İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde savunmasını yapan Metin, Deniz Kuvvetlerinde 8 yıl gemi komutanlığı yaptığını kaydederek, başarılı meslek hayatının 31. yılında imzasız dijital verilerle suçlandığını söyledi.
''Suga Harekat Planı''nın icrasında reaksiyonların gösterilmesine engel olan komutanlar olarak belirtilen amiral rütbesindeki kişilerin geçici ve sürekli olarak tevkif edilmesi iddiasına değinen Metin, dönemin Aksaz Deniz Üs Komutanı olan Tuğamiral Ahmet Aksoy'u Kasım 2002'de mesai saatleri içinde takip etmediğini ya da ettirmediğini söyledi.
Böyle bir yetkisi olmadığını ifade eden Metin, ''Ekim ayındaki yoğun programda tatbikattan ya da Yalova'da kurstan, mesai günlerinde Aksaz'daki bir amirali takip etmem mümkün mü? Kasım ayında ise seyir halinde ve Kıbrıs'tayken bir amiral takip edilebilir mi?'' diye konuştu.
İDDİALARI RED ETTİ
Tuğamiral Aksoy'un ramazan aynının ilk günlerinde Aksaz Üs Radyosundan ''Kur'an'dan bölümler okutması ile ilgili yaşanan bir olayı kayıt altına aldığı'' iddiasını da kabul etmeyen Metin, böyle bir olayın olmadığını o dönemin radyo amirinden öğrendiğini söyledi.
Metin, ''Ben Kur'an-ı Kerim'i 'Müslümanların kutsal kitabı' diye adlandırmam. Bunu ancak Müslüman olmayan birisi yapar'' şeklinde konuştu.
Ege'de bulunan ada ve adacıklarla ilgili ''Suga Harekat Planı'' çerçevesinde yapılacak eylem planlarını organize ve icra etmek üzere oluşturulan çalışma grubunda görevlendirildiği iddiasının yer aldığı belgede çelişkiler bulunduğunu ifade eden Metin, şunları kaydetti:
''Sisam ve Ahikerya, yan yana iki adadır. EGAYDAAK değildir. Arasında çizilen hatta ada da yoktur. Normal bir savaşta Sisam-Ahikerya arası kuvvet nakillerinin tespiti açısından stratejik öneme sahiptir. Ama EGAYDAAK'lara yönelik faaliyetler açısından önemi yoktur.''
Metin, 5 aydır tutuklu olduğunu belirterek, ''Darbeci olmakla suçlandığım için çok üzüldüm. Uzun süre hapiste kalmak beni üzmez, bir asker olarak buna katlanabilirim, ama darbeyle suçlanmayı asla kabul edemem. Askerlik hayatım boyunca ne bir darbe yapılanmasına rastladım ne de böyle bir yapılanmanın içerisinde yer aldım'' dedi.
4 BİN ASTSUBAYIN TAKİBİ
Tutuksuz sanık Yarbay Kürşad Güven Ertaş, ''rapor3.doc'' adlı dijital veriye dayanılarak Gölcük ve çevresinde görevli yaklaşık 4 bin astsubayın ''Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nitelikleri ile Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılıklarının kontrollerini 6 kişi ile 1 ay gibi bir sürede yapmakla'' görevlendirildiği iddiasına değindi.
Gölcük bölgesinde yaklaşık 4 bin astsubay bulunduğu düşünülürse, ev, iş yeri ve gelen misafirlerin takip edilmesi faaliyetinin hayatın olağan akışı içerisinde yerine getirilmesinin fiziken imkansız olduğunu belirten Ertaş, şunları anlattı:
''Hatta 4 binden fazla astsubayın bağlı olduğu yaklaşık 100 kilometrelik bir hatta yayılmış birçok birimin bu şekilde bir ay içinde değerlendirilmesi 5-6 kişi ile mümkün olamaz. Basit bir hesapla, inceleme yapacak kişi başına inceleme yapılacak en az 666 astsubay düşmektedir. Sözde faaliyetin icra edildiği iddia edilen 1 ay içinde, incelemede bulunacak kişilerin her birinin, hafta sonları da dahil 30 gün boyunca her gün normal mesaisine ilave olarak 12 saat fazladan mesai ile bu işi yaptığı düşünülse dahi, 1 astsubayın ev-iş yeri ve misafirlerinin kontrol edilmesi için yolda geçen süreler de dahil olmak üzere maksimum 32 dakikası olduğu matematiksel olarak görülmektedir. Bu sürede böyle bir faaliyetin icra edilemeyeceği aşikardır. Böyle bir faaliyetin icra edilmesi yönünde hiç kimseden direktif almadım, bu yönde herhangi bir eğitimim de yoktur. Üç kez gemi komutanlığı olmak üzere birçok birliklerde çeşitli görevlerde bulundum. Hiçbir görev yerimde, bırakın tanımadığım şahısları, emrimde çalışan subay-astsubayların evine misafirliğe dahi gitmedim.''
SAVUNMA İÇİN PORTEKİZ'DEN GELDİ
NATO görevi nedeniyle Lizbon'dan savunma yapmak üzere Türkiye'ye gelen tutuksuz sanıklardan Kurmay Albay Mehmet Aygün ise ''Suga Harekat Planı''na göre İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığında irtibat subayı olarak görevlendirildiğinin iddia edildiğine dikkati çekti.
Aygün, ''Ben hayatımda İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığına hiç gitmedim ve hala yerini dahi bilmiyorum. Deniz Harp Akademisinde bir öğrenci iken, herhangi bir emir-komuta bağlantım olmayan İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı ile hiçbir ortak çalışmanın içinde olmadım'' diye konuştu.
‘GERÇEK SUÇLULAR BULUNSUN’
Hayatının hiçbir döneminde yasa dışı bir yapılanma içinde bulunmadığını ifade eden Aygün, şahsına yönelik bu iftiraları atan gerçek suçluların bulunmasını talep etti.
Tutuksuz yargılanan emekli Albay Sefer Kurnaz da Bahçeşehir ve Beykent üniversitelerinin bilgisayar mühendisliği bölümlerinde ders verdiğini belirterek, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Plan subayı olarak hiç çalışmadığını anlatan Kurnaz, ''Ben bilimsel makaleler, akademik dokümanlar yazdım. Uluslararası konferanslar, çalıştaylar düzenlenmesine öncülük ettim. Akademik organizasyonları iyi bilirim. Ancak bir harekat planı nasıl yapılır, eki nasıl hazırlanır hiç bilmem'' dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz