Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Cezaevi yerleşkesindeki salonda görülen duruşmaya, Selahattin Demirtaş, avukatları, bazı HDP milletvekilleri ile CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. Demirtaş'ın eşi Başak ve kızları Delal ile Dılda Demirtaş da duruşmayı izleyenler arasında yer aldı. Hakkında kabul edilen 31 fezlekenin birleştirildiği iddianameye ilişkin savunmaya geçmeden önce yargılama usulüne ilişkin açıklama yapmak istediğini belirten Demirtaş, önceki duruşmada alınan ara karar gereği dava dosyasına gelen evraka ulaşamadığını söyledi.
'FEZLEKELER TAMAMEN KUMPASTIR'
Demirtaş, sırasıyla hakkında düzenlenen fezlekeler yönünden savunma yapacağını belirterek 1 ve 2 numaralı fezleke yönünde savunma yaptı. Fezlekelerdeki dinleme kayıtlarının 2007'den itibaren yapıldığını ve tamamının kumpas olduğunu belirten Demitaş, "Olmayan şeyler var gibi gösterilmiştir. Ergenekon, Balyoz ve Şike davaları sahte deliller üretildiği için düşürüldü, ancak benim, sahte delil düzenlenerek tutuklanmama göz yumuldu. Bugün, benimle ilgili dinleme kararı veren hakimlerden yüzde 85'i cezaevinde. Kararların altında hep bu hakimlerin imzası var. Bu hakimlerin verdiği kararlar hukuka uygun mu değil mi, hatta bu kişiler hakim mi değil mi? Bunları tartışmamız gerekiyor. Mahkemenin FETÖ'cü hakim ve savcıların ürettiği bu delilleri kabul etmemesi gerekir" diye konuştu.
15 TEMMUZ'DA ORTAYA ÇIKMADI
Demirtaş, savunmasında, kendilerine yönelik kumpasın neden kurulduğunu da şu sözlerle anlattı:
"Bu ülkede Kürt sorunu, savaş dışı yöntemlere çözülme sürecine girdiği her dönemde müdahaleler oldu. Neden? Çünkü Türkiye Kürt sorunu çözerse, Türkiye'de bir iç barış ortamı oluşacak. Bu iç barış süreci sadece Türkiye'nin değil Ortadoğu'nun dengelerini değiştirecek. Sıradan bir hakim-savcı bunun farkında olmayabilir. Ancak onu yönlendiren aygıt kesinlikle bu mantıkla hareket etmiştir. Biliyoruz ki, çözüm sürecinde cemaat istihbarat topluyordu. Amaçları hem hükümeti zor durumda bırakmak hem de demokratik siyasetin önüne geçmekti. Bunların dış bağlantıları 15 Temmuzda ortaya çıkmadı, o dönemde de dış bağlantıları vardı. Amaçları orduyla, hükümeti, yargıyı, bizi karşı karşıya getirmekti. O dönemde hükümet de biz de siyasette dik durduk Allah var. Ancak amaçları sadece bizi zor durumda bırakmak değildi. Daha büyüktü. O yüzden bize bu kumpasları kurdular. Bu fezlekeleri hazırladılar."
'ASLA BİR TALİMAT GELMEMİŞTİR'
Dosyada bulunan dinleme kayıtlarının da kendilerine yönelik tezgahı ortaya koyduğunu belirten Demirtaş, "Öyle bir tezgah kurulmuş ki, sanki ben PKK yöneticileriyle sürekli görüşmüşüm.
Kayıtların tamamı resmi partili yetkililerimiz, seçilmiş kişilerle olan konuşmalar. Bugüne kadar bana PKK yöneticilerinden asla bir talimat gelmemiştir. Gelse kabul etmezdim. O kadar, iktidarın yarattığı gibi siyasi olarak karar alamayacak kişi değiliz, kimse kusura bakmasın. Biz çocuk muyuz birileri bize talimat gönderecek, biz de denileni yapacağız" diye konuştu.
'ADAM GİBİ TALİMAT VERSİN'
İddianamede yer alan gizli tanık ifadesinde, 'Mecliste Kürtçe konuşmaları yönünde talimat verildi' suçlamasını da kabul etmeyen Demirtaş, "Örgüt bize talimat verecekse adam gibi talimat versin. Biz nerde nasıl konuşacağımızı bilmeyecek kişiler miyiz? Böyle bir şey olmamıştır" diye tepki gösterdi. İddianamede yer verilen ortam konuşmalarını ve dinleme kayıtlarını kabul etmediğini belirten Demirtaş, "Bunların tamamı siyasi faaliyetler sırasında kaydedilmiş. Ne başı belli ne sonu. Biri 2011 yılı biri 2013. Kayıtlar gelsin bir dinleyelim. Gerekirse bir şeyler söylerim. Bunlar zaten usulsüz dinlemelerdir. Yasa dışı hiçbir faaliyetim olmamıştır" dedi.
'ÖCALAN'IN GÖRÜŞLERİNİ BENİM DİYE'
Dinleme kayıtlarının bazılarının çözüm süreci sırasında yaptıkları toplantılarla ilgili olduğunu belirten Demirtaş, "Biz o dönemde birçok toplantı yaptık. Bazı toplantılarda PKK'ya sempatisi olan gençlere 'Neden silahların bırakılması gerekir' bunu anlatıyorduk. Bu arada çözüm süreci kapsamında İmralı'ya gidip geliyorduk. Toplantılarda bazen Öcalan'ın söylediklerini aktarıyor, bazen de kendi değerlendirmelerimizi yapıyorduk. Bunları dinleyerek, Öcalan'ın görüşlerini benim diye vermişler. Ben sanki bu toplantılarda PKK'yı övmüşüm. Böyle algı yaratmaya çalışmışlar" dedi.
'FETÖ'CÜLERE GÜVENİYORSUNUZ'
O dönemde devletin istihbarat birimleriyle iş birliği yapıldığını anlatan Demirtaş, "Biz istihbaratın başındaki kişiyle birlikte bir çalışma yürüttük. Bir başka istihbarat örgütü de FETÖ aracılığıyla başka bir çalışma yapmış. Toplantılarda yaptığım konuşma dökümlerini bu haliyle kabul etmiyorum, detaylı çözümünün yapılmasını istiyorum. Sayın başkan bunları yapanlar FETÖ'cü. Sanığa güvenmiyorsunuz bunlara güveniyorsunuz" diye konuştu.
'KORSAN GÖSTERİCİ DEĞİLİZ BİZ'
İddianamede bazı terör örgütü mensuplarının cenazelerine katıldığı yönündeki suçlamalar sorulan Demirtaş, "İnsanların acılarını paylaşmak insani bir durumdur. Evet çok sayıda cenazeye katıldım. Öldürülen örgüt mensuplarının da askerlerin de. Ama cenaze töreninde bir suç işlemiş miyim savcı bunu belirtmemiş. Korsan gösterici değiliz biz, siyaset yapıyoruz" dedi.
'AKİL İNSANLAR PROJESİ ÖCALAN'IN'
İddianamede, 'Demokratik Toplum Kongresi Öcalan'ın talimatıyla kuruldu' yönündeki suçlamalara cevap veren Demirtaş, "Oslo sürecinin içinde değilim ama 'DTK Öcalan'ın talimatıyla kuruldu' demek savcılığa yakışmıyor. Çözüm sürecinde hükümet ile birlikte çalıştı. Ama 'Akil İnsanlar Komisyonu' önerisi Öcalan'ın. Peki kim uyguladı bunu? Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan. Suç mudur bu peki" diye konuştu. Demirtaş'ın savunması devam ediyor.
Kaynak: Diyarbakır Söz