12 Eylül 1980 askeri darbesinde yapılan işkencelerin cezaevleriyle sınırlı kalmadığı ortaya çıktı. Darbeciler, bir yandan cezaevindekilere işkence yaparken, bir yandan da ailelere yönelik psikolojik işkence uygulamış. Ailesi psikolojik işkenceye maruz kalanlardan biri de Diyarbakır Cezaevi'nde üç yıl kalan Ömer Ulak.
Darbeciler tarafından annesine "Oğlun işkence görüyor" diye haberler gönderildiğini anlatan Ulak, görüşe gelen annesinin ise "oğlum seni dövüyorlar mı?" diye sürekli soru sorduğunu belirtiyor. Annesi üzülmesin diye bu soruya 'hayır' karşılığını verdiğini aktaran Ulak, o dönem annesinin üzüntüden rahmetli olduğunu ifade ediyor.
ANNEM HABERİYLE OLDU
İşkencelerden dolayı kulağının hala çınladığını ve tedavisinin artık mümkün olmadığını anlatan Ulak, Kenan Evren radyodan konuştuğu zaman da işkenceye ara verildiğini, konuşma bitince kaldığı yerden devam ettiğini söylüyor.
ÖLMEK İSTİYORDUM
Ömer Ulak'ın darbeden önce Şanlıurfa-Hilvan arasında birisi aracına çarpmış, ancak kimin çarptığını fark etmemiş. Birkaç ay sonra aracı çalınan Ulak bu konuda ifade vermiş. 12 Eylül 1980 askeri darbesi olduğunda ise Ulak, 'senin bir dilekçen var' denerek jandarma karakoluna götürülür. Burada tam 20 gün boyunca işkence görür. "Yasadışı PKK örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyetine yeterli delil elde edilemediğinden" beraat kararı verilen Ulak, şimdi Ankara'da o dönem yaşadığı acıları çiğ köfte ile yoğuruyor.
Ulak, darbeden çok önce taksicilik yaptığını dile getiriyor. Ulak, "Karakolda askerler beni araya alıyorlardı, sanki top oynar gibi benimle karete yapıyorlardı. 'Mahkum götürmüşsün, bizden para almışsın, bizden niye para alıyorsun' deyip işkence yapıyorlardı. Ama ben o zaman taksicilik yapmıyordum. İşkence yapmak için her türlü bahaneyi buluyorlardı." diyor.
Kaynak: Diyarbakır Söz