bir torba makarnaya kadınlar muhtaç edilmesin istiyorsanız, HDP'nin kadınları Meclis'e gelsin artık."
"BU DOLANDIRICILIĞA SON VERMEMİZ LAZIM"
Demirtaş, konuşmasında gençlere de seslenerek, "Sizler işsizseniz ya da çalıştığınız işte asgari ücrete, taşeron köleliğine sizleri mahkum ediyorlarsa, bu sizin kaderiniz değil" dedi ve şöyle devam etti:
"Genç arkadaşlarım şunu benden daha iyi biliyorlar; yaşadığımız ülke yoksul bir ülke değil. Kutuplarda yaşamıyoruz, çölün ortasında yaşamıyoruz. Dünyanın en zengin coğrafyalarında, en zengin ülkelerinden biridir Türkiye. Ama en çok işsizin ve yoksulun olduğu ülkedir. Bu bir kader değildir, bu bir üçkağıtçılıktır. Bu dolandırıcılığa son vermemiz lazım. Ülkenin gelirlerinin yarısı, yüzde 50'si, yüzde 1'lik nüfus tarafından cebine indiriliyor. Yani ülke nüfusunun yüzde 1'i bizim kaynaklarımızın yarısını tek başına yiyor. Bu adaletsizlik işte... Önce gelir dağılımında adalet sağlamamız lazım. Asgari ücret en az 1800 lira, emekliler için 1800 lira derken biz neye güveniyoruz, ülkemizin zenginliğine güveniyorsunuz. Siz çalışıyorsunuz; siz üretmeseniz Hazine bomboş olur. Siz ürettiğiniz için bu ülkede para var. Sizin ürettiğinizi size geri dağıtacağız, bu kadar. Kaynak nerede diyorlar. Kaynak sizsiniz, sizin emeğinizdir. Hazine'yi siz dolduruyorsunuz."
"KASANIN ANAHTARI HIRSIZDA OLURSA, SİZ AÇ KALIRSINIZ"
"İnşaatta çalışan, atölyede çalışan, bağda bahçede, tarlada çalışan sizsiniz, fabrikaları siz ayakta tutuyorsunuz" diyen Demirtaş,
"Siz olmazsanız Hazine de olmaz. Mesele çalışmanızın yanlışlığında değil, mesele Hazine'nin, kasanın anahtarını tutanda. Kasanın anahtarı hırsızda olursa, siz aç kalırsınız. Kasanın anahtarı yanlış kişilerde. Öncelikle bunu düzletmemiz lazım. Bu da ancak emekçiden yana bir iktidarla olur. Emekten yana bir parti ile olur" şeklinde konuştu.
OTOMOTİV İŞÇİLERİNİN EYLEMİ
Selahattin Demirtaş, eylem yapan otomotiv işçilerine di işaret ederek, "Bursa başta olmak üzere metal işçileri grevde, hakkını istiyorlar, emeğinin, alınterinin karşılığını istiyorlar. Renault ve TOFAŞ işçileri başta olmak üzere, bütün metal sektöründe çalışan emekçilere buradan bin selam olsun. Onların yanındayız. Haklı bir mücadele yürütüyorlar. Alınterinin karşılığını istiyorlar. Sizler de çalıştığınız yerlerde onları yalnız bırakmayın. Onların sesine ses katın ki, işçinin gücü anlaşılsın, emekçinin gücü anlaşılsın. Sadece hırsızlar güçlü değil bu ülkede. Sadece para sayma makinası olanlar güçlü değil. Alınteri ile üreten işçiler daha güçlüdür demek için yan yana durun, omuz omuza durun" dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz