Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan, darbecilerin hazırladığı sözde atama listesinde "Diyarbakır sıkıyönetim komutanı" olarak gösterilen dönemin 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz ile listede "Diyarbakır Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı" olarak görevlendirildiği yer alan eski Diyarbakır 16. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Savaş Beyribey hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ihraç edilen Yılmaz ve Beyribey hakkında hazırlanan iddianame, 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, FETÖ/PDY'nin terminolojisi, örgütün yapısı ve işleyişi, hiyerarşisi, kamu personeli ile öğrencilerin örgüte kazandırılma yöntemleri, örgütün mali yapılanması, gelir kaynakları ve kullandıkları kriptolu haberleşme programlarına ilişkin detaylı bilgilere yer verildi.
- "Darbenin seyrine göre tavır takınmış"
İddianamede, 15 Temmuz gecesi hazırladığı "Kışladan çıkmayın." emrini darbe teşebbüsünden 4,5 saat sonra birliklere gönderdiği tespit edilen Yılmaz'ın, sözde "sıkıyönetim" mesajını almasına rağmen emrindeki birliklere yazılı olarak mesaja uymamaları konusunda emir yayımlamadığı, darbenin seyrine göre tavır takındığı, beklemede kalarak darbecilere destek olduğu aktarıldı.
İddianameye göre sanık Yılmaz, ifadesinde şunları dile getirdi:
"Darbe teşebbüsünü kızımdan telefonda öğrendim. Televizyonu açtığımda İstanbul'da olaylar olduğunu gördüm. Olaylar saat 22.00 sıralarında oldu. Atatürk Havalimanı'ndaki olay 22.15'te gerçekleşti. O hain alçaklar yüce Meclise bombayı 02.30'da attılar. Biz, o saat itibarıyla bütün kolordu bölgesinde duruma tamamen hakim olmuş, hiçbir hareket yaptırmamıştık. Ayrıca, benim emrimde olmamasına rağmen özel kuvvetlerin de oraya gitmelerini engelleyecek şekilde görüştükten sonra yanlış harekette bulunmalarını engelledim. Saat 01.05 civarında yazılı emir hazırlanmasını emretmiştim. Bu sırada, 02.20 sıralarında daha önce gelmesini emrettiğim kolordu adli müşaviri geldi.
O saat itibarıyla yazılı emri hazırlayarak bana getirdiler. Yazılı emri okudum. Saat 02.30 itibarıyla yani taarruz helikopterinin alçakça Meclisi bombaladıkları saatten önce yazılı emri her tarafa yayınladım. Bu emrin 02.39'da bütün birlikler tarafından alındığını da belgelerle teyit ettim. Darbe yapan değil, bilakis Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekasını sağlamak için darbeyi önleyen bir kişiyim."
İddianamede, 15 Temmuz'da Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığında görevli Albay A.B'nin de Yılmaz'ın darbecilerle hareket ettiğini düşündüğünü söylediği belirtildi.
Tanık S.A. da iddianamede yer verilen ifadesinde şunları kaydetti:
"Benim düşüncem, Kolordu Komutanı'nın bizim bir şeyleri yani darbecileri tespit edip edemeyeceğimizi test etmek istediğidir. Kişisel fikrim, Kolordu Komutanı da darbecilerin içerisindedir. Şu an için resmi gördüğümde İbrahim Yılmaz'ın kurnaz bir şekilde bizi kullandığı, geceki gelişmeleri tamamıyla değerlendirip geç bir şekilde açıklama yaptığı, bunları göz önünde bulundurduğumda kendisinin darbeci olduğunu düşünüyorum. Bu şüphelerimi de kuvvetlendiren, darbeye karşı görüşlerini çok geç açıklamış olduğudur. Kolordu Komutanı'nın özel kuvvetleri kendisine bir tehdit olarak gördüğünü de sonradan duydum."
İddianamenin "hakkındaki tespitler" kısmında da sanık Yılmaz'ın gözaltına alındığı sıradaki üst aramasında bir dolarlık "B" ve "L" serisi iki banknotun ele geçirildiği bildirildi.
- Askerin adliyeyi ele geçirdiği izlenimi verilmiş
İddianamede, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre'nin talebi doğrultusunda adliyeye geldiğini ileri süren Yılmaz'ın, binadaki güvenlik kamerası kayıtlarından, içinde 20 özel kuvvet personelinin bulunduğu 2 zırhlı araç ve çok sayıda jandarmanın olduğu minibüs ve teçhizatlı korumalarla geldiğinin belirlendiği aktarıldı.
İddianamede, şu ifadeler yer aldı:
"Özel kuvvetler personelinin zırhlı araçtan inerek adliye çevresinde güvenlik aldıkları görülmüş, dışarıdan bakıldığında askerin adliye binasını işgale geldiği şeklinde bir izlenim oluşturmuştur. Darbe girişiminin olduğu ve henüz darbenin tam olarak bastırılmadığı bir saatte tam teçhizatlı askerlerin adliyenin etrafını sarmalarının halkta infiale sebep olabileceği ve askerin adliyeyi ele geçirdiği izlenimini doğuracağı şeklinde bir eylemin şüpheli tarafından düşünülmemiş olmasının makul ve hayatın olağan akışına uygun olmadığı değerlendirilmiştir."
- Darbeci Semih Terzi ile görüşmüş
İddianamede, Yılmaz'ın, darbe girişimi olduğu gece Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nden izinsiz uçak kaldırarak Ankara'ya giden ve Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi ile görüştüğü belirtildi.
Yılmaz'ın Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nde kalan özel kuvvetler birliğinin 7. Kolordu'ya gelmesine izin vermediği bildirilen iddianamede, şu tespitler yer aldı:
"Söz konusu üste darbeyle ilgili olarak gözaltı işlemi yapıldığı saatlerde özel kuvvetlere ait birliğin bölgede olduğu bilgisini vermemiştir. Başsavcılığın bilgisi dışında özel kuvvetleri 8. Ana Jet Üssü'nden tahliye etmiştir. Neden bilgi vermediği konusuna Yılmaz, 'darbe teşebbüsünün yaşandığı gece şehir içinde askeri araçların dolaşmasının halkta tedirginlik yaratacağını, bu nedenle özel kuvvetler personelinin gelmesine izin vermediğini söylemiş' ancak bu söyledikleri kendisinin askeri araçlarla ve çok sayıda özel kuvvet personeliyle adliyeye gelmesindeki savunmasıyla çelişmiştir.
Adliyeye yönelik bir askeri hareketliliğin şehirde daha fazla tedirginliğe yol açacağı aşikar olmasına rağmen bu tür bir savunmanın çelişkili olduğu değerlendirilmiştir."
- Hemşirenin rüyası
Darbeye teşebbüs soruşturması kapsamında tutuklanan, hakkındaki delil durumunun değişmesiyle tahliye edilen A.O.U'nun ifadesinde, yan koğuşta bulunan Beyribey'in, hastaneden dönüşünün ardından cezaevinde bir hemşirenin rüyasını anlattığını ileri sürdü.
Tanık A.O.U, haklarında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan dönemin Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Kurmay Albay Ali Durmuş ve 2. Birleştirilmiş Hava Hareket Merkezi Amiri Kurmay Albay Bülent Gürdoğan'a, Beyribey'in hastanede beklerken yanına bir hemşirenin geldiğini ve rüyasını kendisine anlattığını kaydetti.
Beyribey'in anlattığı rüyaya tanık olan A.O.U'nun ifadesine ilişkin iddianamede şunlar kaydedildi:
"Söz konusu rüyada, 'Peygamber Efendimizin, darbeye teşebbüs girişiminde bulunulması nedeniyle tutuklu olanların vekilinin kendisi olduğunu, bu kişilere yapılan eziyetin Peygamber'e yapılmış sayıldığını, bu kişilerin çok yakında bu eziyetten kurtulacakları' ifadeleri yer alıyor. Beyribey, bu rüyayı Durmuş ve Gürdoğan'a anlattı. Daha sonra Durmuş rüyayı koğuşta, Gürdoğan ise FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarının duyacağı şekilde yüksek sesle avluda anlattı.
Bu şekilde cezaevinde bulunan örgüt mensuplarının çözülmesini engellemek için girişimlerde bulunmuştur."
İddianamede, Beyribey'e ait dijital materyallerde FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'e ait mesaj ve vaaz videolarının tespit edildiği aktarıldı.
- İstenilen ceza
İddianamede, dönemin 7. Kolordu Komutanı olarak görev yapan ve TSK'dan ihraç edilen Korgeneral İbrahim Yılmaz ve Diyarbakır 16. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Savaş Beyribey hakkında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Kaynak: Diyarbakır Söz